Impacts of F2 derived winter bread wheat progenies on callus production and regeneration frequencies through anther culture

Anther culture is one of the most feasible techniques to obtain doubled haploid(DH) plants. In this study, anther culture responses of F2 derived bread wheat hybrids ofYektay406 × Altay 2000, Demir2000 × Soyer02, Atlı2002 × Müfitbey, Müfitbey × Atlı2002,Müfitbey × Eser, Müfitbey × Bezostaya were assessed to clarify the genotype-basedreactions under tissue culture conditions. Firstly, twenty five spikes which were grown indry land, collected from F2 hybrid plants. A total of 10.963 inoculated F2 anthers formed to188 callus in the primary hormone-free MN6 media. Some of the calli produced hybridgroups did not generate any haploid plantlet in regeneration media. Regenerationfrequencies of Demir2000 × Soyer02 and Müfitbey × Atlı2002 hybrids were 30.76% and63.63% respectively. F2 anthers of Müfitbey × Atlı2002 produced 121 callus, 10 albino and77 haploid plantlets. In contrary, Atlı2002 × Müfitbey produced only 26 callus, 3 albinoand zero haploid plantlets. Other corresponding hybrids of Müfitbey × Eser and Müfitbey× Bezostaya generated 9 and 13 callus, while the least number of callus was detected inYektay406 × Altay 2000. A correlation between callus number and haploid plantletnumber per 100 anther revealed a positive relationship for each F2 progeny (r = 0.988, P <0.01). Our results significantly indicated that Müfitbey cultivar might be used an effectiveanther source for DH wheat production

THE EFFECTS OF FACE MASK USE DURING COVID-19 ON SPEECH COMPREHENSION IN GERIATRIC PATIENTS WITH HEARING LOSS WHO USE LIP-READING FOR COMMUNICATION: A PROSPECTIVE CROSS-SECTIONAL STUDY

Objective: Communication difficulties are considered the most significant consequence of hearing loss. This study aimed to determine whether surgical face masks, which have been mandatory throughout the COVID-19 pandemic, have an effect on speech comprehension scores in geriatric lip-reading patients with hearing loss and to raise awareness of the need for solutions to this problem. Materials and Method: Patients with moderate and higher sensorineural or mixed bilateral symmetrical hearing loss who stated that they lip-read to better understand during communication were included in the study. The patients’ speech comprehension scores were gathered while the audiologist wore a surgical mask and then a transparent mask, respectively. Results: Twelve (33,3%) of the patients were female, and 24 (66.7%) were male. The mean age of the patients was 66.64±1.53 years. The mean speech comprehension scores of the patients when the audiologist was wearing a surgical mask (38.25±14.33) and a transparent mask (67.81 ± 14.30), respectively, were compared. The surgical mask significantly affected speech comprehension scores, and the Cohen d value of the effect size was 2.06. As such, the surgical face mask had a great effect on these patients’ speech comprehension scores. Conclusions: In elderly lip-reading patients who suffer from hearing loss, seeing the lip movements of the speaker, especially in hospital applications, promotes more effective communication. Transparent face masks can be considered a solution. © 2022, Geriatrics Society. All rights reserved

STMS markers related to Ascochyta blight resistance in chickpea

Chickpea (Cicer arietinum L.) is one of the important legume crops and is cultivated in large-scale throughout Türkiye as well as the world. Ascochyta blight, caused by the fungal phytopathogen Ascochyta rabiei, is the leading reason for the highest yield losses among the diseases known for chickpea. The pathogen exhibits high genetic diversity in Türkiye. Therefore, resistancy using Sequence Tagged Microsatellite Site (STMS) markers related with the genes that provide resistant against Ascochyta blight was investigated for the 205 chickpea breeding lines grown in different parts of Türkiye. The analysis for Ascochyta blight resistance was performed using Ta2, Ta146 and Ts54. It was demonstrated that Ta2, Ts54 and Ta146 were the STMS markers having distinguishable features for the detection of Ascochyta blight resistance and were shown to be used in credible fashion for the selection of resistant chickpea breeding lines

Callus induction and plant regeneration of the endemic Astragalus nezaketae in Turkey

A callus induction and plant regeneration protocol was developed from leaf and petiole explants of the endemic Astragalus nezaketae . Explants were cultured on Murashige and Skoog medium (MS) supplemented with different plant growth regulators (PGRs) [a-naphthaleneacetic acid (NAA), benzyladenine (BA), 2,4-dichlorophenoxyacetic acid (2,4-D), kinetin (Kin), thidiazuron (TDZ)]. The combinations and concentrations of PGRs were shown significant variations for the frequency of callus formation, appearence of callus and the potential of callus differentiation. NAA x BA have been found highly affective in callusing and plant regeneration. Other PGRs have not resulted in callus differentiation for shoot formation. The highest number of shoots (6/explants) was obtained from leaf explants cultured on MS with 0.5 mg/l NAA and 4 mg/l BA. The regenerated shoots transferred to rooting medium (MS with 0.5 mg/l indole-3-butyric acid) were successfully rooted (100%) and showed rapid elongation. Rooted plantlets were acclimatized in pots containing 1:1 mixture of peat and perlite

BAZI TÜRK EKMEKLİK BUĞDAY MELEZLERİNDE KATLANMIŞ HAPLOİD HATLARIN TARANMASI İÇİN ANTER KÜLTÜRÜNÜN KULLANIMI

Mevcut çalışmada, iki Türk ekmeklik buğday çeşidinin (Sönmez01 ve Es26) farklı ekmeklik buğdaylarla melezlenmesi sonrası oluşturulmuş 30 F kökenli buğday çaprazının katlanmış haploid (DH) verimliliğini araştırmak amaçlanmıştır. Özellikle verici ebeveynler yüksek verimli ve hastalıklara dirençli yeni geliştirilmiş ekmeklik buğday genotiplerinden seçilmiştir. Tüm bitki materyali 2010-2011 sezonunda Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü arazisine ekilmiş ve her gruptan gelişimin uygun evresinde ortalama 40 başak hasat edilmiştir. Anter kültürü koşulları altında, MN6 başlangıç besiyeri olarak kullanılmış, 190-II rejenerasyon besiyeri olarak seçilmiştir. F2 melezlerinin üçte ikisinden kallus elde edilmiş ve bunlar 16 albino bitkicik üretmişlerdir. Kallus üretiminin genişletilmiş oranları %3.25 ile %50.5 arasında değişmiştir. Yedi melez buğday örneği sadece %0.25 yeşil bitkicik üretmiş, ancak sadece bir melezde yeşil bitkicik rejenerasyon yüzdesi %6.25 olarak hesaplanmıştır. Es26’dan kökenlenmiş F2 melezlerinde hiç katlanmış haploid bitki gözlenmemişken, tüm sonuçlara göre, beş yeni katlanmış haploid (DH) buğday Sönmez01’den kökenlenmiş farklı F2 melezlerinden oluşmuştur. Özetle, F kökenli bu beş katlanmış haploid ekmeklik buğday melezinin genom ve fenom temelli değerlendirilmesi, çevresel streslere karşı dayanıklı yeni bitki seçmede yeni nesil ıslah platformları için dizayn edilmiş ilave bir populasyon kaynağı tanımlamaya yardımcı olabilir. Ayrıca, bu çalışmada kullanılmış modifiye anter kültürü metodu, gelecekte diğer ekmeklik buğday çeşitleri, hatları ve tescilli genotipler için katlanmış haploid (DH) ekmeklik buğday populasyonu oluşturulmasında kullanılabilir

SÜRDÜRÜLEBİLİR REKABET ANLAYIŞI OLARAK YENİLİK YETENEĞİ

Bu çalışmada, sürdürülebilir rekabet üstünlüğü sağlamada yenilik yeteneğinin rolü değerlendirilmektedir. İrdelenen iki kavram arasındaki koparılamaz bağıntının ortaya konulması mikro ölçekte olduğu kadar makro ölçekte de önem taşımaktadır. Günümüz dünyasının en büyük güç belirleyicisi olarak yenilik yeteneği derecesi, ülkelerin iktisadi ve sosyal refahlarının da belirleyicilerindendir. Çalışmada öncelikle, artan küreselleşme eğilimleri ile birlikte yeni bir anlam kazanmış olan rekabet olgusu, yenilik (inovasyon) kavramı içerisinde irdelenmektedir. Ülkeler açısından rekabet gücünün sürdürülebilir bir üstünlük haline getirilebilmesinde ülkelerin yenilik yeteneklerinin ve bu yeteneklerini geliştirebilme derecelerinin oldukça önemli olduğu sonucuna varılmıştır

AKCİĞERİN SEKONDER TÜMÖRLERİNDE PROGNOSTİK FAKTÖRLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE METASTAZEKTOMİ SONUÇLARI

Akciğerin metastatik tümörleri primer malign tümörün sistemik metastazının bir parçası olmakla beraber sahip oldukları özellikler nedeniyle ayrı olarak incelenmektedir. Sekonder akciğer tümörlü uygun olgularda metastazektomi sağkalıma büyük katkı sağlamaktadır. Bu çalıĢmada sağkalımı etkileyen prognostik faktörler ve metastazektominin sağkalıma olan katkısı araĢtırıldı. Haziran 2003-Haziran 2008 tarihleri arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi kliniğinde sekonder akciğer tümörü nedeniyle ameliyat edilen 60 olgu çalıĢmaya dahil edildi. Olgular yaĢ, cins, primer tümör özellikleri, sekonder akciğer tümörü özellikleri, uygulanan cerrahi metod açısından incelendi. Cerrahi giriĢim öncesi tüm hastalar laboratuar, radyolojik ve ek sistemik hastalıkları açısından değerlendirildi. Prognostik faktörler ve hastalıksız yaĢam süreleri değerlendirildi. Otuzüçü erkek (%55), 27’si kadın (%45) 60 olgunun yaĢ ortalaması 53 olarak hesaplandı. Histolojik dağılımlar incelendiğinde 42 karsinom, 12 sarkom, 3 germ hücreli tümör, 3 malign melanomlu hasta tespit edildi. Primer tümörlerin histopatolojik tipleri arasında en sık adenokarsinom ve renal hücreli karsinom görüldü. Hastaların radyolojik olarak saptanan nodül sayıları ile peroperatif saptanan sayılar farklılık gösteriyordu. Cerrahi kesi nodüllerin lokalizasyonuna, yeri ve sayısına göre düzenlendi. Cerrahi olarak tüm nodüller eksize edildi. Sağkalım süreleri karsinomlu hastalarda 59 ay , sarkomlu hastalarda 46 ay, malign melanomlu hastalarda 47 ay olarak hesaplanmıĢtır. UAMK evreleme sistemine göre metastazektomi hastalarının 28’i (%46,7) evre-2; 25’i (%41,7) evre-3; 7’si (%11,6) evre-1’de bulundu. Ġki hastada postoperatif yara yeri enfeksiyonu geliĢti. Morbidite % 3,4 olarak bulundu. Bir hasta ise postoperatif dönemde solunum yetmezliği sebebiyle kaybedildi. Mortalite %1,7 olarak hesaplandı. Sonuç olarak primer tümörü kontrol altında olan, akciğer dıĢında metastazı olmadığı belirlenen ve tüm pulmoner nodüllerin çıkartılabileceği öngörülen olgularda metastazektomi güvenli ve etkin bir tedavi Ģeklidir. Sekonder akciğer tümörlerinde metastazektomi sağkalımı uzatmaktadır. Radyolojik olarak tespit edilen nodül sayısı genellikle intraoperatif tespit edilen nodül sayısından daha azdır. Göğüs cerrahı radyolojik olarak tespit edilen nodülleri çıkarmak ve intraoperatif ek nodül varlığını araĢtırmak durumundadır. Tümör histopatolojisi, hastalıksız yaĢam süresi, metastaz sayısı, ek tedavi verilebilirliği önemli prognostik faktörlerdir.Altough secondary tumors of the lung is a part of systemic metastasis of primary tumor, they have to be analysed in a different category with their properties. Metastasectomy provides an improved survey in suitable secondary lung tumor cases. In this study we report prognostic factors and supplement of metastasectomy to the survey. Sixty cases who were operated for secondary lung tumor in Gazi Medical Faculty Department of Thoracic Surgery between June 2003-June 20098 were included to this study. All of the patients were evaluated for age, sexuality, specialities of primary and secondary tumor, surgical procedures. All of the patients were examined with their laboratory, radiologic and complementary systemic diseases. Prognostic factors and disease free interval were evaluated. Of the patients 33(%55) were male 27(%45) were female and mean age was 53. Histopathologic findings of the patients 42 were carcinoma, 12 were sarcoma, 3 were germ cell tumor, 3 were malign melanoma. The most frequent primary tumors were adenocarcinoma and renal cell carcinoma. There had been a difference between the number of nodules established radiologically and peroperatively. Surgical incision was prepared to the localisation, number and side of the nodules. All of the nodules were exiced with surgery. Survey was 59 months in carcinomas, 46 months in sarcomas, 47 months in malignant melanoma. Of the 28 patients were stage 2, 25 were stage 3 and 7 were stage 1. Of the 2 patients had wound infection. Morbidity was %3,4. Of the 1 patient had respiratory insufficiency and died. Mortality was %1,7. As a result; if primary tumor controlled, extrapulmonary metastasis was not found, all of the nodules were resectable then metastasectomy is safe and effectual management in secondary lung tumors. Metastasectomy extends survey. Number of the nodules established with radiologically is less than peroperative nodules. Surgeon must exice all of the nodules which were established radiologically and investigate additional nodules intraoperatively. Important prognostic factors are tumor histopathology, disease free interval, number of metastasis and probability of additional chemotheraphy management

ŞERİF MARDİN'İN TÜRK TOPLUM YAPISINI ANALİZ YÖNTEMİ

The well-known social scientist Serif Mardin, who died recently, studied and analyzed Turkish societystructure via new and modern conceptual modellings. These modellings have made him a pioneeringscientist during his own period. He studied religion-state and centre-priphery concepts that arebelieved to be one of the problematic areas in the course of Turkish Modernization. Therefore, hebases the study of conceptual modellings on these two contradictive concepts. In this paper, I aim toaddress how Serif Mardin pictures and phases above-mentioned concepts in ongoing modern Turkishlife. Unsurprisingly, his studies made great contributions to the political science studies worldwideand the Turkish intellectual history. The late twenty years of Turkish society is being examined in thispaper in the light of Serif Mardin’s analysis. This analysis covers his words on the phases of theTurkish social changes and developments and the structure of Turkish political society.In this paper, I will try to analyze Serif Mardin’s mentality by laying stress on the uniqueness of hisstudies. Looking back at his family line, Serif Mardin is a member of a deep-rooted family traditionthat brought up many philosophers and religious scholars in Kasimiye Madrasah. Besides this, hecontinued his academic studies in the USA far away from the tension of Turkish political life inTurkey. These two states have an impact on his distinctiveness. In 1962, he published his doctoralthesis as his first book named ‘The Genesis of New Ottoman Thought’. Later, he published his secondbook the ‘Continuity and Change in the Ideas of the Young Turks’. According to Mardin, in order tounderstand and interpret the structure of Turkish society, -the toughest and the most controversialtopics needed to be analyzed.Mardin believed that the Turkish social structure of the Republic of Turkey was a continuation of thesocial structure in the Ottoman Empire. Furthermore, he also focused on how social sciences methodsshould be in Turkey. This paper consists of three parts. In part one, his system of thoughts is analyzed.In part two, religion-state and centre-priphery concepts are discussed. In part three, the influence ofthese concepts on Turkish intellectual life is discussed.Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz sosyal bilimci Şerif Mardin, Türk toplum yapısını analiz etmedekendi dönemi için öncü sayılabilecek yeni kavramsal modellemeler üzerine çalışmış bir biliminsanıdır. Şerif Mardin'in Türk modernleşme süreci içerisinde en sorunlu alanlardan biri olmayısürdüren din-devlet ve merkez-çevre gerilimleri üzerine oturttuğu bu kavramsal modelleme temellerininasıl yaşanılan sürece uyarladığını irdelemeye çalışacağım. Mardin'in ortaya koyduğu çalışmalarkendi deyimiyle siyaset bilimine hizmet ettiği gibi Türk düşünce tarihine de önemli katkılardabulunmuştur. Şerif Mardin'in Türk siyasi toplumsal yapısını anlamaya yönelik çalışmalarına,toplumsal değişimin ve gelişiminin evreleri hakkında yapmış olduğu yorumlara da çalışmamızda yervererek Türkiye'nin son yirmi yıllık süreci de bu kapsamda değerlendirilecektir.Şerif Mardin'in düşünce dünyasını da çözümlemeye çalışacağım bu makalemde, Mardin KasımiyyeMedreseleri gibi ilim insanları, din adamları ve sağlam düşünürler çıkarmış bir aile geleneğinden degeliyor olmasının etkisi ile birlikte akademik çalışmalarını Türkiye'de yaşanan sıcak tartışmalarınuzağında ABD'de sürdürmüş olmasının da onun çalışmalarının özgün olmasında temel bir noktaolduğunun altı çizilecektir. 1962'de doktora tezi ve ilk kitabına da isim olan Yeni OsmanlıDüşüncesinin Doğuşu ile başlayıp Jön Türklerin Siyasi Fikirleri eserleri ile Osmanlı Türk dünyasınıyeniden yorumlamaya çalışmıştır. Bu anlama çabası da dönemi için başarılı olmuş hatta günümüzdede bu çalışmalar değerlerini korumaktadır. Mardin, Din ve İdeoloji kitabının yayınlanması sonrasındaaçık bir biçimde ortaya koyduğu gibi Türkiye'yi anlama ve yorumlama çabası eleştirel düşünce ve metodolojik bir sosyal bilimler yaklaşımının sonucu olarak Cumhuriyet Türkiye'sinin en netamelikonularına giriş yapıyordu.Aslında Mardin, Osmanlı toplumsal yapısının Cumhuriyet Türkiye’sinde de içerik ve biçimdeğiştirerek birçok sürekliliklerin olduğunun altını sık sık çiziyordu. Bununla birlikte ise o, Türkiye'desosyal bilimler yönetiminin de nasıl olması gerektiği ile ilgili olarak metinlerinde son derece önemlibilgiler veriyordu. Makalem, birinci bölümde Şerif Mardin'in düşünce dünyasını anlamaya yönelik birbakış açısı arayışı ile başlayacak ve ikinci bölümde de birinci bölüme ilave olarak merkez-çevre vedin-devlet ilişkilerini onun yöntemiyle irdelemeye çalışacaktır. Son bölüm ise bu kavramsaltartışmaların Türk düşünce dünyasında nasıl bir etkiye sebep olduğu ile noktalanacaktır