10 research outputs found

    Organik Antepfıstığı Yetiştiriciliği

    Get PDF
    Bu projenin amacı Güneydoğu Anadolu Bölgesinde antepfıstığı yetiştiriciliğinde bitki besleme ile hastalık ve zararlılara karşı organik tarımın uygun gördüğü preparatları kullanarak organik antepfıstığı yetiştiriciliğine veri tabanı oluşturmaktır. Araştırma 2002 yılında Antepfıstığı Araştırma Enstitüsünün Fıstıklık İşletmesinde, Tesadüf parselleri deneme desenine göre Uzun çeşidi antepfıstığı bahçesinde kurulmuştur. Araştırma parseline ahır gübresi, yeşil gübre, leonardit ve konvansiyonel tarımın uygulandığı alan olmak üzere dört farklı uygulama yapılmıştır. Hastalık ve zararlıların yönetiminde organik tarımın uygun gördüğü preparatlar uygulanmıştır. Verim ve kalite değerlendirmesi yapılmış konvansiyonel yetiştiricilikle Organik yetiştiricilik maliyet ve net kar açısından karşılaştırılmıştır. Verim ve randıman yönünden uygulamalar arasındaki fark istatistiksel olarak önemsiz bulurken 100 meyve ağırlığında en iyi sonucu yeşil gübre uygulaması vermiştir. Çıtlama yönünden ise en iyi sonuç yeşil gübre ve leonardit uygulanan alanlardan elde edilmiştir Antepfıstığı yetiştiriciliğinde farklı uygulamalar net gelir yönünden karşılaştırılmış en fazla net gelir 502 TL/yıl (112,4 kg/da) ile yeşil gübre uygulamasından alınmış, konvansiyonel uygulamasından 430 TL/yıl (111 kg/da) net gelir elde edilmiştir. Uygulamaların net gelir yönünden farklı çıkmasında yeşil gübre uygulamasının üretim maliyetinin düşük ve organik ürünün fiyatının yüksek olması etkili olmuştur. Bu çalışma organik antepfıstığı yetiştiriciliğinde ilk olduğundan bundan sonra yapılacak çalışmalar için hem veri sağlayacak hem de bu konuda yapılacak araştırmacılara rehberlik edecektir. Organik antepfıstığı yetiştiriciliği konusunda farklı besleme ve mücadele materyali ile farklı yöntemler alternatif olarak araştırma konusu yapılarak çalışmalara devam edilmelidir. Özellikle pazarda organik ürünün talep ve fiyat durumunu belirleyecek araştırma çalışmaları yapılmalıdır. Antepfıstığı bahçelerinde organik yetiştiricilik uygulamaları daha uzun yıllar devam ettirilmeli ve uygulamaları ağacın taç, gövde ve sürgün gelişimine ve dolayısıyla toplam verime etkisi ortaya konmalıdır

    Organik Üzüm Yetiştiriciliği

    Get PDF
    Bu projenin amacı Güneydoğu Anadolu Bölgesinde üzüm yetiştiriciliğinde bitki besleme ile hastalık ve zararlılara karşı organik tarımın uygun gördüğü preparatları kullanarak organik üzüm yetiştiriciliğine veri tabanı oluşturmaktır. Araştırma, Gaziantep/Oğuzeli ilçesinde bulunan, çiftçi bağında 2002-2009 yılları arasında, yüksek goble şekli verilen ve 4 x 4 m dikilmiş Dımışkı üzüm çeşidi bağında yürütülmüştür. Çalışmada çiftlik gübresi, yeşil gübre ve konvansiyonel uygulamalar karşılaştırılmıştır. Her parselden ayrı ayrı toprak alınmış ve analiz yapılmıştır. Konvansiyonel üretimin yapıldığı parsele üreticilerin kullandığı ve pratikte kullanılan kimyasal gübreler uygulanmıştır. Bağda külleme hastalığı ve salkım güvesine karşı mücadele yapılmıştır. Uygulama alanlarında dekara verim, dane ağırlığı, SÇKM ve serbest asitlik değerlerine bakılmıştır. Verim yönünden yıllar itibariyle yapılan analiz sonucunda istatistiksel olarak fark çıkmamakla birlikte, yeşil gübre uygulanan alandan ortalama 481,63 kg/da verim alınırken, çiftlik gübresi uygulanan alandan 474,75 kg/da, Konvansiyonel alandan ise 454,10 kg/da verim alınmıştır. Sonuç olarak yeşil gübre uygulamasının maliyetinin düşük, organik olarak yetiştirilen üzüm fiyatının yüksek olması, yeşil gübre uygulamasını diğer uygulamalara göre ön plana çıkarmıştır. Organik üzüm yetiştiriciliği konusunda farklı besleme ve mücadele materyali ile farklı yöntemler alternatif olarak araştırma konusu yapılarak çalışmalara devam edilmelidir. Özellikle organik ürünün talep ve fiyat durumunu belirleyecek araştırma çalışmaları yapılmalıdır

    2020 taxonomic update for phylum Negarnaviricota (Riboviria: Orthornavirae), including the large orders Bunyavirales and Mononegavirales.

    Get PDF
    In March 2020, following the annual International Committee on Taxonomy of Viruses (ICTV) ratification vote on newly proposed taxa, the phylum Negarnaviricota was amended and emended. At the genus rank, 20 new genera were added, two were deleted, one was moved, and three were renamed. At the species rank, 160 species were added, four were deleted, ten were moved and renamed, and 30 species were renamed. This article presents the updated taxonomy of Negarnaviricota as now accepted by the ICTV

    Studies on biology, epidemiology and control of Pseudocercospora pistacina on Pistachio.

    No full text
    TEZ10258Tez (Doktora) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2014.Kaynakça (s. 107-118) var.xi, 127 s. : res. (bzs. rnk.), tablo ; 29 cm.Antepfıstığında verimliliği kısıtlayan en önemli sorunlardan biri olan Karazenk hastalığı ile ilgili yürütülen bu çalışmada, öncelikle hastalık etmeni Pseudocercospora pistacina Crous,Quadv.&Sarpkaya olarak yeniden tanımlanmıştır. Hastalık yaygınlığının ülke genelinde 2009’da %47,5, 2010’da %42,5 ve 2011’de ise %55,2 olduğu belirlenmiş, üretimin yoğun olarak yapıldığı Gaziantep, Şanlıurfa ve Siirt illerinde hastalık yaygınlığının diğer illere göre daha düşük olarak tespit edilmiştir. Standart bazı antepfıstığı çeşitlerinin Karazenk hastalığına karşı reaksiyonlarının belirlenmesi amacıyla yürütülen çalışmalarda, dişi çeşitlerden Kırmızı ve Uzun çeşitlerinin sırasıyla %80,5 ve %78,9, erkek çeşitlerden ise Kaşka’nın %73,7 oranla, diğer çeşitlere gore hastalığa daha hassas oldukları belirlenmiştir. Patojenin in vitro infeksiyon koşullarının belirlenmesi çalışmalarında, yaprak ıslaklığı ve sıcaklığın hastalık için oldukça önemli olduğu, hastalık oluşumunda en az 12 saat yaprak ıslaklığının gerektiği belirlenmiştir. Bununla birlikte 24°C ve 30°C lerin hastalık oluşumunda en etkili sıcaklıklar olduğu tespit edilmiştir. Karazenk hastalığı mücadelesinde yaygın olarak kullanılan bazı fungisitlerin etkinlikleri ile ilgili yapılan çalışmalarda; koruyucu olarak kullanılan bakır oksiklorür ve dodine’in patojenin infeksiyonundan sonra etkinliklerinin düştüğünü, sistemik etkiye sahip propiconazole + difenoconazole içeren fungusitin ise ilk simptomların görüldüğü dönemlerde kullanılması durumunda dahi %77,5 oranında hastalık kontrolü sağladığı ortaya konmuştur.Leaf spot disease, called as “Karazenk”, is one of the most significant disease that effects yield in Pistachio production in Turkey. First of all, it was aimed to determine the causal agent of disease which was misnamed taxonomically and was renamed as Pseudocercospora pistacina Crous,Quadv.&Sarpkaya. Survey studies that were conducted in the years of 2009, 2010 and 2011 in Turkey revealed 47,5%, 42,5 %, 55,2% of disease prevalence, respectively. The disease was seen less in Gaziantep, Şanlıurfa and Siirt, which are common producer provinces in Turkey, than the other regions. Studies focused to determine the reactions of Pistachio varieties to Karazenk disease shown that Kırmızı and Uzun varieties as females and Kaşka as male were more sensitive compared to other varieties with ratios of 80,5%, 78,9%, 73,7%, respectively. In studies conducted to define the in vitro infection conditions of the pathogen, leaf wetness was found to be highly effective and that at least 12 h leaf wetness was determined to be required for initial infection. On the other hand, it was observed that 24°C and 30°C were favored for disease progress. Some registered fungicides were also experimented in vitro and in vivo in this study. It was found that effects of copper oxychlorur and dodine, known as preservative fungicides, were ineffective if they were sprayed after the infection. However, propiconazole + difenoconazole, which have systemic effect, was effective to control the disease even if it was used after first symptom seen on the leaves.Bu çalışma Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenmiştir. Proje No: ZF2009D9

    Antepfıstığı Anaçlarının Antepfıstığı Çeşitlerinin Erken Çıtlamasına Etkisi

    No full text
    Önde gelen antepfıstığı üreticilerinden ABD ve İran'da önemli sorunlardan olan antepfıstığı meyvelerinin erken çıtlaması ülkemizde de görülmesine karşın, pek önemsenmemektedir. Erken çıtlayan meyvelerde sert kabukta (endokarp) kararmalar meydana gelmekte, kalite düşürmekte, bunların seçimi için ek masraflar yapılmaktadır. En önemli olumsuzluk ise bu meyveler üzerinde aflatoksin oluşmasıdır. Bu proje, antepfıstığı meyvelerinde meydana gelen erken çıtlamaya etki edebilecek bazı faktörleri incelemek amacıyla 2005-2006 yıllarında Gaziantep'te Antepfıstığı Araştırma İstasyonu Dr. Ahmet Münir BİLGEN işletmesinde kuru koşullarda yürütülmüştür. Çalışmada, 4x2 m aralıkla 1976 yılında dikilmiş, 3 antepfıstığı anacı (Pistacia vera L., P. khinjuk Stock. ve Pistacia atlantica Defs. ) üzerine aşılı 6 antepfıstığı ( Uzun, Kırmızı, Halebi, Siirt, Ohadi ve Kellekoçi ) çeşidinin meyveleri kullanılmıştır. Projede çeşitlerin salkımdaki meyve sayıları, çeşitlerin erken çıtlama oranları ve bunu etkileyen faktörler incelenmiştir. Salkımdaki en fazla meyve sayısının Kırmızı antepfıstığı çeşidinde (28.9 adet) olduğu, bunu sırası ile Uzun (28.4 adet), Siirt (26.1), Halebi (25.4 adet) ve Ohadi (19.8 adet) çeşitlerinin takip ettiği, en düşük meyve sayısının ise Kellekoçi çeşidinde (13.7 adet) olduğu saptanmıştır. Çeşitlerin salkımdaki meyve sayılarının Pistacia khinjuk anacı üzerinde fazla olduğu bu anacı P. atlantica’nın takip ettiği, en az salkımdaki meyve sayısının P. vera anacı üzerindeki çeşitlerde olduğu belirlenmiştir. Erken çıtlamış meyve oranı en fazla P. khinjuk (% 3.1) anacı üzerine aşılanmış çeşitlerde belirlenmiş, bunu P. vera (% 1.4) anacı üzerindeki çeşitler takip etmiş, en az erken çıtlama P. atlantica (% 0.9) anacı üzerindeki meyvelerde saptanmıştır. Antepfıstığı çeşitlerinden Ohadi’nin meyvelerinde en fazla (% 4.9) erken çıtlamanın olduğu, bunu sırasıyla Siirt (% 3.1), Kellekoçi (% 1.6), Uzun (% 1.0) çeşitlerinin takip ettiği, en düşük erken çıtlama oranının ise Kırmızı (% 0.2) ve Halebi (% 0.1) çeşitlerinde meydana geldiği tespit edilmiştir
    corecore