81 research outputs found

    Kurum Bakımında Yetişmiş Kişilerde Damgalanma

    Get PDF
    Çalışmanın amacı, çocukluk yaşamlarının büyük bir kısmını kurum bakımında geçiren kişilerin bakım süreci ve sonrası dönemde damgalanma deneyimlerini, damganın kendilerini konumlama biçimlerine etkisini ve damganın yarattığı sorunlarla başa çıkma stratejilerini incelemektir. Nitel yöntem ile tasarlanan çalışmada rastlantısal kartopu örnekleme tekniği kullanılmıştır. Uzun süreli kurum bakımında kalan 12 kişi ile yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen verilerin analizinde içerik analizi kullanılmıştır. Çalışmada öne çıkan sonuçlardan biri; boşanma, ebeveyn yokluğu ve yoksulluğu gibi nedenlerle kurum bakımına yerleştirilen çocuk/gençlere yönelik ön yargı, damgalayıcı ve dışlayıcı tutumların varlığıdır. Kurum bakımına yerleştirilen çocukların bu bakım türüne ilişkin hayatlarında yaşadıkları ilk dışlanmışlık deneyimleri, kendilerini biyolojik ailelerinden uzaklaştıran terk edilmişlik duygusudur. Ön yargılı ve damgalayıcı tutumlar, kurum bakım öyküsüne sahip katılımcıların bakım sürecinde ve sonrasında karşı karşıya kaldıkları önemli bir sosyal problemi oluşturmaktadır. Kurumdan ayrıldıktan sonra damgalanıp dışlanmanın en yoğun yaşandığı alan, iş piyasası olmuştur. Katılımcılar kurum dışı hayatlarında dışlanmaktan kaçınmak için kurumda yetişmiş olduklarını gizlemişler ve sosyal iletişimlerini sınırlandırmışlardır. Katılımcılar açısından damgalanıp dışlanma, kurum bakımında yetişen çocuk/gençlerin hatalarının değil toplumun ayırıcı bakış açısının bir yansımasıdır. Kurum bakımına yerleştirilen çocukların kendilik algısının kurum bakım sürecinden nasıl etkilendiğini anlayabilmek açısından boylamsal çalışmaların yapılması önerilmektedir

    Devlet okullarında görev yapan öğretmenlerin iş doyumu ve sosyal karşılaştırma düzeyleri

    Get PDF
    The main purpose of this study is to determine primary and secondary level teachers’ job satisfaction and social comparison levels. In line with this general aim, the relationship between the teachers’ personal data and job satisfaction and social comparison levels were researched. The research sampling was 185 teachers composed of 105 female and 81 male participants. Research data were gathered through Minnesota Job Satisfaction and Social Comparison questionnaires, respectively. According to the research findings, there is no statistically meaningful difference between the teachers’ gender, position at the school, experience in teaching and their job satisfaction and social comparison levels. However, the research shows that school level, teachers’ marital status and age have affected the teachers’ job satisfaction levels. Accordingly, primary teachers’ general job satisfaction level is higher than secondary level teachers’ general job satisfaction level. Single teachers’ external job satisfaction level is also higher than married teachers’ external job satisfaction level. General job satisfaction level is  the highest with the teachers at the age of 20-25, but it is  the lowest with the teachers at the age of 31-35.  There is also a significant correlation between teachers ‘educational level and their social comparison levels. Besides, it has been found out that there is positive correlation between teachers’ job satisfaction and social comparison levels. ÖzetBu araştırmanın amacı, ilköğretim ve ortaöğretimde görevli öğretmenlerin iş doyum ve sosyal karşılaştırma düzeylerinin tespit edilmesidir. Bu genel amaca paralel olarak, öğretmenlerin kişisel özellikleri ile iş doyum ve sosyal karşılaştırma düzeyleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma örneklemi 104’ü kadın, 81’i erkek olmak üzere toplam 185 öğretmenden oluşmaktadır. Araştırma verileri Minnesota iş doyum anketi ve sosyal karşılaştırma ölçeği kullanılarak elde edilmiştir. Araştırma bulgularına göre; cinsiyet, okuldaki pozisyon ve mesleki kıdem ile öğretmenlerin iş doyumları ve sosyal karşılaştırma düzeyleri arasında ilişki bulunmamıştır. Çalışılan okul kademesi, medeni durum ve yaş değişkenleri ile iş doyum düzeyleri arasında ilişki olduğu belirlenmiştir. Buna göre ilköğretimde görev yapan öğretmenlerin genel iş doyumu daha yüksektir. Bekârların dışsal iş doyumu evlilere göre daha fazladır. Dışsal ve genel iş doyumu 20-25 yaş grubunda en yüksek, 31-35 yaş grubunda ise en düşüktür. Eğitim durumları değişkeni ile sosyal karşılaştırma arasında da anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Ayrıca iş doyum düzeyleri ile sosyal karşılaştırma arasında pozitif bir korelasyon olduğu anlaşılmıştır.Bu araştırmanın amacı, ilköğretim ve ortaöğretimde görevli öğretmenlerin iş doyum ve sosyal karşılaştırma düzeylerinin tespit edilmesidir. Bu genel amaca paralel olarak, öğretmenlerin kişisel özellikleri ile iş doyum ve sosyal karşılaştırma düzeyleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma verileri toplam 185 öğretmenden,  Minnesota iş doyum anketi ve sosyal karşılaştırma ölçeği kullanılarak elde edilmiştir. Araştırma bulgularına göre, cinsiyet, okuldaki pozisyon, okul kademesi ve mesleki kıdem ile öğretmenlerin iş doyumları ve sosyal karşılaştırma düzeyleri arasında ilişki bulunmamıştır. Medeni durum ve yaş değişkenleri ile iş doyum düzeyleri arasında ilişki olduğu anlaşılmıştır. Eğitim durumları değişkeni ile sosyal karşılaştırma arasında da anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Ayrıca iş doyum düzeyleri ile sosyal karşılaştırma arasında pozitif bir korelasyon olduğu anlaşılmıştır

    Inorganic Foreign Body in Rectum: Case Report

    Get PDF
    Bu yazıda başkaları tarafından zorla makatına yabancı cisim sokulduğunu iddia eden ancak çelişkili ifadelerde bulunan ve genital bölgede herhangi bir lezyon gözlenmeyen 39 yaşındaki erkek hasta sunulmuştur. Şahsın muayenesinde; batında hiperaktif barsak sesleri ve sol alt kadranda hassasiyet saptanmıştır. Anal muayenesinde saat 07:00 hizasında 0,4 x 0,1 cm boyutunda yüzeyel fissür görülmüştür. Pililerin ödemli ve hiperemik olduğu görülmüş, rektal tuşede ampulla boş ve sfinkter tonusu normal değerlendirilmiştir. Genel anestezi altında anoskopla yapılan muayenesinde rektumun yaklaşık 10 cm proksimalinde metal vasıfta yabancı cisim saptanmıştır. Sol alt kadrandan yapılan elle kompresyonla cisim anüsten doğurtularak operasyona son verilmiştir. Rektal yabancı cisim bulunan olgumuzda genital bölgede ve diğer vücut bölgelerinde travmatik lezyonun bulunmaması ve ifadelerin çelişkili bulunması olayın etiyolojisi açısından psikopatolojik bir hastalığın bulunabileceğini düşündürmektedir.In this report we present a 39 years old patient who claims to be sexually assaulted by anal foreign body insertion. His statements were contradictious and he has no lesions on anal region. Abdominal examination of the patient revealed hyperactive bowel sounds and tenderness on left lower quadrant. Only a fissure with dimensions of 0,4 x 0,1 cm's at the 7 o'clock position is detected. Anal folds were hyperemic and edematous. In digital examination, tonus was normal and ampulla was empty. Ten cm’s proximal to rectum, a metal foreign body was detected by anascopy. Under general anesthesia, the foreign body was manipulated and taken through the rectum. Psychopathological etiologies should be taken under consideration because of contradictious statements of the patient and absence of any traumatic lesions on genital region and other body parts

    The evaluation of vitamin K status in children with febrile seizure

    Get PDF
    Background: Febrile seizure is the most common neurological disorder in childhood. The exact pathophysiology of febrile seizures is unknown. Recent studies showed the role of vitamin K in nonhematological and inflammatory disorders. This study aimed to investigate the serum vitamin K levels in children with febrile seizures. Aims: To evaluate vitamin K levels in children with febrile seizures. Study Design: Prospective case-control study. Methods: This multicenter study examined representative populations in 8 different cities in Turkey between April 1, 2018 and April 1, 2019. Blood samples were taken from all children at presentation. Vitamin K1, vitamin K2, tumor necrosis factor-alpha, interleukin 1 beta, and interleukin 6 levels were determined by enzyme-linked immunosorbent assay. Results: A total of 155 children were included in the study—84 children with febrile seizures and 71 children in febrile control group. Serum vitamin K1 and vitamin K2 levels were also higher in children with febrile seizures than in the controls. The results of statistical analysis showed that vitamin K1 and vitamin K2 levels were correlated with tumor necrosis factor-alpha, interleukin 1 beta, and interleukin 6 levels. The median vitamin K1 and vitamin K2 levels of children experiencing their first febrile seizure were higher than those in children with recurrent febrile seizures. Type of febrile seizure has no effect on serum vitamin K1 and vitamin K2 levels. Conclusion: In children with febrile seizures, vitamin K levels are higher than those in the control group. These new findings may contribute to elucidating the etiopathogenesis of febrile seizures

    Can postoperative atelectasis be prevented by local bupivacaine infusion/infiltration after emergency upper midline laparotomy? Randomized clinical trial

    Get PDF
    Aim: To investigate the effectivity of conventional analgesia and transfascial local bupivacaine infusion used for postoperative pain management on the development of postoperative atelectasisin patients undergoing upper abdominal surgery by midline laparotomy. Materials and Methods: The prospective study included patients that underwent emergency UAS by midline laparotomy and were administered conventional analgesia (CA) (nonsteroidal anti-inflammatory drugs [NSAIDs] + opioids) or transfascial bupivacaine infusion (TBI) (NSAIDs + bupivacaine) following extubating. Results: The groups were similar with regard to age, preoperative ASA status, surgical indications, and operative time (p>0.05). Mean Visual Analogue Scale scores at 0-8, 08-24, and 24-48 h and the requirement of opioids were lower in the TBI group compared to the CA group (p0.05). Conclusion: Transfascial bupivacaine infusion/infiltration is effective not only in providing postoperative analgesia but also in the prevention of postoperative atelectasis

    Konut Satış Fiyatlarının Regresyon Tabanlı Makine Öğrenmesi Yöntemleri Kullanılarak Belirlenmesi

    Get PDF
    Bu proje, yapay zeka ve sinir ağlarına vurgu yaparak regresyon tabanlı makine öğrenimi yöntemleriyle konut satış fiyatlarının tahmin edilmesine ilişkin derinlemesine bir analiz sunmaktadır. Ev satış fiyatlarını etkili bir şekilde tahmin eden kapsamlı bir model geliştirmek için yapay zekada uzman sistemlerin uygulanmasını araştırmaktadır. Çalışma, verileri analiz etmek ve yorumlamak için gelişmiş makine öğrenimi tekniklerini uygulayarak Ames, Iowa'daki ev özelliklerinden oluşan sağlam bir veri kümesi kullanmaktadır. Bu yaklaşım, konut fiyatlandırma dinamiklerine ilişkin önemli içgörüler sunarak gayrimenkul değerlemesinin anlaşılmasına katkıda bulunuyor. Bulgular, yapay sinir ağlarının gayrimenkul fiyatlarını doğru bir şekilde tahmin etme potansiyelini ortaya koyarak sektör profesyonelleri ve araştırmacılar için değerli araçlar sağlamaktadır

    Education Message of Translated Children Classics (It is in the Example of 100 Main Works Which are Recommended to Second Grade Primary School Students by Ministry of Education

    No full text
    Araştırmada çeviri çocuk klasiklerinde bulunan eğitici iletiler tespit edilmiştir. Çalışmanın temel amacını, çeviri çocuk klasiklerinin hangi değerlerle ilgili eğitici iletiler içerdiğinin ortaya konması oluşturmuştur. Çalışmada aynı zamanda öğrencilerin söz konusu çeviri çocuk klasiklerini okuma oranları ve beğenme düzeyleri de tespit edilmiştir. Eğitici iletilerin tespiti için 2005 yılında MEB’in ilköğretim öğrencilerine tavsiye ettiği 100 Temel Eser içerisindeki çeviri çocuk klasiklerinden yola çıkılmıştır. Veri toplama aracı olarak öğrencilerin çeviri çocuk klasiklerine yönelik okuma ve beğeni düzeylerini tespit etmek amacıyla bir anket uygulanmıştır. Anket verileri ile ilköğretim 8. sınıf öğrencilerinin çeviri çocuk klasiklerine yönelik beğeni düzeyleri ve okuma oranları ortaya koyulmuştur. Sonuç olarak çeviri çocuk klasiklerinin başta toplumsal ve ahlaki değerlerle ilgili iletiler olmak üzere birçok eğitici iletiyi içinde barındırdığı tespit edilmiş, bazı klasiklerin okunma ve beğenme oranları yüksek çıkarken bazılarının oldukça düşük olduğu belirlenmiştir. Söz konusu nedenlerle çocuklarımıza tavsiye edilen çeviri çocuk klasikleri objektif bir bakış açısı ile değerlendirilmeli, çocuklarımız evrensel kültürü yansıtan bu eserlerin yanı sıra yerli ve orijinal çocuk Edebiyatı eserleri ile de tanıştırılmalıdır.Advisor: Assist. Prof. Dr. Fahri TEMİZYÜREK In this research; the educational messages in translated children classics, the aim of the work this translated children classics which primary students read include which educational messages and the distribution of these educational messages to the bottom and top levels are found. Besides in this work the rate of these children classics read by the students and like degree are fixed. To find the educational messages we use the translated children classics in 100 main works which MEB (Turkish National Education Ministry) advise to read for primary school students in 2005. To gain data we use public survey in order to know about the rate of read degree and like degree of these translated children classics. With these public survey results the 8th grade students read rate and like rate of these classics are emphasized As a conclusion it is determined that translated children classics include lots of important educational messages and it is found that some of these classics like and read rate are high some of them are low. Fort his reason these classics should be considered objectifically and we should benefit from the classics which are suitable for our educatinal program and our target national merit and suitable for the person who gain universal point of view but besides these boks which show universal culture our children should be met with our national and original children books

    Şebeke bağlantılı fotovoltaik enerji üretim sistemlerinin tasarlanması ve Türkiye’de farklı coğrafik bölgelerdeki performans analizi

    No full text
    Sanayinin artması, küreselleşmenin her geçen gün ilerleyişi, teknolojik gelişmeler, refah seviyelerinin yükselişine bağlı olarak artan ihtiyaçlar, enerjiyi dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri haline getirmektedir. Talebin hızla artışı arz talep makasının açılmasına ve arz yeterliliği kaygılarına neden olmaktadır. Bu kapsamda arzın çeşitlendirilmesi ve yenilenebilir kaynaklara dayandırılması gerekmektedir. Arz kaynaklarının genelde fosil temelli olması onların tükenmesine ek olarak çevre kirliliği ve toplum sağlığı kaygılarını da oluşturmuştur. Bu kapsamda yenilenebilir kaynaklara olan ilgi artmış ve artmaya da devam edeceği öngörülmektedir. Yenilenebilir kaynaklar denilince akla gelen en önemli sistemlerden biri de fotovoltaik enerji üretim sistemleridir. Enerjisini direkt olarak güneşten alan bu sistemler arz çeşitlendirme politikalarında ilk kaynaklardan biri olarak görülmüştür. Özellikle enerjide dışa bağımlı ülkelerde dış bağımlılığı azaltmak ve enerji politikalarını yerlileştirmek için bir fırsat teşkil etmektedir.Fotovoltaik sistemler, yüzeylerine gelen güneş ışığını doğrudan elektrik enerjisine dönüştüren, yarı iletken teknolojisine dayanan sistemlerdir. Güneş pilleri fotovoltaik ilkesine dayalı olarak çalışmaktadır. Yani üzerlerine ışık düştüğünde uçlarında elektrik gerilimi oluşur.Fotovoltaik sistemlerden en verimli şekilde yararlanabilmek için sürekli olarak saha analizleri yapılmalıdır. Alınan gerçek veriler ile öngörülen değerler sürekli mukayese edilmelidir. Bu analizler doğrultusunda santrallerin ve kullanılan teknolojilerin optimizasyonu gerçekleştirilmelidir. Bunlara ek olarak yapılan çalışmalar ile yatırımcılara, idarecilere, bürokratlara ve akademisyenlere yol gösterilmelidir. Bu amaçla hazırlanan bu tez çalışmasında fotovoltaik sistem tasarımı ve kurulumu hakkında bilgiler verilmiştir. Sahadan alınan veriler üzerinde çalışılarak gerçek saha değerleri raporlar halinde sunulmuştur. Farklı bölgelerdeki referans iller üzerinde yapılan çalışmalar ile bölgesel mukayeseler de gerçekleştirilmiştir.--------------------Increasing industry, everyday development of globalization, technological developments, increasing needs due to the rise of wealth levels make energy one of the most important agenda items of the world. The rapid increase in demand leads to concerns about the opening of supply and demand scrap and the adequacy of supply. Within this framework, supply needs to be based on diversification and renewable resources. In addition to the depletion of consumer spending, there are also fossil-based resources, which often create environmental pollution and public health concerns. In this context, interest in renewable resources has increased and this trend is expected to continue.One of the most important systems in terms of renewable sources is photovoltaic power generation systems. These systems, which receive direct energy from the sun, are seen as one of the first sources of supply diversification policies. In particular, energy is an opportunity to reduce external dependence in foreign dependent countries and nurture energy policies.Photovoltaic systems are systems based on semiconductor technology that convert solar radiation from the surfaces directly into electrical energy. The solar cell is based on photovoltaic principle. When the solar cells are exposed to sunlight, electrical voltage is generated at the edges.Field analysis should be done continuously to ensure the most efficient use of photovoltaic systems. The actual values given and the predicted values must be constantly compared. In view of these analyzes, the facilities and technologies used should be optimized. In addition to these, work should be done for investors, managers, bureaucrats and academicians. In this thesis, study prepared for this purpose, information about photovoltaic system design and installation has been given. The data in the field are presented in a report by examining the data taken from field. Regional comparisons have also been made with reference to studies in different regions
    corecore