8 research outputs found

    Perceived Coach Attitudes and Behaviors Scale: Development and Validation Study

    Get PDF
    The purpose of the study was to develop a scale, which will serve to determine how attitudes and behaviors of the coaches are perceived by the athletes. The scale, named as “Perceived Coach Attitudes and Behaviors Scale” (PCABS) was developed through various processes including exploratory and confirmatory factor analysis. Following the literature review process in the beginning stage, focus group interviews were conducted. As a result of literature review process and focus group interviews an item pool of 61 items was formed, and after gathering the opinions and critics of experts in the area of language and sports science, the final form of the scale was constructed. The exploratory factor analysis (EFA) on 200 athletes revealed a construct comprised of 25 items and 3 sub-dimensions. Subsequently, confirmatory factor analysis (CFA) conducted on 266 athletes confirmed the structural validity of the scale composed of 24 items and 3 sub-dimensions. The first sub-dimension named "Characteristic Features ", with an internal consistency value of 0.88, consisted of items 1, 2, 3, 4, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 18, 20, and 23. The second sub-dimension named "Knowledge and Skills Accumulation" consisted of items 13, 14, 15, 16, 17, 19, 21, 22, and 24 had an internal consistency value of 0.86. The final sub-dimension named "Being Fair" consisted of 5th and 12th items with an internal consistency value of 0.56. Items 1, 2, 3, 4, 6, 7, 8, 9, 10, 18, 20 and 23 were reverse coded items of the scale.As a conclusion, the analysis revealed that “Perceived Coach Attitudes and Behaviors Scale”, with its three sub-dimensions and 24 items, is a structurally valid and reliable scale, can be used to identify the athletes' perceptions about their coaches

    Orta lob sendromlu olgularda bilgisayarlı tomografi bulguları

    Get PDF
    Amaç: Orta lob sendromu OLS , sağ akciğer orta lobunun kronik veya tekrarlayan atelektazileri ile karakterize bir tablodur. Spesifik bir klinik bulgusu yoktur. OLS tanısında Bilgisayarlı Tomografi BT en sık kullanılan modalitedir. Kliniğimizde son iki yılda OLS tanısı almış hastaların BT bulgularını literatür eşliğinde sunmayı amaçladık.Gereç ve Yöntem: Mayıs 2015- Mayıs 2017 tarihleri arasında hastanemiz radyoloji kliniğine başvuran ve OLS tanısı alan 29 hastanın, BT ve klinik bulguları retrospektif olarak iki radyolog ve bir göğüs hastalıkları uzmanı tarafından incelendi. Bulgular: OLS tanısı alan 29 hastanın 17’si %58,6 kadın, 12’si %41,4 erkek hastaydı. Kadın/erkek oranı 1.42 idi. Bu olguların yaş ortalaması ise 59,4±17,01 8-84 yaş olarak hesaplandı. Klinik değerlendirmede en sık semptom öksürük, nefes darlığı ve balgam olarak saptandı. Radyolojik görüntülemede tüm hastaların BT tetkiklerinde sağ akciğer orta lobda atelektazi mevcuttu. Atelektazi ile birlikte diğer en sık eşlik eden bulgular ise 11 hastada mediastinal ve/veya hiler patolojik görünümde lenfadenopati, 6 hastada bronşektazi, 4 hastada enfeksiyon ile uyumlu parankimal bulgular, 3 hastada parankimal nodüller, 3 hastada peribronşial kalınlaşma, 2 hastada operasyon sonrası değişiklikler, 2 hastada diafragmaevantrasyonu, 2 hastada mukus tıkacı, 1 hastada squamöz hücreli kanser, 1 hastada da pulmoneremboli idi. Dört hastada herhangi bir ek akciğer patolojisi saptanmadı. Sonuç: OLS, sağ akciğer orta lobun total atelektazisi olup spesifik klinik bulguları olmaması nedeniyle kronik ve tekrarlayan akciğer şikayetleri olan her hastada özellikle sağ akciğerde yerleşim gösteren lezyonlarda ayırıcı tanılar arasında göz önünde bulundurulmalıdır. BT’nin rutine girmesi ile de radyolojik olarak görülme sıklığı artmıştır. BT, OLS tanısında etkin ve noninvaziv bir görüntüleme yöntemidi

    DENEYSEL OLARAK OLUŞTURULAN EKLEM DEFEKTLERİNE N-BUTİL SİYANOAKRİLAT UYGULAMASININ EKLEM REJENERASYONU ÜZERİNE ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI

    No full text
    AmaçDeneysel olarak oluşturulan eklem defektlerine uygulanacak olan sentetik doku yapıştırıcısı nbutil siyanoakrilatın iyileşme üzerine etkilerinin araştırılması.Genel BilgiEklem kıkırdağı, diatrodial eklemlerin yük taşımasını sağlayan elastik yapıdaki dokulardır.Eklem kıkırdakları eklemlerin birbirleri üzerinden kaymalarını sağladıkları gibi kemikleri deüzerine gelen basınç ve darbelerden korurlar. Normal bir kıkırdak parlak,beyaz, saydam ve düzbir haldedir. Sinir ağından kan ve lenf damarlarından yoksundur.N butil siyanoakrilat doku yapıştırıcı olup cerrahi müdahalelerde kullanılarak yaranın daha hızlıiyileşmesini sağlamaktadır. Yüksek aktiviteye sahip olup, ısı katalizör yada basınca ihtiyaçduymadan saniyeler içerisinde uygulandıkları bölgede yapışmayı sağlarlar. Antibakteriyelolmaları, kolay uygulanabilir olmaları, hızlı yapışmaları ve yeterli tensil gücüne sahip olmalarıgibi avantajları vardır. Günümüzde n butil siyanolarilatlar deri ensizyonlarının kapatılmasıdışında gastrointestinial kanamaların durdurulmasında, akciğer cerrahisinde, göz cerrahisindeve kozmetik cerrahide kullanım alanları bulmaktadır.Gereç ve YöntemÇalışma materyalini Wistar-Albino cinsi sağlıklı 250-300 gram ağırlığında 20 adet erkek ratoluşturdu. Gruplar her biri eşit sayılara rat içerek şekilde çalışma ve deney grupları olarakayrıldı. Deney ve kontrol grubunu oluşturan bütün hayvanlar genel anestezi altında sağ genueklemi bölgesi tıraşlanıp, asepsi ve antisepsi işlemlerinden geçirildi. Daha sonra kranio-lateralderi ensizyonu ile operasyona başlandı. Derialtı doku, kaslar ve eklem kapsülası cerrahitekniklere uygun olarak açıldı ve patella medial yana kaydırıldı. Artrotomi sonrası femurdistalinde inter trochleal bölgede 1.5 mm çapında diril yardımı ile eklem defekti oluşturuldu.Kontrol grubunu oluşturan hayvanlara hiçbir işlem uygulanmadan eklem bölgesi kapatılırken,deney grubundaki hayvanlara n butil siyanoakrilat defektli bölgeye uygulanarak bölge cerrahiprosedüre uygun olarak kapatıldı. Postoperatif olarak 0, 15 ve 30. günlerde bütün hayvanlarınradyolojik muayeneleri yapıldı ve 30.gün sonunda tüm gruplarda bulunan hayvanlar sakrifiyeedildi.BulgularRadyolojik incelemelerde de n butil siyanoakrilat uygulanan grupta ki defektlerin kapanmabelirtileri kontrol grubuna göre daha hızlı şekillendiği görülmüştür. N butil siyanoakrilatuygulanan grup ve kontrol grubundan alınan kesitler incelendiğinde eklem yüzeylerinde vehyalin kıkırdağa ait kontrositlerin normal yapısını tam olarak gösteremediği tespit edildi. Nbutil siyanoakrilat uygulanan grubun kontrol grubuna göre çevre dokulara uyumunun daha iyiolduğu, oluşan matriksin daha düzenli olduğu fibril ve kondrositlerin daha organize oluştuğuve hiyalin kıkırdak bölgesinde daha fazla kollojen ve temel madde oluştuğu görüldü.Tartışma ve SonuçElde edilen bilgiler ışığında n butil siyanoakrilat kullanımının eklem defektlerininiyileşmesinde pozitif etkilerinin olabileceği görülmüş olup, konu ile ilgili daha fazla ve detaylıçalışmaların yapılması gerektiği kanısına varılmıştır.</p

    Investigation of intestinal parasites in the children of the Barbaros Primary School in the urban center in Adana

    No full text
    Bu çalışmada; Adana merkezinde sosyoekonomik düzeyi düşük bölgede bulunan Barbaros İlköğretim Okulundan 3 ile 8. sınıflar arasındaki çocuklarda bağırsak parazitlerinin yaygınlığını belirlemek amaçlandı. Dışkı ve selofanband örnekleri incelenen 482 öğrencinin 234 (%48.55}'ünde bir veya daha fazla parazit türü saptandı. Türlere göre parazit dağılımında; Enterobius vermicularis %37.97, Blastocystis hominis %9.33, Giardia lamblia %7.67, Enlamoeba coli %4.77 ve Hymenolepis nana %0.62 oranında saptandı.The aim of this study was to determine the prevalence of parasites in children in the 3-8 grades of the Barbaros Primary School in the urban center of Adana that has low socioeconomic level. Stool samples and cellophane-tape preparations of 482 students were examined and one or more intestinal parasites were detected in 234 (48.55%) out of 482 students. In this study; the rates of parasites were found as follows: Enterobius vermicularis 37.97%, Blastocystis hominis 9.33%, Giardia lamblia 7.67%, Enlamoeba coli 4.77%; and Hymenolepis nana 0.62%

    Ruptured Pulmonary Hydatid Cysts in The Course of Enteric Fever; An Unreported Case

    No full text
    A thirty-two-years-old female admitted to the emergency department of a peripheral hospital with complaints of fever, cough, nausea, vomiting, heartburn, and abdominal pain. An empiric treatment has been given to the patient. Three days later, the patient has been referred to the department of internal medicine through increased complaints and was diagnosed with reflux and enteric fever by esophagography and serology. After an evaluation requested from our clinic due to ground-glass-opacities and a cavitary-lesion observed on the radiography, a ruptured cystic-echinococcosis was considered. The diagnosis was confirmed by IHA-test and cystic-membranes detected on computed tomography (CT). The patient refused the surgical treatment and was followed up for three months with oral albendazole. On the CT, taken in the second month, there was not any pathology other than the old ruptured cyst. As a result, this case will be the first case of pulmonary hydatid cyst reported being ruptured in the course of enteric fever

    Pulmonary physician consultancy in emergency services in Turkey (PUPCEST) - a prospective multicenter study

    No full text
    28th International Congress of the European-Respiratory-Society (ERS) -- SEP 15-19, 2018 -- Paris, FRANCEYILDIZ, Hanifi/0000-0003-0735-5034;WOS: 000455567102422…European Respiratory So

    Oral Research Presentations

    No full text
    corecore