Performance of CarbaNP and CIM tests in OXA-48 carbapenemase-producing Enterobacteriaceae

This study applied two phenotypic tests, namely “Carbapenemase Nordmann–Poirel” (CarbaNP) test and “Carbapenem Inactivation Method” (CIM), against the isolates carrying the carbapenem resistance genes. The study included 83 carbapenem-resistant Enterobacteriaceae isolates producing oxacillinase-48 (OXA-48) and 30 carbapenem-sensitive Enterobacteriaceae isolates. Out of the total isolates studied, 77 isolates (92.77%) were identified as Klebsiella pneumoniae and six isolates (7.23%) were identified as Escherichia coli by Matrix Assisted Laser Desorption Ionization-Time of Flight Mass Spectrometry. Polymerase chain reaction (PCR) method used to detect resistance genes found that 74 isolates (89.16%) produced OXA-48 carbapenemase, whereas nine isolates (10.84%) produced both OXA-48 and New Delhi metallo-beta-lactamase-1 (NDM-1). The isolates producing both OXA-48 and NDM-1 were found to be positive by both phenotypic tests. Among isolates carrying only blaOXA-48 gene alone, nine isolates (13.04%) for CarbaNP test and two isolates for CIM test (2.90%) displayed false negative results, respectively. The sensitivity of CarbaNP and CIM tests was found to be 89.16% and 97.59%, respectively, whereas the specificity was determined to be 100% for both tests. These findings suggest that CarbaNP and CIM tests are useful tools to identify the carbapenemase producers. Molecular methods like PCR are recommended to verify false negative tests predicted to have OXA-48 activity

High rate of colistin and fosfomycin resistance among carbapenemase-producing Enterobacteriaceae in Turkey

When the problem with carbapenem-resistant Enterobacteriaceae (CRE) increases, the older antimicrobial agents such as colistin and fosfomycin are used for the treatment of these infections. In this study, the broth microdilution method for colistin and the agar dilution method for fosfomycin were used for a total of 147 multidrug-resistant (MDR) or extensively drug-resistant (XDR) strains of CRE. The study included Klebsiella pneumoniae (91.16%), Escherichia coli (7.48%), Enterobacter cloacae (0.68%), and Serratia marcescens (0.68%). All these strains produce various types of carbapenemase, including OXA-48, NDM, and KPC. Some of these strains also have three different carbapenemase mechanisms, including OXA-48 (78.23%), NDM (2.04%), and KPC (0.68%) or OXA-48 and NDM (10.88%), or OXA-48 and KPC (0.68%). About 76.19% of the strains and 67.35% of the strains were resistant for colistin and fosfomycin, respectively. A total of 21 out of 35 colistin-susceptible strains were found to be susceptible to fosfomycin. This study showed that the resistance rates of colistin and fosfomycin are high. The MDR and XDR strains of CRE are spreading in our region and thus a monitoring system for CRE should be followed. Moreover, the applicability of antimicrobial stewardship programs should be increased in all inpatient and outpatient settings

Pre-Service Physics Teachers' Argumentation in a Model Rocketry Physics Experience

This study investigates the quality of argumentation developed by a group of pre-service physics teachers' (PSPT) as an indicator of subject matter knowledge on model rocketry physics. The structure of arguments and scientific credibility model was used as a design framework in the study. The inquiry of model rocketry physics was employed in accordance with the model by two groups of participants through model rocketry design and development experience, as well argumentation sessions. The participants were 21 PSPTs from a public university in Turkey. Data were collected through video recordings of the argumentation sequences, which were then transcribed and analyzed using the structure of arguments and scientific credibility model. One of the major results was that PSPTs had a low quality of argumentation. Moreover, this study suggests that designing inquiry-oriented laboratory environments enriched with critical discussion would provide discourse opportunities that support argumentation. Also, PSPTs can be encouraged to support and promote argumentation in their future physics classrooms if they engage in argumentation-based inquiry-oriented laboratories

Model roketçilik araştirmacı-sorgulama ortamında öğrenciler tarafindan oluşturulan argümanların kalitesinin ve bilimsel kredibilitesinin araştırılması

MODEL ROKETÇİLİK ARAŞTIRMACI-SORGULAMA ORTAMINDA ÖĞRENCİLER TARAFINDAN OLUŞTURULAN ARGÜMANLARIN KALİTESİNİN VE BİLİMSEL KREDİBİLİTESİNİN ARAŞTIRILMASI Öğrencilerin araştırmacı-sorgulama ortamında oluşturdukları argümanların kalitesinin ve bilimsel kredibilitesinin araştırıldığı bu araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması yöntemi kullanılmıştır. Öğrencilerin argüman geliştirme süresince oluşturdukları tüm argümanlar, argüman kalitesi ve kredibilitesi modeline göre incelenerek, kaliteleri ve bilimsel kredibiliteleri incelenmiştir. Bu çalışmada amaçlı örnekleme tekniği kullanılmıştır. Çalışmanın katılımcılarını, Ortaöğretim Fizik Öğretmenliği 5. sınıf öğrencisi 20 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmamız 4 aşamada gerçekleşmiştir: model roketlerin tasarımı ve yapımı, nitel soruların uygulanması, argüman geliştirme etkinlikleri ve nitel soruların tekrar uygulanması. Argüman geliştirme etkinlikleri için iki adet nitel model roket sorusu kullanılmıştır. Bu sorulara öğrencilerin verdikleri cevaplar analiz edilerek öğrenciler gruplara ayrılmış ve gruplar arasında bilimsel tartışma yaptırılarak video kaydı alınmış ve bu kayıtlar yazılı dokümanlar haline getirilmiştir. Yazılı hale getirilen dokümanlar Bilimsel Argümantasyon ve Bilimsel Kredibilite Modeline göre analiz edilmiş ve sonuçlar yorumlanmıştır. Araştırma bulgularına göre argümanların büyük çoğunluğunu kalitesi üçüncü kalite çıkmıştır. Argümanların bilimsel kredibilitesi ise genellikle düşük olmuştur. Bu sonuçlar argüman geliştirme etkinliklerinin önemini göstermektedir. Öğrencilerin okumak, yazmak ve hesap yapmaktan öte gelişen toplumun değerleri olan kritik düşünme ve kendi başına yaşam boyu öğrenebilme yeteneklerinin geliştirilebilmesi için argüman geliştirme etkinlikleri kullanılabilir. Anahtar Sözcükler: Model Roketçilik, Argüman Kalitesi, Argüman Geliştirme, Araştırmacı-Sorgulama Ortamı. Temmuz, 2011 Erol SÜZÜK ABSTRACT EXPLORING THE QUALITY AND SCIENTIFIC CREDIBILITY OF STUDENTS’ ARGUMENTATION IN MODEL ROCKETRY COMMUNITY OF INQUIRY The purpose of this study is to develop context in which students use their arguments on ill-structured problems and to observe how they use scientific language in argumentation activities. Qualitative methods were used under the situated learning perspective of social constructivism. Participants were 20 students in teacher education programs in the section of physics education at Marmara University. The study has four steps: design of model rockets, administration of qualitative questions, argumentation activities, administration of same qualitative questions. Argumentation activities were analyzed as a case in qualitative methods. According to the research findings, the quality of the arguments was majorly the third quality. The scientific credibility of the arguments was generally low. These results show the importance of argument development activities. To develop skills of critical thinking and lifelong learning argumentation development activities can be used. Key words: Model Rocketry, Quality Of Arguments, Argumentation, Community Of Inquiry. July, 2011 Erol SÜZÜ

Üniversite öğrencilerinin lise fizik kimliklerinin kariyer seçimlerine etkisi

ÖZETBu çalışmada, üniversite öğrencilerinin kariyer seçimlerinde lise fizik kimliklerinin etkisine yönelik bir model geliştirilmiş, kariyer çıktı beklentileri, lise fizik deneyimleri, lise fizik kimlikleri ve kariyer seçimlerinin birbirleriyle olan yapısal ilişkilerini incelemek amacıyla çok faktörlü karmaşık yordayıcı korelasyonel desen kullanılmıştır.ABSTRACTIn this study, the aim was to form a casual path model with a mediator variable for career choice, which involved the variables of career outcomes, high school physics experiences, high school physics identities as the multipredictors of the career choice of a group of undergraduate students

The Effects Of Helicobacter Pylori Treatment On Mıcrobıota

Bağırsak florasının, insan sağlığı ve çeşitli hastalıkların patogenezi üzerindeki önemi ve etkisi insan mikrobiyom projesinin de gündeme gelmesiyle daha da önem kazanmıştır. Bağırsak mikrobiyotası hem mikroorganizma sayısı hem de türleri bakımından bireysel farklılıklar gösteren dinamik bir sistemdir. Diyet alışkanlıkları, yaşam tarzı, yaş, konağın genetik yatkınlıkları ve antibiyotik kullanımı da barsak florasını etkilemektedir. Bu çalışmanın amacı Helicobacter pylori (HP) si pozitif olan ve tetrasiklin ile metronidazol antibiyotik tedavisi alan hastalarda, antibiyotik kullanım öncesi ve sonrası bağırsak mikrobiyotasının önemli bakteri türleri olan Bifidobacterium spp, Bacteroides fragilis,Lactobacillus spp, Akkermansia mucinophilia ve Fecalobacterium prausnitzii bakımından kantitatif karşılaştırmasını yapmak ve antibiyotik kullanımının mikrobiyota değişimi üzerine etkisini belirlemektir. Çalışmaya Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji kliniğine başvuran ve HP pozitif tanısı alan 39 hasta dahil edildi. Hastaların 39 u antibiyotik öncesi gaita örneği vermesine rağmen ancak 18 hasta antibiyotik sonrası gaita örneği verdi. Çalışmada hastalardan alınan 200 mg gaita örneği değerlendirmeye alındı. Gaitada fazla miktarda DNA izolasyon inhibitörlerinin varlığından dolayı DNA izolasyon işlemi için, özel gaitadan ekstraksiyon kiti kullanıldı (QIAmp DNA Stool Mini Kit, QIAgen, Almanya). Hedef bölge amplifikasyonu için çalışmada yer alan bakterilerin 16S rRNA bölgesine spesifik primerler kullanıldı. Kantitasyon işleminin optimizasyonu ve primerlerin özgüllüğünün doğrulanması için ilgili bakterilerin ATCC suşları ile değerlendirme yapıldı. Ekstraksiyon örneklerinde bakterilerin hem HP pozitif hem de sağlıklı gönüllülerden alınan gaita örneklerinden yapılan ekstraksiyon işlemi sonrası tüm bakterilerin gerçek zamanlı PZR (Polimeraz Zincir Reaksiyonu) yöntemi ile kantitasyon işlemi Rotor-Gene® 6000 cihazında (Qiagen, Almanya) yapıldı. HP tedavisi alan hastalarda antibiyotik kullanım öncesi ve sonrası yapılan kantitasyon sonucunda Bifidobacterium spp (p=0,000), Bacteroides fragilis (p=0,000), Lactobacillus spp (p=0,000), A. mucinophilia (p=0,000) ve F. prausnitzii için istatistiksel olarak anlamlı düşüş gözlendi. Elde edilen veriler doğrultusunda HP tedavisinde kullanılan tetrasiklin ve metronidazolün mikrobiyotada disbiyozise neden olabilecek bir zemin oluşturabileceğini söylemek mümkündür.The importance and effect of the intestinal flora on human health and pathogenesis of various diseases have been gained even more importance with the human microbiome project coming into the agenda.The intestinal microbiota is a dynamic system showing individual differences in both the number and species of microorganisms. Dietary habits , lifestyle, age, genetic predisposition of the host and use of antibiotics also affect the intestinal flora. The aim of this study is to carry out a quantitative comparison as regards the Bifidobacterium spp, Bacteriodes fragilis, Lactobacillus spp, Akkermansia mucinophilia and Fecalobacterium prausnitzii, which are the important bacterial species of the intestinal microbiota before and after antibiotic therapy with tetracycline and metronidazole in patients who are positive for Helicobacter pylori (HP) and to determine the effects of antibiotic use on the microbiota. 39 patients who applied to the Gastroenterology Clinic of Gazi University Medical Faculty and were diagnosed as HP-positive were included in this study. While 39 of the patients did not give stool sample before antibiotic therapy, 18 patients gave stool sample after antibiotic therapy. The stool samples of 200 mg in weight were collected from the patients who were included in the evaluation. A special extraction kit (QIAmp DNA Stool Mini Kit, QIAgen, GERMANY) was used for DNA isolation procedure because of the presence of DNA isolation inhibitors in large amount in stool. Primers specific for the 16S rRNA region of the bacteria included in the study were used for the amplification of the target region. ATCC strains of the related bacteria were evaluated for optimization of the quantification procedure and verification of the specificity of primers. Following the extraction of bacteria on the stool samples collected from both HP-positive patients and healthy volunteers, all the bacteria were subjected to real-time quantification procedure with PCR (Polymerase Chain reaction) method on Rotor-Gene® 20 device (Qiagen, Germany). As a result of the quantification before and after antibiotic use in patients receiving HP treatment, statistically significant decreases were observed in Bifidobacterium spp (p=0,000), Bacteriodes fragilis (p=0,000), Lactobacillus spp (p=0,000), A. mucinophilia (p=0,000) and F. prausnitzii. Based on the data obtained, it can be said that tetracycline and metronidazole used to treat HP can prepare the ground that could result in dysbiosis in microbiot

Üniversite öğrencilerinin lise fizik kimliklerinin kariyer seçimlerine etkisi

Bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin kariyer seçimlerinde lise fizik kimliklerinin etkisine yönelik bir model geliştirilmiş, kariyer çıktı beklentileri, lise fizik deneyimleri, lise fizik kimlikleri ve kariyer seçimlerinin birbirleriyle olan yapısal ilişkilerini incelemek amacıyla çok faktörlü karmaşık yordayıcı korelasyonel desen kullanılmıştır. ABSTRACT In this study, the aim was to form a casual path model with a mediator variable for career choice, which involved the variables of career outcomes, high school physics experiences, high school physics identities as the multipredictors of the career choice of a group of undergraduate students

Sermaye birikiminin sürekliliği ve Türkiye'de özelleştirme : Petrol Ofisi A.Ş. (POAŞ) örneği

Türkiye’de sermaye birikimi sürecinde devlet, KİT’ler aracılığıyla önemli bir işlev görmüş ve girişimci rolüyle ekonomiye doğrudan müdahale etmiştir. 1930’lu yıllarda planlı dönemde kurulmaya başlanan KİT’lerin hem kuruluş gerekçelerinin hem de faaliyetlerinin sermaye birikimi ihtiyaçları doğrultusunda belirlendiği görülmektedir. Aynı kuruluşların özelleştirme takvimleri ve süreçleri de aynı ihtiyaçlar ile şekillendirilmiştir. Bu durum, KİT’lerin kurulmasının ve faaliyetlerinin, daha sonra belli bir plan dahilinde özelleştirilmelerinin sermaye birikiminin sürekliliği çerçevesinde incelenip anlaşılabileceğini göstermektedir. Bu çalışma, akaryakıt dağıtım sektöründe faaliyet yürütmek amacıyla 1941 yılında devlet eliyle kurulan Petrol Ofisi’nin faaliyetlerini ve özelleştirilmesini bu çerçevede değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada, farklı sermaye birikim rejimleri içerisinde Petrol Ofisi’nin faaliyetleri ve misyonları ortaya konulmakta, özelleştirme süreçlerine ve özelleştirmenin sonuçlarına bir bütün olarak odaklanılmaktadır.--------------------In the capital accumulation process in Turkey, the government has fulfilled a significant function through State Economic Enterprises, and directly intervened in the economy with the entrepreneur role. It is seen that both reasons of establishment and activities of the State Economic Enterprises, which were started to be established in the planned period in 1930s, were determined in line with the needs of capital accumulation. Also the privatisation schedules and processes of the same enterprises were shaped by the same needs. This situation shows that the establishment and activities of the State Economic Enterprises, and later on their privatisation could be examined and understood within the framework of the continuity of capital accumulation. In this context, this study aims to evaluate the activities and privatisation of Petrol Ofisi, which was established by the state in 1941 with the purpose of operating in fuel distribution sector. In the study, the activities and missions of Petrol Ofisi among different capital accumulation regimes are set forth, and the privatisation processes and the consequences of privatisation are focused on as a whole

Der einsatz von der RPA technologie in den unternehmen und die bewertung der RPA tchnologie aus der mitarbeiter perspektive

2012 yılından beri kullanılan RPA teknolojisi işletmelerin dijital dönüşüm süreçlerinde kullandıkları en popüler teknolojilerden biri haline gelmiştir.Bu çalışmasının amacı, birçok işletme tarafından kullanılan RPA teknolojisini incelemek ve diğer çalışmaların aksine, geçmişte RPA projelerinde çalışmış veya halihazırda RPA projelerinde çalışan kişilerin perspektifinden RPA teknolojisini değerlendirmektir.Çalışma kapsamında ilk olarak RPA kavramından ve bu kavram ile ilişkili konulardan söz edilmiştir. Ardından istatiksel analizler yürütülmüş, hipotezler türetilmiş ve bu hipotezler test edilmiştir.RPA technology, which has been in use since 2012, has become one of the most popular technologies used by companies in their digital transformation processes.This study aims to examine the RPA technology used by many companies and unlike most studies, the RPA technology from the perspectives of the employees who worked previously on the RPA projects or are currently working on these projects.The study first mentioned the concept of RPA and the issues associated with this concept. Then the statistical analyzes were performed, the hypotheses were derived, and these hypotheses were tested