32 research outputs found

    Investigation of Traditional Clothes of Women and Men Used In Elazığ Region Regarding Clothing Culture

    No full text
    Anadolu'nun farklı bölgelerinde iklim şartları ve coğrafi yapıdaki farklılıklara bağlı olarak kültürel değişimler görülmektedir. Buna bağlı olarak her yöre kendine özgü kültürel değerler oluşturmuştur. Bunlardan biri de Elazığ (Harput) yöresi kültürüdür. Geleneksel kültürler birçok önemli öğeden oluşur. Bu öğelerden biri de kıyafet kültürüdür. Kıyafetler, yörede yaşayan insanların geçmiş kazanımlarının göstergesidir. Bu araştırmada Elazığ (Harput) yöresi kıyafet kültürü incelenmiştir. Araştırmanın ilk olarak, konuyla ilgili yapılmış çalışmaların literatür taraması yapılmıştır. Daha sonra Elazığ Arkeoloji ve Etnografya müzesindeki kıyafetler ve Fırat Üniversitesi Halk Oyunları Ekibi kıyafetleri envanter olarak incelenmiştir. İncelenen kıyafetlerin teknik ve kalıp çizimleri yapılmıştır. Kumaş özellikleri ve model özellikleri incelenmiştir. Elde edilen verilerle envanter tablosu oluşturulmuştur. Çalışmanın kültürel değerler açısından gerçeği yansıtması için anket çalışması yapılmıştır. Anket çalışmasının sonuçları SPSS programıyla değerlendirilerek tablolar oluşturulmuştur. Yöre insanının geleneksel kıyafetler hakkındaki görüş ve düşünceleri dikkate alınarak tablolar yorumlanmıştır. Konuyla ilgili değerlendirmelerin doğruluğunun belirlenmesi ve geleneksel kıyafetlerin günümüzdeki durumu ile ilgili bilgi edinmek için geleneksel kıyafet üreticileriyle görüşmeler yapılmış ve uzman görüşleri elde edilmiştir. Sonuç olarak; kadın ve erkek kıyafetlerinin analizi yapılmıştır. Araştırma esnasında yöresel kıyafetlerin muhafaza koşullarıyla ilgili eksiklikler belirlenmiştir. Buna bağlı olarak gelecek nesillere aktarılmasıyla ilgili öneriler sunulmuşturDue to different climatic conditions and geographic structure in different regions of Anatolia, cultural diversities are seen. Accordingly, in each region, people developed a unique subcultural value. One of these subcultures is Elazığ (Harput) culture. Local cultures consist of many important elements. One of them is clothing culture. Clothes indicate the past achievements of the people in a specific region. In this study, the clothing culture of Elazığ (Harput) region is examined. In the first stage of the study a literature review of studies related to the subject have been made. Then the inventory of clothes in Elazığ Archaeology and Ethnography museum, clothes and Folk Dance Team clothes at Fırat University were investigated. Technical drawings of patterns of this clothing stock were made; fabric and model characteristics were examined. Inventory table was created with the obtained data. To reflect the cultural values realistically, a survey was done. The results were evaluated by SPSS program and recorded in tables and graphics. Tables were interpreted considering the local people's opinion about the traditional clothing. İnterviews were also conducted with the local clothing manufacturers to verify the accuracy of the evaluation by us and provide information about the current state in conventional clothing. In these way, expert opinions were obtained. As a result, an analysis of women and men's clothes was performed from the results. Deficiencies in saving traditional clothes were identified and some recommendations were done for the next generation

    Organizational justice perception and burnout situations of nurses working in public, private and University hospitals

    No full text
    Bu çalışmanın amacı kamu, özel ve üniversite hastanelerinde çalışan hemşirelerde örgütsel adalet algısı ve tükenmişlik durumlarını belirlemektir. Çalışma Ankara ili Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde yer alan kamu, özel ve üniversite hastanelerinde çalışan hemşireler üzerinde yapılmıştır. Çalışmanın örneklemi tabakalı örnekleme yöntemiyle seçilmiştir ve örneklemi 327 hemşire oluşturmuştur. Verilerin toplanması amacıyla, çalışmada Sosyodemografik soru formu, Örgütsel Adalet Algısı Ölçeği ve Maslach Tükenmişlik Envanteri kullanılmıştır. Elde edilen veriler, frekans-yüzde, aritmetik ortalama ve standart sapma analizi, bağımsız gruplarda t testi, Anova analizi, Kruskall Wallis analizi ve Pearson Korelasyon analizleri kullanılarak test edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, özel hastanede çalışan hemşirelerin kamu ve üniversite hastanelerinde çalışan hemşirelere göre örgütsel adalet algısı düzeyleri daha yüksek ve tükenmişlik durumları daha düşük bulunmuştur. Hemşirelerin en çok ücret, ödül, terfi gibi dağıtımsal adaletle ilişkili boyutta adaletsizlik algıladıkları belirlenmiştir. Tükenmişlik açısından ise duygusal tükenmişlik düzeylerinin en yüksek olduğu saptanmıştır. Ayrıca, hemşirelerin toplam örgütsel adalet algısı ve toplam tükenmişlik düzeyleri arasında anlamlı, orta düzeyde ve negatif yönde bir ilişki bulunmuştur.The purpose of this study is to determine the organizational justice perception and burnout situations of the nurses who work in public, private and university hospitals. This study is conducted on the nurses who work in public, private and university hospitals that are within Ankara Metropolitan Municipality borders. The sample of the study is selected by stratified sampling method and 327 nurses constituted the sample. For the purpose of collecting datas; Sociodemographic questionary form, Organizational Justice Perception Scale and Maslach Burnout Inventory are used in this study. Obtained datas are analysed by using frequency percentage, arithmetic average and standart deviation analysis, independent sample t-test, Anova analysis, Kruskall Wallis analysis and Pearson Correlation analysis. According to the research results; it is found that the levels of organizational justice perception of the nurses who work in private hospitals is higher and burnout situations are lower than the nurses who work in public and university hospitals. It is determined that nurses perceive injustice such as fees, prizes, promoted are related to distributional justice dimension mostly. In terms of burnout, nurses' emotional exhaustion dimension is stated at higher level. Also; it is found that there is a significant, medium- level and in negative direction relationship between total organizational justice perception of nurses and their total burnout level

    Kitosan- sepiyolit biyokompozit hazırlanması, karakterizasyonu ve kullanımları

    No full text
    Kitosan-kil biyokompozitlerinin (CS/SEP) hazırlanmasında nanodoldurucu olarak Sepiyolit, seyreltik asetik asit ise Kitosan'ın çözülmesi ve kilin dağılmasında da çözücü olarak kullanılmıştır. Sepiyolit yüklemesinin biyokompozitler üzerindeki etkisi ve Tetrasiklin'in (TC) salınımı araştırılmıştır. Kitosan/SEP biyokompozit sistemleri farklı karakterizasyon yöntemleri (FTIR, TGA, XRD ve SEM) kullanılarak incelenmiştir. FTIR ve SEM sonuçları düşük ve yüksek SEP içerikli biyokompozitlerin faz ayrımlı mikrokompozit yapıda olduğunu göstermektedir. Biyokompozitlerin yüzey fonksiyonel grupları Boehm titrasyon tekniği ile araştırılmıştır. Yüzey net yükü nötral pH olarak belirlenmiştir. Termal davranış TGA/DTG ile incelenmiştir. Kitosan matriksine dağılmış olan kil, kil miktarı arttıkça sistematik olarak kompozitlerin termal kararlılığını arttırmıştır. CS/SEP biyokompozitlerinden TC salınımı kesikli sistemde, 37°C'de, pH, kil içeriği ve etki süresinin fonksiyonu olarak çalışılmıştır. İlacın sulu çözeltiye salınımı kil içeriğine bağlıdır. CS/SEP biyokompozitinden salınan TC miktarı zamana karşı grafiğe geçirildiğinde en fazla salınım %1 kil içeriğinde gözlenmiştir. Farkli kil içeriklerinde biyokompozitlerden TC salınımı yüzdesi yapıdaki kil içeriği arttığında kilin silanol (-SiOH) ve grupları ve ilacın ?OH grupları arasındaki hidrojen bağı nedeniyle salınım düşmektedir. Tetrasiklinin sulu ortama difüzyon hızı, artan kil miktarı ile azalmaktadır. Chitosan-clay biocomposites have been prepared in which Sepiolite (SEP) is used as nanofiller and diluted acetic acid is used as solvent for dissolving and dispersing chitosan and sepiolite respectively. The effect of SEP loadings in biocomposites and drug release has been investigated. Chitosan/SEP biocomposites were characterized with different methods (FTIR, TGA, XRD and SEM) of analysis. The FTIR and SEM results indicated the formation of a phase separated microcomposite structure at low and high sepiolite content. Surface functional groups of biocomposites were also investigated by Boehm?s titration technique. The point of zero charge was determined as neutral pH. The thermal behavior of the samples was examined by TGA/DTG. The dispersed clay improves the thermal stability of the matrix systematically with the increase of clay loading. The release of Tetracycline (TC) from CS/SEP biocomposites was studied in a batch system as function of pH conditions, clay content and contact time at 37°C. The release of drug into the aqueous solution depends on the clay content. The maximum release at equilibrium was observed at %1 clay content by plotting the amount of TC released by CS/SEP biocomposites versus time. Release of TC from biocomposites which have different clay contents showed that increase in the clay content of the composite resulted decrease in the release of TC. This result is due to the interaction of the silanol groups (-SiOH) of the clay and the ?OH groups of the drug by the formation of the hydrogen bonding. Diffusion rate of TC to aqueous medium decreased by increasing clay content

    The percecttion of quality of care nurses with custom fiel auhorization certificate and job satisfaction

    No full text
    Hemşirelik, bireylerin sağlığını ilk önce korumak, sonra geliştirmek, hastalık durumunda ise iyileştirmek için oluşturulan bir disiplindir. Sağlık bakım hizmeti verme isteği bu mesleğin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bakım, hasta veya sağlıklı insanın psikolojik ve fiziksel bütünlüğüne dikkat edilmesi, sağlık gereksinimlerinin giderilmesi için birçok desteğin sağlanması gibi çok komplike bir olaydır. Klinik uygulamada, özel alan yetki belgesine diğer bir ifadeyle sertifikaya sahip olarak hizmet vermenin, hemşirelerin iş doyumlarını arttıracağı böylece, hemşirelik mesleğinde verimliliğin, dolayısıyla hemşirelerin sunduğu sağlık hizmetinin kalitesinin artacağı düşünülmektedir. Bu noktadan hareketle; çalışma özel alan yetki belgesine sahip hemşirelerin bakım kalite algısını ve iş doyumunu saptamak amacıyla tanımlayıcı, ilişki arayıcı türde gerçekleştirildi.Çalışmanın örneklemini bir üniversite hastanesinde hizmet veren özel alan yetki belgesine sahip 130 hemşire ile özel alan yetki belgesi olmayan 170 hemşire oluşturdu. Elde edilen sonuçlara göre özel alan yetki belgesi olan hemşirelerin bakım davranışları ölçeği ile Minnesota iş doyumu ölçeği puanlarının bu belgeye sahip olmayan hemşirelerden daha yüksek olduğu görüldü. Ayrıca özel alan yetki belgesi olan hemşirelerin toplam doyum ve toplam bakım davranışları ölçeği ortalama puanları arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki saptandı.Nursing is a discipline designed to protect and improve individuals' health first, and to improve them in case of illness. The desire to provide health care services has enabled this profession to emerge. It is a very complicated process, such as care fulattentionto the psychological and physicalintegrity of care, sickor healthy people, and the provision of a lot of support to address health needs. In clinical practice, it is considered that the efficiency of the nursing profession, and there fore the quality of the health care provided by the nurses, will in crease as it will in crease the jobsatisfaction of the Nurses by providing them with the certificate of the private domain authorization certificate or in other words. Move from this point; This Research was carried out in order to determine the care quality perception and job satisfaction of the Nurses with the special area authorization certificate. Thesample of thestudyconsisted of 130 nurses with a special domain authorization document serving in a University hospital and 170 nurses without special domain authorization certificates. According to there sultsobtained, it was seen that the nurses' attitude scale and the Minnesota job satisfaction scale were higher than Nurses who did not have this certificate. In addition, therewas a positive relationship bet ween the total scores of total satisfaction and total care behaviors of the Nurses with special domain authorization certificates

    Çocuk ve Erişkinde Aşılama

    No full text

    The Effect of Vitamin D Prophylaxis on 25-OH Vitamin D Levels in Children

    No full text
    Background: Vitamin D deficiency is a major public health problem. The aim of our study was to determine serum 25-hydroxyvitamin D levels among healthy children aged 3-36 months in a setting where vitamin D prophylaxis is a national policy for infants during the first year of life and among pregnant women

    Effects of short term smoking on metabolic syndrome parameters in young healthy population

    No full text
    Amaç: İnsülin direnci, vücuttaki dokuların insülinin etkis ine karşı duyarlılıklarında azalma olması durumudur. Obezite, ileri yaş, sedanter yaşam ve sigara içiciliği insülin direncinde artışa yol açan faktörlerdir. Çalışmamızda genç yaştaki, sağlıklı bireyler de sigara içiciliği ile insulin direnci ve diğer metabolik sendrom parametreleri arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçladık. Yöntem : Bu çalışmaya, Şubat 2009 - Temmuz 2009 tarihl eri arasında Düzce Üniversitesi Dahiliye Polikliniğine başvuran 100 kişi (50 sigara içen, 50 içmeyen) alındı. Çalışmaya alı nan bireylerin bel/kalça oranı, vücut kitle indeksi, sistolik ve diyastolik kan basıncı, trigliserid, LDL kolesterol, HDL kolesterol, açlık kan şekeri, insülin, HbA1c ölçümleri yapı ldı. HOMA-IR değerleri hesaplandı. Bulgular: Her iki grup arasında yaş, vücut kitle indeksi, sistolik ve diyastolik tansiyon, trigliserid, LDL kolesterol, açlık kan şekeri, insülin, HbA1c ve HOMA-IR değerleri benzerdi (p0.05). Sigara içenlerde HDL kolesterol seviyesi sigara içmeyenlere göre istatistiksel olarak anlamlı düze yde d üşük bulundu Sonuç : Çalışmamız kısa süreli sigara içimi ile insülin direnci arasında bir ilişkinin olmadığını göstermiştir. Sigara kullan ılan süre ve miktar arttığında ise insülin direnci gelişme ktedir.Objective : Insulin resistance is the decreased sensitivity of tissues to insulin effect. Obesity, advanced age, sedentary life and smoking are the factors that increase the insulin resistance. In our study we aimed to evaluate the relati- onship between the smoking and parameters of metabolic syndrome an d insulin resistance individuals without adva nced age, obesity, high blood glucose levels and hyperte nsion. Method : In this study we included 100 people (50 nonsmoker, 50 smoker) who admitted to internal medicine outpatient clinic of Duzce University Scho ol of Medicine, from February 2009 to July 2009. Patients waist / hip ratio, body mass index, systolic and diastolic blood pressure, triglyceride, LDL cholesterol, HDL cholesterol, fasting blood glucose, insulin, HbA1c were measured. HOMA-IR values were ca lculated. Results : Age, body mass index, systolic and diastolic blood pressure, triglyceride, LDL cholesterol, fasting blood gluc ose, insulin, HbA1c and HOMA-IR values were similar between both groups (p>0.05). Statistically HDL cholesterol level was signi ficantly low in smokers compared to nonsmokers Conclusion : Our study has shown that there is no relatio nship between cigarette smoking and insulin resistance. Insulin resistance develops with increase in smoking
    corecore