20 research outputs found

    A facile synthesis of bio-inspired hierarchical microstructure TiO2 :Characterization and photocatalytic activity

    Get PDF
    Hierarchical photocatalysts have attracted notable concern due to their excellent features such as lower density, higher specific surface area, higher light-harvesting efficiency, and good surface permeability. Generally, such particular properties are achieved via the use of templates, preferentially focusing on natural biological materials. In this respect, rice husk (RH), an environmental waste containing elements C, N, S, and Si was used as a biotemplate to prepare TiO2 hierarchical microstructure photocatalyst (TiO2-HMP) along with TiO2 nanoparticle photocatalyst (TiO2-NP) by a facile sol-gel method. RH and the prepared TiO2 photocatalysts were characterized by using Fourier transform infrared (FTIR), X-ray powder diffraction (XRD), environmental scanning electron microscope-energy dispersive X-ray analysis (ESEM-EDAX), X-ray photoelectron spectroscopy (XPS), UV-visible diffuse reflectance spectroscopy (UV-DRS), photoluminescence (PL), and Brunauer-Emmett-Teller (BET) methods. The combination of RH and TiO2 via biotemplate strategy not only altered the band gap (E-bg = 2.74 eV) also slightly increased the surface area (similar to 10%). The photocatalytic activities of TiO2-NP and TiO2-HMP specimens were determined by degradation of 4-nitrophenol (4-NPh) under UV-A light irradiation. TiO2-HMP exhibited enhanced photocatalytic activity (>= 10%) compared to TiO2-NP most probably due to RH originated in-situ self-codoping by the presence of multidopant ions (C, N, S, and Si ions) as verified by EDAX elemental weight distribution profiles. These results demonstrated a beneficial use of an environmental waste in photocatalytic applications

    Determination of Accase Inhibitor Herbicide Resistance of Wild Oats (Avena Spp.) in Wheat Planting Areas in Northern Districts of Kahramanmaraş

    Get PDF
    DergiPark: 798353tujesBu çalışma, Kahramanmaraş Göksun, Afşin ve Elbistan ilçelerindeki buğday ekim alanlarında Accase inhibitörü herbisitlere karşı dayanıklılık durumunun belirlenmesi amacıyla 2015-2016 yılları arasında yürütülmüştür. Bölgede 2015-2016 yıllarında yapılan surveylerde Avena spp. tohumları 25 farklı ekim alanından ve karşılaştırma amacıyla herbisit uygulanmayan tarla kenarlarından toplanmıştır. Tohumlar paçal yapılarak küvetlere ekilmiş ve dayanıklı (R) ve duyarlı (S) populasyonlarını tespit etmek amacıyla screen tarama testi ile testlenmiştir. 2-5 yapraklı dönemlerinde clodinafop-propargyl’in uygulama dozu olan 20 ml/da 4 tekerrürülü olarak uygulanmış ve 28. günde bitkilerin tamamının canlılıklarını devam ettiremediği gözlemlenmiş olup Clodinafop propargyl’e karşı duyarlı (S) olduğu belirlenmiştir

    Yaşama atfedilen anlamın, amacın ve şema alanlarının psikolojik belirtiler üzerine etkisinde öz aşkınlığın ve psikolojik zihinliliğin aracı rolü

    No full text
    Bu araştırma yaşama anlam ve amaç atfetmenin ve şema alanlarının psikolojik belirtiler üzerindeki etkisinde öz aşkınlığın ve psikolojik zihinliliğin aracı rolünün incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Ayrıca yaşamda anlam ve amaç bulma, şema alanları, psikolojik belirtiler, öz aşkınlık ve psikolojik zihinlilik arasındaki ilişkiler ortaya konulup demografik değişkenlere (cinsiyet, yaş, medeni hal ve gelir düzeyi) göre farklılık gösterip göstermediği incelenmiştir. Araştırma örneklemi 18-35 yaş aralığındaki 400 katılımcıdan oluşmaktadır. Araştırma verileri Sosyodemografik Bilgi Formu, Yaşamın Anlamı Anketi, Hayatın Amacı Ölçeği, Young Şema Ölçeği- Kısa Form3, Kısa Semptom Envanteri, Öz Aşkınlık Ölçeği ve Psikolojik Zihinliliğin Dengelenmiş Dizini ölçekleri ile toplanmıştır. Elde edilen verilerin analizinde Bağımsız Örneklemler t-Testi, Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA), Pearson Korelasyon Analizi, Aracı Değişken Analizi ve Sobel Testinden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda yaşamı anlamlı bulmanın psikolojik belirtiler üzerindeki etkisinde öz aşkınlığın kısmi aracı rolü olduğu ve şema alanlarının tümünün psikolojik belirtiler üzerindeki etkisinde öz aşkınlığın kısmi aracı rolü olduğu saptanmıştır. Ayrıca yapılan korelasyon analizinde şema alanları psikolojik belirtiler ile pozitif yönde ilişkiliyken hayatı anlamlı bulma, amaçlı bulma ve öz aşkınlık ile negatif yönde ilişkili bulunmuştur. Ayrılma Reddedilme, Zedelenmiş Özerklik& Başarısızlık ve Aşırı Uyarılma ve Baskılama şema alanları ile psikolojik belirtilerin tümü psikolojik zihinlilik ile negatif yönde ilişkilidir. Psikolojik zihinlilik, yaşama anlam atfetme, amaç atfetme ve öz aşkınlık değişkenlerinin ise birbiriyle pozitif yönde ilişkili bulunmuştur. Araştırmanın bulguları literatür çerçevesinde tartışılmıştır ve öneriler sunulmuştur.This research has been conducted to examine the mediating role of self-transcendence and psychological mindedness in the effect of attributing meaning and purpose to life and schema domains on psychological symptoms. In addition, the relationships between finding meaning and purpose in life, schema domains, psychological symptoms, self-transcendence and psychological mindedness were revealed and it was examined whether there were any differences according to demographic variables (gender, age, marital status, education level and income level). The research sample consists of 400 participants between the ages of 18-35. Research data were collected using Sociodemographic Information Form, Meaning of Life Questionnaire, Purpose of Life Scale, Young Schema Scale-Short Form3, Brief Symptom Inventory, Self-Transcendence Scale and Balanced Index of Psychological Mindedness. In the analysis of the obtained data, Independent Samples t-Test, One-Way Analysis of Variance (ANOVA), Pearson Correlation Analysis, Mediator Variable Analysis and Sobel Test were used. As a result of the research, it has been determined that self-transcendence had a partial mediating role in the effect of finding life meaningful on psychological symptoms, and that self-transcendence had a partial mediator role in the effect of all schema domains on psychological symptoms. In addition, in the correlation analysis, schema domains were positively related to psychological symptoms, while schema domains and psychological symptoms were negatively related to finding meaning in life, purposefulness, and self-transcendence. Disconnection-Rejection, Impaired Autonomy, and Overvigilance& Inhibiton schema domains and psychological symptoms are all negatively related to psychological mindedness. Psychological mindfulness, attribution of meaning to life, attribution of purpose and self-transcendence variables have been found to be positively related to each other. The findings of the research were discussed within the framework of the literature and suggestions have been presented

    Validity and reliability study of Turkish version of the Self Theory Scale

    No full text
    Amaç: Bu çalışmada bireylerin çeşitli yaşam alanlarında kendilerini algılayışlarını ölçmek amacıyla geliştirilmiş Benlik Kuramı Ölçeğinin Türk üniversite öğrencilerinden oluşan bir örneklemde geçerlilik ve güvenilirliğini incelemek amaçlanmıştır. Yöntem: Ölçeğin dil eşdeğerliliği analizi için 30 İngilizce öğretmenliği 4. sınıf öğrencisine önce İngilizce formu, üç hafta sonra da Türkçe formu uygulanmıştır. Ölçeğin çeviri açısından paralelliğinin sağlandığı ve dil geçerliliğinin olduğu görülmüştür. Daha sonra ölçek 426 üniversite öğrencisine uygulanmıştır. Ölçeğin psikometrik özellikleri açımlayıcı faktör analizi, doğrulayıcı faktör analizi, ölçüt bağıntılı geçerlilik, testi yarılama yöntemleriyle ve alfa katsayısı hesaplanarak incelenmiştir. Ölçüt bağıntılı geçerlilik için Pozitif ve Negatif Duygu Ölçeği, Beck Depresyon Ölçeği ve Coopersmith Benlik Saygısı Ölçeği kullanılmıştır. Bulgular: Açımlayıcı faktör analizi sonuçlarına göre 36 maddelik ölçeğin Türkçe formunun dokuz alt ölçekten oluştuğu ve toplam varyansın %55.98'ini açıkladığı görülmüştür. Doğrulayıcı faktör analizi sonucu Benlik Kuramı Ölçeğinin 36 maddeli ve dokuz faktörlü yapısının Türk öğrencilerinden elde edilen verilerde doğrulandığı söylenebilir. Alt boyutlarda en düşük alfa katsayısı 0.52, ölçeğin tamamından elde edilen alfa katsayısı 0.84 ve test yarılama yöntemiyle hesaplanan güvenilirlik katsayısı 0.79 olarak bulunmuştur. Ölçeğin Türkçe formunun madde-toplam korelasyon katsayılarının 0.30-0.78 arasında olduğu bulunmuştur. Benlik Kuramı Ölçeği ve alt ölçeklerinin tamamı ile Pozitif Duygular ve Benlik Saygısı Ölçeği arasında pozitif yönde, Negatif Duygular ve Beck Depresyon Ölçeği arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Ayrıca, üniversite öğrencilerinin genellikle olumlu benlik teorilerine sahip oldukları söylenebilir. Kadınların Benlik Kuamı Ölçeği toplam puanları ile akademik başarı, kişilik ve aile ilişkileri alt ölçek puanları erkeklere göre daha yüksektir. Sonuç: Analiz sonuçlarına dayalı olarak, ölçeğin Türk üniversite öğrencilerinin çeşitli yaşam alanlarında kendilerini algılayışlarını ölçebileceğine karar verilmiştir.Objective: The purpose of this study was to determine the validity and reliability of Self Theory Scale in Turkish society. For this purpose was analyzed in Turkish candidate teacher the validity and reliability of the Turkish form of the Self-Theory Scale. Methods: English form of the scale was applied to 30 candidate teacher studying in grade 4th English Teaching from Mehmet Akif Ersoy University Faculty of Education. The same group was given the Turkish version of the scale three week later. High level of correlation was observed between the scores obtained from the English and Turkish form. The scale was applied to the study group (426 students) by the researchers in accord with the principles of volunteering. The psychometric properties of scale were investigated by exploratory factor analysis, confirmatory factor analysis, criterion related validity, and half split methods. The Positive and Negative Affect Schedule, The Beck Depression Inventory and The Coopersmith Self Esteem Inventory were used for criterion related validity. Results: According to the exploratory factor analysis, it was revealed that the Turkish form of the scale had nine subscales with the 36 items, and the total amount of variance explained by all of the nine factors was 55.98%. As a result of the confirmatory factor analysis, 36 items and nine subscales were concluded to be suitable for the Turkish sample. The lowest Cronbach's alpha coefficient was 0.52 for a subscale of the scale and all of the 36 items was 0.84. It was found half split reliability as 0.79. It was determined that the item total correlation coefficients of the subscales varied between 0.30 and 0.78. The findings showed that there was moderately positive correlations between the Self Theory Scale (and subscales) and Positive Affect and Coopersmith Self Esteem Inventory scores and negative correlations between Self-Theory Scale and Negative Affect and Beck Depression Inventory scores. In addition, university students usually said that they have a positive self-theory. Women's Self Theory Scale total scores and academic achievement, personality and family relations subscales scores are higher than the male. Conclusion: Based on the analysis results, it was decided that the scale can measure positive and negative perceptions of themselves of Turkish university students across a variety of life domains

    Synthesis and Characterization of Poly(m-tolyloxy-co-4-pyridinoxy phosphazene)s and their Application as Proton Exchange Membranes

    No full text
    A novel set of polyphosphazenes are synthesized to produce three polymers with varying side group ratios for proton exchange membranes. The designed heterosubstituted polymers here are the rare examples of polyphosphazenes of this kind to serve as proton exchange membranes with optimized structural stability and high temperature ionic conductivity. High quality polyphosphazenes with narrow polydispersity and rather low T-g values were prepared. These poly(m-tolyloxy-co-4-pyridinoxy phosphazene)s are sulfonated under a range of conditions and characterized in order to investigate the synergetic effect of the heteroatom on the proton conductivity of the proton exchange membranes. The effect of sulfonation temperature and time on the fuel cell relevant properties is also investigated. Hydrolytically stable proton exchange membranes with high thermal and chemical stabilities are achieved. Additionally, resultant membranes exhibit proton conductivity, IEC and water uptake values comparable with commercial Nafion (R) membranes

    Synthesis of novel chiral bisoxazoline ligands with a norbornadiene backbone: usein the copper-catalyzed enantioselective Henry reaction

    No full text
    Novel chiral bisoxazoline ligands based on norbornadiene were synthesized and used for the asymmetricHenry reaction. Various aromatic aldehydes were converted into chiral-nitro alcohols with high yields and moderateto acceptable enantioselectivities under the optimized reaction conditions.Novel chiral bisoxazoline ligands based on norbornadiene were synthesized and used for the asymmetricHenry reaction. Various aromatic aldehydes were converted into chiral-nitro alcohols with high yields and moderateto acceptable enantioselectivities under the optimized reaction conditions

    Acil Servis Hemşirelerinin Etik Duyarlılıklarının İncelenmesi

    No full text
    Giriş: Tanı konmamış, acil girişime gereksinimi olan her yaştaki hasta/yaralı bireye gerekli hemşirelik bakımını uygulayan acil servis hemşiresinin etik problemleri tanıması, problemleri çözebilmesi ve doğru kararlar verebilmesi için etik duyarlılık düzeylerinin yüksek olması gerekmektedir. Amaç: Etik duyarlılık düzeylerinin yüksek olması verilecek hemşirelik bakımının kalitesine ve mesleki profesyonelleşmeye katkı sağlayacak bir durum olduğundan dolayı acil servis hemşirelerinin etik karar verme sürecinde göstermiş oldukları etik duyarlılıkların incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı tipte tasarlanan araştırmanın örneklemini İzmir ilindeki iki üniversite hastanesi ve Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneler birliğine bağlı (8) hastanelerin acil servislerinde çalışan (n = 334) hemşirelerden, araştırmaya katılmayı kabul eden 285 hemşire oluşturmaktadır. Veriler sosyodemografik bilgiler, çalışma koşulları ve etik eğitimiyle ilgili 10 sorudan oluşan form ile Ahlaki Duyarlılık anketi kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan acil servis hemşirelerinin etik duyarlılıklarının orta düzeyde olduğu, etik duyarlılık puanı ile öğrenim durumu arasında ilişki bulunmadığı fakat çalışma süresiyle anlamlı bir ilişkisi olduğu bulunmuştur. Çalışmadaki hemşirelerin tamamı etik eğitimi almasına rağmen yarısından fazlası yaşadığı etik problemi çözememiştir. Sonuç: Acil servis hemşirelerinin yaşadıkları etik problemleri çözebilmeleri için eğitimleri esnasında, mezuniyet sonrasında ve sürekli eğitim programları ile etik eğitimi almaları gerekmektedir. Alınan etik eğitimin sadece teorik değil uygulamaya dayalı olması önerilmektedir.Giriş: Tanı konmamış, acil girişime gereksinimi olan her yaştaki hasta/yaralı bireye gerekli hemşirelik bakımını uygulayan acil servis hemşiresinin etik problemleri tanıması, problemleri çözebilmesi ve doğru kararlar verebilmesi için etik duyarlılık düzeylerinin yüksek olması gerekmektedir. Amaç: Etik duyarlılık düzeylerinin yüksek olması verilecek hemşirelik bakımının kalitesine ve mesleki profesyonelleşmeye katkı sağlayacak bir durum olduğundan dolayı acil servis hemşirelerinin etik karar verme sürecinde göstermiş oldukları etik duyarlılıkların incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı tipte tasarlanan araştırmanın örneklemini İzmir ilindeki iki üniversite hastanesi ve Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneler birliğine bağlı (8) hastanelerin acil servislerinde çalışan (n = 334) hemşirelerden, araştırmaya katılmayı kabul eden 285 hemşire oluşturmaktadır. Veriler sosyodemografik bilgiler, çalışma koşulları ve etik eğitimiyle ilgili 10 sorudan oluşan form ile Ahlaki Duyarlılık anketi kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan acil servis hemşirelerinin etik duyarlılıklarının orta düzeyde olduğu, etik duyarlılık puanı ile öğrenim durumu arasında ilişki bulunmadığı fakat çalışma süresiyle anlamlı bir ilişkisi olduğu bulunmuştur. Çalışmadaki hemşirelerin tamamı etik eğitimi almasına rağmen yarısından fazlası yaşadığı etik problemi çözememiştir. Sonuç: Acil servis hemşirelerinin yaşadıkları etik problemleri çözebilmeleri için eğitimleri esnasında, mezuniyet sonrasında ve sürekli eğitim programları ile etik eğitimi almaları gerekmektedir. Alınan etik eğitimin sadece teorik değil uygulamaya dayalı olması önerilmektedir

    Investigation of Ethical Sensitivities of Emergency Service Nurses

    No full text
    Giriş: Tanı konmamış, acil girişime gereksinimi olan her yaştaki hasta/yaralı bireye gerekli hemşirelik bakımını uygulayan acil servis hemşiresinin etik problemleri tanıması, problemleri çözebilmesi ve doğru kararlar verebilmesi için etik duyarlılık düzeylerinin yüksek olması gerekmektedir. Amaç: Etik duyarlılık düzeylerinin yüksek olması verilecek hemşirelik bakımının kalitesine ve mesleki profesyonelleşmeye katkı sağlayacak bir durum olduğundan dolayı acil servis hemşirelerinin etik karar verme sürecinde göstermiş oldukları etik duyarlılıkların incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı tipte tasarlanan araştırmanın örneklemini İzmir ilindeki iki üniversite hastanesi ve Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneler birliğine bağlı (8) hastanelerin acil servislerinde çalışan (n 334) hemşirelerden, araştırmaya katılmayı kabul eden 285 hemşire oluşturmaktadır. Veriler sosyodemografik bilgiler, çalışma koşulları ve etik eğitimiyle ilgili 10 sorudan oluşan form ile Ahlaki Duyarlılık anketi kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan acil servis hemşirelerinin etik duyarlılıklarının orta düzeyde olduğu, etik duyarlılık puanı ile öğrenim durumu arasında ilişki bulunmadığı fakat çalışma süresiyle anlamlı bir ilişkisi olduğu bulunmuştur. Çalışmadaki hemşirelerin tamamı etik eğitimi almasına rağmen yarısından fazlası yaşadığı etik problemi çözememiştir. Sonuç: Acil servis hemşirelerinin yaşadıkları etik problemleri çözebilmeleri için eğitimleri esnasında, mezuniyet sonrasında ve sürekli eğitim programları ile etik eğitimi almaları gerekmektedir. Alınan etik eğitimin sadece teorik değil uygulamaya dayalı olması önerilmektedir.Giriş: Tanı konmamış, acil girişime gereksinimi olan her yaştaki hasta/yaralı bireye gerekli hemşirelik bakımını uygulayan acil servis hemşiresinin etik problemleri tanıması, problemleri çözebilmesi ve doğru kararlar verebilmesi için etik duyarlılık düzeylerinin yüksek olması gerekmektedir. Amaç: Etik duyarlılık düzeylerinin yüksek olması verilecek hemşirelik bakımının kalitesine ve mesleki profesyonelleşmeye katkı sağlayacak bir durum olduğundan dolayı acil servis hemşirelerinin etik karar verme sürecinde göstermiş oldukları etik duyarlılıkların incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı tipte tasarlanan araştırmanın örneklemini İzmir ilindeki iki üniversite hastanesi ve Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneler birliğine bağlı (8) hastanelerin acil servislerinde çalışan (n 334) hemşirelerden, araştırmaya katılmayı kabul eden 285 hemşire oluşturmaktadır. Veriler sosyodemografik bilgiler, çalışma koşulları ve etik eğitimiyle ilgili 10 sorudan oluşan form ile Ahlaki Duyarlılık anketi kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan acil servis hemşirelerinin etik duyarlılıklarının orta düzeyde olduğu, etik duyarlılık puanı ile öğrenim durumu arasında ilişki bulunmadığı fakat çalışma süresiyle anlamlı bir ilişkisi olduğu bulunmuştur. Çalışmadaki hemşirelerin tamamı etik eğitimi almasına rağmen yarısından fazlası yaşadığı etik problemi çözememiştir. Sonuç: Acil servis hemşirelerinin yaşadıkları etik problemleri çözebilmeleri için eğitimleri esnasında, mezuniyet sonrasında ve sürekli eğitim programları ile etik eğitimi almaları gerekmektedir. Alınan etik eğitimin sadece teorik değil uygulamaya dayalı olması önerilmektedir
    corecore