19 research outputs found

    Development of cloud point extraction preconcentration of cadmium and lead in solid samples using flame atomic absorption spectrometry

    No full text
    2-[(6-Morpholin-4-ylpyridin-3-yl)amino]-N’-(4-oxo-3-phenyl-1,3thiazolidin-2-ylidene) acetohydrazide (MPAPTAH) was first used in a cloud point extraction procedure to determine the cadmium and lead ions in solid samples. Triton X-114 was used as a mixed micellar medium. The optimal extraction parameters (e.g. surfactant concentrations, amount of ligand, pH etc.) were evaluated. The optimum experimental conditions for Cd and Pb ions during the extraction procedure were carried out with 0.7 mg of MPAPTAH agent, 1.0 mL 0.2% (w/v) of the surfactant, a pH of 8.0. Under the best analytical parameters, the detection limit (LOD) for Cd(II) and Pb(II) ions were found to be 0.6 ?g L?1 and 1.91 ?g L?1, while the relative standard deviation (RSD) was taken as 2.78 and 2.86%, respectively. Preconcentration factor (PE) of 50 was obtained from using 50 mL of the sample volume for both ions. The accuracy of the method was tested through analysis of Pb2+ and Cd2+ in certified reference material (CRM Sandy Soil C). The interference effect of certain cations and anions were also investigated. The recoveries of the analyte ions were almost quantitative in the presence of all the interfering ions. Afterwards, the developed method was successfully applied to find lead and cadmium in real solid samples, including black tea, tobacco, and chili pepper. © 2018 Desalination Publications. All rights reserved

    Firing Temperatures and Raw Material Sources of Ancient Hittite Ceramics of Asia Minor

    No full text
    The firing temperature and production technology together with the provenance and source materials of a group of the Domuztepe (Cilicia, Turkey) Late-Hittite ceramics were studied by mineralogical analyses. The mineralogical (presence of basaltic minerals and the formation of forsterite and tridymite as high temperature minerals) results revealed that this group of Late-Hittite ceramics were products of a mixture of local raw materials such as basalts (10-15%) and soils developed on olivine basalts (70-75%). Evidence demonstrated that the potters of that period were highly aware of achieving temperatures well around 1000°C, despite the lack of proficiency or unwillingness to sustain prolonged firing durations, that later became the norm of cultures in Asia Minor.status: publishe

    Hexa-BODIPY-cyclotriphosphazene based nanoparticle for NIR fluorescence/photoacoustic dual-modal imaging and photothermal cancer therapy

    No full text
    © 2022 Elsevier B.V.Theranostic, which integrates the diagnosis and tumor treatment in tandem, is an emerging strategy in cancer treatment. Here, we report a novel and unique theranostic nanoparticle, HBCP NP, based on hexa-BODIPY cyclophosphazene (HBCP). Due to the unique bulky molecular structure of HBCP, this nanoparticle can simultaneously perform near-infrared (NIR) fluorescence imaging and photoacoustic imaging (PAI). Interestingly, since reactive oxygen species (ROS) generation of HBCP NPs is completely inhibited, ‘safe’ fluorescence imaging is possible without the risk of cell damage even under laser irradiation. Finally, NIR fluorescence imaging and PAI in 4T1 tumor-bearing mice demonstrated selective accumulation of HBCP NPs at tumor sites. In addition, HBCP NPs exhibited excellent photothermal effects under high-power laser irradiation, achieving effective tumor growth inhibition.11Nsciescopu

    <title>New astrophysics mission for a low-energy gamma-ray burst observatory (LEGO)</title>

    No full text
    We propose a new astrophysics space mission for a Low Energy Gamma-ray-burst Observatory (LEGO) that will fit the envelope of a small-explorer (SMEX) type mission. The LEGO instrument combines silicon pixel detectors with ultra-high energy resolution and a novel cost effective fine-pitch coded mask, to image the sky with sub-arcminute accuracy in the 0.3 - 30 keV range with a wide field-of-view. LEGO is well adapted to study hundreds of short transients such as gamma-ray bursts and soft gamma repeaters in the unexplored energy range below 5 keV. LEGO takes one of the next logical steps in GRB studies in the post-BeppoSAX era by attacking the astrophysics questions raised by recent discoveries of variable radio, optical, and x-ray counterparts to burst sources. In addition to monitoring the sky for gamma-ray bursts, LEGO would provide a first all-sky monitor in the 0.3-30 keV range. LEGO will be sensitive to all mCrab sources in the sky in a day and to 0.1 mCrab sources in a year, and thus, may provide daily light curves and sensitive spectral measurements on about 103 objects and yearly data on an order of magnitude more sources

    Hekimlik Sanatı ve Öykü Alma ve Muayene

    No full text
    İyi bir Hekim ve Klinisyen olma, bilimsel olarak bilgeliğin, teknik ve intellektüel yeterliliğin ötesinde bir olaydır. Teknik yeterlilik ve tibbi bilgiler öğretilebilir ve öğrenilebilir. Fakat iyi bir hekim ve klinisyen olmak için, ayrıca insanlara ilgi duymak ve insanları seviyor olmak gerekir. Meslekdaşlarımızın, kanunların ve toplumun Hekim olarak bizlere yüklediği beklentiler, profesyonel mecburiyetler, daha öğrenciliğimizde başlayıp mesleki çalışma hayatımız boyunca devam edecektir. Günümüzde teknoloji çok ilerlemiş, sanayide ve başka sektörlerde de robotlar insanlar yerine kullanılmaya başlanmış, evlerimiz akıllı evler haline getirilmiş, bizlere evlerde işlerimizi yapabilecek veya bize arkadaşlık edebilecek, duyguları bile olan robotlar imal edilmeye başlanmıştır. Tıp alanında da tanı için kullanılan teknolojik yöntemler ve cerrahi branşlarda kullanılan robotlar (Robotik Cerrahi) bizlere çok yardımcı olmaktadır. Çok yakın bir gelecekte, bugün hayal bile edemediğimiz bir takım yöntemlerle, uzay filmlerindeki gibi belki hastayı bir alete yatırdığımızda, o hasta hakkında birçok bilgiyi, hastanın tüm tıbbi sorunlarını, hatta ruhsal durumunu, gerekli bazı laboratuvar sonuçlarını birkaç dakika içinde bize rapor edebilecek yöntemler bulunacaktır. Fakat o günler gelinceye kadar, biz hekimler hastanın derdini, varsa tıbbi sorununu anlayabilmek için, öyküsünü alacak, fizik muayenesini yapacak, hastanın olası tanılarını düşünüp ona göre hastadan gerekli tetkikleri isteyecek, tanı koyacak ve varsa bildiğimiz bir tedavisi bunu uygulayacak ve hastanın şifa bulmasını sağlayacağız ve hem kendimizi, hem de hastamızı ve varsa yakınlarını da mutlu edebileceğimiz günler yakın olabilir. Günümüz koşullarında ise, bu süreç içinde yapılması gerekenler, bu kitabın içerik konusunu oluşturmaktadır. Bu bağlamda özellikle ülkemiz koşullarında, doktorlarımızın çoğu, hasta yoğunluğunun yarattığı ağır yükle, zaman yetersizliğiyle, hastaların sağlıkla ilgili tıbbı öykülerini yeterli şekilde almaya ve hatta muayene etmeye vakit bulamamakta, “Şikayetin nedir ?” diye sorarak, bir sorunu atlamamak için hemen, gerekli ve belki de gereksiz çok çeşitli laboratuvar tetkikleri istemektedirler. Bu arada hastayla ilgili birçok önemli veriyi öğrenemediklerinden veya saptayamadıklarından, hastanın tanısı tam konamamakta ve sonuçta hastaya önerilen tedavi yetersiz olmakta, hastalar dertlerine başka doktorlarda çare aramak zorunda kaldığından, değişik hastanelerde doktordan doktora dolaşmaktadırlar. Bu da hastanelerde hasta sayılarının daha da artmasına katkıda bulunduğunda sağlık sisteminde çözümsüz bir kısır döngü oluşturmaktadır. Sonuçta bu döngü, hasta-doktor- sosyal güvenlik sistemi sarmalının her basamağında, büyük bir yük yaratmakta ve bu yükün bedelini, toplum olarak hep birlikte ödemekteyiz. Oysa hastaya ayrılacak yeterli zaman ile bu durumu önlemek mümkündür, zira öykü alma ve iyi bir muayene, hastanın tanısına giden en kısa yol olabilir ve gerekli tetkiklerle de tanı konduğunda hastaya gereken tedavi ile de hasta şifa bulabilir. Bu kitap, Tıp Fakültelerinde mezuniyet öncesi eğitimlerini tamamlama aşamasında olan geleceğin hekimlerine, hekim olmuş tüm meslektaşlarımıza yukarıda yazılmış gerçekleri tekrar hatırlatmak ve Hekimlik Sanatını öğretmekte katkılarımız olsun diye kaleme alınmış bir kitaptır. “Hekimlik bir sanat mıdır” diye düşünenler olabilir. Sanat denilince hepimizin aklına Müzik, Resim, Mimarlık, Dans, Fotoğrafçılık vb. gibi Güzel Sanatlar gelir. Oysa güzel sanatlar yanında, Plastik veya Endüstriyel sanatlar da denilen (diğer adıyla “Zanaat”) bir grup meslek insanların maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan, günlük hayatımıza girmiş, deneyim, beceri ve ustalık gerektiren işler veya bazı meslekler olarak tarif edilirse de, hekimlik bu grup içinde tanımlanmamıştır. Oysa Hekimlik, yoğun bilgi, ustalık ve tecrübe gerektiren, bireylerin yaşam sürelerini ve kalitelerini etkileyen bir meslektir. Hekimlik mesleğinin objesi insandır ve hekimlik, görevi; hasta dediğimiz bireylerin beden veya ruh sağlığının bozulduğu durumlarda, sorunların kaynağını bulmak için uğraşı vermek ve nedeni bulunduğunda, bu sorunu ortadan kaldırmak, yani tedavi etmek olan bir meslektir. Bu işi başarmak kolay değildir, çünkü her birey birbirinden farklıdır ve bu gerçek “Hastalık yok hasta vardır” terimi olarak, tıp eğitimi sırasında her öğrenciye öğretilmektedir. Bir bilge kişinin dediği gibi de “Hekimlik zor bir zanaat” tır. Hekimlik, hastanın tanı, tedavi ve takip sürecinde, durmadan öğrenmeyi, bilgilenmeyi kendini yenilemeyi de gerektiren bir meslektir. Dolayısıyla bir sanat (veya zanaat) dalı olarak kabul edilmelidir. Bu mantık bağlamında da, bu kitabın adı ‘Hekimlik Sanatı’ olarak konmuştur. Kitap, tanı için gerekli öykü alınması ve muayene usulleri yanında, iyi hekimlik için uygulanması gereken bazı kuralları da içermektedir. Bu zor zanaatin doğru ve iyi uygulanmasında, bu kitabın tüm doktorlara ve doktor olacaklara yararlı olacağını umuyoruz. Yoğun günlük mesaileri içinde, kitabın yazılmasına katkıda bulunan tüm meslektaşlarıma, Yardımcı Editör Dr. Nursel Çalık Başaran’a, kapak tasarımı, mizanpaj, bazı şekillerin görsellerin yapılmasına katkıda bulunan Grafiker Miyase Yılmaz’a, Nilsu Asiltürk’e, kitap için Önsöz yazan HÜ Tıp Fakültesi Dekanı Dr. Bülent Altun ve İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Dr. Arzu Topeli İskit’e ve kitaptaki bazı resimler için gönüllü olan Özel Ankara Endomer çalışanlarına, resimlerinin çekilmesine izin vermiş hastalarımıza ve özel resim arşivlerini daha önce bizimle paylaşmış ABD’deki hocam Prof. Dr. C.P Lucas, rahmetli Prof. Dr. Semra Dündar’a ve bu kitap için paylaşan Prof. Dr. Aydan Usman, Prof. Dr. Mehmet Orhan, Prof. Dr. Kaynak Selekler, Doç. Dr. Gökhan Demirkan, Doç. Dr. Sibel Kocabeyoğlu, Doç. Dr. Sibel Doğan Günaydın ve diğer meslektaşlarımıza, kendim ve diğer yazarlar adına teşekkürlerimi sunarım
    corecore