Necessary but not sufficient: the role of the EU in resolving Turkey's Kurdish question and the Greek--Turkish conflicts.

The article presents a comparative analysis of the role of the European Union (EU) in resolving Turkey's Kurdish question and the Greek-Turkish conflicts. The results yield important insights, both in terms of evaluating the role of the EU in conflict resolution and of assessing the relative strengths and weaknesses of the Conflict Resolution and European Studies literatures

The analysis of the relationship among perceived electronic service quality, total service quality and total satisfaction in Banking sector

In order to competitive and survive, businesses have to understand customers’ wants and desires. Today, banks are the cornerstone of finance sector and electronic banking services are becoming increasingly important in all areas. In accordance with this importance, banks should give much attention to enhance efficiency of these services. Service quality can be measured with the help of the servperf, servqual and e-s-qual scales. The aim of the current study is to investigate the structural relationships among electronic service quality, total service quality and total satisfaction by testing a structural model. The current study utilized a survey design. The data was collected from 223 participants in Turkey using a structured questionnaire which was derived from literature. Since there was no list available, convenient sampling method was used. The data at hand was analysed using the structural equation modelling (SEM), specifically Lisrel version 8.7. When the results are investigated, it can be said that the model is statistically significant. The goodness of fit indices of the revised model indicate adequate fit. All of the hypotheses except H1 and H3 were verified. A high level positive correlation was identified between the perception of total service quality and the perception of total satisfaction. The variables responsiveness, ease of use, product portfolio and security, which are the dimensions of e-service quality, affect total service quality perception and total satisfaction perception in parallel with the literature. Responsiveness and security are the dimensions which have the highest effect on e-service quality perception. Also total service quality perception affects highly total satisfaction perception

Bilim Tarihi Uygulamalarının Epistemolojik İnançlar Üzerine Etkisi

Bu çalışmanın amacı, fen bilimleri dersinde kullanılan bilim tarihi uygulamalarının ortaokul öğrencilerinin epistemolojik inançlarına olan etkisini araştırmaktır. Bu amaç doğrultusunda çalışma deneysel bir çalışma olup, ön test son test kontrol gruplu yarı deneysel model kullanılmıştır. Araştırma İstanbul ili Sarıyer ilçesinde bulunan devlet okulunda öğrenim gören 46 beşinci, 36 altıncı, 60 yedinci ve 55 sekizinci sınıf öğrencilerinden olmak üzere toplam 197 ortaokul öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Deney ve kontrol grupları rastgele atanmış olup deney grubunda yer alan öğrencilere bilim tarihi uygulamaları ile zenginleştirilmiş fen öğretimi, kontrol grubunda yer alan öğrencilere ise mevcut programda yer alan öğretim yöntemleri kullanılarak öğretim yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak uygulama öncesi ve sonrasında, Epistemolojik İnanış Ölçeği uygulanmıştır. Elde edilen nicel veriler istatistiksel olarak analiz edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre fen bilimleri dersinde, bilim tarihi uygulamaları kullanılarak eğitim gören ortaokul öğrencilerinin epistemolojik inançlarındaki değişimler tespit edilmiştir. Araştırma kapsamında mevcut programda yer alan fen öğretim yöntemlerinin uygulandığı kontrol ve bilim tarihi uygulamalarıyla desteklenmiş fen öğretimiyle ders işleyen deney grubuna uygulanan epistemolojik inançlar ölçeğinin toplam puan ve alt boyutları olan bilginin kaynağı, bilginin gelişimi ve bilginin gerekçelendirilmesi alt boyut puanlarının ön test son test puanları arasındaki ilişki incelenmiştir. Analiz sonuçları incelendiğinde kontrol grubunun epistemolojik inançlar ölçeği toplam puanlarına ait ön test puanlarının son test puanlarına göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Deney grubunun epistemolojik inanç ölçeğine ait ön test puanlarının son test puanlarına göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Epistemolojik inançlar ölçeği son test puanlarının deney ve kontrol grubuna göre farklılaşıp farklılaşmadığının belirlenmesi için yapılan mann whitney u testi sonucunun etki büyüklüğü 0,071 olarak bulunmuştur. Bu durumda, epistemolojik inançlar ölçeği puanlarının deney ve kontrol grubuna göre deney grubu lehine anlamlı farklılık gösterdiği söylenebilmektedir. Deney grubu kız öğrencilerinin epistemolojik inançlar ölçeği toplam puanlarında ve bilginin gerekçelendirilmesi alt boyutlarında son test puanlarının ön test puanlarına göre daha yüksek olduğu bulunmuştur. bu sonuçlardan yola çıkarak öğrencilerin epistemolojik inançlarına olumlu katkıda bulunması amacıyla okul ders kitaplarında bilim tarihine daha çok yer verilmeli ve bilim tarihi uygulamaları ile ilgili etkinlikler ders kitaplarına eklenmelidir

Cervical Priming Before Diagnostic Operative Hysteroscopy in Infertile Women: A Randomized, Double-Blind, Controlled Comparison of 2 Vaginal Misoprostol Doses

The aim of this study was to evaluate the efficacy of vaginal misoprostol for cervical priming at doses of 200 mcg and 400 mcg, 12 to 15 hours before diagnostic office hysteroscopy (OH) without anesthesia in patients with infertility. Sixty infertile patients requiring a diagnostic office hysteroscopy for investigation of infertility were included in the study. The patients were randomly allocated into 3 vaginally administered misoprostol groups: (1) control group, (2) 200-mcg dose group, and (3) 400-mcg dose group. Misoprostol significantly facilitated the procedure of OH: cervical entry was easier; procedural time was shorter; baseline cervical width was larger; and pain scoring was lower in the misoprostol groups compared with the control group. Increasing the dose of misoprostol from 200 mcg to 400 mcg did not improve the effect on cervical dilation. Misoprostol is a promising analog to use for cervical priming before OH. Since doses of 200 mcg and 400 mcg vaginal misoprostol 12 hours before the OH both have proven to be effective regimens, 200 mcg may be preferred. However, before routine clinical usage, further research is needed through large, randomized, controlled trials powered to detect a difference in complications to determine whether misoprostol reduces complications in OH.Scientific Research Projects Coordination Unit of Istanbul UniversityIstanbul University [26324]An earlier version of this research was presented at the 42nd Annual Meeting of American Society of Reproductive Medicine in San Diego, 2012. This was made possible by funding from the Scientific Research Projects Coordination Unit of Istanbul University (grant 26324)

Do Crises Create Opportunities? Academic Libraries in the Covid-19 Process, a Renewed Vision: "MEF University Library"

Akademik kütüphaneler pandemi döneminde imkanları çerçevesinde hizmetlerini vermeye çalıştılar ve vermeye de devam etmektedirler. Dünya genelinde kapanmaya en hazır kütüphane türünün akademik kütüphaneler olduğu görüldü. Atlatılan şokun ardından zaten var olan hazır altyapı sistemleri sayesinde (VPN, uzaktan erişim, uzaktan eğitim gibi) kesintisiz bir şekilde hizmetlerini vermeye, bilimi, öğrenmeyi, araştırmayı ve araştırmacıyı desteklemeye devam ettiler. Kütüphane kullanıcıları ile iletişimlerini sosyal medya kanalları sayesinde kuvvetlendirir iken, talep edilen basılı kaynaklarının kataloglama işlemlerini evden yürüterek basılı kaynaklarının sayısını arttırmaya çalıştılar. Bu çalışmada MEF Üniversitesi Kütüphanesi’nde pandemi döneminde e-kaynaklar, sosyal medya ve kataloglama alanlarında yapılmış çalışmalar anlatılmaya çalışılmıştır.Academic libraries started to be used during the pandemic period and continue to be used. It is seen that the most kitchen library libraries that are closed in the world cuisine are the libraries. Thanks to the already existing infrastructure systems (such as VPN, remote access, distance education) of the shock, they were not able to support attendance, learning, research and researchers in the scope of education in the world. The information obtained using the information about the library can be used. In this study, it is a candidate for e-resources-based studies and studies in the MEF Library during the pandemic period.Aralı

Genetic characterization of edible fig (Ficus carica L.) genotypes grown in Siirt region based on trnL-F region

In this study, molecular characterization of fig genotypes grown in Siirt province was provided based on the trnL-F region. Phylogenetic trees created using NJ and UPGMA methods formed a total of 10 groups for both regions. The genotypes 10, 16, 5 and 4 from the same location were successfully separated from others, while genotype 13 of the same location were grouped in a different cluster. When the phylogenetic trees are examined, the groups differ from each other. In conclusion, genotypes with diversity should be studied in depth with further evaluations

Amelogenezis imperfekta hastasının oral rehabilitasyonu: Olgu sunumu

Amelogenezis imperfekta (Aİ) süt ve daimi dentisyonu etkileyen herediter bir mine gelişim anomalisidir. Dişlerde mine hipoplazisi, hipomaturasyonu veya hipokalsifikasyonu ile karakterize olan bu anomalinin tedavisinde estetik ve fonksiyonun kazandırılması ile birlikte psikolojik olarak da olumlu sonuçlarla hasta memnuniyetinin sağlanması amaçlanmaktadır. Bu olgu raporunda; kliniğimize başvuran hipomature tip Aİ’li genç erkek hastanın oral rehabilitasyonu sunulmaktadır

Normal over rezervi olan ve long protokol uygulanan İVF hastalarında rekombinant fsh ve yüksek derecede saflaştırılmış hmg kullanımının gebelik sonuçlarına etkisinin karşılaştırılması]

Objective: Gonadotropins used in controlled ovarian stimulation have been increasing in number. Beside the recombinant preparations such as rec-FSH, rec-LH and h-hMG human-derived preparations have entered the market. We decided to compare the effects of rec-FSH and HP-hMG with GnRHa on embryo quality and pregnancy outcome in women undergoing an IVF cycle. Material and Methods: In this study, data of 87 patients who had applied to our center from 2007 to 2008 and who had met all inclusion criteria, were analyzed. The patients underwent controlled ovarian hyperstimulation with HP-hMG, rec-FSH following down-regulation with a GnRHa in a long protocol, selected according to determined criteria and acquired embryo via IVF transfer. Results: Of the 87 patients, 44 were stimulated with rec-FSH and 43 with HP-hMG. Distribution of infertility causes was similar between the groups. Duration of gonadotropin administration (p=0.677, Student's t-test) and the total dose of gonadotropin received (p=0.392, Student's t-test) were similar between the two groups. The fertilization rate of the rec- FSH group was significantly higher than the HP-hMG group (p=0.001, Mann-Whitney U test). No significant differences were observed between the study groups in biochemical, clinical and ongoing pregnancy parameters. Conclusion: The higher oocyte yield with rec- FSH does not result in higher quality embryos. LH activity in combination with FSH activity positively affected the oocyte and embryo maturation. Therefore, when we consider the clinical and ongoing pregnancy rates there is no inferiority of HP-hMG in controlled ovarian stimulation

Examination of Pollen Grain Viability and Germination Capability By in Vitro Tests in Some Grape Cultivars (Vitis Vinifera L.)

DergiPark: 246276trakyafbdBu araştırma, 2003 yılı tam çiçeklenme döneminde; 23 adet üzüm çeşidinin (Gamay, Chardonnay, Pinot Noir, Boğazkere, Öküzgözü, Clairette, Cinsaut, Emir, Papaz Karası, Alicante Bouschet, Riesling, Kalecik Karası, Semillon, Trakya İlkeren, Yalova İncisi, Muscat Ottonel, Hafızali, İtalya, Hamburg Misketi, Tekirdağ Çekirdeksizi, 2B-56, Kozak Beyazı ve Cabernet Sauvignon), polen canlılık oranı ve in vitro polen çimlenme gü-cünü belirlemek amacıyla yapılmıştır. En yüksek polen canlılık oranı Trakya İlkeren ve İtalya çeşitlerinde (%100); en düşük ise Chardonnay çeşidinden (%54.8) elde edilmiştir. Polen çimlenme oranlarına bakıldığında Chardonnay (%19.675), Pinot Noir (%23.450) ve Gamay (%30.025) çeşitleri en düşük; Boğazkere (%81.400) ve Clairette (%80.925) çeşitleri ise en yüksek çimlenme oranlarını vermişlerdir. Araştırmada incelenen diğer çeşitler bu değerler arasında çimlenme oranlarına sahip olmuşlardır.This research was carried out to determine pollen grain viability and pollen germination capability of 23 grape cvs. (Gamay, Chardonnay, Pinot Noir, Bogazkere, Okuzgozu, Clairette, Cinsaut, Emir, Papaz Karasi, Alicante Bouschet, Riesling, Kalecik Karasi, Semillon, Trakya Ilkeren, Yalova Incisi, Muscat Ottonel, Hafizali, Italya, Hamburg Misketi, Tekirdag Cekirdeksizi, 2B-56, Kozak Beyazi and Cabernet Sauvignon) in vegetation period of 2003 year. While cv. Trakya Ilkeren and cv. Italya have the highest viable pollen (100%); cv. Chardonnay has the lowest pollen viability ratio (54.8%) in examined cultivars. When it was examined the ratio of pollen germination capability, cv. Chardonnay (19.675%), cv. Pinot Noir (23.450%) and cv. Gamay (30.025%) gave the lowest ratio; cv. Bogazkere (81.400%) and cv. Clairette (80.925%) have the highest ratio. The other cultivars which were examined had grain germination values which were between this range