39 research outputs found

    Yeni medyanın toplumsal yansımaları

    Get PDF
    Yeni medya, hayatımızın her alanında etkisini gösteren ve değiştiren bir olgu haline gelmiştir. Günümüzde insanlar, haberlerini, bilgilerini ve iletişimlerini yeni medya araçları aracılığıyla alıp vermektedirler. Bu araçlar, çok çeşitli işlevleri yerine getirerek kullanıcılarına hız, çeşitlilik, çok seslilik, derinlik, yeni katmanlar, kolaylıklar ve çeşitli seviyelerde iletişim imkanları sunmaktadır. Ancak bu avantajların yanı sıra, yeni medya araçları beraberinde çeşitli sorunları da getirmektedir. Özellikle sosyal medya platformları, kişisel bilgilerin paylaşımı, zorbalık, nefret söylemi ve özel hayatın ihlali gibi güvenlik sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Bunun yanı sıra, sosyal medya üzerinden yayılan yanlış bilgiler, manipülasyon ve sahte haberler, hakikatin Önemsizleşmesi gibi sorunları da ortaya çıkarmaktadır..

    Prevalence, associated factors and outcomes of pressure injuries in adult intensive care unit patients: the DecubICUs study

    Get PDF
    Funder: European Society of Intensive Care Medicine; doi: http://dx.doi.org/10.13039/501100013347Funder: Flemish Society for Critical Care NursesAbstract: Purpose: Intensive care unit (ICU) patients are particularly susceptible to developing pressure injuries. Epidemiologic data is however unavailable. We aimed to provide an international picture of the extent of pressure injuries and factors associated with ICU-acquired pressure injuries in adult ICU patients. Methods: International 1-day point-prevalence study; follow-up for outcome assessment until hospital discharge (maximum 12 weeks). Factors associated with ICU-acquired pressure injury and hospital mortality were assessed by generalised linear mixed-effects regression analysis. Results: Data from 13,254 patients in 1117 ICUs (90 countries) revealed 6747 pressure injuries; 3997 (59.2%) were ICU-acquired. Overall prevalence was 26.6% (95% confidence interval [CI] 25.9–27.3). ICU-acquired prevalence was 16.2% (95% CI 15.6–16.8). Sacrum (37%) and heels (19.5%) were most affected. Factors independently associated with ICU-acquired pressure injuries were older age, male sex, being underweight, emergency surgery, higher Simplified Acute Physiology Score II, Braden score 3 days, comorbidities (chronic obstructive pulmonary disease, immunodeficiency), organ support (renal replacement, mechanical ventilation on ICU admission), and being in a low or lower-middle income-economy. Gradually increasing associations with mortality were identified for increasing severity of pressure injury: stage I (odds ratio [OR] 1.5; 95% CI 1.2–1.8), stage II (OR 1.6; 95% CI 1.4–1.9), and stage III or worse (OR 2.8; 95% CI 2.3–3.3). Conclusion: Pressure injuries are common in adult ICU patients. ICU-acquired pressure injuries are associated with mainly intrinsic factors and mortality. Optimal care standards, increased awareness, appropriate resource allocation, and further research into optimal prevention are pivotal to tackle this important patient safety threat

    Neoformalist yaklaşım bağlamında rope filminin analizi

    No full text
    Biçimci yaklaşımla ilgili yapılan çalışmaların temeli sinemanın ilk dönemlerine kadar uzanmaktadır. Georges Méliès’in biçimsel denemeleri sonrasında, Rus yönetmenler kurguya ilişkin yeni anlayışlar geliştirmiş lerdir. Lev Kuleshov’un, görüntünün izleyicinin algısını yönlendirmedeki etkisini göstermek amacıyla gerçekleştirdiği “Kuleshov Efekti” adlı de neyi, sinema tarihinde önemli izler bırakmıştır. İlk dönemlerde, Ameri kalı yönetmenlerin filmlerini yeniden kurgulayarak denemeler yapan Rus yönetmenler, sonrasında özgün filmler çekmeye başlamışlardır. Nitekim Sergei M. Eisenstein, bu yönetmenler arasında en çok dikkat çeken kişile rin başında gelmektedir. Çarpıcı kurgu anlayışıyla, görüntülerin birbiriyle çarpışarak yeni anlamlar üretmesini amaçlayan Eisenstein, biçimci yakla şımın sinemada kalıcı bir şekilde gelişmesini sağlamıştır. O dönemlerde, biçimci yaklaşımı benimseyen kuramcıların başında Hugo Munsterberg, Rudolf Arnheim ve Bèla Balázs gelmektedir. Biçim ve gerçeklik ilişkisini ele alan bu kuramcılar, biçimin sınırlarını ve olanaklarını belirleyerek film dilini ayrıntılı şekilde incelemişlerdir

    Sinemada kurgusal denemelerin temelleri: Sovyet sineması örneği

    No full text
    Salman, Semih (İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu)Sinemanın ilk dönemlerinde, dramatik bir yapı oluşturmak yerine teknik gelişmelere ağırlık verildiği bilinmektedir. İlk olarak görüntülerin birleştirilmesi olarak nitelenen kurgu kavramı, sinemanın gelişimiyle birlikte dramatik yapıyı belirleyen temel unsurlardan biri olarak görülmeye başlanmıştır. George Méliès’in tesadüfi bir şekilde keşfettiği kurguya yeni anlamlar kazandıran yönetmen David W. Griffith’tir. Griffith sadece kurguyu geliştirmekle kalmamış aynı zamanda Sovyet yönetmenlerin bakış açılarını da etkilemeyi başarmıştır. Lev Kuleshov, V. Pudovkin, S. Eisenstein ve D. Vertov gibi yönetmenler, önce Griffith’in filmlerini yeniden kurgulamışlar sonrasında da farklı yöntemler deneyerek bu alanda özgün bir dil geliştirmişlerdir. Fenomenoloji (olgubilim) desenine göre yapılandırılan bu çalışmada, Sovyet yönetmenlerin (Kuleshov, Pudovkin, Eisenstein, Vertov) kurguya ilişkin denemeleri ele alınarak sinemada kurgunun gelişiminin incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu çerçevede, Kuleshov’un denemeleri, Pudovkin’in bağlantısal kurgu anlayışı, Eisenstein’ın diyalektik kurgu yöntemi ve Vertov’un sinegöz kuramı ayrıntılı olarak analiz edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, Sovyet yönetmenlerin, filmlerinde tercih ettikleri biçimsel denemelerle kurguya yeni anlamlar yükledikleri ve bu kavramı bir kurama dönüştürdükleri sonucu çıkarılmıştır

    Interactive documentary in digitalized media: A Study on The Example of You vs. Wild

    No full text
    Salman, Semih (İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu)Teknolojik gelişmelerin etkisiyle hızla dijitalleşen dünyada, yeni iletişim araçları ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu iletişim araçları da yeni kavramların ve yeni yaklaşımların oluşmasını sağlamıştır. Özellikle son dönemde, gelenekselden dijitale doğru evrilen medya, yerini “Yeni Medya” kavramına bırakmıştır. Yeni medyada, izleyicinin daha aktif bir role sahip olduğu ve bu durumun dijital ortam aracılığıyla sağlandığı bilinmektedir. Dijitalleşen düzende, dönüşüm yaşayan alanlardan biri de belgesel türüdür. Bu türü temsil eden yapımlarda, yenilenen medyanın etkisiyle izleyicinin interaktif bir biçimde tercih yapabildiği görülmektedir. Dijital medya kanalı olan Netflix’in, çeşitli türlerde film ve dizileri interaktif bir yapıda izleyiciye sunması, bu çıkarımı desteklemektedir. Bu bağlamda, çalışmada ele alınan “You vs. Wild” adlı interaktif belgesel programının da Netflix’in dikkat çeken yapımları arasında olduğu gözlenmektedir. Edward Michael "Bear" Grylls tarafından sunulan bu programda sunucu, izleyicinin yönlendirmesiyle, belirlenen hedefe ulaşmayı amaçlar. Bu çalışmada, yeni medyanın gelişiminden hareketle interaktif belgesel türünün You vs. Wild programı örneğinde incelenmesi amaçlanmaktadır. Nitel araştırma yöntemiyle analiz edilen çalışma, fenomenoloji (olgubilim) deseni çerçevesinde ele alınmıştır. İzleyicinin sunucuyu yönlendirdiği izleniminin yaratıldığı bu programda, maceranın ve sınırların yapım ekibi tarafından berlirlendiği sonucuna ulaşılmıştır.In the rapidly digitalizing world with the effect of technological developments, new mass media has started to emerge. This mass media has created new concepts and new approaches. Especially recently, the media, which has evolved from traditional to digital, has been replaced by the concept of "New Media". It is known that the audience has a more active role in new media and this is achieved through digital media. Documentary genre is one of the areas undergoing transformation in the digitalized order. In the productions representing this genre, it is seen that the audience can make an interactive choice with the effect of the renewed media. The fact that Netflix, a digital media channel, presents movies and series of various genres to the audience in an interactive structure supports this inference. In this context, it is observed that the interactive documentary program called “You vs. Wild” discussed in the study is among the remarkable productions of Netflix. In this program, presented by Edward Michael "Bear" Grylls, the presenter aims to reach the determined goal with the guidance of the audience. In this study, it is aimed to examine the interactive documentary genre in the example of You vs. Wild program, based on the development of new media. The study, which was analyzed with the qualitative research method, was handled within the framework of phenomenology design. In this program, which created the impression that the audience guides the presenter, it was concluded that the adventure and limits were determined by the production team

    Analysis of science fiction cinema in the context of intertextuality: the example of the Brazil film

    No full text
    Bilimkurgu türü, sinemanın ilk dönemlerinden itibaren gelişme göstererek, pek çok sanat akımıyla etkileşim sağlamıştır. Bu sanat akımlarından biri de postmodernizmdir. Sinema alanında, 1980’ler sonrasında etkisini gösteren postmodernizm, çeşitli yaklaşımlar ve yöntemler geliştirilmesine olanak sağlamıştır. Bu yöntemler arasında olduğu bilinen metinlerarasılığın, sinemada ve diğer sanat dallarında belirgin bir biçimde tercih edildiği gözlenmiştir. Metinler arasındaki ilişkiyi ele alan bu yöntemin, bilimkurgu filmlerinde anlatı yapısının güçlendirilmesini sağlayarak özgün bir dil yaratılmasında önemli bir unsur olarak dikkat çektiği görülmüştür. Çalışmada, sinemada bilimkurgu türünün gelişimi incelenerek, bu türün metinlerarasılık kavramıyla olan ilişkisinden hareketle Brazil filminin ayrıntılı bir biçimde analiz edilmesi amaçlanmaktadır. Nitel analizle ele alınan bu çalışma, fenomenoloji (olgubilim) desenine göre yapılandırılmıştır. Brazil’in, bilimkurgu türünün özelliklerini yansıtması, diğer filmlerle ve çeşitli sanat dallarıyla etkileşim kurması, çözümlemenin dayandığı temel nitelikleri oluşturmuştur. Elde edilen bulgulara göre, bilimkurgu sinemasında metinlerarası etkileşimden yararlanıldığı görülürken, çalışma kapsamında incelenen Brazil’de, kült filmlerin, edebi eserlerin, mitolojik kahramanların, dini ve siyasi konuları çağrıştıran ögelerin yer aldığı gözlenmiştir.The science fiction genre has developed since the early stages of cinema and interacted with many art movements. One of these art movements is postmodernism. Postmodernism in the field of cinema after the 1980s has enabled various approaches-methods to be developed. Intertextuality, which is known to be among these methods, is clearly observed in cinema and other branches of art. This method, which handles the relationship between texts, draws attention to important factors in creating an original language by strengthening the narrative structure in science fiction films. This study, it is aimed to analyze the film of Brazil in detail by examining the development of the science fiction genre in cinema, based on its relationship with intertextuality. This study, which is handled with qualitative analysis, is structured according to the phenomenology design. Brazil’s reflection of the features of the science fiction genre and its interaction with other films and various branches of art have formed the basic qualities on which the analysis is based. As per research, besides the seen intertextual interaction in science fiction cinema, it was observed that cult films, literary works, mythological heroes, religious and political factors were in the study in Brazil

    New media development: formation of the internet series in Turkey

    No full text
    Salman, Semih (İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu)Günümüzde teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte medya da bu gelişime kayıtsız kalamamıştır. Dergi, gazete ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarının yanına yeni medyayı temsil eden iletişim araçları hızla eklenmektedir. Yeni iletişim teknolojileri insanlara, fikirlerini ve çalışmalarını paylaşacakları imkanlar tanımakta ve özellikle internet de, modern iletişim sisteminin önemli bir parçası konumunda bulunmaktadır. Buna ek olarak, dizi sektörü de bu durumdan etkilenerek, televizyon haricinde internet ortamında da etkisini göstermektedir. İnternet dizilerinin tüm dünyada ilgi görmesi, şüphesiz ki ülkemizde de böyle bir sektörün oluşmasına zemin hazırlamıştır. Çeşitli medya kanallarının (youtube, puhutv, blutv vb.) aracılığıyla gösterilen internet dizileri, kısa zamanda izleyicinin dikkat ve ilgisini çekmeyi başarmıştır. Bu sebeple çalışmada, teknolojinin gelişmesiyle birlikte oluşan yeni medya kavramı ayrıntılı olarak işlenmiş olup, ülkemizde gösterime giren internet dizileri ele alınarak bu oluşumun nasıl işlediği açıklanmaktadır. Çalışmada, nitel araştırma deseni olarak yöntemler içinde araştırma konusu açısından olgubilim deseninin uygun olduğu düşünülmüştür.Today, with the rapid advancement of technology, this development has remained unregulated in the media. Media tools such as magazines, newspapers and televisions are rapidly being added to the media. New communication technologies give people the opportunity to share their ideas and work, and the internet in particular is an important part of the modern communication system. In addition, the television industry is also affected by this situation and is also influencing the internet environment besides television. The interest of the internet series in worldwide undoubtedly laid the foundation for the formation of such a sector in our country. The internet series that have been shown through various media channels (YouTube, Puhutv, BluTV, etc.) have been recently attracting attention of the audience. For this reason, in the study, the concept of new media which is formed with the development of technology has been elaborated in detail and is explained how this formation works by taking into consideration internet series which are shown in our country. In the study, it was thought that the phenomenology of research was appropriate in terms of research as methods of qualitative research design
    corecore