233 research outputs found
Assessing wines based on total phenols, phenolic acids and chemometrics by multivariate analyses
The aim of this study was to investigate the phenolic profile of some red wines produced from native Turkish grape varieties (Vitis vinifera Öküzgözü, V. vinifera Boğazkere and V. vinifera Shiraz) and some red fruit wines produced from pomegranate (Punica granatum L.), myrtle (Myrtus communis L.) and black mulberry (Morus nigra L.). Red grape wines and fruit wines were produced according to accepted conventional methods for wines and fruit wines regulations. At the end of productions all samples, were analyzed for the following parameters: total phenols (mg/L) and color parameters such as %D280, %D420, %D520, %D620, %DA, %IC,T, %ICI ,%R, %Y and %B. By using HPLC method, the following parameters were determined: gallic acid, p-hydroxybenzoic acid, caffeic acid, syringic acid, p-coumaric acid and ferulic acids. The order of wines according to the total phenolic contents from the highest to the lowest values was determined to be: Boğazkere > Öküzgözü > mulberry > Shiraz > myrtle > pomegranate wines. The highest values for gallic acid, p-hydroxybenzoic acid, caffeic acid, syringic acid, p-coumaric acid and ferulic acid were determined in bilberry, pomegranate, Shiraz, mulberry, Boğazkere and Öküzgözü wines, respectively. Analyses of n-dimensional scale demonstrated the relationship between pomegranate wine and p-hydroxybenzoic/syringic acid; bilberry wine and gallic acid; Shiraz/Boğazkere and caffeic acid/p-coumaric acids; Öküzgözü and ferulic acid; total phenols and Shiraz/pomegranate/Boğazkere wines.Keywords: Phenols, colors, fruit wines, red winesAfrican Journal of Biotechnology Vol. 12(22), pp. 3563-356
Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Karakter Eğitimine ve Uygulamalarına İlişkin Görüşleri
This research paper has the objectives to shed light on the physical education (PE) teachers’ views on the concept of character and character education, the content of elements that they call into play to promote the character education, the role of the PE teacher in character education, and to demonstrate the games, activities, and practices they apply in PE and sports courses to encourage and enhance good character in students. This study is built upon a qualitative phenomenological research design. The study population was selected based on criterion and snowball sampling, which are purposeful sampling methods in qualitative research. The present study recruited seven females, 15 males, and a total of 22 PE teachers employed in private and public schools, aged between 29–60 (Mean=44.09, SD=7.44), and having professional experience ranging from 5–35 years (Mean=20.68, SD=6.97). A personal information form along with a semi-structured interview form were used as data collection tools. Content analysis was employed to analyze the data. The five themes that emerged as a result of the analysis are "opinions on the concept of character", "opinions on the necessity of delivering character education", "opinions on the content of PE in character education”, "opinions on the role of the physical education teacher in character education " and "suggestions of PE teachers".Bu araştırmanın amacı; beden eğitimi öğretmenlerinin karakter kavramına ve karakter eğitimine, karakter eğitimi için derslerinde kullandıkları içeriğe, karakter eğitiminde beden eğitimi öğretmeninin rolüne ilişkin görüşlerini incelemek ve öğrencilerde iyi karakteri teşvik etmek ve geliştirmek için beden eğitimi ve spor derslerinde kullandıkları oyunları, etkinlikleri ve uygulamaları ortaya koymaktır. Araştırmada nitel araştırma yöntemine dayalı olgubilim (fenomenoloji) araştırma deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu nitel araştırmada amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örneklemeye ve kartopu örneklemeye dayalı olarak seçilmiştir. Araştırmaya özel okullar ve devlet okullarında çalışan; yaşları 29-60 (Ort=44.09, SS=7.44) ve mesleki deneyimleri 5-35 yıl (Ort=20.68, SS=6.97) arasında değişen 7’si kadın 15’i erkek toplam 22 beden eğitimi öğretmeni katılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak kişisel bilgi formu ve yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Araştırma sonucunda beden eğitimi öğretmenlerinin karakter kavramına, karakter eğitimi verilmesi gerekliliğine, karakter eğitiminde beden eğitimi ders içeriğine, karakter eğitiminde beden eğitimi öğretmeninin rolüne ilişkin görüşleri ve karakter eğitimine ilişkin önerileri ortaya koyulmuştur
Dijital Sınırların Sonsuzluğu: Günlük Hayattan Somut Örnekler
Endüstri 4.0 kavramı 2011 yılında Hannover Fuarında tanıtıldığından bu yana araştırmacılar tarafından oldukça fazla ilgi görmüştür. Hızlıca yapılan yayınlarda Endüstri 4.0’ın bileşenlerinin, faydalarının, avantaj ve dezavantajlarının, KOBİ’ler için öneminin ve ülkeler arası karşılaştırmalarının ele alınmasına rağmen, konunun kavranmasında bazı eksiklikler olduğu görülmektedir. Alan yazın incelendiğinde hem Türkiye başta olmak üzere az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hem de dünya genelindeki küçük ve orta ölçekli işletmelerin henüz Endüstri 4.0 kavramına uzak oldukları, farkında olmadıkları, uygulamada zorluklar yaşadıkları vurgulanmaktadır. Hatta Türkiye’nin halen üçüncü sanayi devrimini yaşadığını ileri süren araştırmacılar mevcuttur. Bu bağlamda konunun akademisyenler arasında konuşulan, üst düzey olarak algılanan bir konu olmaktan çıkıp, atölye düzeyine indirgenmesi için daha pragmatist düşünürlere ve aktörlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu makale çalışması, Endüstri 4.0 araçları olan siber-fiziksel sistemler, nesnelerin interneti, robotlar, yapay zekâ, bulut bilişim, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, üç boyutlu yazıcılar, simülasyon, büyük veri ve veri analitiği hakkında somut örnekler vermek ve konunun örnekler yoluyla anlatılarak üretimin her kademesinde çalışan kişiler için anlaşılmasını sağlamak amacıyla yazılmıştır. Çalışmanın literatüre en büyük katkısı, konunun en alt düzeyde çalışan işçi, işgören ve çıraklarda dahil herkes tarafından anlaşılmasını sağlayacak somut örnekler içermesi ve Endüstri 4.0’ın gündelik hayatın her alanında var olduğunu yine örnekler yoluyla anlatmasıdır
Changes in students' social interactions between the period prior to and the period of preparation for the university entrance exam
The purpose of this study is to compare selected elements of students' social interactions during the period prior to beginning preparation for university entrance examination and during the period of preparation for that examination. Data was collected from 300 freshmen students at the Ankara University Faculty of Educational Sciences. The researchers developed and prepared the survey instrument. The findings of the study demonstrated that the level of students. social interactions were changing in terms of selected variables in the period prior to preparation for taking the university entrance examinations and during the preparation period for that examination. The students. relationship with their families, their engagement in school activities and participation in social activities decreased significantly
Hemşirelik Öğrencilerinin Klinik Eğitiminde Kolaylaştırıcı Faktörler
Background: Clinical practice is a vital component of the nursing education. Nursing students encounter the problems in clinics. Theattitudes and knowledge of mentors influence student learning too. Objectives: The aim of this study was to identify the facilitating factorsin clinical education for nursing students. Method : Data were collected via the focus group interviews. The study included 40 nursingstudents who completed their third year at school. Transcripts of the interviews were coded. Data obtained were categorized under theheadings clinical environment, team work, mentors and patients. Results: Analysis showed that students believed having a good relationshipwith the staff had a positive effect on clinical learning. They were more motivated to attend clinical when they felt that they were a member ofthe team. The students also believed that their communication with mentors had a great effect on their clinical performance. Conclusion:Although limited to one school, this study shows that positive experiences, such as feeling being a member of the health-care team, havinggood communication with team members and mentors. The information gained from this study can assist in improving clinical education. Giriş: Klinik öğrenme hemşirelik eğitiminin önemli bir parçasıdır. Klinik eğitim sırasında öğrencilerin çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır.Klinik danışmanların davranışları ve tutumları da öğrencilerin klinik öğrenmesini etkilemektedir. Amaç: Bu çalışmanın amacı hemşireliköğrencilerinin klinik eğitimini kolaylaştırıcı faktörlerin belirlenmesidir. Yöntem: Hemşirelik öğrenicilerinin klinik eğitiminde kolaylaştırıcıfaktörlerin belirlenmesi için niteliksel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Veriler niteliksel araştırma yöntemlerinden biri olan "odak grupgörüşme yöntemi" ile toplanmıştır. Araştırmaya 3.sınıf klinik uygulamasını tamamlamış, gönüllü olan öğrenciler katılmıştır. 8 kişilik, 5 grupolmak üzere 40 öğrenci ile görüşmeler yapılmıştır. Bulguların analizinde "içerik analizi" yöntemi kullanılmıştır. Daha sonra ham verilerkodlanarak tema ve alt temalar oluşturulmuştur. Araştırmada elde edilen veriler sonucunda "klinik çevre, ekip çalışması, danışman ve hasta"olmak üzere dört ana tema elde edilmiştir. Bulgular: Öğrenciler klinik ortamda ekip üyeleri ile iyi ilişkilerinin olmasının öğrenmeleriniolumlu etkilediğini belirtmişlerdir. Kendilerini ekibin üyesi olarak hissettiklerinde daha çok motive olduklarını ve öğrenmeye daha istekliolduklarını vurgulamışlardır. Danışmanları ile iletişimlerinin de klinik performanslarını büyük ölçüde etkilediğini ifade etmişlerdir. Sonuç:Araştırmanın sonuçları klinik ortamdaki olumlu deneyimlerin öğrencilerin öğrenmelerine çok büyük olumlu etkisinin olduğunu göstermiştir.Bu çalışmadan elde edilen veriler hemşirelik öğrencilerinin klinik eğitimini kolaylaştırmak amacı ile kullanılabilir
COVID-19 Pandemi Dönemi Online Eğitim Alan Peyzaj Mimarlığı Bölümü Öğrencilerinin Bilişsel Yetenek Düzeylerinin Araştırılması: MAKÜ Peyzaj Mimarlığı Bölümü Örneği
Küresel etkileriyle Dünya’yı etkisi altına alan COVID-19 salgını, yükseköğretim kurumları ve eğitimciler üzerinde yeni bir düzenin kurulmasına neden olmuştur. Alışılagelmiş olan yüz yüze öğretimin yerine uzaktan öğretim sistemleri devreye girmiş ve çevrimiçi sınıflar yeni eğitim sahaları olarak işlev kazanmıştır. Yüz yüze eğitim sistemiyle eğitim hayatlarına devam eden öğrenciler için uzaktan (çevrimiçi) eğitime geçilmesi bilginin farklı sunum yollarıyla aktarılmasını da beraberinde getirmiştir. Bu çalışmada, daha az etkileşimli bilgi ve çevrimiçi eğitimlerin tasarım ağırlıklı bölüm öğrencilerine olan etkileri araştırılmıştır. Çalışmada, öğrencilerin öğrenme süreçlerini etkileyen bilişsel yetenek düzeylerinin değerlendirilmeleri yapılmıştır. Bu amaçla yüz yüze eğitim alan Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü birinci sınıf öğrencileri ve pandemi sürecinde çevrimiçi eğitim alan Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü üçüncü sınıf öğrencilerinin bilişsel yeteneklerinin ölçülerek karşılaştırılabilmesi için ‘Bilişsel Yetenek Ölçüm Testi’ oluşturulmuştur
Planning the baby's developmental care according to gestational weeks
Fetus için normal ortam uterusdur. İntrauterin ortam fetüsün büyümesi ve gelişimi için kritik role sahiptir. Preterm bebekler bu kritikdönemde güvenli intrauterin ortamın dışında, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitelerinde (YYBÜ) yaşamak zorunda kalırlar. İntrauterin ortampreterm bebeğin nörolojik gelişimini nasıl etkiliyorsa YYBÜ ortamı da bu gelişimi etkilemektedir. Yenidoğana verilen bakımın ve YYBÜortamının yenidoğanın bireysel gereksinimlerine göre düzenlenmesinin bebeğin beyin gelişimine olumlu etkileri vardır. Bu derlemede FetalNörolojik Gelişim, YYBÜ'sinin bebeğe etkileri, Gelişimsel Bakım ve Gestasyon Haftalarına Gelişimsel Bakım örnekleri paylaşılacaktır. Uterus is a normal enviroment for the fetus. Intrauterine enviroment has the critical for the growth and development of the fetus.Preterm infants have to live outside the safely intrauterine enviroment (Neonatal Intensive Care Units) at this critical period. How to effectintrauterine enviroment to neurological development of preterm infants, NICU enviroment also effect this development. Regulation ofnewborn care and NICU enviroment according to individual needs of the infant has positive impacts to brain development of the infant. Inthis review, Fetal Neorulogical Development, effects of the NICU to the infant, Developmental Care, Developmental Care for GestationalStages will be shared
Prunus laurocerasus (rosaceae) plant extract with harmful herbs and agricultural frost
Bu araştırmada Prunus laurocerasus bitki yaprakları kullanılarak bitki özütü elde edilmiştir. Bu özütün bitki kök ve gövde büyümesi üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Yapılan deneyler iki aşamalı olup üç tekrarlı olacak şekilde kurulmuştur. İlk aşamada buğday tohumu ikinci aşamada ise ekonomik değeri olan fasulye ve nohut bitkileri kullanılmıştır. Bu bitkiler farklı derişimde hazırlanan çözeltilerle sulanmıştır. Daha sonra bu çözeltilerin soğan kökleri üzerindeki etkisi araştırılmış, köklerdeki mitoz bölünme incelenmiştir. En yüksek mitotik indeks (MI) yüzdesi kontrol grubunda tespit edilmiştir. Çözeltinin derişimi artması ile MI yüzdesi arasında ters bir orantının olduğu belirlenmiştir. Yapılan gözlemler sonucunda kullanılan özütün derişim oranı arttıkça bitki büyümesinin de aynı oranda yavaşladığı ve durduğu tespit edilmiştir. Bundan yola çıkarak ülkemizde tarım alanlarında karşılaşılan iklimsel ve çevresel zorluklara karşı canlı yaşamına ve çevreye zarar verebilecek kimyasallar yerine doğal yollarla alternatif çözümler bulmak amaçlanmıştır.In this study, plant extract was obtained by using endemic Prunus laurocerasus plant leaves. The effects of this extract on plant root and stem growth were investigated. The experiments were carried out with two stages and three replicates. In the second stage of wheat seed in the first stage, bean and chickpea plants with economic value were used. These plants are irrigated with solutions prepared at different concentrations. Then, the effect of these solutions on the onion roots was investigated and the mitosis in the roots was examined. The highest percentage of mitotic index (MI) was determined in the control group. It was determined that there was an inverse ratio between the percentage increase of the solution and the percentage of MI. As a result of the observations made, it was determined that plant growth rate slowed down and stopped at the same rate as the concentration rate of the extract used increased. From this point of view, it is aimed to find alternative solutions in natural ways instead of chemicals that can harm the living and the environment against the climatic and environmental difficulties encountered in the agricultural areas in our country
Düzenli Alkol Kullanımı Olan Üniversite Öğrencileri Arasında Madde Kullanımı İle İlişkili Psikolojik Faktörler
In this study it was aimed to investigate the psychological factors related with regularly drinking university students’ substance use in a social perspective. Among 1720 students selected with convenience sampling who consumed alcohol with a frequency of at least once a month during the past year were selected as “regular drinkers” (n=586). The Sociotropy and Autonomy Scale, the Beck Hopelessness Scale, the Stress Audit Scale, and the Locus of Control Scale were administrated for data collection. Then, the relationship between ever use of an illicit substance and the aforementioned psychological factors was investigated in high- and low-income groups separately. A low level of Vulnerability to Stress and scoring lower in the Sociotropy Scale were found to be significantly related with a higher risk of substance use among low-income regularly drinking students. In the context of disadvantegous socioeconomic conditions, a low level of sociotropy and a low level of motivation indicate lack of attachment to the society, thus leading to a higher risk for substance use.Bu çalışmada düzenli alkol kullanımı olan üniversite öğrencilerinde madde kullanımı ile ilişkili psikolojik faktörleri araştırmak amaçlanmıştır. Kolay örnekleme yöntemiyle belirlenen 1720 öğrenci arasından, son bir yılda ayda en az bir kez alkol kullananlar “düzenli içici” olarak seçilmiştir (n=586). Sosyotropi-Otonomi Ölçeği, Beck Umutsuzluk Ölçeği, Strese Yatkınlık Ölçeği ve Kontrol Odağı Ölçeği veri toplamak amacıyla uygulanmıştır. Düşük ve yüksek gelirli aileye sahip öğrenciler arasında psikolojik faktörler ve yasa dışı madde kullanımı arasındaki ilişki lojistik regresyon analizi ile incelenmiştir. Yüksek ve düşük gelir gruplarında, yaşam boyu en az bir kez madde kullanımı ve çeşitli psikolojik faktörlerle ilişkisi ayrı ayrı araştırılmıştır. Düzenli alkol kullanımı olan düşük gelire sahip öğrencilerde, düşük seviyede Strese Yatkınlık ve düşük Sosyotropi Ölçeği puanları, yüksek madde kullanma riski ile anlamlı derecede ilişkili bulunmuştur. Bu çalışmanın sonucuna göre, olumsuz sosyoekonomik şartlar altında; düşük düzeydeki sosyotropi ve motivasyon eksikliği, madde kullanımı için yüksek riske yol açtığını göstermektedir
Türkiye’deki Öğretmenlerin Örgütsel Vatandaşlık Davranışlarına Cinsiyet, Kıdem ve Branş Değişkenlerinin Etkisi: Bir Meta Analiz Çalışması
The purpose of this paper is to determine the effect of gender, seniority and subject matter variables on teachers’ organizational citizenship behaviors. In this regard, a meta-analysis was conducted on the research studies published in Turkey with regards to organizational citizenship behaviors. Specific criteria were employed in selecting the studies to be included in the meta-analysis. The criteria are as follows: the research studies published between the years 2003-2014, looked at determining organizational citizenship behaviors of primary (elementary and lower secondary) and upper secondary education school teachers; validity and reliability information of data collection tools were reported and arithmetical mean, standard deviation, sample size values were stated in the related studies. The current meta-analysis was conducted with 24 studies in total. However as not all of the studies had the same variables, the numbers of the studies included in the meta-analysis are different in terms of gender, seniority and subject matter variables. General effect size analyses were conducted with 24 studies for gender variable, 21 for seniority, and 10 for subject matter. The total sample size of the studies included in the research study for overall organizational citizenship behaviors is 11,374 in terms of gender, 10,619 in terms of seniority, and 4,250 in terms of the subject matter. Random Effects Model was used for calculating the effect size in meta- analysis studies. Among the examined personal variables, seniority (ES=-0.121) had the highest effect on the organizational citizenship behaviors of teachers, followed by subject matter (ES=0.116) and gender (ES=0.015). In terms of general organizational citizenship behavior, female teachers are exhibiting much more citizenship behavior than male teachers, teachers with 11 years and more seniority than teachers with 10 years and less seniority, and primary school teachers than subject matter teachers.Bu araştırmada, cinsiyet, kıdem ve branş değişkenlerinin öğretmenlerin örgütsel vatandaşlık davranışı üzerindeki etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu çerçevede örgütsel vatandaşlık ile ilgili Türkiye’de yapılan araştırmaların meta analizi yapılmıştır. İncelenen çalışmalardan hangilerinin meta analize dâhil edileceğine yönelik seçimlerin yapılmasında belirli ölçütler kullanılmıştır. Bu ölçütler şunlardır: Araştırmaların 2003-2014 yılları içerisinde yayınlanmış olması; Türkiye’de görev yapan ilkokul, ortaokul ya da lise öğretmenleri üzerinde yapılmış olması; ölçme aracının geçerlik ve güvenirlik bilgilerinin verilmiş olması; bulgularında aritmetik ortalama, standart sapma ve örneklem büyüklüğü gibi değerlerin verilmiş olması. Meta analiz çalışması toplam 24 araştırma üzerinde gerçekleştirilmiştir. Ancak bütün araştırmalarda aynı değişkenler ele alınmadığı için cinsiyet, branş ve kıdem değişkenleri için meta analize dahil eden çalışma sayısı farklıdır. Araştırmada genel etki büyüklüğü analizleri, cinsiyet değişkeni için 24, kıdem değişkeni için 21, branş değişkeni için ise 10 çalışma ile yapılmıştır. Araştırmaya dahil edilen çalışmaların toplam örneklem büyüklükleri, genel örgütsel vatandaşlık davranışı için cinsiyet değişkenine göre 11374, kıdem değişkenine göre 10619 ve branş değişkenine göre 4250’dir. Meta analiz çalışmalarında etki değerinin hesaplanmasında, rastgele etkiler modeli kullanılmıştır. Araştırmada, kişisel değişkenlerin örgütsel vatandaşlık davranışları üzerinde zayıf düzeyde bir etki yarattığı belirlenmiştir. Etkisi araştırılan kişisel değişkenlerden en çok kıdem (ED=-0.121), daha sonra da branş (ED=0.114) ve cinsiyet (ED=0.015) öğretmenlerin örgütsel vatandaşlık davranışları üzerinde etkilidir. Genel örgütsel vatandaşlık davranışı açısından, kadın öğretmenler erkeklere göre, 11 yıl ve daha fazla kıdeme sahip öğretmenler 10 yıl ve daha az kıdeme sahip öğretmenlere göre, sınıf öğretmenleri ise branş öğretmenlerine göre daha fazla örgütsel vatandaşlık davranışı sergilemektedirler
- …