12 research outputs found

    Genetic, Genomic Science in Nursing

    Get PDF
    İnsan genomu haritasının 2003 yılında tamamlanması ile sağlığı geliştirme, sürdürme ve tedavi alanlarında birçok yeni yaklaşımın kapısıaçılmıştır. Genetik araştırmalar ile elde edilen bilgiler bugün kanser, diyabet, inme gibi sık görülen hastalıkların genetik öğelerini daha iyianlamamızı, yaygın ya da nadir olarak görülen hastalıkların taranmasını, önlenmesini, tanı ve tedavisini kolaylaştıran yeni teknolojileringeliştirilmesini olanaklı kılmaktadır. Hemşireler sağlık bakım hizmetlerinin ön sıralarında yer alan sağlık personelidir ve bu konumlarındandolayı aile öyküsü alma, genetik testler için aydınlatılmış onam alma, gene dayalı tedavileri uygulama, genetik danışmanlık sağlama gibigenetik ve genomik temelli aktivitelerde yer alabilmektedirler. Sağlık bakımı alanındaki bu yeni gelişmeler bir taraftan toplumdaki sağlıkbakım gereksinimlerini, diğer taraftan da hemşirelerin uygulamalarını ve toplumun hemşirelerden beklentilerini etkilemektedir. Bu makaledehemşirelerin hasta, aile ve toplumun gereksinimlerini tam olarak karşılayabilmeleri için genetik ve genomik alanda hemşirelikuygulamalarına entegre edilebilecek güncel bilgi sunulmuş, hemşirelik eğitimi ve uygulamalarında genetik biliminin yeri ve önemi, genetikve genomik uygulamalar ile ilgili etik konular tartışılmıştır. After being completed Human Genome Map in 2003, many new approaches started in the fields of genetic researches and treatment. Today,the information which are provided with genetic researches, makes possible to understand more about the genetic elements of illnesses ascancer, diabetes, stroke; to developed new technologies for the illness which are seen common or rare and simplifies screening, preventing,diagnosis and treatment. Nurses are the medical staff which is in the first rank of medical care services. Because of this position place, theyparticipate in the genetic and genomic activities as getting family history, obtain an informed consent for genetic tests, administering genetictreatment and providing genetic consultancy. These new developments about medical care effect medical care needs in the community. Onthe other hand these developments effect nursing practices and community's expectations from nurses. In this article, contemporaryinformation which would be integrated to nursing applications, provided for nurses to meet their patient's, family's and community's needs.Also it is discussed that the place and importance of genetic science on nursing education and practices

    Analysis and design of stone columns.

    No full text
    TEZ12409Tez (Doktora) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2016.Kaynakça (s. 345-362) var.XXVII, 419 s. :_res. (bzs. rnk.), tablo ;_29 cm.Bu çalışmada taş kolon davranışı büyük ölçekli arazi deneyi ve laboratuvar model deneyleri yardımı ile araştırılmıştır. Arazi koşullarında ilk olarak tam ölçekli tekil kolon yükleme deneyi gerçekleştirilerek inşa edilecek grup kolonların performansı değerlendirilmiştir. Düşey yükün uzun süreli uygulanması ile oluşturulan grup test programında taş kolonların konsolidasyon süreci takip edilmiştir. Arazi ölçüm sistemlerinin kurulması ile grup kolonların düşey ve yatay deplasmanları, boşluk suyu basıncı ve toplam düşey basınç değerleri takip edilmiştir. Laboratuvar çalışmaları kapsamında çok sayıda küçük ölçekli model deney gerçekleştirilmiştir. Laboratuvar deneyleri iki seri olarak gerçekleştirilmiştir. İlk seri deneylerde birim hücre merkezinde yer alan tekil kolonun taşıma kapasitesinin değerlendirilmesi için sadece kolon yüklenirken, kolon ve zeminden oluşan kompozit malzemenin rijitlik modülününn elde edilmesi için birim hücrenin tamamı yüklenmiştir. İkinci seri deneyler büyük ölçekli odometrik bir hücre içinde gerçekleştirilmiş olup zamana bağlı düşey yöndeki deplasmanlar ölçülmüştür. Son olarak sonlu elemanlar yöntemini esas alan Plaxis bilgisayar programı ile sayısal analizler gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda arazi ve laboratuvar çalışmaları modellenerek deneysel sonuçlar ile karşılaştırılmıştır. Sonuçlar doğrultusunda taş kolon davranışı için önem arz eden parametrelerin etkisi değerlendirilerek elde edilen sonuçlar detaylı olarak sunulmuştur.In this study, the behavior of stone column was investigated using full scale field test and a small scale laboratory tests. Firstly, full scale load test on a single stone column was carried out to check the performance of the executed group stone column installation on field. Long term vertical load test program was conducted to verify the consolidation process of the group stone columns. A monitoring system has been installed to measure the vertical and horizontal displacements, pore water pressure and total vertical pressure of group columns. The laboratory studies comprise an extensive series of small scale laboratory model tests. Two series of laboratory studies have been carried out. Tests with column area alone loaded were used to find the limiting axial stress and tests with entire area loaded were used to study the stiffness the modules of improved ground in unit cell for first series. Second series tests carried out in a large oedometric cell that was instrumented to measure vertical displacements with time dependent. Finally, numerical analyses were carried out with finite element based two and three dimensional software PLAXIS and the results obtained were compared with field and laboratory model tests results. Based on the results, the effects of the various parameters which govern behaviour of the stone colum are discussed and conclusions are drawn in detailed.Bu Çalışma Ç.Ü. Araştırma Projeleri Birimi ve TÜBİTAK TEYDEP Tarafından Desteklenmiştir. FDK-2014-2515 ve TÜBİTAK TEYDEP 9100030

    Investigation of engineering behavir of soft soil located Cukurova region by constitutive soil models.

    No full text
    TEZ8994Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2011.Kaynakça (s. 171-179) var.xviii, 181 s. : res. ; 29 cm.Advanced geotechnical design on soft clays has often been based on finiteelement analyses using isotropic elasto-plastic modified cam clay model. Natural clays, however, exhibit anisotropy and the effect of bonding between particles. These features are very important in modelling the stress strain behaviour of soft clays. Therefore, there is a need for a constitutive model that can adequately account for fundamental features of soil, such as anisotropy, destructuration, and creep in a relatively simple manner. Two recently proposed constitutive models are namely SCLAY1 which accounts for initial and plastic strain induced anisotropy, and its extension, called S-CLAY1S which accounts, additionally, for interparticle bonding and degradation of bonds. However, the application of these models to practical geotechnical design is not common, because the determination of the model input parameters is often cumbersome, and it may even require nonstandard laboratory tests. In this study, S-CLAY1 and S-CLAY1S models are applied to represent the soft clay in two different locations in Cukurova Region. The model parameters were determined from the results of standard laboratory tests by using well-defined methodologies. Furthermore, the models have been successfully validated against experimental data simulating laboratory tests. For comparison, the tests is also analysed with the isotropic modified cam clay model. Finally, the construction and consolidation of a benchmark embankment constructed on soft soil deposits at Cukurova region was analysed with the finite-element method using three different constitutive models (S-CLAY1, S-CLAY1S and MCC) assuming soil parameters corresponding to natural Cukurova clay. The simulations demonstrate that for this type of problem it is important to account for the anisotropy and destructuration in geotechnical design.Yumuşak kil zeminlerde sonlu elemanlar yöntemine dayalı ileri düzey geoteknik tasarımlarda genellikle izotropik elasto-plastik Modifiye Cam Kili modeli kullanılır. Bununla birlikte doğal killerde dokusal anizotropi ve yapı önemli iki özelliktir. Yumuşak killerin gerilme deformasyon davranışının modellenmesinde bu özellikler çok önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle anizotropi, yapısal bağ bozulması ve krip gibi killerin temel özelliklerini anlaşılır bir tarzda modelleyebilen ileri düzey zemin modellerine ihtiyaç vardır. S-CLAY1 ve S-CLAY1S son yıllarda geliştirilmiş ileri düzey zemin modelleridir. S-CLAY1 zemin modeli plastik anizotropiyi dikkate alırken S-CLAY1S zemin modeli ise, plastik anizotropiye ilave olarak killerdeki bağ kuvvetlerinin bozulması ile oluşan etkileri dikkate almaktadır. Bununla birlikte bu modeller için gerekli parametrelerin belirlenmesinde yaşanan zorluklar ve bazı parametreler için özel deneylere ihtiyaç duyulması nedeniyle bu modellerin geoteknik tasarımlarda kullanımı çok yaygın değildir. Bu tez çalışmasında her iki SCLAY modelinin Çukurova bölgesinde yer alan iki farklı noktadaki yumuşak kil zeminlerin modellenmesindeki kullanımı araştırılmıştır. Model parametreleri modeller için önerilen yöntemler kullanılarak standart laboratuvar deneylerinden belirlenmiştir. Laboratuvar deneylerinin nümerik simülasyonları yapılarak modellerin geçerliliği araştırılmıştır. Karşılaştırma için izotropik Modifiye Cam Kili modeli ile de analizler gerçekleştirilmiştir. Tez çalışmasının sonunda Çukurova bölgesinde yer alan kil zeminler üzerine inşa edilecek yapay bir dolgu probleminin sonlu elemanlar yöntemi ile analizi gerçekleştirilmiştir. Analiz sonuçları bu tür bir problemin tasarımında anizotropinin ve yapısal bağ bozulması etkilerinin dikkate alınmasının ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.)Bu çalışma Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenmiştir. Proje No: MMF2010BAP11

    ANALYTICAL EVALUATION OF THE EFFECT OF STONE COLUMNS TO REDUCE SETTLEMENT

    No full text
    Taş kolonlar zeminlerin toplam ve fark oturmalarının azaltılması, konsolidasyon sürecinin kısaltılması, taşıma kapasitesinin arttırılması, sıvılaşma potansiyelinin azaltılması için kullanılan bir zemin iyileştirme yöntemidir. Taş kolon ile iyileştirilen zeminde meydana gelecek oturmaların önceden tahmin edilmesi pratik geoteknik uygulamaları için önem arz eden tasarım parametrelerindedir. Oturmaların tahmin edilmesi konusunda literatürde birçok analitik, sayısal ve deneysel çalışma yer almaktadır. Bu çalışmada taş kolonların oturmaların azaltılması üzerindeki etkisi üç farklı analitik yaklaşım yardımı ile araştırılmıştır. Bu analitik yaklaşımlarda, taş kolonların zamana bağlı davranışının araştırılmasına yönelik yapılmış deneysel çalışmalar ve deneysel çalışmalara ait sayısal analizler yardımı ile elde edilen parametreler kullanılmıştır. Çalışmada öncelikle, parametrik araştırmalar yapılarak parametrelerin analitik yaklaşımlar üzerindeki etkisi değerlendirilmiştir. Sonrasında, taş kolonların ön tasarımı için iyileştirme faktörü (?) ve oturma azaltma faktörü (?) değerleri analitik yaklaşımlar yardımı ile belirlenmiştir. Çalışma neticesinde analitik yöntemler detaylı olarak değerlendirilmiş ve taş kolonların ön tasarımı için öneriler yapılmıştır.Stone column is an improvement technique to reduce total and differential settlements; accelerate consolidation; increase bearing capacity; reduce of liquefaction potential; enhance slope stability. Prediction of settlements of stone column reinforced soil is one of the most important design parameters for practical geotechnical engineers. There are many analytical, numerical and experimental studies to predict settlements in the literature. In the present study, the potential of stone columns to reduce settlement is discussed with three different analytical methods. The parameters used for these analytical methods are obtained from experimental and numerical studies that were conducted to study long term ground settlements of the stone column reinforced soil. Firstly, parametric studies were performed to investigate the effect of input parameters on the analytical methods. Later, improvement factor (?) and settlement reduction factor (?) was determined based on analytical methods for design of stone column. Based on the results, analytical methods were assessed in detailed and some offers were proposed for design of stone columns

    Effect of Soft Soil Model Parameters on Soil Behavior

    No full text
    Kil gibi yumuşak zeminler yüksek poroziteye sahiptir ve diğer zemin türleri ile karşılaştırıldığı zaman yüksek sıkışabilirlik göstermektedir. Ödometre deneyinde, normal konsolide killer normal konsolide kumlara göre on kat daha yumuşak davranmaktadır [1]. Kil zeminler çok düşük permeabiliteye sahiptir ve permeabilite konsolidasyon oranının idaresinde oldukça önemlidir. Bu çalışmada ilk olarak yumuşak kilin birincil konsolidasyon davranışı büyük ölçekli bir laboratuvar oedometre deneyi kullanılarak incelenmiştir. Yumuşak kili temsil etmesi için yeniden yapılandırılmış kaolin kili kullanılmıştır. Kaolin tozu likit limitin 1,5 katı kadar su ile karıştırılarak 30kPa değerinde bir eksenel basınç ile konsolide edilmiştir. Çalışmanın ikinci kısmında, klasik laboratuvar deneylerinden elde edilen zemin parametrelerinin, yumuşak zemin davranışına etkisi Plaxis 2D sonlu eleman hesapları ile araştırılmıştır. Sonlu eleman hesaplarında Yumuşak Zemin Modeli kullanılmıştır ve model parametreleri standart laboratuvar deneylerinden elde edilmiştir. Simulasyonlar uygun model parametrelerinin belirlenmesinin yumuşak zemin davranışının modellenmesinde oldukça büyük bir öneme sahip olduğunu göstermektedir.Soft soils such as clays have a high porosity and demonstrate a high compressibility compared to other type soils. In oedometer testing, normally consolidated clays behave up to ten times softer than normally consolidated sands [1]. Clay soils have very low permeability which is highly important to govern consolidation rate. In this study, first task has been to investigate the primary consolidation behaviour of soft clay by using a large-scale laboratory oedometer test. The reconstituted specimen of kaolin clay was used to represent the soft clay. The kaolin powder was mixed at a water content of about 1.5 times the liquid limit and has been consolidated by the axial stress of 30kPa. Secondly, the effect of the soil parameters obtained from standard laboratory tests on soft clay behaviour was researched with numerical finite element analysis computations in Plaxis 2D. Soft Soil material model was utilized during the finite element computations and input parameters were calculated from standard laboratory tests. The simulations demonstrate that it is very important to determine appropriate model parameters for modelling soft soil behaviour

    Effect of Soft Soil Model Parameters on Soil Behavior

    No full text
    Kil gibi yumuşak zeminler yüksek poroziteye sahiptir ve diğer zemin türleri ile karşılaştırıldığı zaman yüksek sıkışabilirlik göstermektedir. Ödometre deneyinde, normal konsolide killer normal konsolide kumlara göre on kat daha yumuşak davranmaktadır [1]. Kil zeminler çok düşük permeabiliteye sahiptir ve permeabilite konsolidasyon oranının idaresinde oldukça önemlidir. Bu çalışmada ilk olarak yumuşak kilin birincil konsolidasyon davranışı büyük ölçekli bir laboratuvar oedometre deneyi kullanılarak incelenmiştir. Yumuşak kili temsil etmesi için yeniden yapılandırılmış kaolin kili kullanılmıştır. Kaolin tozu likit limitin 1,5 katı kadar su ile karıştırılarak 30kPa değerinde bir eksenel basınç ile konsolide edilmiştir. Çalışmanın ikinci kısmında, klasik laboratuvar deneylerinden elde edilen zemin parametrelerinin, yumuşak zemin davranışına etkisi Plaxis 2D sonlu eleman hesapları ile araştırılmıştır. Sonlu eleman hesaplarında Yumuşak Zemin Modeli kullanılmıştır ve model parametreleri standart laboratuvar deneylerinden elde edilmiştir. Simulasyonlar uygun model parametrelerinin belirlenmesinin yumuşak zemin davranışının modellenmesinde oldukça büyük bir öneme sahip olduğunu göstermektedir.Soft soils such as clays have a high porosity and demonstrate a high compressibility compared to other type soils. In oedometer testing, normally consolidated clays behave up to ten times softer than normally consolidated sands [1]. Clay soils have very low permeability which is highly important to govern consolidation rate. In this study, first task has been to investigate the primary consolidation behaviour of soft clay by using a large-scale laboratory oedometer test. The reconstituted specimen of kaolin clay was used to represent the soft clay. The kaolin powder was mixed at a water content of about 1.5 times the liquid limit and has been consolidated by the axial stress of 30kPa. Secondly, the effect of the soil parameters obtained from standard laboratory tests on soft clay behaviour was researched with numerical finite element analysis computations in Plaxis 2D. Soft Soil material model was utilized during the finite element computations and input parameters were calculated from standard laboratory tests. The simulations demonstrate that it is very important to determine appropriate model parameters for modelling soft soil behaviour

    Çocuk Edebiyatı

    No full text
    corecore