2,922 research outputs found

    Minimal bounds and members of effectively closed sets

    Full text link
    We show that there exists a non-empty Π10\Pi^0_1 class, with no recursive element, in which no member is a minimal cover for any Turing degree.Comment: 15 pages, 4 figures, 1 acknowledgemen

    Basit Mesnetli Simetrik Çapraz- Ve Açili- Tabakali Kompozit Kirişlerin Etkileşimli Serbest Titreşimleri

    Get PDF
    Konferans Bildirisi -- Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2008Conference Paper -- Theoretical and Applied Mechanical Turkish National Committee, 2008Basit mesnetli tabakalı kompozit kirişlerin düzlem-dışı eğilme ve burulma etkileşimli serbest titreşimleri ANSYS 10.0 yazılımı kullanılarak sonlu eleman yöntemiyle incelenmiştir. Dönme ataleti ve kayma deformasyonu etkileri analizde dikkate alınmıştır. Simetrik dizilişe sahip hem çapraz- hem de açılı-tabakalı kirişlere ait sayısal uygulamalar yapılmış, doğal frekanslar ve mod yapıları analiz edilmiştir. Tabaka açısı, malzeme elastisite modülü, boy/kalınlık ve genişlik/kalınlık oranları ile tabaka sayısının doğal frekansa etkileri parametrik olarak araştırılmıştır. Sonlu eleman modelinin geçerliliği, literatürde mevcut değerler ile karşılaştırma yapılarak gösterilmiştir.Coupled out-of-plane and torsional free vibrations of simply-supported laminated composite beams is studied by finite elements method using ANSYS 10.0 software. The rotary inertia and shear deformation effects have been included in the analysis. Numerical applications are carried out for symmetric cross- and angle-ply beams; natural frequencies and mode shapes are analyzed. Parametric studies are performed to study the effects of layer angle, material orthotropicity, length/thickness and width/thickness ratios and layer number on natural frequencies. The validity of the finite element model is shown by comparing the results with those available in the literature

    New political parties and the reconfiguration of Turkey's political landscape

    Full text link
    The recent emergence of two splinter parties from the Justice and Development Party (AKP) points to a deepening crisis within the party and growing discontent toward party leader and president, Recep Tayyip Erdoğan. Although the leaders of the two new parties, Ali Babacan and Ahmet Davutoğlu, are both former high-ranking AKP politicians, they differ significantly in their style of politics and ideological leanings. Babacan is trying to position himself at the center of Turkey's ideological spectrum and emphasize issues of good governance and the rule of law. Davutoğlu is aiming for the more conservative voters, focusing on the moral shortcomings of the current regime. Davutoğlu's strategy has better chances in the short term, whereas Babacan is poised for a long game. The importance of both parties relies on their potential to attract votes from the AKP base. In a country that is deeply divided into two almost equal-sized camps that support Erdoğan and oppose him, even a small fraction of votes shifting from the AKP to the opposition can be a game changer. (Autorenreferat

    Mazbut Vakıfların Tüzel Kişiliği ve Vakıf Üniversitelerine Kurucu Üye Olma Ehliyetleri

    Get PDF
    [No Abstract Available

    Turkey's military operations in Syria and Iraq

    Full text link
    In the early hours of 18 April, Turkish Armed Forces (TAF) launched a military opera­tion inside Northern Iraq dubbed Claw-Lock. Simultaneously, Turkey intensified its military activities in Syria. Furthermore, on 23 May, President Tayyip Erdoğan an­nounced that Turkey will soon start a new military operation in Syria. These moves reflect Turkey's new military strategy, based on area control, against the Kurdistan Workers' Party (PKK). So far, this new approach has yielded military success. How­ever, it is precisely military success that is reinforcing the tendency to deal with the Kurdish problem only in terms of security and military solutions and to rule out any long-term political solution to the problem. Europe should continue to support efforts towards seeking a solution that also addresses the political dimensions of the problem. (author's abstract

    A dark literary tourist at the end of life: Tezer Özlü

    Get PDF
    The blending of dark tourism and literary tourism has created a sub-niche as dark literary tourism. It offers dissimilar experiences as it incorporates distinctive motivations from literary tourism and dark tourism. This study aims to provide a better understanding of dark literary tourism motivations and experiences by offering a perspective on the concept of dark literary tourism. For that purpose, the work Journey to the End of Life by Turkish author Tezer Özlü, in which she traced three authors, Franz Kafka, Italo Svevo, and Cesare Pavese, was selected. The work was subjected to qualitative textual analysis. As a result of the analysis, the data obtained on the concept of dark literary tourism were interpreted under three headings. The findings of the study show that dark literary tourists have both dark tourist and literary pilgrim motivations, travelling for motivations such as paying homage to authors and the past, understanding their feelings by establishing closeness and connection with the authors, empathizing with their suffering, acquiring the smallest details about their lives, and experiencing their daily lives. The most crucial finding of the study is that the dark literary tourism experience allows tourists an inner journey and provides awareness about their lives

    Rüstem Paşa Camii Çinilerinde Lale ve Karanfil Motifleri

    Get PDF
    Rüstem Paşa Camii 16. yüzyılda Rüstem Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan ilk sekizgen planlı camidir. Dışarıdan bakıldığında sade ve gösterişsiz duran caminin asıl zenginliği son cemaat yerinden başlayarak iç mekânda artan çini süslemeleridir. Devrin en güzel çini örneklerine sahiptir. Saray nakkaşhanesinde tasarlanan desenlerin tamamı İznik ve Kütahya’da yaptırılmıştır. Renk tercihi olarak kobalt mavi, turkuaz, yeşil, domates kırmızısı ve patlıcan moru tercih edilerek sır altı tekniğinde fırınlanmıştır. “Rüstem Paşa Camii Çinilerinde Lale ve Karanfil Motifleri” tez konusu olarak ele alınmıştır.Rüstem Paşa Camii’nde daha önce yapılan çeşitli araştırmalar azda olsa mevcuttur.Biz bu çalışmada, daha önce yapılan araştırmaları da göz önünde bulundurup, genişleterek lale ve karanfil motiflerini daha detaylı biçimde incelemek istedik. Dolayısıyla bu motiflerin tek tek incelemesi yapılmıştır. 27 ayrı kompozisyonda 66farklı lale motifi, 11farklı kompozisyonda ise42’si profil, 3’ümerkezsel olmak üzere 45 adet farklı karanfil motifine rastlanmıştır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Türk Çini sanatı, ikinci bölümde Mimar Sinan ve sanatı, üçüncü bölümde ise Rüstem Paşa, Rüstem Paşa Camii ve camideki lale ve karanfil motifleri ile laleve karanfillerdekiKara Memi üslubuna değinilmiştir.Rüstem PashaMosque is thefirstmosquethatwasbuilt on an octagonal plan by Sinan the Architect in the 16th century. Themosque is simpleandunpretentiousfrom an externalperspective, but majorvisualrichness of thebuilding is tileworksthatarestartingfromnarthexandincreasing inside. Rüstem PashaMosque has themostbeautifultilesamples in accordingtotheirownera. Theirallpatternsweredesigned in thecourtworkshopcallednakkaşhane. Andthen, theywerecreated in İznik and Kütahya. Cobaltblue, turquoise, green, tomatoredandeggplantpurplewerepreferred as colorchoices. Theywerebakedwiththeunderglazetechnique. "TheTulipandCarnationMotifs on TheTiles of Rüstem PashaMosque" is taken as thetopic of thisthesis. Wehavesomevarioussearchesabout Rüstem PashaMosque, but theyareveryfew. Inthisstudy, weconsideredallprevioussearches. Inaddition, weandwantedtoextendthemandanalyzetulipandcarnationmotifs in moredetail. Accordinglyallmotifswereanalyzedonebyone. As a result, sixtysixdifferenttulipmotifswerefound in twenty seven separatecompositions. Andalso, fortyfivedifferentcarnationmotifswerefound in elevenseparatecompositions. Thesecarnationmotifsincludedthreecentralsamplesandthe rest of themwereprofile. Thestudyconsists of threeparts. Thefirstsection is “TurkishTile Art” andthesecondone is “Sinan the Architect and His Life.” Inthe final section, “Rüstem Pashaand his mosquewerementioned. Inaddition, thetulipandcarnationmotifs on thetiles of Rüstem PashaMosqueandthestyle of Kara Memi in thesemotifswereexamined in detail

    KIŞLIK YİYECEK HAZIRLIKLARI. Geleneksel Bilginin Aktarımı ve Doğal saklama teknikleri

    Get PDF
    This paper shares traditional techniques of food presvervation and transfers based on tradition in line with organic production philosophy and explains these in the light of field research, with concrete examples and images. KIŞLIK YİYECEK HAZIRLIKLARI Geleneksel Bilginin Aktarımı ve Doğal Saklama Teknikleri Nihal Kadıoğlu Çevik Ankara, 1967 doğumlu. Hacettepe Ünv. Halkbilimi Bl. Ankara Ünv. Halkbilim Bl. (Yüksek Lisans) Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde mutfak kültürü çalışmaları yürütmektedir. Özet Geçmişten günümüze barınma ve beslenme için en zorlu mevsimi oluşturan kış ayları, bazı ön hazırlıkları beraberinde getirmiş ve besin ürünleri, elde edilmelerinin riske girdiği dönemlerde kullanılmak üzere depolanmıştır. Öncelikle temel besin maddeleri olan tahıl ürünlerinin saklanması amacını taşıyan bu işlemler, ilerleyen tekniklere bağlı olarak endüstrileşmiştir. Günümüzde hemen her besinin yaz kış bulunabilmesi nedeniyle besinlerin mevsimsel döngüsü değişmiştir. Türkiye’de “kış hazırlıkları” olarak bilinen ve yiyeceklerin kış için doğal yöntemlerle saklanmasına dair geleneksel bilgi ve teknikleri içeren kültürel birikim hızla unutulmaktadır. Kış (ya da yaz) ayları için besinin bol bulunduğu aylarda yapılan geleneksel yiyecek hazırlama teknikleri, kadınlar tarafından, gerek gösterim gerekse anlatım yoluyla kuşaktan kuşağa aktarılan bir dizi teknik bilgi ve deneyimi içerir. Modern mutfakta daha çok yazılı ve görsel kaynaklar yoluyla gerçekleşen bu aktarım, geleneksel kesimde “anneden kıza, nineden toruna” taşınan, bu şekilde nesiller boyu sürdürülen bir sözlü miras ürününe dönüşür. “Kış hazırlıkları” nın devam ettiği bölgelerde bu işlemlerin çoğu yardımlaşılarak yapılır. Örneğin; özellikle açık ateşte uzun süreli pişirmeyi gerektiren pekmezin hazırlanmasında komşular bir araya gelir. Ortaklaşa yakılan ateşte büyük bakır kazanlarla pişirilen pekmez bu haliyle tüketilmek üzere paylaşarak depolanır. Diğer taraftan “cevizli sucuk, pestil, bastık” pekmez ürünleri de elbirliğiyle yapılarak kış gecelerinde yenilmek üzere uygun kaplara konularak saklanır. Tüm bu işlemler sırasında; ateşi yakmak için ne çeşit odun kullanılacağı, kazanın ısı ayarı için ne ile sıvanacağı, pekmez toprağının ne kadar konulacağı, pişip pişmediğinin ne şekilde kontrol edileceği, pekmezden reçel de yapılmak isteniyorsa içine hangi meyvelerin nasıl konulacağı, hangi kaplarda saklanacağı ve geleneğe dair tüm bilgiler, yazılı bir kurala bağlanmadan, deneyimli kadınlar tarafından, sözlü aktarım yoluyla ortamdakilere iletilir. Bu bilgi değerli ve anlamlıdır. Yiyeceğin, verimliliğin en nihayetinde çevre ve kültür, dolayısıyla doğa ve insan arasındaki ilişkinin her iki tarafın da lehinde sürdürülmesinin anahtarıdır bu bilgiler. Sebze ve meyvelerin, et ve süt ürünlerinin farklı konservasyon teknikleriyle kış için hazırlanma sürecinde; kurutma, kavurma, tütsüleme, salamura gibi geçmişten günümüze aktarılan geleneksel tekniklerin uygulandığı görülür. Mayalama yoluyla saklama, şekerle ya da tuzla işlemden geçirerek muhafaza etme; etin, kemiğin, meyve-sebze, kök ve otların özel yöntemlerle güneşte veya fırınlarda kurutulması, kimi yerde buğdayın ve peynirin toprağa gömülerek saklanması gibi günümüzde belli yerlerde uygulanan doğal, güvenli ve fonksiyonel teknikler bu geleneksel bilginin içerisindedir. Kimi meyvelerin meşe külünde ya da özel havalandırma sağlayan ambarlar yoluyla taptaze saklanabilmesi, kar kuyuları ve mağaralarda süt ürünlerinin saklanması gibi yöntemler az da olsa uygulanmakta ve kültürel bellekteki yerini korumaktadır. Türkiyenin flora-fauna farklılıkları, etnik-dinsel yapı ve kültürel çeşitliliğine bağlı olarak değişen bu geleneksel teknikler binlerce yıllık bir deneyime dayanmakta ve kültürel bir değer yaratmaktadır. Bu birikimden yararlanmak ve organik besinlerin geleneksel saklama yöntemleri yoluyla ekonomik değerini ve sürdürülebilirliğini artırmak mümkündür. Organik üretimin felsefesine uygun olarak; geleneksel tekniklerin ve geleneğe dayalı aktarımların paylaşılması ve alan araştırmalarında elde edilen veriler ışığında, somut örnek ve görsellerle açıklanması bu sunumun içeriğini oluşturmaktadır. Doğa şartlarının zorlayıcı etkisini azaltmak adına; mevsiminde; toprağını ve ürününü kirletmeden, bol ve ekonomik olduğu dönemlerde edindiği besin ürünlerini, çoklukla güneşin ısısından yararlanarak oldukça düşük maliyetle farklı yiyeceklere dönüştüren bir kültürel mirasın sürekliliği; bu yiyeceklerin hazırlanmasında yaşanan imecelerin, yani toplumsal dayanışmanın, azalarak da olsa, mutfak geleneğimizde sürdürülüyor olması ise bu sunuma ilham veren kaynaklardır
    corecore