255 research outputs found
Nailfold capillary loop shape analysis and classification by using image processing and pattern recognition techniques.
Çağdaşları Tarafından Ziya Gökalp'in Eleştirisi
Ziya Gökalp, Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e geçiş sürecinde, resmi ideoloji açısından önemli işlevler üstlenmiş organik bir aydındır. Bu özelliği nedeniyle Gökalp, kendi döneminde fazla eleştiriye muhatap olmamış, üstelik aydınlar arasında mümtaz bir konumda bulunmuştur. İmparatorluğun son yıllarında ortaya çıkan Batıcılık, Türkçülük, İslamcılık adındaki düşünce akımları arasında bir sentez yapmaya çalışan Gökalp, düşünsel referanslarını Batılı yazardan seçmiş, fakat bunları ülkemiz koşullarına uyarlamaya, dolayısıyla çoğu bakımdan onları aşmaya çalışmıştır. Birinci Dünya Savaşı'nın kaybedileceğinin anlaşıldığı ve İttihat ve Terakki politikasının yanlışlarının ortaya çıkmaya başladığı 1918'de yayınlanan Gökalp'in "Yeni Hayat" ve "Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak" ile 1923'te yayınlanan "Türkçülüğün Esasları" başlıklı kitapları Gökalp düşüncesinin, bu arada İttihatçı düşüncenin eleştirilmesi açısından bir fırsat olmuştur
Ermenekli Süleyman Sırrı Efendi ve Kifâyetü’l-Müntehî ‘Ala Kifâyeti’l-Mübtedî Adlı Eserinin Tahkiki
Tezimizde, Ünlü Türk bilgini İmam Birgivi’nin sarf ilmine dair telif ettiği Kifâyetü’l-
Mübtedî isimli eserine, son devir Osmanlı ulemasından Ermenekli Süleyman Sırrı Efendi
tarafından kaleme alınan Kifâyetü’l-müntehî ʻalâ Kifâyeti’l-mübtedî isimli eserini tahkik edip
inceledik.
Üç ana bölümden oluşan tezimizin ilk bölümünde Süleyman Sırrı Efendinin hayatını
ve eserlerini tanıttık. Süleyman Sırrı Efendinin ilmi açıdan üretken bir alim olmasının yanında
birçok önemli devlet görevini de yerine getirdiğini gördük. İkinci bölümde Kifâyetü’lmüntehî’yi
değerlendirdik. Müellifin metni, birçok kaynaktan yararlanarak sistematik bir
şekilde şerh ettiğini ortaya koyduk. Bunu yaparken bazen diğer alimlere katıldığını, bazen de
eleştiriler getirdiğini saptadık. Üçüncü bölümde bu kıymetli eserin tahkik edilmiş metnini
verdik. Eserden istifadenin artması için Arapça metne de içindekiler ve indeks ekledik.In our dissertation/thesis, we examined the work of the Ottoman scholar Ermenekli
Suleyman Sirri Efendi which called (Kifayat al muntehi ala Kifayat al mubtedi) who penned
the work of the famous Turk scholar "Imam Birgivi" (Kifayat al mubtedi). Our
dissertation/thesis consists of three main chapters: First chapter; we presented the life and
works of “Ermenekli Suleyman Sirri Efendi”. Second chapter; we evaluated the (Kifayat al
muntehi). Third chapter; we gave the ascertained text of the valuable work.
In order to increase the benefit of the work we added the contents and index to the
Arabic text also
Morfološka i kemijska varijabilnost plodova medvjeđe lijeske (Corylus colurna L.) na području Turske
AbstractTurkish hazel (Corylus colurna L.) is naturally distributed in southeast Europe, Anatolia, the Caucasus and Western Himalayas. In Turkey, there are many isolated populations in the Black Sea, Marmara, Aegean, and Central Anatolian Regions. Many of the small populations in Turkey are endangered. In this study, the morphological and chemical characteristics of Turkish hazelnut fruits collected from seven populations were researched. In this regard, considering the morphological characteristics of fruits and kernels, significant differences were observed between the populations. Length, width, thickness, and weight averages were 15.98 mm, 15.38 mm, 12.00 mm and 1.4651 g in the fruits, and 13.03 mm, 11.22 mm, 7.64 mm and 0.5047 g in the kernels, respectively. The average shell thickness was 1.92 mm, shell weight was 0.9604 g, and kernel ratio was 35.16%. Statistically significant differences were found out between the populations whose chemical contents were analyzed. As a result of the analysis, the average fat content, protein, starch, and ash were 64.1%, 15.9%, 10.2 g, and 2.5%, respectively. According to the averages in the obtained fatty acids, the main fatty acids were oleic acid (79.53%), linoleic acid (11.34%), palmitic acid (5.68%), and stearic acid (2.03%), while the rest of other oils were found in trace amounts. Overall, our results suggest that the information relating to morphological and chemical characteristics of Turkish hazelnut can be useful for discriminating among populations.SažetakMedvjeđa lijeska (Corylus colurna L.) prirodno je rasprostranjena u jugoistočnoj Europi, Anatoliji, Kavkazu i zapadnoj Himalaji. U Turskoj postoje mnoge izolirane populacije ove vrste u regijama Crnog mora, Mramornog mora, Egeja i središnje Anatolije. Mnoge male populacije medvjeđe lijeske u Turskoj su ugrožene. U ovoj studiji istraživana su morfološka i kemijska svojstva lješnjaka prikupljenih iz sedam populacija na području Turske. Provedenim istraživanjem utvrđene su statistički značajne razlike između populacija s obzirom na morfološke karakteristike plodova i sjemenki. Prosječne vrijednosti za dužinu, širinu, debljinu i masu plodova bile su 16,04 mm, 15,38 mm, 12,00 mm i 1,4650 g te za dužinu, širinu, debljinu i masu sjemenke 13,03 mm, 11,21 mm, 7,64 mm i 0,5047 g. Prosječna debljina ljuske bila je 1,91 mm, težina ljuske 0,9603 g, a omjer jezgre 34,64%. Utvrđene su statistički značajne razlike između populacija čiji je kemijski sastav analiziran. Kao rezultat analize, prosječni sadržaj masti, proteina, škroba i pepela iznosio je 64,1%, 15,9%, 10,2 g, odnosno 2,5%. Prema prosjeku u dobivenim masnim kiselinama, glavne masne kiseline bile su oleinska (79,53%), linolna (11,34%), palmitinska (5,68%) i stearinska kiselina (2,03%), dok su ostale masti bile pronađena u tragovima. Naši rezultati upućuju na to da se morfološke i kemijske karakteristike plodova medvjeđe lijeske mogu uspješno koristiti za razlikovanje populacija
Enzyme activities and growth promotion of spinach by indole-3-acetic acid-producing rhizobacteria
The objective of this study was to evaluate the effects of twelve plant growth-promoting rhizobacteria (PGPR; Bacillus
mycoides FD07, B. sphaericus RC12, B. pumilus RC19, B. cereus RC18, Variovorax paradoxus RC21, Paenibacillus
polymyxa RC35, Pseudomonas putida RC06, B. megaterium RC07, B. megaterium M-3, B. licheniformis RC08,
B. subtilis RC11, and B. subtilis OSU-142) used as biofertilisers, on various enzyme activities [glucose-6-phosphate
dehydrogenase (G6PD); 6-phosphogluconate dehydrogenase (6PGD); glutathione reductase (GR); and glutathione
S-transferase (GST)] and on seedling growth in spinach (Spinacia oleracea L.). Enhanced plant growth could result
from rhizobacterial production of indole-3-acetic acid (IAA). The highest IAA-producing rhizobacteria (RC35 and
RC06) produced the highest root and shoot weights. PGPR improved N and P nutrition in spinach, and therefore
stimulated plant growth and key enzyme activities. The responses to inoculation, compared to uninoculated control
plants, were: –1.9% to +36.4% for shoot fresh weights (FWs), –5.5% to +30.1% for root FWs, –3.5% to +29.8% for
shoot dry weights (DWs), –3.8% to +38.5% for root DWs, and –5.9% to +30.1% for leaf areas. Plant growth responses
were variable and dependent on the inoculant strain used, as well as on the enzyme activity and growth parameter
being evaluated. Close correlations between plant shoot growth, PGPR inoculation, and G6PD (r = 0.28*), 6PGD (r
= 0.55**), GR (r = 0.73**), and GST (r = 0. 64**) enzyme activities in spinach have been demonstrated
A surveillance of nosocomial candida infections: epidemiology and influences on mortalty in intensive care units
Introduction: it was aimed to investigate the frequency of Candida infections (CI) in the intensive care units (ICU), to determine typing of candida to evaluate risk factors associated with CI and mortality, and to evaluate influence of CI on mortality.
Methods: the prospective cohort study was carried out between Jan 1, 2009 and Dec 31, 2010 in ICUs, and the patients were observed with active surveillance. VITEK 2 Compact System (BioMerieux, France) kits were used for the identification of isolates from various clinical samples.
Results: a total of 2362 patients had enrolled for 16135 patients-days into the study. During the study, 63 (27,5%) of patients developed 77 episodes of CI were observed. Of the patients; 54% were male, 46% were female. Duration of hospitalization (OR=1,03, p=0,007), hyperglycemia (OR=17,93, p=0,009), and co- infections (OR=3,98, p=0,001) were identified as independent risk factors for CI. The most common infections were bloodstream (53%). 77 of 135 candida strains was isolated as causative pathogens. C. albicans (63,6%) was the most frequent species. Overall mortality rate was 78%. The rates of mortality attiributable to CI and candidemia were 27%, and 18,3% respectively. Species- specific mortality rates of C.albicans and C.tropicalis were determined as 12%. High APACHE II scores (OR=1,37; p=0,002), and the use of central venous catheter (OR=9,01; p=0,049) were assigned as independent risk factors for mortality.
Conclusion: CI is an important problem in our hospital. CI and associated mortalty can be prevented by controlling of risk factors. Updating of epidemiological data is required for successful antifungal treatment
Ti6Al4V Malzemesinin Frezelenmesinde Takım Titreşiminin Yüzey Pürüzlülüğüne Etkisinin İncelenmesi
Talaşı imalatta önemli bir alan
olan frezeleme işlemleri çok yönlü bir imalat biçimi olup endüstride oldukça
yaygın olarak kullanılmaktadır. Frezeleme işleminin istenilen hassasiyetle
yapılamaması malzeme üzerinde bazı mekanik sorunlara ve hatta malzeme kayıplarına
yol açmaktadır. Ekonomik değeri yüksek olan malzemenin atıl duruma gelmesi
zaman, para ve iş gücü kaybına neden olmaktadır. Hata tespit ve tahmini, ürün
kalitesini yükseltmek, kullanılan malzeme masraflarını azaltmak ve zamandan
tasarruf sağlamak için önemli bir işleve sahiptir. Yapılan bu çalışmada,
frezeleme işlemi sırasında, kesici takımda oluşan mekanik titreşimlerin yüzey
kalitesi üzerindeki etkileri deneysel olarak incelenmiştir. Yapılan testlerde
titanyum (Ti6Al4V) iş parçası kullanılmıştır. Test parametreleri, 4 farklı
seviyede kesme hızı (Vc m/dk), 4 farklı seviyede ilerleme oranı (f mm/diş) ve
sabit kesme derinliği (ap/mm) alınarak tam faktöriyel yöntemi ile belirlenmiştir.
Testlerden elde edilen ortalama yüzey pürüzlülüğü değerleri için regresyon
analizleri yapılmıştır. Sonuçlar incelendiğinde, titreşimin ve ilerleme
oranının artışı ile ortalama yüzey pürüzlülük değerlerinin arttığı
gözlemlenmiştir. Bu durum kesici takımda oluşan titreşimin kesilen iş parçası
yüzey pürüzlülüğü üzerinde önemli bir etkisi olduğunu açıkça ortaya
koymaktadır. Kesme hızı ve ilerleme oranı miktarlarına göre; yüzey pürüzlülük
değeri aralığı 0,33-0,66 µm aralığında değişim göstermiştir. Yüzey pürüzlülük
değerlerinin en küçüğü, ilerleme hızının en az olduğu değerlerde görülmüştür.
En büyük Ra değeri ilerlemenin en fazla olduğu değerlerde elde edilmiştir.
Kesme hızının 50 m/dk, ilerleme hızının 0,10 mm/diş parametreli test yapılırken
kesici takımın deforme olduğu görülmüştür. Bu durumun yüzey pürüzlülük
değerlerini olumsuz yönde etkilediği düşünülmektedir
- …