16 research outputs found
Eğitimde Sosyal Adalet Liderliği ile Okul Aidiyet Duygusu Arasındaki İlişki: Kanonik Korelasyon Analizi
The purpose of this research was to examine the relationship between the high school students' perceptions of their school principals' social justice leadership and their sense of school belonging. The sample of the research consists of 264 students studying at high schools in Denizli and Manisa, two medium-sized cities in the Aegean Region. “Social Justice Leadership Scale (SJLS)” developed by Özdemir and Kütküt (2015) and “School Belonging Scale (SBS)” developed by Goodenow (1993) and adapted into Turkish by Sarı (2013) were used for data collection. As a result of the research, which employs the correlational survey model, it was determined that high school students felt a moderate level of school belonging and had a moderate perception of school principals' social justice leadership. As a result of the canonical correlation analysis, it was determined that the school belonging, and social justice leadership data sets shared a variance of approximately 60%. It has been determined that there is a positive relationship between the variables of support, participation and critical consciousness in the social justice leadership data set and the sense of belonging and sense of rejection variables in the sense of school belonging data set.Ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerin okul müdürlerinin, sosyal adalet liderliğine ilişkin algıları ile okul aidiyet duyguları arasındaki ilişkininin incelenmesi bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır. İlişkisel tarama modelinin kullanıldığı araştırmanın örneklemi, Ege Bölgesi'nde bulunan orta ölçekli iki şehir olan Denizli ve Manisa illerindeki ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören 264 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Özdemir ve Kütküt (2015) tarafından geliştirilen “Sosyal Adalet Liderliği Ölçeği (SALÖ)” ve Goodenow (1993) tarafından geliştirilen ve Türkçe uyarlaması Sarı (2013) tarafından yapılan “Okul Aidiyet Duygusu Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, ortaöğretim kurumunda öğrenim gören öğrencilerin algılarına göre, orta düzeyde okul aidiyeti hissettikleri ve okul müdürlerinin sosyal adalet liderliğine yönelik algılarının orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Kanonik korelasyon analizi sonucunda, okul aidiyeti duygusu ve sosyal adalet liderliği veri setlerinin yaklaşık %60’lık bir varyans paylaştıkları belirlenmiştir. Bununla birlikte, sosyal adalet liderliği veri setinde yer alan destek, katılım ve eleştirel bilinç değişkenleri ve okul aidiyeti duygusu veri setinde yer alan aidiyet duygusu ve reddedilme duygusu değişkenleri arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğu tespit edilmiştir
Examining teachers’ opinions regarding the organizational forgiveness in reference to several variablesÖğretmenlerin örgütsel affediciliğe ilişkin görüşlerinin çeşitli değişkenlere göre incelenmesi
The aim of this study is to reveal the teacher views on forgiveness behavior in their interpersonal relationships with other teachers at school and analyze their views in reference to several variables (gender, subject field, seniority, school type, length of service at school and number of students at school). In the study, “Convergent parallel design”, a mixed research method was used. The participants in the quantitative part of the study were comprised of 252 teachers working at public schools in Ankara central district during the 2014-2015 Academic Year. The participants in the qualitative part of the study were comprised of eight teachers that are working in different schools and volunteered to participate in the study. Arithmetic mean, standard deviation, t-test and ANOVA were used to analyze the quantitative data. Descriptive analysis method was used for the qualitative part of the study. As a conclusion, while teachers see being forgiving as a virtue and a necessary behavior to both ensure efficiency within the organization and prevent a negative school environment, they believe that forgiveness depends on some certain conditions. However, the teacher views vary based on school type and subject field only in the dimension of justification of forgiveness and do not vary significantly based on any variable in other dimensions. ÖzetBu çalışmanın amacı öğretmenlerin çalıştıkları okulda diğer öğretmenlerle (kişilerarası) ilişkilerinde affedicilik davranışına ilişkin görüşlerini ortaya koymak ve bu görüşlerini çeşitli değişkenlere (cinsiyet, branş, kıdem, okul türü, okulda çalışma süresi ve okuldaki öğrenci sayısı) göre değerlendirmektir. Araştırmada karma yöntem araştırmalarından “yakınsayan paralel desen” kullanılmıştır. Araştırmanın nicel kısmının katılımcılarını 2014-2015 Eğitim-Öğretim yılında Ankara il merkezindeki kamu okullarında görevli 252 öğretmen, nitel kısmının katılımcılarını farklı okullarda görev yapan ve araştırmaya katılmaya gönüllü sekiz öğretmen oluşturmuştur. Nicel verilerin analizinde aritmetik ortalama, standart sapma ve t-testi ve ANOVA nitel verilerin analizinde betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Sonuç olarak öğretmenler affedici olmayı hem bir erdem hem de örgüt içinde verimliliği sağlamak ve olumsuz okul ortamını engellemek için gerekli bir davranış olarak görürken; affetmenin bir takım şartlara bağlı olarak gerçekleşebileceğini düşünmektedirler. Bununla birlikte, öğretmenlerin görüşleri sadece affediciliği gerekçelendirme boyutunda okul türü ve öğretmenin branşına göre anlamlı farklılık göstermekte; diğer boyutlarda hiçbir değişkene göre anlamlı farklılık göstermemektedir
Kültürel değerlere duyarlı öğretmen rolleri ölçeğinin geliştirilmesi
Günümüzde artan göç olgusuyla birlikte farklı kültürlerin bir aradayaşaması daha önemli hale gelmiştir. Farklı kültürlerin bir arada olmasıtoplumsal yaşamı etkilemekte ve toplum birlikte yaşamanın getirdiğiihtiyaçlar doğrultusunda yeniden şekillenmektedir. Ortaya çıkantoplumsal ihtiyaçlar eğitim alanında da kendini göstermektedir. Bunoktada kültürel değerlere duyarlı eğitim, kültürel değerlere duyarlıöğretim, kültürel değerlere duyarlı öğretmen gibi kavramların ne olduğuve bu süreçte öğretmenden beklenen davranışların neler olduğu önemtaşımaktadır. Bu çalışmanın amacı kültürel değerlere duyarlı öğretmenrolleri ölçeği geliştirmek ve öğretmenlerin ve yöneticilerin konuya ilişkingörüşlerini çeşitli değişkenlerine göre incelemektir. Araştırmanın çalışmagrubunu 476 öğretmen ve yönetici oluşturmaktadır. Araştırmada kesitseltarama modeli kullanılmıştır. Verilerin analizinde açımlayıcı faktöranalizi (AFA), doğrulayıcı faktör analizi (DFA), madde toplamkorelasyonları, Cronbach alfa analizi, iki yarı güvenirliği analizi, t testi veANOVA kullanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre DFA uyum indekslerinin?2=297.53, sd=150, ?2/sd=1.98, RMSEA=.075, NFI=.95, NNFI=.97,CFI=.97, IFI=.97, RFI=.95, SRMR=.056 olduğu ve iyi uyumu gösterdiğigörülmektedir. Ölçeğin güvenirliği için yapılan analizlerde en düşükCronbach alfa katsayısı .88 olarak hesaplanmıştır. Dolayısıyla iki faktörve toplam 19 maddeden oluşan kültürel değerlere duyarlı öğretmendavranışları ölçeğinin geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu görülmüştür.Araştırma bulgularına göre öğretmenlerin görüşleri cinsiyet ve okul türüdeğişkenlerine anlamlı bir farklılık göstermektedir. Kadın öğretmenlerinve ilkokulda çalışan öğretmenlerin görüşleri daha olumludur. Ancaköğretmenlerin görüşleri kıdem, görev ve eğitim durumu değişkenlerinegöre anlamlı bir farklılık göstermemektedir
Sınıf İçindeki Çokkültürlülüğün Yönetimine İlişkin Öğretmen Görüşleri
Savaş, iklim değişiklikleri, doğal afetler, ekonomik ve diğer nedenlerle farklı kültürler bir aradayaşamaya başlamış, toplumsal yapı çokkültürlü duruma gelmiş ve bu durum eğitime deyansıyarak çokkültürlü eğitim ortaya çıkmıştır. Çokkültürlü eğitimin “içerik entegrasyonu,bilgiyi inşa süreci, eşitlikçi pedagoji, önyargı azaltması, güçlendirici okul kültürü ve sosyalyapı” olmak üzere boyutları bulunmaktadır. Bu araştırmada öğretmenlerin sınıf ortamındaçokkültürlülüğü nasıl yönettiklerini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Bu amaçla, nitel araştırmayöntemi kullanılmış ve araştırma verileri yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır.Araştırmaya farklı eğitim basamaklarında görevli on öğretmen katılmıştır. Elde edilen bulgularincelendiğinde öğretmenlerin soru yanıt yöntemi, görsel öğretim aracı, akıllı tahta kullanma,önemli bölümleri not aldırma, okuma etkinlikleri yaptırma gibi öğrenmeye yönelik geneletkinlikleri kullanarak sınıf içindeki çokkültürlülüğü yönettikleri görülmüştür. Ayrıcaçokkültürlülüğe özgü sayılabilecek kavramın hem Arapçasını hem de Türkçesini kullanmak,İngilizce’den yararlanmak, beden dili kullanmak veya Arapça bilenlerden yardım almak gibiözel yöntemlerden yararlandıkları da belirlenmiştir. Bunlara ek olarak katılımcılarınçokkültürlüğü doğal kabul ederek de yönetmeye çalıştıkları ve ayrıca çokkültürlülüğü evrenselve insancıl anlatımlarla yönettikleri de belirlenmiştir. Son olarak araştırmaya katılanöğretmenlerin çokkültürlülüğü yönetmek için kullandıkları son yöntemin ise çokkültürlülüğehiç değinmemek olduğu belirlenmiştir. Öğretmenlerin sınıf içinde çokkültürlülüğüyönetebilmeleri için farklılıkları tanımaları, önyargılarından kurtulmaları, öğrencilerin kültürelgeçmişlerine saygı duymaları ve kendilerini çokkültürlülük konusunda yeterli görmelerigerekmektedir
ÖRGÜTLERİN SEMBOLİK ROLLERİNE İLİŞKİN KAVRAMLARIN İNCELENMESİ
Örgütler varlıklarını sürdürebilmek için dış dünyaya ihtiyaç duymaktadır. Dış dünyaya yansıttıkları olumlu sinyaller örgütlerin tercih edilmeleri açısından önemli görülmektedir. Bu sebeple dış görünüşlerine dikkat etmektedirler. Bu dış görünüşleri ile alakalı literatürde karşımıza örgütsel saygınlık, örgütsel imaj, örgütsel kimlik ve örgütsel itibar kavramları çıkmaktadır. Ancak, örgütsel literatürde yer alan örgütsel saygınlık, örgütsel imaj, örgütsel kimlik ve örgütsel itibar kavramlarının araştırmalarda kullanımlarında teorik olarak bir tutarlılık olmadı, birbirinin yerine veya eş anlamlı olarak kullanımları dikkat çekmektedir. Bu sebeple bu çalışmanın amacı, örgüt literatüründe kullanılan bu kavramların teorik çerçevesinin oluşturulması ve bu kavramların tanımlarında veya kullanımındaki yanlışlıkların düzeltilmesi için araştırmacılara yol göstermek olarak belirlenmiştir. Bu araştırmada; örgütsel saygınlık, örgütsel imaj, örgütsel kimlik ve örgütsel itibar kavramları hakkında terminolojik tanımlara, yapılmış olan çalışmaları sentezleyerek aktarımlarına yer verilmektedir. Böylelikle literatürde yer alan yanlış veya yerine kullanımların önüne geçilmesi hedeflenmiştir
Retos de la Educación a Distancia Durante el Período Pandémico (Covid-19)
The purpose of this study is to reveal the perceptions of the teachers, administrators, and academics who had to continue distance education during COVID-19 epidemic disease period, about the problems they experienced and the strategies to cope with the challenges. The working group of the current study consists of 65 teachers. The data were collected via an open-endedwritten interview. Content analysis was applied for analysis of the data gathered. Various important results regarding the use of distance education were obtained during the pandemic period and yielded significant findings. The first and the most important finding is that theachers have difficulties in internet access and lack of infrastructure, classroom management and human resources. Another challenge that participants reported was about teachers’ and students’ behaviours. The last theme stated by the participants is the distance education process itself. The findings reveal that the participants determined their strategies to deal with these problems with new arrangements regarding the classroom management, getting help from colleagues, family members and experts and communicating with students and parents. It can be certainly suggested that the participants are not ready for the distance education process and there is a lack of application in this regard; such as technology support and distance education training, and moreover, the participants do not have sufficient knowledge and experience about distance education.El propósito de este estudio es revelar las percepciones de los profesores, administradores y académicos que tuvieron que continuar con la educación a distancia durante el período de la enfermedad epidémica COVID-19, acerca de los problemas que experimentaron y las estrategias para hacer frente a los desafíos. El grupo de trabajo del presente estudio está formado por 65 profesores. Los datos se recogieron mediante una entrevista abierta. Se aplicó un análisis de contenido para analizar los datos reunidos. Durante el período de la pandemia se obtuvieron varios resultados importantes en relación con el uso de la educación a distancia, que arrojaron resultados significativos. La primera y más importante conclusión es que los profesores tienen dificultades de acceso a Internet y carecen de infraestructura, gestión de las aulas y recursos humanos. Otro desafío que los participantes informaron se refería al comportamiento de los profesores y los estudiantes. El último tema señalado por los participantes es el proceso de educación a distancia en sí mismo. Las conclusiones revelan que los participantes determinaron sus estrategias para hacer frente a esos problemas con nuevas disposiciones relativas a la gestión del aula, la obtención de ayuda de colegas, familiares y expertos y la comunicación con los estudiantes y los padres. Ciertamente se puede sugerir que los participantes no están preparados para el proceso de educación a distancia y que hay una falta de aplicación a este respecto; por ejemplo, el apoyo tecnológico y la capacitación en educación a distancia, y además, los participantes no tienen suficientes conocimientos y experiencia sobre la educación a distancia
Examining Culturally Responsive Education in Turkey through Strategic Plans
The strategic plan, which specifies the activities planned to be achieved by an institution in a certain period of time, is very important for the future actions of the institution. The purpose of this research was to find out culturally responsive educational activities in Turkey as specified in the strategic plans prepared by Ministry of National Education, and national education directorates at province and district level. Within the scope of the research, the 2019-2023 strategic plans of 72 school directorates (12 provinces and 36 districts) as well as the Ministry of National Education were examined in terms of culturally responsive education. In this descriptive qualitative study, document analysis method was used. According to the findings of the research, it was understood that culturally responsive education practices were not included enough in the strategic plans, and foreign students were mentioned in the section of weakness, risk or threat. Similarly, targets that would either increase the enrolment rate of foreign students or ensure the academic and social development of foreign students were not encountered in the strategic plans. It is suggested that, culturally responsive educational practices should be included in strategic plans
Pandemi Dönemi Eğitim: Sorunlar ve Fırsatlar
Covid-19 pandemi dönemi eğitimde sorunlar yaşanmasına neden olmakla birlikte eğitim sistemlerinin yeniden gözden geçirilmesi, temel felsefesinden uzaklaşmış ve geçerliliği tartışılan yöntemlerin güncellenmesi için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. Bu çalışmanın amacı pandemi dönemini uluslararası raporlarda eğitim açısından inceleyerek, ortaya çıkan sorunları ve bu sürecin yaratığı fırsatları belirlemektir. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden temel araştırma kullanılmıştır. Araştırma kapsamında Ekonomik Kalkınma ve İş birliği Örgütü (OECD, 2020b), Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO, 2020) ve Dünya Bankası (2020) tarafından yayınlanan eğitim raporları incelenmiştir. Raporlarda ortaya çıkan sorunlara ilişkin temalar öğrenme -öğretme süreciyle ilgili sorunlar, paydaşlardan kaynaklanan sorunlar, teknolojik sorunlar, sağlık sorunları ve diğer başlıkları altında toplanmıştır. Ayrıca salgın döneminde ortaya çıkan fırsatlara ilişkin temalar okulların işlevi, yeni eğitim algısı, alternatif eğitim yapılanmaları, 21.yy öğrenme öğretme becerileri, veli katılımı ve okul yönetim becerileri başlıkları altında toplanmıştır. Sonuç olarak Covid19 pandemi süreci eğitim açısından sorunlar getirmekle birlikte bu sorunlar yeni fırsatlar oluşturmuştur. Öğrenme -öğretme süreciyle ilgili sorunlar, paydaşlardan kaynaklanan sorunlar ve sağlık sorunları okulların işlevini yeniden düşünmek, ortaya çıkan yeni eğitim algısıyla alternatif eğitim yapılanmalarına fırsat oluşturmaktadır. Benzer şekilde teknolojik sorunlar, öğrenme -öğretme süreciyle ilgili sorunlar ve paydaşlardan kaynaklanan sorunlar da 21.yy öğrenme öğretme becerileri, veli katılımı ve okul yönetim becerilerini geliştirme açısından fırsat oluşturmaktadır
Challenges in distance education during the (Covid-19) pandemic period
The purpose of this study is to reveal the perceptions of the teachers, administrators, and academics who had to continue distance education during COVID-19 epidemic disease period, about the problems they experienced and the strategies to cope with the challenges. The working group of the current study consists of 65 teachers. The data were collected via an open-endedwritten interview. Content analysis was applied for analysis of the data gathered. Various important results regarding the use of distance education were obtained during the pandemic period and yielded significant findings. The first and the most important finding is that theachers have difficulties in internet access and lack of infrastructure, classroom management and human resources. Another challenge that participants reported was about teachers’ and students’ behaviours. The last theme stated by the participants is the distance education process itself. The findings reveal that the participants determined their strategies to deal with these problems with new arrangements regarding the classroom management, getting help from colleagues, family members and experts and communicating with students and parents. It can be certainly suggested that the participants are not ready for the distance education process and there is a lack of application in this regard; such as technology support and distance education training, and moreover, the participants do not have sufficient knowledge and experience about distance education.El propósito de este estudio es revelar las percepciones de los profesores, administradores y académicos que tuvieron que continuar con la educación a distancia durante el período de la enfermedad epidémica COVID-19, acerca de los problemas que experimentaron y las estrategias para hacer frente a los desafíos. El grupo de trabajo del presente estudio está formado por 65 profesores. Los datos se recogieron mediante una entrevista abierta. Se aplicó un análisis de contenido para analizar los datos reunidos. Durante el período de la pandemia se obtuvieron varios resultados importantes en relación con el uso de la educación a distancia, que arrojaron resultados significativos. La primera y más importante conclusión es que los profesores tienen dificultades de acceso a Internet y carecen de infraestructura, gestión de las aulas y recursos humanos. Otro desafío que los participantes informaron se refería al comportamiento de los profesores y los estudiantes. El último tema señalado por los participantes es el proceso de educación a distancia en sí mismo. Las conclusiones revelan que los participantes determinaron sus estrategias para hacer frente a esos problemas con nuevas disposiciones relativas a la gestión del aula, la obtención de ayuda de colegas, familiares y expertos y la comunicación con los estudiantes y los padres. Ciertamente se puede sugerir que los participantes no están preparados para el proceso de educación a distancia y que hay una falta de aplicación a este respecto; por ejemplo, el apoyo tecnológico y la capacitación en educación a distancia, y además, los participantes no tienen suficientes conocimientos y experiencia sobre la educación a distancia