Examining the visual screening patterns of emotional facial expressions with gender, age and lateralization

The main objective of the study is to investigate the effects of age of model, gender of observer, and lateralization on visual screening patterns while looking at the emotional facial expressions. Data were collected through eye tracking methodology. The areas of interests were set to include eyes, nose and mouth. The selected eye metrics were first fixation duration, fixation duration and fixation count. Those eye tracking metrics were recorded for different emotional expressions (sad, happy, neutral), and conditions (the age of model, part of face and lateralization). The results revealed that participants looked at the older faces shorter in time and fixated their gaze less compared to the younger faces. This study also showed that when participants were asked to passively look at the face expressions, eyes were important areas in determining sadness and happiness, whereas eyes and noise were important in determining neutral expression. The longest fixated face area was on eyes for both young and old models. Lastly, hemispheric lateralization hypothesis regarding emotional face process was supported

Programlama Performansını Etkileyen Faktörlerin Bilişsel Tabanlı Bireysel Farklılıklar Temelinde Modellenmesi

This study is aimed to determine the effects of cognitive based individual differences along with the other demographic characteristics on undergraduate students programming performance and to model the programming performance based on the cognitive factors related to programming. Considering the spatial ability and the working memory variables as cognitive and self-efficacy, gender, prior experience and university variables as non-cognitive individual differences, this study is designed to address how much of variance of programming performance is predicted and what the importance rank of those variables are.The study group included 129 sophomores who were enrolled in Programming Language-I course at the Computer Education and Instructional Technologies Department in three different universities located in Ankara.Bu çalışmanın amacı programlama performansına etki eden bilişsel faktörlere ilişkin bir model geliştirerek, bu performans üzerindeki bilişsel tabanlı bireysel farklılıkların etkisini diğer demografik özelliklerin etkisi ile birlikte ortaya koymaktır. Çalışmada bilişsel tabanlı bireysel farklılıklardan uzamsal beceri ve çalışma belleği ele alınarak, bu becerilerin öz yeterlilik, cinsiyet, ön deneyim ve üniversite değişkenleri ile birlikte programlama performansının ne kadarını yordadığı ve bu sürece anlamlı katkıda bulunan değişkenlerin önem sıraları ortaya konulmuştur.Çalışma üç farklı üniversitedeki Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği (BÖTE) bölümü 2. sınıf öğrencilerinden Programlama Dilleri-I dersine kaydolan toplam 129 lisans öğrencisi ile yürütülmüştür

Turkish Adaptation of ICT Use in Early Childhood Education Scale

The purpose of this study is to examine the validity and reliability of “ICT Use In Early Childhood Education Scale”, developed by Kerckaert, Vanderlinde & van Braak (2015), in Turkish language. Study group comprised of 128 preschool teachers. The scale was translated into Turkish using back-translation technique and consultation with experts. Exploratory and confirmatory factor analyses were executed for validity studies. Test retest reliability and internal consistency test were conducted for reliability analysis and item total correlation was calculated. As a result of exploratory factor analysis, one item was excluded, since it was loaded high on two factors not meeting the criterion of a minimal difference in loadings of .10. Exploratory and confirmatory factor analysis showed that the “ICT Use in Early Childhood Education Scale” has consisted of 10 items under two factor (“Supporting basic ICT skills and attitudes” – “Supporting contents and individual learning needs”). The Cronbach alpha coefficient was found as .913 and test re-test reliability coefficient was found as r=.851 p<.001. Item total correlation coefficients were ranged between .553 and .794, as suggested above .20. In conclusion, the results of this study showed that, ICT Use in Early Childhood Education Scale is valid and reliable in Turkish formBu çalışmanın amacı Kerckaert, Vanderlinde & vanBraak (2015) tarafından geliştirilen “Erken Çocuklukta BİT Kullanma Ölçeği”’nin geçerlik ve güvenirlik çalışmalarının yapılarak Türkçeye uyarlanmasıdır. Çalışma grubu 120 okul öncesi öğretmeninden oluşmaktadır. Ölçek çeviri-geri-çeviri tekniği ile Türkçeye çevrilmiş ve uzman görüşü alınmıştır. Geçerlilik çalışmaları için açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi yapılmıştır. Güvenirlik analizi için ise test tekrar test güvenirliği yapılmış, ölçeğin tümüne ve alt boyutlarına ilişkin iç tutarlılık katsayısı olan cronbach alpha değeri hesaplanmış ve madde toplam korelasyonları incelenmiştir. Açımlayıcı faktör analizi sonunda bir maddenin her iki faktörde birbirine yakın yük değeri verdiği görülmüş ve farklı faktörlerdeki yüksek yük değeri arasındaki farkın en az .10 olması gerektiği ölçütüne uymaması nedeniyle ölçekten çıkarılmıştır. Açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi sonucunda 10 maddenin iki faktör altında (“temel BİT becerileri ve tutumunu desteklemek için BİT kullanımı” -“içeriği ve bireysel öğrenme gereksinimlerini desteklemek için BİT kullanımı” toplandığı görülmüştür. Ölçeğin cronbach alpha katsayısı .913 olarak hesaplanmış ve test tekrar test güvenirlik katsayısı ise r=.851 p<.001 olarak elde edilmiştir. Madde toplam korelasyonları ise .553 ve .794 arasında değişmekte olup, önerildiği üzere .20’nin üzerinde olduğu görülmüştür. Sonuç olarak, bu çalışma ile “Erken Çocuklukta BİT Kullanma Ölçeği”’nin Türkçe formunun geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olarak ilerideki araştırmalarda kullanılabilir olduğu ifade edilebilir

Modeling Cognitive Strategies with Complex Task Performing Process

Abstract The purpose of this study is to examine individuals&apos; computer based complex task performing processes and strategies in order to determine the reasons of failure by cognitive task analysis method and cued retrospective think aloud with eye movement data. Study group was five senior students from Computer Education and Instructional Technologies Department at a state university. A computer based complex task including a logical reasoning process was developed and utilized. Data was collected with cued retrospective think aloud containing a gaze video replay and eye tracking. All the retrospective protocols were transcribed for analysis then a coding schema was developed iteratively from segments. By drawing area of interest fields(AOI) of task panel, eye movement data in specific processes and fields were analyzed by using fixation duration and fixation count metrics. None of the participants completed the task successfully within the given amount of time (max-10 min.). The findings yielded seven cognitive strategies (&quot;information gathering-reviewing&quot;, &quot;identification well-defined instructions&quot;, &quot;cue-seeking&quot;, &quot;using cues&quot;, &quot;assumption&quot;, &quot;trial and error&quot; and &quot;crosschecking&quot;) and their actions obtained from the task performing process. Furthermore, this process is modeled by defining sequences and the relations between the actions and cognitive strategies. It has been revealed that trial and error is the most employed strategy and participants used trial and error without reasoning. Moreover, it has been revealed out that participants mostly failed in choosing and using the right strategy

PERCEIVED COMPLEX TASK PERFORMANCE SCALE IN E-LEARNING ENVIRONMENTS

Bu çalışmanın amacı e-öğrenme ortamlarında algılanan karmaşık görev performansını belirlemeye yönelik bir ölçme aracı geliştirmektir. Geliştirilmesi hedeflenen ölçek Mazman ve Altun (2012) tarafından ortaya konulan “Karmaşık Görev Sürecindeki Bilişsel Stratejiler” modeli temelinde hazırlanmıştır. Modeldeki stratejiler temel alınarak madde havuzu hazırlanmış, uzman görüşleri ve küçük grupla pilot uygulama sonucunda ölçek formu düzenlenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu öğrenim görmekte olan 232 lisans öğrencisi oluşturmaktadır. Çalışmada yapı geçerliliği için öncelikle açımlayıcı faktör analizi uygulanarak iki faktör (“bilgi toplama”, “çözüm-kontrol”) altında 10 maddeden oluşan bir yapı elde edilmiştir. Ardından doğrulayıcı faktör analizi uygulanarak elde edilen yapının iyi uyum gösterdiği ortaya konulmuştur. Yakınsama ve ayırt edici geçerlilik için ise açıklanan ortalama varyanslar incelenmiştir. Ölçeğin güvenirlik çalışmaları için iç tutarlık katsayısı ve yapı güvenirliği hesaplanmış, ayrıca madde toplam korelasyonları raporlanmıştır. Analizler sonucunda ölçeğin geçerli ve güvenilir olduğu bulunmuştur. Uygulanan ölçeğe ilişkin toplam puanlar incelendiğinde kadınların erkeklerden anlamlı derecede performans algılarının yüksek olduğu bulunurken, sınıf düzeyine göre algılanan performansın değişmediği ortaya konulmuştur.Complex tasks are cognitively demanding tasks in which individuals have to manage different kinds of cognitive process and generally it is not likely to make an automated or standardized response to a situation, since it comprises several simultaneous goals to be met (Bainbridge, 1997). In 21th century, there is an increasing demand for people who can adapt to unexpected changes rapidly and handle the complex tasks that are non-routine having multiple goals (Csapo & Funke, 2017). In other words, nowadays in most of the sectors there is a need for people who have the ability of complex problem solving (Care, Scoular and Griffin, 2016). Cognitive strategies are one of the most import factors that play essential role in complex task process. Analyzing cognitive strategies provides supportive information for the design of a particular task (Kirschner & Van Merriënboer, 2008) and also provides feedback to the student to help them use a better strategy (Peckham, 2012). Especially in interactive environments it has been stated that the integration of cognitive characteristics as a human design factor would be beneficial for experiences tailored to their individual needs and preferences (Raptis et.al. 2017). From this point of view, this study is aimed to develop an instrument to determine perceived complex task performance in e-learning environments which is based on the model of “Cognitive Strategies in Complex Task” which was developed by Mazman & Altun (2012)

Programlamaya ilişkin Öz Yeterlilik Algısı Ölçeğinin Türkçe Formunun Güvenirlik ve Geçerlik Çalışması

The purpose of this study is to adapt “Computer Programming Self-Efficacy Scale”, developed by Ramalingam and Wiedenbeck (1998), to Turkish and to examine individuals’ programming self-efficacy scores across demographic variables. The study group is consisted of 152 undergraduate students from different academic departments who have taken at least one programming course earlier. The original scale was a 7-likert type with 32 items in 4 factors (independence and persistence, ability to perform simple programming tasks, ability to perform complex programming tasks, self-regulation). In the adapted version, the scale was finalized with 9 items in 2 factors (ability to perform simple programming tasks and ability to perform complex programming tasks) in Turkish form. Cronbach alpha coefficient was found to be .928 and McDonald’s (omega), which is proposed as being more appropriate for congeneric measurement, was found to be .956. As a result of explanatory factor analysis, two factors have explained 80,814 % of the variance together and this factor structure has been confirmed with confirmatory factor analysis, which showed a valid and reliable scale to measure programming self efficacy

EXAMINING THE RELATIONSHIP BETWEEN PRIMARY SCHOOL CHOOL TEACHERS’ INDIVIDUAL INNOVATIVENESS AND TENDENCY FOR TECHNOLOGY USE IN CLASS OF

Bu çalışmanın amacı sınıf öğretmenlerinin bireysel yenilikçilik özellikleri ile derste teknoloji kullanımına yönelik eğilimleri arasındaki ilişkinin farklı değişkenler açısından incelenmesidir. Çalışmanın örneklemini kolay ulaşılabilirlik yöntemi ile belirlenen 560 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Katılımcıların 341’i (% 60.9) kadın; 219’u (% 39.1) erkektir. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak sınıf öğretmenlerinin bireysel yenilikçilik düzeylerini belirlemek için “Bireysel Yenilikçilik Ölçeği”, derste teknoloji kullanımına yönelik eğilim düzeylerini belirlemek için ise “Derste Teknoloji Kullanımına Yönelik Eğilim Ölçeği” kullanılmıştır. Ayrıca demografik veriler “Kişisel Bilgi Formu” aracılığıyla toplanmıştır. Çalışma sonucunda sınıf öğretmenlerinin bireysel yenilikçilik ve derste teknoloji kullanımına ilişkin eğilim düzeylerinin yüksek olduğu ve değişkenler arasında pozitif yönde anlamlı ilişki olduğu belirlenmiştir. Diğer taraftan, sınıf öğretmenlerinin bireysel yenilikçilik düzeylerinin cinsiyetlerine, mezun oldukları fakülteye ve bilişim teknolojileri ile ilgili bir hizmetiçi eğitime/seminere katılıp katılmamalarına göre farklılık göstermediği ancak yaşlarına, mesleki deneyimlerine ve bilişim teknolojileri konusunda kendilerini yeterli görüp görmemelerine göre farklılık gösterdiği saptanmıştır. Derste teknoloji kullanımına yönelik eğilim düzeylerinin ise cinsiyetlerine, bilişim teknolojileri konusunda kendilerini yeterli görüp görmemelerine ve bilişim teknolojileri ile ilgili bir hizmetiçi eğitime/seminere eğitime katılıp katılmamalarına göre farklılık göstermediği ancak yaşlarına ve mezun oldukları fakülteye göre farklılık gösterdiği belirlenmiştir