Düşey tamburlu ahır gübresi dağıtma makinasının Aydın ilinde örnek bir tarımsal işletmede kullanımına ilişkin sorunlar ve çözüm önerileri

Bu çalışmada, düşey tamburlu gübre dağıtma makinasının çiftçi çalışma koşullarındaki, dağılım düzgünlüğünün belirlenmesinde karşılaşılan sorunlar ve bu sorunlara yönelik çözümler sunulmuştur. Bu amaçla; Aydın ili Posacılar Çiftliğinde tarla çalışmaları yürütülmüştür. Dağılım düzgünlüğünün belirlenmesinde 26 adet gübre toplama kutusu makina dağıtma genişliğince yanyana sıralanmıştır. Makina 2 farklı ilerleme hızında (1.95 km/h ve 2.85 km/h) çalıştırılarak toplama kutuları üzerinden geçirilmiştir. Denemelerde 2 farklı nem içeriğine sahip (%32.2 ve %76.8) ağır gübresi kullanılmış ve kullanılan gübrelerin hacim ağırlıkları (sırasıyla 0.53 kg/dm3 ve 0.73 kg/dm3) belirlenmiştir. Gübre dağıtıldıktan sonra her bir kutuda elde edilen gübreler tartılarak değerler arasındaki varyasyon katsayısı bulunmuştur. Dağıtma genişliğinin uçlarına gidildikçe kutulara düşen gübre miktarı azaldığı için katlamalı çalışma yöntemi uygulanmıştır. Denemeler sırasında, kullanıcının makina ayarlarında değişiklik yapılmasına izin vermemesi, gübre kasasının kapasitesinden fazla yüklenmesi gibi sorunlar ile karşılaşılmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen verilere göre, en düzgün dağılım %28.9 varyasyon katsayısı ile yaş gübre I. hız kademesinde (1.95 km/h) elde edilmiştir. Dağılım düzgünlüğü üzerinde; gübrenin içerdiği nem miktarı, gübrenin hacim ağırlığı, kasadaki gübre miktarı ve makinanın ilerleme hızının etkisi önemli bulunmuştur. Denemelerde karşılaşılan sorunların en aza indirilebilmesi için çalışmaya başlamadan önce makinanın bakım ve ayarları yapılmalı, imalatçı firma tarafından kullanıcıya makinanın kullanımı ile ilgili eğitim verilmeli, dağıtıcının dağıttığı ortalama gübre miktarının belirlenebilmesi için de denemelerdeki tekrar sayısı arttırılmalıdırÖZET vii ABSTRACT ix ÖNSÖZ xi SİMGELER DİZİNİ xv ŞEKİLLER DİZİNİ xvii ÇİZELGELER DİZİNİ xix 1 . GİRİŞ 1 1.1 . Ahır Gübresi Dağıtma Makinaları 7 1.2 . Düşey Konumda Çalışan Gübre Dağıtma Organı 11 1.3. Ahır Gübresi Dağıtma Makinalarının Kalibrasyonu 15 1.3.1. Branda Metodu 16 1.3.2. İş Genişliği ve Uzaklığı Metodu 18 1.3.3. Alana Yüklemeler Metodu 19 2. KAYNAK ÖZETLERİ 21 3. MATERYAL VE YÖNTEM 27 3.1. Materyal 27 3.1.1. Araştırmada Kullanılan Ahır Gübresi 27 3.1.2. Düşey Dağıtıcı Tamburlu Ahır Gübresi Dağıtma Makinası 27 3.1.2.1. Taşıma arabası 27 3.1.2.2. Dağıtıcı düzen 29 3.1.2.3. Besleme düzeni 29 3.1.2.4. Hareket iletim düzeni 29 3.1.3. Gübre Toplama Kutuları 30 3.1.4. Terazi 31 3.1.5. Hacim Ağırlığı Ölçüm Kabı 31 3.1.6. Traktör 31 3.1.7. Şerit metre ve Kronometre 32 3.1.8. Etüv 32 3.2. Metot 32 3.2.1. Nem Tayini 32 3.2.2. Hacim Ağırlığı 33 3.2.3. Traktörün Hızının Belirlenmesi 33 3.2.4. Enine Dağılım Düzgünlüğünün Belirlenmesi 33 3.2.5. Makinanın Gübreleme Normunun Belirlenmesi 35 3.2.6. Efektif İş Genişliği ve Değişim Sınırlarının Belirlenmesi 35 3.2.7. Denemelerin Düzenlenmesi 36 4. BULGULAR 37 4.1. Kullanılan Gübreye İlişkin Bulgular 37 4.2. Enine Dağılım Düzgünlüğü, Gübreleme Normu ve Efektif İş Genişliğine İlişkin Bulgular 38 4.2.1. Kuru Gübre I. Hız Kademesi 38 4.2.2. Kuru Gübre II. Hız Kademesi 39 4.2.3. Yaş Gübre I. Hız Kademesi 40 4.2.4. Yaş Gübre II. Hız Kademesi 41 5. TARTIŞMA VE SONUÇ 43 KAYNAKLAR 47 ÖZGEÇMİŞ 5

Evaluation of the effect of comorbid bronchiectasis on quality of life in patients with chronic obstructive pulmonary disease

Objective: The objective of this study was to evaluate the effect of comorbid bronchiectasis on quality-of-life in patients with Chronic Obstructive Pulmonary Disease (COPD). Method: 103 patients were diagnosed with COPD were included in our study. Spirometric measurements were made. The following measurement tools were used to collect data: 6-Minute Walk Test (6MWT), Modified Medical Research Council (mMRC) dyspnea scale, COPD Assessment Test (CAT), St. George Respiratory Questionnaire (SGRQ), and Short Form 36 (SF-36) quality-of-life questionnaire. Furthermore, all the patients' high Resolution Computed Tomography (HRCT) images for the last three years were included in the study. Result: 93.2% of the patients were male, with a mean age of 64.79 +/- 9.35 years. It was found that SGRQ and SF-36 quality-of-life scores decreased by half in all the patients compared to normal ones. The volume/forced vital capacity (FEV1/FVC) values in the first second of forced expiration were significantly lower in the group with bronchiectasis. A significant correlation was found to exist between the patients' mMRC dyspnea scale and CAT scores, 6MWT distances, and all subscales of SGRQ and SF-36. In addition, a significant correlation was also found to exist between FEV1 values and all subscales of SGRQ, and between subscales of SF-36. Conclusion: In our study, when we compared the quality-of-life scores of the patients with COPD and bronchiectasis with those with COPD alone, we found that the quality-of-life of both groups was impaired, but there was no significant difference between them

Analysis of Alban Berg’s two viola solos in Lulu Opera

Viyola, yaylı çalgılar ailesinin alto sesli enstrümanıdır. Orkestra içerisinde, orta kalınlıktaki partileri çalmakla görevlidir. Viyolanın, senfoni ve opera eserlerindeki grup ve grup şefi soloları, diğer yaylı çalgılar ile kıyaslandığında daha kısıtlıdır. Ancak romantik dönem itibariyle, hem senfonik eserlerindeki, hem de opera yapıtlarındaki viyola grup ve grup şefi soloları sayıca artmıştır. 20. yüzyılda yaşamış Avusturyalı besteci Alban Berg, Wozzeck ve Lulu adlı iki opera bestelemiştir. Her iki operasında da çok sayıda viyola soloya yer vermiş ve opera eserlerindeki viyola grup şefi sololarına büyük katkıda bulunmuştur. Lulu operasındaki iki önemli viyola soloyu konu alan bu araştırmada, Alban Berg’in hayatı, genel müzik stili, Lulu operasında yer alan karakterler, eserin konusu, soloların eser içerisinde bulundukları yerler, sololar sırasında sahnede işlenen konu ve tempolar hakkında bilgi verilmiştir. Lulu operasında, birçok viyola solosu yer almaktadır. İnceleme için seçilmiş olan iki viyola solosu, opera orkestraları giriş sınavlarında çalınması istenilen viyola sololarıdır. Araştırmada, soloların çalışma stilleri hakkında önerilere yer verilmiş, arşe ve parmak numarası yazımı, nüans, glissando, vibrato çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Tüm bu çalışma önerileri, makale içerisinde belirtilmiş olan belirli kaynaklara danışılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın son kısmını, saygın orkestraların ses ve görüntülü kayıtları içerisinden seçilmiş örnekler oluşturmaktadır. Bu makale, opera orkestralarında görev yapmak isteyen ya da görev yapan müzisyenler için, viyola grup şefi solo çalışmalarına katkıda bulunmayı hedeflemiştir.Viola is an alto instrument of the string family. In the orchestra, viola usually play alto part of the orchestration. Viola tutti solo and principle viola solos of the symphony pieces and opera pieces are more limited than other string instruments. However, during the Romantic period, the number of viola solos in both symphony and opera pieces increased. Alban Berg, the 20th century Austrian composer, composed two operas, Wozzeck and Lulu. He included many viola solos in these operas. He made a great contribution for the viola solos in operas. This paper, has a research on two important viola solos in the Lulu opera by Alban Berg. It include Alban Berg’s life, general music style, characters of the opera, the subject of the opera, the places where the solos are in the opera, tempos processed on the stage during the solos. Actually, there are many viola solos in the opera. This paper analysis only two of the viola solos which are mostly required in the entrance examinations of the symphony and opera orchestras. There are suggestions about how to practise these solos in perspective of bowing, fingering. Also, it real include how to succeed in musical aspects of these solos. All suggestions are based on sources. Paper also include some sample of the audio and video recordings list from selected prestigious orchestras. This paper aims to contribute to musicians who would like to enter an opera orchestra or work on these principal viola solos

Analysis of water loss management performance of water utilities and development of basic performance ındicator analysis tool

Su kayıp yönetiminde, sistem davranışının izlenmesi ve sistem performansının uygun göstergelere göre analiz edilmesi işletme koşullarının iyileştirilmesi açısından oldukça önemlidir. Ancak bu analizlerin doğru, düzenli, sistematik ve hassas bir şekilde yapılması için uygun hesaplama araçlarının kullanılması gerekir. Bu nedenle, bu çalışmada kentsel su kayıp yönetiminde su kayıpları ile mücadelede süreç performansının analiz edilmesi ve izlenmesi amacıyla literatür esas alınarak en uygun göstergeler belirlenmiştir. Bu göstergelerin belirlenmesinde Uluslararası Su Birliği (IWA) ve diğer kuruluşlar tarafından önerilen göstergeler detaylı bir şekilde analiz edilmiş ve su kayıp yönetimi açısından en uygun göstergelerin seçilmiştir. Belirlenen bu performans göstergelerinin sistematik bir şekilde hesaplanması ve performansın izlenmesi için web tabanlı “GGS temel performans analizi hesaplama aracı” geliştirilmiştir. Bu hesaplama aracı temel olarak, hacimsel ve yüzdesel göstergeleri, servis bağlantı ve hat uzunluğu başına göstergeleri, idari ve fiziki kayıp, ekonomik ve maliyet, arıza ve şebeke rehabilitasyon göstergelerini içermektedir. Bu hesaplama aracının detayları paylaşılmış, sağladığı avantajlar tartışılmış ve örnek veriler için analiz yapılmıştır. Geliştirilen bu hesaplama aracının, İdarelerin su kayıp yönetimi ve bileşenleri açısından performansının analiz edilmesi, izlenmesi ve aktif kaçak kontrolü faaliyetleri için süreç performansının değerlendirilmesinde önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.In water loss management, monitoring system behavior and analyzing system performance according to appropriate indicators is very important for improving operating conditions. However, appropriate calculation tools should be used to make these analyzes accurately, regularly, systematically and precisely. Therefore, in this study, the most appropriate indicators were determined based on the indicators proposed IWA and other organizations in literature in order to analyze and monitor the process performance in water loss management. A web-based "GGS basic performance analysis calculation tool" has been developed to systematically calculate these indicators and monitor performance. This tool basically includes volumetric and percentage indicators, service connection and per line length indicators, administrative and physical loss, economic and cost, failure and network rehabilitation indicators. The details of this tool were detailed, its advantages were discussed by analyzing of sample data set. It is believed that this analysis tool developed in this study will provide significant contributions to the analysis and monitoring of the performance of the Utilities in terms of water loss management and its components, and to evaluate the process performance for active leakage control activitie

Su ve Kanalizasyon İdarelerinde Kıyaslamalı Performans Analizi için Web Tabanlı Hesaplama Araçlarının Geliştirilmesi

Uzun dönemli sürdürülebilir su ve atıksu yönetimi için sistem bileşenlerinin düzenli olarak izlenmesi ve performans analizinin yapılması gerekir. Bunun için verisi ölçülebilir, uygun, uygulanabilir göstergelerin kullanılması oldukça önemlidir. Bu çalışmada su ve atıksu yönetimi açısından performans analizi ve kıyaslaması yapılması amacıyla kullanılan göstergelerin doğru ve sistematik bir şekilde hesaplanması için web tabanlı hesaplama aracı geliştirilmiştir. Geliştirilen bu hesaplama aracı temel olarak IWA, AWWA, IBNET ve SUEN tarafından önerilen göstergeleri hesaplayan dört farklı modülden oluşmaktadır. Bu modüllerde hesaplanmak istenen ana ve alt göstergeler kullanıcı tarafından seçilebilmektedir. Böylece sadece verisi olan, uygun ve uygulanabilir göstergelerin hesaplanması mümkün olmaktadır. Ayrıca seçilen ana ve alt göstergelerin etki düzeyi (ağırlık katsayısı) eşit bir şekilde dağıtıldığı gibi kullanıcı tarafından her bir gösterge için ağırlık tanımlaması da yapılabilmektedir. Hesaplama modüllerinde veriler ve ağırlık katsayıları çarpılarak ağırlıklı toplam puanlar hesaplanmakta ve sistem için toplam performans indisi elde edilmektedir. Bu hesaplama aracının bu özellikleriyle, Su İdarelerinde karar vericiler ve teknik personeller için referans oluşturma potansiyelinin olduğu düşünülmektedir

N-Nitrozo N-Etilüre’nin Zebra Balığı (Danio Rerio) Testis Histolojisi Üzerindeki Etkisi

N-Nitrozo bileşikleri, 20. yüzyılın başından itibaren bilinen, ancak 1950’lerden sonra canlı sağlığı üzerine etkileri daha çok dikkat çeken bileşiklerdir. N-Nitrozo N-Etilüre (ENU) günümüzde gıda ürünlerini koruyarak raf ömrünü uzatmada kullanılan N-Nitrozo çeşitlerindendir. Deney hayvanları üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda toksik, teratojenik, mutajenik ve kanserojenik etkilerinin olduğu ortaya konmuştur. Bu çalışmada ENU maddesi uygulanan, erkek zebra balıkların testis dokusunda meydana gelen değişimler histopatolojik olarak araştırılmıştır. Çalışma için 1 kontrol ve 4 deney grubu olmak üzere toplam 5 grup oluşturulmuştur. Deney grubundaki akvaryumlara, 0.25 mM, 0.50 mM dozlarda ENU uygulanmıştır. Alınan zebra balığı testis dokusuna rutin histolojik işlemler uygulanmıştır. Doz ve uygulama süresinin artışına bağlı olarak deney gruplarının testis dokusunda, seminifer tübüllerde yapısal bozulmalar ve vakuolizasyon, spermatogenetik seriye ait hücre kümelerinde doza bağlı olarak azalma, gelişen spermatogenetik seriye ait bazı hücrelerde hipertrofi ve piknotik hücre oluşumu, bağ dokusunda dejenerasyonlar tespit edilmiştir. Histolojik incelemeler neticesinde ENU’ya maruz kalan erkek zebra balıkların testis dokularında olumsuz değişimler görüldüğü belirlenmiştir

Spread of Intestinal Parasites in Patients Presenting with Gastrointestinal Complaints

Objective: The aim of this study is to determine the prevalence of intestinal parasites in patients admitted to University of Health Sciences Türkiye (UHS) Van Training and Research Hospital. Methods: A total of 300 patients between the ages of 18-90 who applied to UHS Van Training and Research Hospital with gastrointestinal complaints and were referred to the parasitology laboratory between September 2021 and December 2021, and 100 patients without any chronic disease and gastrointestinal complaints in the control group were included in the study. Stool samples taken from patients included in the study and individuals in the control group were analyzed by native-lugol and modified acid-fast staining methods. Results: In the study, intestinal parasites were detected in 41 (13.3%) of 300 patients in the patient group and in seven (7%) of 100 individuals in the control group. The highest rate of Blastocystis species (Blastocystis spp.) (5.7%) was found in the patient group. Entamoeba coli 3%, G. intestinalis 2.7% and Cryptosporidium species (Cryptosporidium spp). 2.3% were found among the other species detected. In addition, a statistically significant correlation was found between the incidence of parasites and abdominal pain (p=0.022) and nausea (p=0.029). Conclusion: As a result; it was concluded that intestinal parasites are still an important health problem in patients with gastrointestinal complaints and intestinal parasites should definitely be considered in this patient group

Chemical constituents and antimicrobial activities of the essential oils from Sedum pallidum var. bithynicum and S. spurium grown in Turkey

PubMed: 20645839Chemical compositions of the essential oil of Sedum pallidum Bieb. var. bithynicum (Boiss.) and S. spurium Bieb. (Crassulaceae) from Turkey were investigated by GC-MS, and antimicrobial activity of the oil samples were assessed against Gram-positive/negative bacteria and yeast-like fungi. Thirty-eight and thirty-five components were identified in the essential oils and the main components of these species were found to be caryophyllene oxide from S. pallidum var. bithynicum and hexahydrofarnesyl acetone from S. spurium in the ratios of 12.8% and 15.7%, respectively. The isolated essential oils of the plants showed low antimicrobial activity against Gram-negative/positive bacteria and yeast-like fungi, having the MIC values of 500-2000?g/mL. Antibacterial activity was not observed against Bacillus cereus. © 2010 Informa UK Ltd.Karadeniz Teknik ÜniversitesiThis study was supported by grants from Karadeniz Technical University and State Planning Agency (DPT) of Turkey.Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Türkiye Devlet Planlama Teşkilatı (DPT

Circulation of Cerebrospinal Fluid (CSF)

Circulation of cerebrospinal fluid (CSF) is a clear, colorless liquid that circulates between the ventricular system and the subarachnoid space. In addition to its function as a natural cushion for the brain, CSF provides the circulation of metabolic products, hormones, and neurotransmitters. Moreover, it has tasks such as maintaining the homeostatic balance of the central nervous system, protecting the brain against mechanical injuries, preventing direct contact of the brain with the extracellular region. It also has a role in maintaining cerebral interstitial fluid (ISF) homeostasis and neuronal regulation. Normal CSF production, its circulation, and absorption have a critical role for the development and functioning of the brain. In an average adult person, roughly 150 ml of CSF circulates at any given moment. The ventricular part accounts for about 17% of the total volume of fluid, with the rest located in the subarachnoid cisterns and space. CSF is produced at a rate of about 0.3–0.4 mL/min, translating to 18–25 mL/H and 430–530 mL/day

The Relationship Between the Mandibular Bone Quality Assessed by Digital Panoramic Radiography and Serum Biological Parameters in Patients Planning Dental Implant Surgery

Abstract Objectives: The aim of this study was to evaluate the bone density of the implant site with panoramic radiomorphometric indices [mandibular cortical index (MCI), mental index (MI)] and to investigate the relationship between bone density and vitamin D, HDL, LDL. Materials and method: Forty patients with mandibular first molar or second molar tooth deficiency who underwent implant surgery planning were included. Blood samples and panoramic MCI and MI were used to evaluate mandibular bone density. Results: There was a significant weak positive correlation between MI and Vitamin D and LDL (r = 0.329, p = 0.038; r = 0.341, p = 0.031). Vitamin D, LDL and HDL measurements were not statistically different between MCI groups (p=0.100, p=0.119, p=0.840, respectively). Conclusions: Vitamin D may be important in addition to radiographic and clinical parameters, and patients should be evaluated in this respect. Further studies are needed to include more patients investigating the relationship between vitamin D and bone quality. Keywords: dental implants, bone remodeling, vitamin D, HDL cholesterol, LDL cholesterol Özet Amaç: Bu çalışmanın amacı, panoramik radyomorfometrik indeksler [mandibular kortikal indeks (MKI), mental indeks (MI)] kullanılarak implant bölgelerinde kemik densitesini değerlendirmek ve kemik densitesi ile D vitamini, HDL ve LDL arasındaki ilişkiyi incelemektir. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya mandibular birinci molar veya ikinci molar diş eksikliği olup implant cerrahisi planlanan 40 hasta dahil edilmiştir. Mandibular kemik densitesini değerlendirmek için kan örnekleri ve panoramik MKI ve MI kullanılmıştır. Bulgular: MI ile D vitamini ve LDL arasında anlamlı zayıf pozitif korelasyon bulunmuştur (r = 0.329, p = 0.038; r = 0.341, p = 0.031). MKI grupları arasında D vitamini, LDL ve HDL değerleri bakımından istatistiksel olarak fark bulunamamıştır (sırasıyla p = 0.100, p = 0.119, p = 0.840). Sonuçlar: D vitamini klinik ve radyolojik parametrelere ek olarak önemli bir faktör olabilmektedir ve hastalar bu açıdan değerlendirilmelidir. D vitamini ile kemik kalitesi arasındaki ilişkiyi araştıran daha çok sayıda hastanın dahil edildiği çalışmalara ihtiyaç vardır. Anahtar Kelimeler: diş implantları, kemiğin yeniden şekillendirilmesi, vitamin D, HDL kolesterol, LDL kolestero