251 research outputs found
Effects of several Plant Growth Regulators on the Yield and Fiber Quality of Cotton (Gossypium hirsutum L.)
Plant growth regulators (PGR) are used in cotton (Gossypium hirsutum L.) production to balance vegetative and reproductive growth, as well as to increase seed cotton yield and lint quality. Field experiments were conducted with some PGRs to determine their effects on yield and yield components of cotton using cv. ‘Stoneville 453’. The study was conducted at Harran University Agricultural Research and Application Center located in Şanlıurfa, Turkey in 2004 and 2005. Seven commercial PGRs (Pix, Bigtonik, Biozyme® TF, K-Humate, Maxicrop and Biogibb) were sprayed at recommended doses and application time during the study. Experiments were arranged as randomized complete plot design with three replications. Experimental plots consisted of 12 meter long with six rows, 0.70 m row spacing and 0.20 m plant-spacing on row. The results showed that the applied PGRs (except pix) had significant positive effects on the seed cotton yield, plant height, average number of open bolls, number of sympodia, boll weight, lint percentage and seed index and decreased the earliness index. However, fiber length, fiber fineness, fiber strength and fiber uniformity were not affected by the treatments. Higher yields were obtained in Maxicrop, Biozyme® TF and Biogibb treated plots. Therefore, PGRs might be considered a component of cotton growth management to provide higher seed cotton yields
Engelli Bir Çocuğa Sahip Olmanın Getirdiği Yaşam Deneyimleri: Anneler Üzerinden Nitel Araştırma
Bu araştırmanın amacı engelli çocuğa sahip annelerin engelli çocukları için ne tür desteklerden faydalandıklarını, sosyal yaşama katılımlarını ve endişelerini ortaya koymaktır. Araştırmada nitel araştırma deseni kullanılmıştır. Araştırmada nitel araştırma deseni kullanılmasının en önemli nedeni nitel araştırma deseninin bireylerin nasıl yaşadıklarını, nasıl davrandıklarını, nasıl konuştuklarını neye nasıl tepki verdiklerini anlamaya çalışan bir yöntem olmasıdır. Araştırma Eylül 2017- Mayıs 2018 tarihleri arasında Konya’da gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında kullanılan örneklem; kartopu örneklemdir. Araştırmaya, engelli çocuğa sahip 14 anne katılmıştır. Veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu ile bireylerle derinlemesine görüşmeler yapılarak toplanmıştır. Anneler ile yapılan derinlemesine görüşmeler ortalama 45-60 dakika sürmüştür. Görüşmeler esnasında ses kayıt cihazı kullanılmıştır. Araştırma kapsamında elde edilen görüşmeler neticesinde alınan ses kayıtları yazıya aktarılmış ve yaklaşık olarak 60 sayfaya yakın veri seti elde edilmiştir. Araştırmacılar tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanan veriler betimsel analize tabi tutulmuş olup sonrasında tematik kodlama gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda engelli bireye sahip anneler, çocuklarının bakımı konusunda aile büyüklerinden sosyal destek aldıklarını ancak toplumsal destek görmediklerini, bunun sebebi olarak toplumun engellilik konusunda yeterince bilinçli olmadıklarını belirtmişlerdir. Toplumdaki bireylerin rahatsız edici bakışlarının sosyal hayata katılım önündeki en büyük engellerden biri olduğu belirtilmiş ve bunun engellilik konusunda duyarlılık eğitimi ile çözülebileceği önerilmiştir. Anneler, gelecekte çocuklarının başına ne geleceği konusunda kaygı yaşadıklarını ifade etmişler ve söz konusu kaygıyı giderebilmek için devletin bu konuda oluşturacağı politikaların önemli olduğu vurgulanmıştır
Gray’in Muhasebe Değerleri Üzerine Ampirik Bir Değerlendirme
Amaç – Bu çalışmada, Gray’in teorik olarak ileri sürdüğü muhasebe değerleri olan profesyonellik, tekdüzelik, tutuculuk ve gizliliğe yönelik ampirik bir değerlendirme gerçekleştirmek amaçlanmıştır. Araştırmanın, Türkçe literatürde Hofstede-Gray modeline yönelik ampirik bir değerlendirme olmaması nedeniyle ilgili yazına katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Yöntem – Çalışmada Aksaray ilinde faaliyet gösteren Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler (SMMM) anakütle olarak belirlenmiş ve 108 muhasebe meslek mensubuna bir anket uygulaması gerçekleştirilmiştir. Elde edilen verilerin analizinde, tanımlayıcı istatistikler ile açımlayıcı faktör analizi ve keşfedici faktör analizi gerçekleştirilmiştir. Bulgular – Elde edilen bulgular, Gray’in muhasebe değerleri modelinin kısmen desteklendiğini göstermektedir ancak tutuculuk değeri ‘açıklama açısından tutuculuk’ ve ‘değerleme/ölçüm açısından tutuculuk’ olarak iki ayrı faktöre yüklenmiştir. Tartışma – Araştırmada kullanılan ölçeğin açıklanan toplam varyans değeri %64,582 olduğundan dolayı henüz tanımlanmamış başka muhasebe değerlerinden söz edilebilir. Bu bağlamda, teorik temel yerine deneysel olarak hazırlanan veri toplama tekniği ile tanımlanmamış diğer muhasebe değerlerini tanımlamak mümkün olabilecektir
The study of the relationships between social appearance anxiety, self-esteem and loneliness level among university studentsÜniversite öğrencilerinin sosyal görünüş kaygıları ile benlik saygıları ve yalnızlık düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi
The purpose of this study is to investigate the relationships between social physique anxiety, self-esteem and loneliness level between university students. Six hundred twenty nine female and seven hundred fifty six male university students from the Department of Economies and Administrative Sciences, Faculty of Engineering, Faculty of Education, Faculty of Health Sciences, Faculty of Law, Faculty of Sciences, Faculty of Letters, Faculty of Medicine, Faculty of Theology, Faculty of Communication, Faculty of Dentistry, Faculty of Pharmacy, Faculty of Architecture, Faculty of Forestry and Tourism and Hotel Management Program of Vocational School in Karadeniz Technical University were participated in the study.The Personal Information Form, Social Physique Anxiety Scale. Rosenberg Self-Esteem Scale and UCLA Loneliness Scale were administered to participants. Data were analyzed by the program called SSPS 16.0. For analysis, techniques of descriptive statistics, arithmetic mean, mode, standard deviation and percentage were used. In addition, t-tests and one-way analysis of variance (ANOVA) for independent groups were applied. Examining the source of the differences, Turkey’s lest was additionally conducted. Correlation and regression analysis measurements were performed to specify the relationships between dependent variables.The study revealed that social appearance anxiety is low between university students as the social physique anxiety scale offers. However, significant differences were detected in comparisons between social appearance anxiety levels and gender, family structure, places they spend most of the time, weight and height satisfaction, and wearing luxury brands variables. It was found that there are not significant differences between social appearance anxiety levels, and the monthly expenses and wearing luxury brands. It was also found that there are not significant differences between Rosenberg self-esteem scale results and gender, the places they spend most of the time and monthly expenses. However, there is a significant difference betweentheir loneliness level and gender, the places they spend most of the time and monthly expenses. When examined, there is a negative relationship between social appearance anxiety and self-esteem whilst there is a positive relationship between social appearance anxiety and loneliness. Additionally, there is a negative relationship between self-esteem and loneliness. ÖzetBu araştırmanın temel amacı, üniversite öğrencilerinin sosyal görünüş kaygıları ile benlik saygıları ve yalnızlık düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Tarama modelindeki bu araştırmaya 2013-2014 Eğitim Öğretim Yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Eğitim Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hukuk Fakültesi, Fen Fakültesi, Edebiyat Fakültesi Tıp Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, İletişim Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Eczacılık Fakültesi, Mimarlık Fakültesi, Orman Fakültesi ve Turizm Otelcilik Meslek Yüksek Okulu’ nda öğrenim gören toplam 1386 (629 kadın, 756 erkek) öğrenci katılmıştır.Araştırmada veri toplama araçları olarak; “Kişisel Bilgi Formu”, “Sosyal Görünüş Kaygısı Ölçeği”, “Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği” ve “Ucla Yalnızlık Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizinde SSPS 16.0 paket programından yararlanılmıştır.Verilerin analizinde betimsel istatistiklerden; yüzde, frekans,aritmetik ortalama ve standart sapma teknikleri kullanılmıştır. Ayrıca araştırmada bağımsız gruplar için t-Testi, bağımsız gruplar için tek yönlü varyans analizi (ANOVA)ve farkın kaynağına bakmak amacıyla da Tukey testine başvurulmuştur. Bağımlı değişkenler arasındaki ilişkileri belirlemek için korelasyon ve regresyon analizleri yapılmıştır.Araştırmada üniversite öğrencilerinin, sosyal görünüş kaygısı ölçeğinden elde ettikleri ortalamalar açısından sosyal görünüş kaygı düzeylerinin düşük olduğu bulunmuştur. Bunun yanında öğrencilerin sosyal görünüş kaygısı puanlarıyla; cinsiyet, aile yapısı, hayatının önemli bir kısmını geçirdiği yer, kilosundan memnun olma durumu, boyundan memnun olma durumu ve marka giyinme değişkenleri açısından yapılan karşılaştırmalarda ise anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Sosyal görünüş kaygısı puanlarıyla; bireysel olarak aylık harcanan para ve marka giyinme değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermediği bulunmuştur. Rosenbergbenlik saygısı puanlarıyla; cinsiyet, hayatının önemli bir kısmını geçirdiği yer ve bireysel olarak aylık harcanan para değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermediği bulunmuştur. Yalnızlık puanlarıyla; cinsiyet, hayatının önemli bir kısmını geçirdiği yer ve bireysel olarak aylık harcanan para değişkenine göre anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Ayrıca bağımlı değişkenler arasındaki ilişkiye bakıldığında, sosyal görünüş kaygısı ile benlik saygısı arasında negatif yönde anlamlı ilişki olduğu, sosyal görünüş ile yalnızlık arasında da pozitif anlamlı ilişki olduğu belirlenmiştir. Bunun yanında benlik algısı ile yalnızlık arasında da negatif yönde anlamlı ilişki olduğu belirlenmiştir
Gray’in Muhasebe Değerleri Üzerine Ampirik Bir Değerlendirme
Amaç – Bu çalışmada, Gray’in teorik olarak ileri sürdüğü muhasebe değerleri olan profesyonellik, tekdüzelik, tutuculuk ve gizliliğe yönelik ampirik bir değerlendirme gerçekleştirmek amaçlanmıştır. Araştırmanın, Türkçe literatürde Hofstede-Gray modeline yönelik ampirik bir değerlendirme olmaması nedeniyle ilgili yazına katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Yöntem – Çalışmada Aksaray ilinde faaliyet gösteren Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler (SMMM) anakütle olarak belirlenmiş ve 108 muhasebe meslek mensubuna bir anket uygulaması gerçekleştirilmiştir. Elde edilen verilerin analizinde, tanımlayıcı istatistikler ile açımlayıcı faktör analizi ve keşfedici faktör analizi gerçekleştirilmiştir. Bulgular – Elde edilen bulgular, Gray’in muhasebe değerleri modelinin kısmen desteklendiğini göstermektedir ancak tutuculuk değeri ‘açıklama açısından tutuculuk’ ve ‘değerleme/ölçüm açısından tutuculuk’ olarak iki ayrı faktöre yüklenmiştir. Tartışma – Araştırmada kullanılan ölçeğin açıklanan toplam varyans değeri %64,582 olduğundan dolayı henüz tanımlanmamış başka muhasebe değerlerinden söz edilebilir. Bu bağlamda, teorik temel yerine deneysel olarak hazırlanan veri toplama tekniği ile tanımlanmamış diğer muhasebe değerlerini tanımlamak mümkün olabilecektir
Triethylammonium (S)-(−)-O-[1-(2-naphthyl)ethyl] (4-methoxyphenyl)dithiophosphonate
The crystal structure of the title compound, C6H16N+·C19H18O2PS2
−, consists of the dithiophosphonate anions and the triethylammonium cations, which are linked by N—H⋯S hydrogen bonds and weak C—H⋯O hydrogen bonds. In the anion, the benzene ring is oriented with respect to the naphthalene ring system at a dihedral angle of 24.92 (5)°. In the crystal, weak C—H⋯π interactions also occur
Novel Gold(I) and Silver(I) Complexes of Phosphorus-1,1,-dithiolates and Molecular Structure of [O, O'-(Bornyl)2PS2]H3NC(CH3)3
Background: The novel chiral phosphorus-1,1-dithiolates [4-CH3OC6H4P(S)(OR)S]-[H3NC(CH3)3]+ were synthesized by the reaction of [RPS2)]2 (R = 4-MeOC6H4) or P2S5 and the respective alcohol ROH (R = myrtanyl, 2-naphthylethyl, myrtenyl, borneol) in toluene. The reaction of phosphorus-1,1-dithiolates 1-4 and Au(tht)Cl, AuClPPh3 or AgNO3 and PPh3 gave rise to gold(I)- and silver(I)-complexes in THF. All compounds have been characterised by elemental analyses, IR, NMR (1H-, 13C- and 31P-) spectroscopy as well as MS measurements. Optical rotation values confirmed the chirality of the compounds. The Compound 4 has been characterized structurally by X-ray crystallography. Results: Phosphorus-1,1,-dithiolate compounds were formed as liquids and were treated with suitable amine in order to convert them to their salts 1-4. They have been successfully characterized spectroscopically (IR, 1H, 13C, 31P NMR) as well as mass spectra. The compound 4 has been also structurally by X-ray crystallography. The compound 4 crystallizes in the orthorhombic space group P2(1)2(1)2(1) with Z = 4. Compounds containing phosphorus and sulfur donor atoms are excellent ligands due to offering many metal complexes especially group 11-12 metals. The synthesis of gold(I) and silver(I) complexes with chiral phosphorus-1,1,-dithiolate and triphenylphosphine have been described and investigated. Conclusions: In the present work, we report the synthesis, charactreization of the chiral phosphorus-1,1-dithiolate ligands and preparing the gold(I) and silver(I) phosphorus-1,1-dithiolate or S-donor with phosphine complexes. The molecular structure of the Compound 4 was determined by X-ray diffraction. Due to an easy synthesis method of phosphorus-1,1-dithiolate compounds and a good complexion reagent, it is possible the improvement of the collecting metallic gold or silver from the minerals. When the more ionic salt of phosphorus-1,1-dithiolate compounds were prepared in this way, the water can be used as a cheap solvent. As a result, it can be an alternatively method for the collecting metallic gold or silver from the minerals in future. © 2013 Solak et al.; licensee Chemistry Central Ltd
The case of malignancy mimicking legionella pneumonia
Legionella pneumophila is a bacterium, which can grow inwater pipe networks and climate systems. Contaminationoccurs by aspiration of infected water or aerosol inhalation.It is usually presented with fever, bradycardia, andchange in mental status, hyponatremia, elevation of liverenzymes and deterioration of renal function. The definitediagnosis is established by detection of the antigens andcultivating in the culture medium. Also, malign lung tumorscan encounter with the same clinical findings, so lungcancer should be remembered in differential diagnosis.The patient hospitalized for the Legionella pneumophiladue to the physical examination and laboratory findingsduring the first evaluation in the emergency department.However, further examinations pointed to the cancer. Weaimed to emphasize the probability of malignant tumorsin terms of hyponatremia, increase in the liver enzymes,and failure in the renal functions, which were usually experiencedin emergency unit. J Clin Exp Invest 2013; 4(3): 390-392Key words: Legionella pneumophila, pneumonia, lung malignanc
Problems that are encountered by the students with disabled in universities: Sample of University of Selcuk Üniversitelerde engelli öğrencilerin eğitim alanında karşılaştıkları sorunlar: Selçuk Üniversitesi Örneği
Abstract The main aim of this study is to present educational problems that Selçuk University disabled students encounter. This study is designed in accordance with qualitative research method. Data is collected based on qualitative research design, -on behalf of Selçuk University Disabled Student Unity- from (1) interviews with students, students’ parents and instructors and (2) applications of students, students’ parents and instructors. In 2009-2016 academic years, there were 152 written appeal and interviews (disabled students, students’ families, and instructors). Among the applicants instructors are the ones who experience most problems (n=76, 50%) and the most troublesome theme is problems related to lecturing style based on disability types (n=42, 40,79%) and problems related to the way in which exams are framed (n=35, 23,03%). For a visually disabled student, sufficient explanations and descriptions in course materials have to be done. For hearing-impaired students, instructor has to be careful about where s/he stands in the class and has to lecture facing the student. As for orthopedically disabled students, notes have to be provided to those students who have difficulty to take notes during the lectures.Extended English abstract is in the end of PDF (TURKISH) file. ÖzetBu araştırmanın genel amacı Selçuk Üniversitesi bünyesinde yer alan engelli öğrencilerin eğitim alanında karşılaştıkları eğitsel sorunları ortaya koymaktadır. Bu çalışma nitel araştırma yöntemine göre dizayn edilmiştir. Veriler nitel araştırma desenine göre Selçuk Üniversitesi Engelli Öğrenci Birimi adına (1) öğrenci, öğrenci velileri ve öğretim elemanları ile yapılan görüşmelerden, (2) öğrenci, öğrenci velileri ve öğretim elemanlarının birime yaptıkları başvurulardan elde edilmiştir. 2009-2016 eğitim-öğretim yılları arasında toplamda 152 adet yazılı başvuru/görüşme (engeli öğrenciler, öğrenci velileri ve öğretim elemanları) gerçekleşmiştir. Başvuranlar arasında en çok sorun yaşayanların öğretim elemanlarının olduğu (n=76, %50), en çok sorun yaşadıkları temaların ise engel türlerine göre ders anlatım biçimine ilişkin sorunlar (n=62, %40,79) ve sınavların yapılma şekline ilişkin sorunlar (n=35, %23,03) olduğu görülmektedir. Görme engelli bir öğrenci için ders materyallerinde yeterli açıklamaların ve betimlemelerin yapılması gerekmektedir. İşitme engelli öğrenciler için hocanın sınıfta bulunduğu pozisyona dikkat ederek bu tür engele sahip bir öğrenciye yönelerek ders anlatımını gerçekleştirmesi gereklidir. Ortopedik engelli öğrencilere yönelik ise ders anlatım sırasında not tutmakta zorlanan bu öğrencilere notların erişiminin sağlanması önemlidir.// // // // // // Annotate Highligh
- …