15 research outputs found
Manevi Yönelimli Bilişsel Davranışçı Aile Terapisi
A great many factors influence human life. Among these are individuals’ religious and spiritual
orientations, whose importance cannot be understated as they not only affect how individuals perceive
and interpret themselves, events in their everyday lives, and the greater world but also shape their
thoughts, feelings, and behaviors. Consequently, religious and spiritual orientations constitute an
integral part of clients’ lives and are an important element that needs to be thoroughly investigated.
In addition to having been integrated into individual psychological counseling approaches, religious/
spiritual orientation has become as a highly supportive element in family therapy. Spiritually-oriented
applications are quite helpful when addressing problems dealt with by individuals and families. In
the current study, spiritually-oriented cognitive-behavioral family therapy is addressed in light of the
relevant literature. We first present a general overview of cognitive-behavioral therapy and cognitivebehavioral
family therapy, after which we frame the assessment steps followed in spiritually-oriented
cognitive-behavioral family therapy within a paradigm based on religion and spirituality. After that,
we reveal the religious/spiritual-based cognitive-behavioral applications that may be used during
family therapy. We then discuss several exercises and applications employed during spirituallyoriented
cognitive-behavioral family therapy. Finally, this study seeks to fill in gaps in the relevant
literature on this topic in Turkey and offer a novel perspective to practitioners and researchers.İnsan yaşamında birçok faktör etkili olmakla birlikte dini ve manevi yönelim; bireylerin kendilerini,
çevresindeki olayları ve dünyayı nasıl algıladığını ve anlamlandırdığını etkilemekte ayrıca bireylerin
düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını şekillendirmektedir. Bu doğrultuda dini ve manevi
yönelimin danışanların önemli bir parçasını oluşturduğu, terapi sürecinde de üzerinde durulması
gereken önemli bir bileşen olduğu düşünülmektedir. Dini ve manevi yönelim bireysel psikolojik
danışma yaklaşımlarına entegre edilmekle birlikte, aile terapileri sürecinde de oldukça destekleyici
bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Aile bireylerinde ve aile sisteminde yer alan problemleri
ele alırken manevi yönelimli uygulamalar oldukça işlevsel görünmektedir. Bu doğrultuda bu
çalışmada manevi yönelimli bilişsel davranışçı aile terapisinin ilgili literatür çerçevesinde ele
alınması amaçlanmaktadır. Öncelikle BDT ve bilişsel davranışçı aile terapisine genel bir bakış
sunulmakta, ardından manevi yönelimli bilişsel davranışçı aile terapisi sürecinde değerlendirme
aşamaları, terapinin din ve maneviyatla çerçevelendirilmesi, aile terapisi sürecinde kullanılabilecek
dini-manevi temelli bilişsel davranışçı uygulamalar açıklanmakta ve son olarak manevi temelli
bilişsel davranışçı aile terapisiyle ilgili gerçekleştirilen uygulamalara yer verilmektedir. Bu
çalışmanın özellikle ülkemizde eksik kalan noktaları dolduracağı, alandaki uygulayıcılara ve
araştırmalara farklı bir perspektif sağlayacağı ve katkı sunacağı düşünülmektedir
Kişisel gelişim literatürünün eğitim ve danışma ihtiyacı açısından incelenmesi : kurumsal analitik bir yaklaşım
Ağırlıklı olarak 1990’lı yıllardan itibaren ülkemizde oldukça popüler olan kişisel gelişim literatürünün eğitim ve danışma ihtiyacı açısından incelenmesi bu tezin temel amacını oluşturmaktadır. Bu çerçevede sınanan ana hipotezlerden bazıları ise şöyledir: a- Kişisel gelişim literatürü yetişkin eğitimi ilkelerine göre yapılandırılmıştır. b- Geleneksel toplulukların çocuk yetiştirme, insan ilişkileri gibi sağlamış olduğu danışma ihtiyacı, modernizmin getirdiği bireyselleşme ve atomizasyonla birlikte kişisel gelişim literatürünce karşılanmaktadır.Araştırma, yöntem olarak “kuramsal analitik” çerçevede kurgulanmıştır. Kuram oluştururken hem nitel hem de nicel yöntemler kullanılmıştır. Kuram oluşturma dışında kalan araştırmanın evrenini Türkiye’de yayımlanan tüm kişisel gelişim kitapları oluşturmaktadır. Pratik nedenlerden dolayı çalışma evreni olarak halen satışta olan kişisel gelişim kitapları belirlenmiştir. Bunların bir listesine ulaşmak için çeşitli büyük kitap satıcılarıyla iletişime geçilip (Kitap Yurdu, D & R gibi) elde edilen listeler birleştirilmiştir. Tüm çalışmalarda 2611 kitabın yer aldığı bu listeden yararlanılmıştır. Analiz tekniği olarak ise İçerik Analizi ve Betimsel Analizden yararlanılmıştır. Ayrıca, Kişisel gelişim kitaplarının değerlendirilmesi amacıyla “Kişisel Gelişim Literatürü Çok Yönlü Değerlendirme Formu” geliştirilmiştir.Kısaca bireyin profesyonel yardım almadan davranışını değiştirmek ya da kişisel amaçlarına ulaşmak için çalışması olarak tanımlanabilecek kişisel gelişim kavramını irdeleyerek başlayan çalışma kişisel gelişim literatürünün kavramsal arkaplanı ile devam etmektedir. Daha sonra ise, kişisel gelişim literatürünün gelişimi modernitede birey, postmodernitede bireyin dönüşümü ve buradan giderek psikolojinin dönüşümü bağlamında incelenmiştir. Kişisel gelişim literatürünün doğduğu yer olan ABD ve Türkiye’de başlangıcından günümüze kadar nasıl bir seyir izlediği, dönemlerin zeitgeistları da dikkate alınarak incelenmesiyle devam eden tez, kişisel gelişim literatürünün tema ve türlerini ayrıntılı olarak ortaya koymuştur.Ayrıca, bu dönüşümden köklü biçimde etkilenen eğitim, hayat boyu öğrenme, öz yönetimli öğrenme, dönüşümsel öğrenme gibi kavramlar bağlamında incelenmiş modernite ve postmodernitenin belirsizliğe ittiği bireyin danışma ihtiyacı üzerinde durulmuştur. Kişisel gelişim literatürünün genel, psikolojik ve feminist teoriler açısından eleştirileri kuramsal kısmın son bölümünü oluşturmaktadır. Son olarak araştırmanın nicel ve nitel bulguları hipotezler açısından sunularak yorumlanmıştır. Çalışmanın ana hipotezleri çerçevesinde kişisel gelişim kitaplarının:
- Kendilerini önemli bir eğitim aracı olarak gördükleri,
- Formel eğitimin açığını kapamak için var oldukları,
- İnsanların günlük yaşamda karşılaştıkları sorunların çözümü için öneriler sundukları,
- Kişinin bağımsızlığına ve özerk benliğe vurgu yaptıkları,
- Düşüncenin maddeye hâkimiyeti yani düşüncenin maddî evreni oluşturduğu,
- İnsanın sınırsız bir potansiyele sahip olduğu,
- İnsanın yaşamın anlamını keşfedecek içsel bir potansiyele sahip olduğu,
- İnsanın her şeyi gerçekleştirebilecek potansiyele sahip olduğu,
- İnsanın kendi yaşamını düzenleme kapasitesine sahip olduğu,
- İnsanın yaşamdaki temel amacının başarılı ve mutlu olmak olduğu,
- Yaşamdan haz alan bireyi her şeyin merkezine yerleştirdiği,
- Apolitik ve toplumsal açıdan sorumluluk duymayan öznel bir bireyselliği ön plana çıkardığı saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kişisel Gelişim, Kişisel Gelişim Literatürü, Modernite, Postmodernite, New Age, Öz Yönetimli Öğrenme, Dönüşümsel Öğrenme, Danışma İhtiyacı
ABSTRACT
The main purpose of the dissertation is to examine self-help literature, highly popular since 1990’s in Turkey, with respect to education and counseling. Some of the main hypotheses tested in this context are as follows: a- self-help literature is structured according to the principles of adult education. b- The counseling demand such as child rearing and human communication provided by traditional communities is now met by self-help literature mainly due to modernization’s individualization and atomization. As a method, the research was designed in the “theoretical analytical" framework. Both qualitative and quantitative methods were used in theory construction. Besides theoretical part, the population of the research was all the self-help books published so far in Turkey, but for practical consideration, target population was the books on sale. Getting a list of these books, several major booksellers such as Kitap Yurdu, and D & R were contacted and obtained lists were combined as a single one. In all analysis, this list involving 2611 books were used. In addition, The Multiple Evaluation Form of self-help literature were developed for the assessment of self-help literatureIn the study, in early chapters, self-help concept which, in brief, can be defined as behavior modification without professional help or as striving for attaining his/her goals, and conceptual background of self-help literature were under investigation. Then, the development of self-help literature was reviewed in the context of individual in modernity, transformation of individual in postmodernity and transformation of psychology. In US where self-help literature first appeared and Turkey, how the literature was evolved taking into consideration the facts of each era’s zeitgeist, and themes and forms of the literature were presented in following chapters.Furthermore, the education affected by this transformation in a fundamental way was considered in the context of the concepts such as self-directed learning and transformational learning. The counseling demand of individual of modernity and postmodernity was studied as well. The last chapter of theoretical part was about the criticism –general, psychological, feminist- of the literature.
The dissertation was ended up with discussion of both qualitative and quantitative results with respect to the hypothesis. The main implications about self-help literature as follows:
- See themselves as a unique educational tools,
- Exist for remedying formal education deficits,
Offer suggestion for the solution of daily problems of individuals,
- Stress for independence and autonomous self for individuals,
- Thought dominance on material world.
- People have infinitive potential,
- People have internal potential to explore the meaning of life,
- People have self-regulating capacity for own life,
- The main purposes of life are to be successful and to be happy.
Key Words: Self-help, Self-help literature, Modernity, Postmodernity, New Age, Self-regulated learning, Transformational Learning, Demand for Counseling
Rehber öğretmenlerin okul iklimi algıları ile kaygı düzeyleri arasındaki ilişki üzerine bir araştırma
ÖZETBu çalışmanın amacı, İstanbul İli Anadolu Yakası resmî ilköğretim ve ortaöğretim okullarında görev yapmakta olan rehber öğretmenlerin çalıştıkları kurumların okul iklimi algılamaları ile kaygı düzeyleri arasındaki ilişkinin nasıl olduğunu incelemektir. Bu çerçevede ayrıca çeşitli sosyo-demografik değişkenlerin (cinsiyet, yaş, kıdem, mezuniyet gibi) bu değişkenlerle bağıntısı da ortaya konulmuştur. İstanbul ili Anadolu Yakasında görev yapmakta olan rehber öğretmenler arasından tesadüfi örnekleme yöntemi ile seçilen örneklem grubunun 58’i erkek (% 25,8), 167’si kadın (%74,2) olmak üzere toplam 225 öğretmenden oluşmuştur. Katılımcıların sürekli kaygı düzeylerini değerlendirmek için Öner ve LeCompte (1998) tarafından Türkçe’ye uyarlanan Durumluk-Sürekli Kaygı Ölçeği)’nin Sürekli Kaygı alt boyutu, okul iklimi algıları belirlemek için ise Paknadel (1988) tarafından uyarlanan Örgütsel İklimi Betimleme Anketi kullanılmıştır. Rehber öğretmenlerin okul iklimi algıları medeni duruma, çalışılan kurumun düzeyine cinsiyete (samimiyet hariç), yaşa (işe dönüklük hariç), kıdeme (moral hariç) göre farklılık göstermemektedir. Mezun olunan bölüm değişkeni açısından iki boyut (engellenme ve işe dönüklük), mevcut okulda bulunma suresi açısından iki boyut (engellenme ve moral), çalışılan ilçe açısından üç boyutta (çözülme, engellenme, moral) farklılık bulunmuştur. En fazla farklılaşma ise çalışılan okulun imkanlarının değerlendirmesinde -Öğretmen davranışlarından ikisinde -engellenme, moral- müdür davranışlarının üçünde - yüksekten bakma, işe dönüklük, anlayış gösterme- olmak üzere toplam beş boyutta farklılık bulunmuştur. Rehber öğretmenlerin sürekli kaygı düzeyleri ile cinsiyet, yaş, kıdem, mevcut okuldaki çalışma süreleri, medeni durum, çalışılan kurumun düzeyi, çalışılan ilçe, mezun olunan bölüm ve çalışılan okulun imkanlarını değerlendirme düzeyi arasında farklılık bulunmamıştır.Öğretmenlerin kaygı düzeyleri ile çözülme ve engellenme ve yüksekten bakma olumlu ilişkili bulunurken moral alt boyutu ise olumsuz ilişkiye sahip bulunmuştur.Okul iklimi alt boyutları arasındaki ilişkiler beklenilen yöndedir. Yani okul iklimini olumsuz değerlendiren alt boyutları –ister öğretmen, isterse müdür davranışı olsun- birbirleriyle anlamlı ve olumlu ilişkili, olumlu değerlendiren alt boyutlar anlamlı ve olumlu ilişkili bulunmuştur. Bunun genel bir eğilim olarak hemen hemen tüm alt boyutlar için geçerli olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Çalışma, bulguları ilgili literatür ışığı altında tartışmış ve önerilerle son bulmuştur.ABSTRACTThe aim of the present study was to investigate the relationship between the perception of school climate and anxiety among school counselors. In that context, whether these two main variables were differentiated or not by various socio-demographical variables such as gender, years of experience, graduation will be under examination. Randomly selected 225 school counselors, 58 of them male (25,8 %) and 167 of them female (74,2 %), serving at the Anatolian part of Istanbul participated the survey.While trait anxiety levels of the counselors were measured by the trait part of Spielberger State-Trait Anxiety Inventory, the school climate perceptions were evaluated by Halpin and Croft’s Organizational Climate Description Questionnaire, OCDQ. The former was adopted into Turkish by Öner and LeCompte (1998), the latter is by Paknadel (1988). OCDQ is consisted of eight subscales, namely; disengagement, hindrance, esprit, intimacy (teachers’ behaviors) aloofness, production emphasis, thrust, and consideration (principals’ behaviors). The data were collected by the researcher and independent samples t test, analysis of variance, LSD, and Pearson Product Moment Correlation Coeffient were used to analyze the data. School counselors’ perception of school climate did not differ with respect to marital status, working at primary or secondary school, gender (except intimacy), age (except production emphasis), and years of experience (except esprit). Hindrance and production emphasis were differentiated in terms of the departments the counselor graduated; Hindrance and esprit were differentiated in terms of working year at present school; disengagement, hindrance, and esprit were differentiated in terms of districts the school located. “How the counselors evaluates facilities of their own schools” was most prominent factor differentiated in respect to subscales of school climate, namely, hindrance, esprit, aloofness, production emphasis, consideration. The levels of the counselors’ trait anxiety did not differ any of demographic variables. But, trait anxiety was related positively with disengagement, hindrance, and aloofness related negatively with esprit. School climate factors both related with teachers’ behaviors or principals’ behaviors were found related each others as suggested. The study concluded with the discussion of data under the light of current literature and the suggestions
Character growth and well-being In adolescents
Amaç: Son yıllarda okullarda değerler eğitimi projeleriyle birlikte değerlerin ve karakter güçlerinin gelişimiyle ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Karakter güçleri insanın duygu, düşünce ve davranışlarında kendini gösteren olumlu özellikler şeklinde ifade edilebilir. Alanyazında karakter güçleriyle ilgili çeşitli sınıflandırmalar bulunmaktadır. Bunların en önemlilerinden biri 6 erdem ve 24 karakter boyutundan oluşan Karakter Güçleri sınıflamasıdır. Karakter gelişimiyle ilgili bir diğer sınıflama ise ergenlikteki karakter gelişimi üzerine odaklanmaktadır. Bu sınıflandırma kararlılık, alçakgönüllülük, iyimserlik, nezaket, yakınlık, sakinlik, cesaret, bilgelik, maneviyat, affedicilik ve dürüstlük olmak üzere 11 boyuttan oluşmaktadır. Yapılan araştırmalar karakter gelişiminin insanın iyi oluşuna katkı sağladığını destekler yönde bulgular ortaya koymaktadır. Bu araştırmalarda özellikle Martin Seligman’ın insanın iyi oluşunu farklı bileşenleriyle ele alan PERMA modeli dikkat çekmektedir. Bu model iyi oluşun olumlu duygular, bağlanma, olumlu ilişkiler, anlam ve başarı olmak üzere beş yapıdan meydana geldiğini öne sürmektedir. Alanyazında PERMA modelinin, ergenlerdeki iyi oluşu test etmek üzere EPOCH adı verilen yeni bir versiyonu bulunmaktadır. Bu araştırmanın amacı karakter gelişimi ve iyi oluş arasındaki ilişkileri incelemektedir. Yöntem: Karakter gelişimi ve iyi oluş arasındaki ilişkiler ilişkisel tarama modeli ile incelenmiştir. Hangi karakter güçlerinin iyi oluşu anlamlı bir şekilde yordadığına ilişkin bulgular yapısal eşitlik modellemesiyle test edilmiştir. Araştırmanın örneklemi 216 lise öğrencisinden oluşmuştur. Araştırmaya katılan öğrencilerin yaşları 14 ile 18 arasında değişmektedir. Araştırmada veri toplama aracı olarak Karakter Gelişim İndeksi ve EPOCH Ölçeği kullanılmıştır. Bulgular: Korelasyon analizleri karakter gelişimi ve iyi oluş arasındaki ilişkilerin r = .30 ile r = .60 (p < .001) arasında değiştiğini göstermektedir. Kararlılık, ilişkililik ve iyimserlik boyutları iki boyutta da yer almaktadır. Bu nedenle bu boyutlar karakter gelişimi modelinden çıkartılmıştır. Geriye kalan 8 karakter özelliğinin iyi oluşu nasıl yordadığına ilişkin bir yapısal eşitlik modeli kurulmuştur. Kurulan modelde bilgelik, maneviyat, sakinlik, iyilikseverlik ve affedicilik karakter güçlerinin iyi oluşu anlamlı bir şekilde yordadığı bulunmuştur. Modelin uyum iyiliği indeksleri kabul edilebilir düzeyde bulunmuştur. Daha sonra 5.000 yeniden örnekleme ile bootstrapping analizi kullanılarak katsayıların güven aralıkları hesaplanmıştır. Analiz sonuçları bootsrap katsayıların % 95 güven aralıklarının alt ve üst sınırlarının sıfırı kapsamadığını göstermiştir. Sonuç: Karakter güçlerinin iyi oluşu yordadığı modelin uyum iyiliği indekslerinin kabul edilebilir düzeyde olduğu bulunmuştur. Bootstrapping analizi sonuçları bilgelik, maneviyat, sakinlik, iyilikseverlik ve affedicilik karakter güçlerinin iyi oluş üzerindeki etkilerinin anlamlı olduğunu göstermiştir. Araştırma bulgularına göre bilgelik, maneviyat, sakinlik, iyilikseverlik ve affedicilik arttıkça iyi oluş da artmaktadır. Okullarda yürütülen değerler eğitimi projeleri hem yaşayan değerlerin öğrencilere öğretilmesi hem de öğrencilerin iyi oluşunu arttırılması açısından faydalıdır. Ancak Türkiye’de halihazırdaki değerler eğitimi programları çoğu zaman plansız bir şekilde yapılmaktadır ve etkililik değerlendirmeleri yapılmamaktadır. Bu durum uygulamacılar ve uzmanlar tarafından yeniden gözden geçirilmelidir. Ayrıca değerler eğitimi programlarının etkililiğini arttırmak için Hasan Bacanlı tarafından geliştirilen Değer Bilinçlendirme Yaklaşımı’ndan da faydalanılabilir. Şimdiki araştırmanın bulgularına dayalı olarak bilgeliğe, maneviyata, sakinliğe, iyilikseverliğe ve affediciliğe odaklanan değerler eğitimi programlarının iyi oluş çalışmalarıyla desteklenmesi halinde öğrenciler üzerinde daha etkili olacağı söylenebilir.Problem: In recent years, studies have been carried out on the development of values and character features in schools, together with values education projects. Character features can be defined as positive qualities that manifest themselves in human thoughts, emotions, and behaviors. In the existing psychology literature, there are various classifications related to character features. One of the most important of them is the Classification of Character Strengths, which includes 6 virtues and 24 character dimensions. Another classification focused on the character development in adolescence. This classification consists of 11 dimensions, namely: kindness, spirituality, perseverance, forgiveness, optimism, wisdom, courage, peace, love, honesty, humility. The recent studies revealed that character development contributes to human well-being. In these studies, especially Martin Seligman’s PERMA model addressing the different components of human well-being is remarkable. This model suggests that flourishing arises from five well-being constructs namely, positive emotions, engagement, relationships, meaning, and accomplishment. Adolescents version of the PERMA model is called EPOCH. This study aimed to examine the relationship between character growth and well-being. Method: Relational screening model was used to determine the relationships between character growth and well-being. Findings of which character strengths significantly predict well-being were tested by structural equation modelling. The participants consisted of 216 high school students. Their ages ranged from 14 to 18. Data were collected via Character Growth Index and EPOCH measure. Findings: Correlation analyses revealed that the relationships between character growth and well-being ranged from r = .30 to r = .60 (p <.001). Perseverance, closeness, and optimism dimensions were included in both models. For this reason, these sub-dimensions were removed from the model. Then, a structural equation model was established to examine how the remaining 8 character features predict well-being. The structural equation model was well fit and it showed that well-being was positively predicted by wisdom, spirituality, peace, kindness, and forgiveness. Bootstrapping method was conducted with 5,000 bias-corrected bootstraps. Results showed that zero is not included in the 95% confidence intervals. Results: The goodness of fit index of the model tested in SEM was found to be acceptable. The results of the bootstrapping analysis showed that wisdom, spirituality, peace, kindness, and forgiveness character strengths have a significant effect on well-being. According to our findings, if wisdom, spirituality, peace, kindness and forgiveness increase, well-being also increases. The values education projects conducting in schools are beneficial for not only teaching students living values but also increasing the well-being of students. But the current values education programs in Turkey generally conduct disorderly and also the effectiveness of these programs are not assessed. This situation should be reviewed by the practitioners and specialists. In addition, Values Consciousness Approach of Hasan Bacanlı can be used to increase the effectiveness of these values education projects. Based on the findings of the current study, it can be said that if values educations projects focused on wisdom, spirituality, peace, kindness, and forgiveness are supported by well-being studies they can be more effective on the students
Two Different Faces of Grandiose Narcissism: Relationship among Narcissistic Admiration and Rivalry, and Happiness
Bu çalışmanın amacı narsistik hayranlık ve rekabetin mutlulukla ilişkisini incelemektedir. Narsisizmi anlamaya yönelik bugüne kadar çeşitlik modeller geliştirilmiştir. Bu modellerden biri olan narsistik hayranlık ve rekabet modeli büyüklenmeci narsisizmin iki farklı yönünü ortaya koymaktadır. Araştırmada öncelikle Narsistik Hayranlık ve Rekabet Ölçeği'nin uzun ve kısa formları Türkçeye uyarlanarak psikometrik özellikleri incelenmiştir. İkinci çalışmada ise narsistik hayranlık ve rekabet ile mutluluk arasındaki ilişkiler yapısal eşitlik modeliyle incelenmiştir. Doğrulayıcı faktör analizi sonucunda Narsistik Hayranlık ve Rekabet Ölçeği'nin kısa ve uzun formları uyum iyiliği indekslerinin kabul edilebilir düzeyde olduğu görülmüştür. Ölçeğin alt boyutlarının iç tutarlık katsayıları 60'ın üzerinde bulunmuştur. Narsistik hayranlık ve rekabet ile Narsistik Kişilik Envanteri arasındaki korelasyon katsayılarının pozitif yönde anlamlı olduğu görülmüştür. İkinci çalışmada Narsistik hayranlığım mutluluğu pozitif yönde yordadığı, narsistik rekabetin ise mutluluğu negatif yönde yordadığı bulunmuştur. Narsisizmin ve mutluluk arasındaki iki yönlü ilişki literatür eşliğinde tartışılmıştırThe purpose of this study is to examine the relationship of narcissistic admiration and rivalry to happiness. Until now, various models have been developed for the meaning of narcissism. One of these models, narcissistic admiration and rivalry model reveals two different directions of grandiose narcissism. In the study, psychometric properties of long and short forms of narcissistic admiration and rivalry scale were firstly adapted to Turkish. In the second study, narcissistic admiration and relationships between competition and happiness were examined by structural equality model. As a result of confirmatory factor analysis, the short and long forms of the Narcissistic Admiration and rivalry Scale were found to be acceptable for the goodness of fit indexes. Internal consistency coefficients of subscales of the scale were found above .60. The correlation coefficients between narcissistic admiration and rivalry and the Inventory of the Narcissistic Personality were found to be significant in the positive direction. In the second study, my narcissistic admiration found happiness in the positive direction, and narcissistic rivalry found happiness in the negative direction. The two-way relationship between narcissism and happiness has been discussed in the light of literatur
The Psychometric Properties of Character Growth Index in TurkishAdolescents
Bu çalışmanın amacı Karakter Gelişim İndeksi'ni (KGİ) Türkçe'ye uyarlamak ve ölçeğinpsikometrik özelliklerini incelemektir. Çalışma grubu 604 ortaöğretim öğrencisindenoluşmaktadır. Doğrulayıcı faktör analizinde 11 boyutlu modelin kabul edilebilir uyum verdiğigörülmüştür. Ölçekteki maddelerin faktör yükleri .30 ile .80 arasında değişmektedir. Ölçeğiniç tutarlılık güvenirlik katsayısı .92 olarak hesaplanmıştır. Ölçeğin alt boyutlarının iç tutarlılıkgüvenirlik katsayıları .60 ile .83 arasında değişmektedir. Ölçeğin madde toplam puankorelasyon katsayılarının .22 ile .68 arasında değiştiği görülmüştür. Ölçüt bağıntılı geçerlikaçısından, İnsani Değerler Ölçeği alt ölçek puanları ile KGİ alt ölçek puanları arasındakikorelasyon katsayıları .30 ila .65 arasında değişmektedir. Araştırmanın sonuçları KarakterGelişim İndeksi'nin Türkçe formunun geçerlik ve güvenilirlik özelliklerinin kabul edilebilirdüzeyde olduğunu ve bilimsel araştırmalarda kullanılabileceğini ortaya koymuşturThe aim of this study was to examine the psychometric properties of Turkish version ofCharacter Growth Index. The sample of this study consisted of 604 high school students. Theresults of confirmatory factor analysis demonstrated that 11 factor model fitted the data well.Factor loadings ranged between .30 and .80. The internal consistency reliability coefficient ofthe scale was calculated as .92. The internal consistency reliability coefficient of thesubscales ranged between .60 and .83. The corrected item-total correlations ranged between.22 and .68. In terms of the criterion validity, the correlation coefficients calculated betweenthe Humanitarian Values Scale subscale scores and the CGI subscale scores ranged from .30to .65. These results revealed that Character Growth Index is a valid and reliable scale andcan be used in scientific studie
The Psychometric Properties of Character Growth Index in Turkish Adolescents
Bu çalışmanın amacı Karakter Gelişim İndeksi’ni (KGİ) Türkçe’ye uyarlamak ve ölçeğin psikometrik özelliklerini incelemektir. Çalışma grubu 604 ortaöğretim öğrencisinden oluşmaktadır. Doğrulayıcı faktör analizinde 11 boyutlu modelin kabul edilebilir uyum verdiği görülmüştür. Ölçekteki maddelerin faktör yükleri .30 ile .80 arasında değişmektedir. Ölçeğin iç tutarlılık güvenirlik katsayısı .92 olarak hesaplanmıştır. Ölçeğin alt boyutlarının iç tutarlılık güvenirlik katsayıları .60 ile .83 arasında değişmektedir. Ölçeğin madde toplam puan korelasyon katsayılarının .22 ile .68 arasında değiştiği görülmüştür. Ölçüt bağıntılı geçerlik açısından, İnsani Değerler Ölçeği alt ölçek puanları ile KGİ alt ölçek puanları arasındaki korelasyon katsayıları .30 ila .65 arasında değişmektedir. Araştırmanın sonuçları Karakter Gelişim İndeksi’nin Türkçe formunun geçerlik ve güvenilirlik özelliklerinin kabul edilebilir düzeyde olduğunu ve bilimsel araştırmalarda kullanılabileceğini ortaya koymuştur.The aim of this study was to examinethe psychometric propertiesof Turkish version ofCharacter Growth Index. The sample of this study consisted of604high schoolstudents. Theresults of confirmatory factor analysis demonstrated that11 factormodelfitted the data well.Factor loadings ranged between .30and .80. The internal consistency reliabilitycoefficient ofthe scale was calculated as .92. The internal consistency reliability coefficient ofthesubscalesranged between .60 and .83. The corrected item-total correlations ranged between.22and .68.In terms of the criterion validity, the correlation coefficients calculated betweenthe Humanitarian Values Scale subscale scores and the CGI subscale scores ranged from .30to .65.These results revealed thatCharacter Growth Indexis a valid and reliable scale andcan be used in scientific studies