45 research outputs found

    Öğretmen Adaylarının Sosyal Medya Kullanım Durumları ve Medya Okuryazarlık Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi

    No full text
    Communication technologies which are ensured by technology era such as newspaper, magazine, television, computer, internet and social networks require more than reading and writing skills. Lack of increasing in quality of communication channels in spite of increasing in quantity causes the problem of access to correct information. It is highlighted that media companies may infringe ethics for financial or political power. Individuals are safe as much as they have knowledge about production of media messages. So that, individuals of the era should be a media literate for avoiding from these threats. Media literacy consists of abilities. These abilities are to (i) use information and communication technologies, (ii) analyze, (iii) evaluate and (iv) forward information in messages. The aim of this study is to specify media literacy levels and habits of using social media of teacher candidates and to investigate the relation between these variables in terms of different aspects. The study is performed in accordance with correlational research design. Participants were 550 teacher candidates from Faculty of Education at a state university during 2015-2016 academic years. Research data were gathered by Media Literacy Level Scale and Purpose of Using Social Network Websites Scale. Findings of the study were analyzed and presented in terms of disciplines, class, gender and attending media literacy course.Çağımızın sunduğu gazete, dergi, televizyon, bilgisayar, internet ve sosyal ağlar gibi çeşitli iletişim araçları salt okuma-yazma becerisinden daha fazlasını gerektirmektedir. İletişim kanallarındaki niceliksel artışın aynı oranda niteliğe aktarılmaması doğru bilgiye ulaşma sorununu da beraberinde getirmektedir. Bununla birlikte medya kuruluşlarının maddi kazanç sağlamak ya da politik güç kazanmak amacıyla etik kuralları ihlal edebileceği belirtilmektedir. Medya mesajlarının üretimi hakkında bireyler ne kadar bilgiye sahip olurlarsa o kadar az tehlikede olacaklardır. Bu nedenle çağımız bireylerinin söz konusu tehlikelerden korunabilmesi için medya okuryazarı olmaları gerekmektedir. Medya okuryazarlığı; televizyon, radyo, gazete, internet ve diğer bilgi iletim kanallarını aktif kullanma, iletilen mesajlardaki bilgiyi analiz edebilme, değerlendirebilme ve iletebilme becerilerini kapsamaktadır. Bu çalışmanın amacı öğretmen adaylarının medya okuryazarlık düzeylerini ve sosyal ağ kullanım durumlarını belirleyerek aralarındaki ilişkiyi çeşitli değişkenler açısından incelemektir. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışmaya Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesinde 2015-2016 eğitim öğretim yılında öğrenim gören 550 öğretmen adayı katılmıştır. Veriler Medya Okuryazarlık Düzey Belirleme Ölçeği ve Sosyal Ağ Siteleri Kullanım Amacı Ölçeği aracılığıyla toplanmıştır. Toplanan veriler lisans programı, cinsiyet ve Medya Okuryazarlığı dersi alma değişkenlerine göre analiz edilmiştir. Öğretmen adaylarının Medya Okuryazarlık Düzey Belirleme Ölçeği toplam puanları ve Sosyal Ağ Siteleri Kullanım Amacı Ölçeği toplam puanları arasında anlamlı bir ilişki görülürken, ölçek toplam puanlarının lisans programı, cinsiyet ve medya okuryazarlık dersi alma durumları bakımından farklılaşmadığı görülmüştür

    The ultrastructural analysis of the effects of probucol on endocrin pancreas tissue ın experimentaly induced diabetes mellitus

    Get PDF
    Bu çalışmada Streptozotosin ile oluşturulan diyabet modellerinde önemli bir antioksidan olan probukolün B hücreleri üzerine koruyucu etkisinin elektron mikroskop düzeyinde incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada 200 – 250 gr ağırlığında, 7 – 8 haftalık toplam 24 adet erkek sıçan kullanılmış ve 3 grup oluşturulmuştur. 1. grup kontrol (n=8) (sodyum sitrat, i.p., tek doz), 2. grup kronik (8 hafta) diyabet (n=8) (50mg/kg, i.p. tek doz STZ), 3. grup ise diyabet (8 hafta) + probucol tedavisi (300mg/kg/gün, 3 hafta) uygulanan grup (n=8) olarak ayrılmıştır. Süre bitiminde alınan pankreas dokuları LEO 906E Transmission Elektron Mikroskopta değerlendirilmiştir. Yapılan elektron mikroskobik incelemelerde diyabetik grup kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, granül sayısının az olduğu, mitokondrion ve Golgi kompleksinde dejeneratif değişikliklerin varlığı gözlenmiştir. Diyabeti izleyen probukol tedavisi sonucunda ise granül sayısının normale yakın olduğu; ancak, organel dejenerasyonunun kısmen de olsa bulunduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak, diyabetin B hücrelerinde oluşturduğu dejeneratif değişikliklerin probukol ile azaldığı; ancak, tamamen yok olmadığı belirlenmiştir.The aim of the present study is to investigate the protective effect of probucol, which is an antioxidant agent on beta cells in STZ induced diabetes mellitus model. In this study, 24, 7-8- week -old male rats, weighing 200-250 g were used, and the animals were divided into three groups. The control group received a single dose of sodium citrate (ip, n = 8), the 8 weeks chronic diabetes mellitus group received of a single dose 50 mg/kg STZ (ip, n = 8), the diabetes mellitus group received 300 mg/kg/day probucol for 3 weeks (n = 8). Electron microscopic examination revealed degenerative changes of mitochondria and Golgi complexes in diabetes mellitus group when compared with control group and beta cell granules were relatively decreased. When the samples from the diabetes mellitus group treated with probucol were evaluated, beta cell granule numbers were nearly normal, degeneration in organelle structure was reduced, but still present. As a conclusion probucol decreases the degenerative effects of diabetes mellitus on beta cells, but does not treat them all

    Hemofagositik sendrom ve fulminan hepatit

    No full text
    Hemophagocytic syndrome is a clinical manifestation of hemophagocy-tosis that is characterized by high fever, hepatosplenomegaly, and pancytopenia. Infections, hematological malignancies and connective tissue diseases are the main etiological factors of hemophagocytic syndrome. In this Article, we present a case with fulminant hepatic failure associated with hemophagocytic syndrome.Hemofagositik sendrom; makrofajların kan hücrelerini fagosite etmesiy­le karakterize ve ateş, hepatosplenomegali, pansitopeni gibi bulgularla kendini gösteren klinik bir tablodur. Hemofagositik sendromun etyolojisinde başlıca enfeksiyonlar, hematolojik maliniteler ve bağ doku hasta­lıkları yer almaktadır. Bu yazıda hemofagositik sendrom ve fulminan he­patit birlikteliği gösteren bir olgu sunulmaktadır

    Nonalkolik yağlı karaciğer hastalığında histolojik progresyon ile klinik ve laboratuvar parametrelerin ilişkisİ

    No full text
    Giriş ve Amaç: Nonalkolik steatohepatit nonalkolik yağlı karaciğer hastalı-ğının ilerleyici bir formudur. Nonalkolik steatohepatit, zamanla siroz ve he-patosellüler karsinomaya sebep olabilir. Bu çalışmada nonalkolik yağlı karaci-ğer hastalığı tanılı olgularda zamanla karaciğer histolojisindeki değişikliklerin araştırılması ve histolojik progresyonla ilişkli klinik ve laboratuvar değişkenle-rin saptanması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada 1994-2009 yılları arasında hepatoloji veri tabanına kayıtlı toplam 783 nonalkolik yağlı karaciğer hastalıklı olgu retrospektif olarak tarandı. En az 2 yıl arayla yapı-lan 2 karaciğer biyopsisi olan 29 hasta çalışmaya alındı. Vücut kitle indeksi, glukoz intoleransı veya diyabetes mellitus varlığı, karaciğer fonksiyon testi dahil biyokimyasal parametreler kaydedildi. Nonalkolik yağlı karaciğer hasta-lığı aktivite skoru steatoz, lobüler inflamasyon ve hepatosellüler balonlaşma skorlarının toplamı ile hesaplandı. Fibroz skorları ayrı rapor edildi. Bulgular:Ortalama yaş 45.2±11 yıl, olguların 17’si (%58.6) erkekti. Başvuruda ortala-ma vücut kitle indeksi 29.5±4 kg/m2, 15’i (%51.7) fazla kilolu, 12’si (%41.4) obezdi. Toplam 11’inde (%37.9) diyabetes mellitus, 6’sında (%20.7) glukoz intoleransı vardı. Aspartat aminotransferaz düzeyi ortalama 51±36 IU/ml, alanin aminotransferaz düzeyi ortalama 79±50 IU/ml, albümin ortalama 4.5±0.4 gr/dL, trigliserit ortalama 197±106 mg/dL saptandı. Hastaların 14’ünde (%48.3) “nonalkolik steatohepatit” ve 6’sında (%20.6) basit stea-toz vardı. Egzersiz ve diyet önerisiyle kontrol biyopsi için medyan takip aralığı 4.8 yıl (2-9 yıl) saptandı. Kontrol biyopsi anında vücut kitle indeksi ortalama 29.6±4 kg/m2, aspartat aminotransferaz ortalama 38.8±14 IU/ml, alanin aminotransferaz ortalama 59.2±32 IU/ml, 13’ünde (%44.8) diyabetes mel-litus ve 7’sinde (%24.1) glukoz intoleransı saptandı. İkinci karaciğer biyop-silerinde nonalkolik yağlı karaciğer hastalığı aktivite skoru; 9 (%31) hastada ilerlemiş, 17’sinde (%58.6) gerilemiş, 3’ünde (%10.3) aynı bulundu. Fibrozis skorunda ise 6 (%20.1) hastada ilerleme, 3 (%10.3) hastada ise iyileşme gö-rüldü. Nonalkolik yağlı karaciğer hastalığı aktivite skoru ilerlemesiyle başlan-gıç yaşı arasında negatif, başlangıç vücut kitle indeksi ile pozitif korelasyon saptandı, sırasıyla (r=-0.370, p=0.047 ve r=0.485, p=0.007). Fibrozis skoru ilerlemesiyle, başlangıç yaşı arasında negatif, başlangıç vücut kitle indeksi ile pozitif ve kontrol biyopsileri anındaki aspartat aminotransferaz düzeyiyle pozitif korelasyon saptandı, sırasıyla (r=-0.503 p=0.005; r=0.382 p=0.04 ve r=0.546 p=0.007). Sonuç: Basit yağlanma yaşla ve yüksek vücut kitle indeksi ile ilişkili olarak nonalkolik steatohepatite progrese olabilir. Genç yaştakiler, yüksek vücut kitle indeksi ve aspartat aminotransferaz düzeyinde yükseklik olanlar fibrozis progresyonu açısından daha riskli bulunmuştur
    corecore