128 research outputs found

    B-Type Natriuretic Peptide in Bronchiolitis: Its Relationship with Left Ventricular Systolic Functions and Prognosis

    Get PDF
    Introduction:We have limited information about the clinical importance of plasma B-type natriuretic peptide (BNP) level and its prognostic value in children with bronchiolitis. In this study, we aimed to determine basal plasma BNP levels and their relationship with left ventricular systolic functions and prognosis in patients hospitalized with moderate to severe bronchiolitis.Methods:The study was conducted prospectively on 37 patients aged 1-24 months with a modified Wang respiratory score of 6 and above and diagnosed with bronchiolitis. The patients with high (>100 pg/mL, n=6) and normal (≤100 pg/mL, n=31) serum BNP levels were compared in terms of left ventricular systolic functions, and vital, laboratory, and radiological findings. The relationship between serum BNP level and prognosis was evaluated.Results:The mean basal plasma BNP level in the patients was significantly higher than in controls (61.75±65 pg/mL vs. 13.99±8.79 pg/mL; p=0.001). There was no significant difference in ejection fraction and fractional shortening values between the patients with normal and high BNP levels and controls (p>0.05). Patients with high BNP levels had higher mean partial carbon dioxide values than patients with normal BNP levels (p=0.037). There was a positive correlation between plasma BNP level and length of hospital stay (r=0.286; p=0.007) and intensive care unit stay (r=0.645; p=0.000).Conclusion:An increase in serum BNP levels may be seen in patients with moderate to severe bronchiolitis without myocardial dysfunction. It was argued that this BNP increase may be related to the degree of deterioration of gas exchange associated with the disease. Plasma BNP level is a potential prognostic factor in moderate to severe bronchiolitis

    Ulusaldan Küresele: Popülizm, Demokrasi, Güvenlik Konferansı

    Get PDF
    Öngörülmesi giderek güçleşen, sarsıntılı ve savrulmalı zamanlardan geçiyoruz. İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş ortak deneyimleri sonrasında 1950’lerden ve 1990’lardan itibaren demokratik sistemlerin peş peşe dalgalarla meşrulaşacağı, yaygınlaşacağı ve güçleneceği öngörüsü hakimdi. Ancak son yıllarda yaşanan bazı gelişmelerle demokrasilerin geleceği tekrar sorgulanmaya başladı. Gerek 11 Eylül ile başlayan ve IŞİD ile devam eden ve şiddet içeren İslamcı radikalizm, gerek Batı demokrasilerinde popülist radikal sağ hareketlerin ve beyaz ırkçı grupların yükselişi ve iktidara gelişi, bir yandan güvenlik-özgürlük ikileminin demokrasi dengesini bozdu, bir yandan da hem demokratik sistemlerin hem dünya barışının geleceğini bizi tekrar sorgular, sorgulatır hale getirdi. Demokrasileri bildiğimizi zannediyoruz, ama demokrasiler ile ilgili daha öğrenmemiz gereken çok şey var. Demokrasi kaderimiz de geleceğimiz de olmak zorunda değil belki de. Ya da belki yanlış yerden soru sormaya başlıyoruz, belki demokrasi yerine yeni bir referansa ihtiyacımız var. Aslında demokrasileri çantada keklik görmeyip, sabırla büyütüp yeşertmek, geliştirmek, korumak, ileri safhalara taşımak ve bizden sonraki nesillere aktarmak bir sorumluluk, ve bu sorumluluk bizlere ait. Popülizm, demokrasi, güvenlik kavramlarının her biri bugün sıkça ve yaygın olarak kullandığımız kavramlar olarak gündelik sohbetlerimizin içine kadar girmiş durumda. Bu yaygın kullanımlarına rağmen her bir kavram, üzerine düşünmeye, tartışmaya ve değerlendirmeye tekrar tekrar olanak verecek derinlikte. Her bir tartışma bir diğerini açarken, farklı gibi görünen bu kavramların birbirleriyle kesiştikleri zeminler bulmak mümkün. Popülist liderlerin politikaları bütün siyaset yapma biçimlerini kendine çeken ya da kendinden uzaklaştıran eksenler yaratarak her ikisini de aynı anda besleyebiliyor. Popülist politikaya angaje olan liderler ve grupların yanında bu politikaya karşı mücadele eden kişiler ve kitleler de yok değil, ancak kimi zaman bu kitleler eleştirdiği bu siyaset biçiminin kurucu öznesi haline de gelebiliyor. Bunun karşısında tabandan gelen demokratikleşme talepleri ve popülist siyasetle beraber kurumsallaşan diğer politika yapma biçimleri, demokrasi anlayışımızı farklı yönlere çekebiliyor. Bu demokratikleşme talepleri kimi zaman olumlu karşılıklar alsa da, kimi zaman devletlerin güvenlik politikaları ile etkisizleştirilmeye ve bastırılmaya çalışılıyor. Güvenlik politikalarının alanı günümüz teknolojisi sebebiyle o kadar genişledi ki, bu politikanın nesnesi haline gelmemiş varlık ve alan bulmak neredeyse mümkün değil. Ulusaldan Küresele: Popülizm, Demokrasi, Güvenlik konferansımız bu alanların kendine özgülüklerini göz önünde bulundururken, aralarındaki kesişimleri de ortaya koyan pek çok değerli sunuma ev sahipliği yaptı. Konferansın düzenlenmesinde emeği geçen herkese, ve bu bildiri kitabında tam metinleri ve özetleri bulunan bütün katılımcılarımıza çok teşekkür ederiz.Publisher's Versio

    First-line treatment of patients with HER2-positive metastatic gastric and gastroesophageal junction cancer

    Get PDF
    Fluoropyrimidine+cisplatin/oxaliplatin+trastuzumab therapy is recommended for the first-line treatment of HER2-positive metastatic gastric adenocarcinoma. However, there is no comprehensive study on which platinum-based treatment should be preferred. This study aimed to compare the treatment response and survival characteristics of patients with HER2-positive metastatic gastric or gastroesophageal junction (GEJ) cancer who received fluorouracil, oxaliplatin, and leucovorin (mFOLFOX)+trastuzumab or cisplatin and fluorouracil (CF)+trastuzumab as first-line therapy. It was a multicenter, retrospective study of the Turkish Oncology Group, which included 243 patients from 21 oncology centers. There were 113 patients in the mFOLFOX+trastuzumab arm and 130 patients in the CF+trastuzumab arm. The median age was 62 years in the mFOLFOX+trastuzumab arm and 61 years in the CF+trastuzumab arm (P = 0.495). 81.4% of patients in the mFOLFOX+trastuzumab arm and 83.1% in the CF+trastuzumab arm had gastric tumor localization (P = 0.735). The median progression-free survival (PFS) was significantly higher in the mFOLFOX+trastuzumab arm (9.4 months vs. 7.3 months, P = 0.024). The median overall survival (OS) was similar in both groups (18.4 months vs. 15.1 months, P = 0.640). Maintenance trastuzumab was continued after chemotherapy in 101 patients. In this subgroup, the median OS was 23.3 months and the median PFS was 13.3 months. In conclusion, mFOLFOX+trastuzumab is similar to CF+trastuzumab in terms of the median OS, but it is more effective in terms of the median PFS in the first-line treatment of HER2-positive metastatic gastric and GEJ cancer. The choice of treatment should be made by considering the prominent toxicity findings of the chemotherapy regimens

    Vorwort

    No full text
    Borowski D, Esen E. Vorwort. In: Esen E, Borowski D, eds. Deutschland und die Türkei als Migrationsländer. Politik und Praxis 60 Jahre nach türkischer Migration. Lausanne ; Berlin : Peter Lang Verlag; 2023: 13-14

    Önsöz

    No full text
    Borowski D, Esen E. Önsöz. In: Esen E, Borowski D, eds. Göç Ülkeleri Olarak Almanya ve Türkiye. Türk İşgücü Göçünden 60 Yıl Sonra Politikalar ve Uygulamalar. Ankara; 2022

    Examining psycho-social variables that predict internet addiction among adolescents

    No full text
    Bu araştırmada ergenlerde internet bağımlılığını yordayan psiko-sosyal değişkenlerin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada internet bağımlılığını yordayan psiko-sosyal değişkenler olarak yalnızlık, algılanan sosyal destek, yaşam doyumu, karşı cinsle romantik ilişki durumu, cinsiyet, algılanan akademik başarı ve sosyo-ekonomik düzey değişkenleri seçilmiştir. Bu araştırma betimsel yöntemli ilişkisel tarama modelli bir yordama çalışması niteliğindedir._x000B_Araştırmaya 2009-2010 eğitim öğretim yılından İzmir ili Çeşme ilçesinde bulunan ortaöğretim kurumlarında 9. ,10. ,11. ve 12.sınıflarda öğrenim gören 333' ü kız, 367' si erkek 700 öğrenci katılmıştır._x000B_Bu araştırmada ergenlerde internet bağımlılığını değerlendirmek için ?İnternet Bağımlılık Ölçeği?; yalnızlık düzeylerini belirlemek için ?UCLA Yalnızlık Ölçeği?, algılanan sosyal desteği ölçmek için ?Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği?, yaşam doyumunu ölçmek için ?Yaşam Doyumu Ölçeği? kullanılmıştır. Ergenlerin demografik özelliklerine ve internet kullanımına ilişkin verilerin elde edilmesinde ?Kişisel Bilgi Formu? kullanılmıştır._x000B_ Verilerin analizinde SPSS 15.0 paket programından yararlanılarak frekans dağılımları, Pearson Korelasyon Katsayısı Tekniği, t-testi, Tek Yönlü Varyans Analizi Tekniği ve Hiyerarşik Regresyon Analizi Tekniği kullanılmıştır._x000B_ Bu araştırmanın sonucunda cinsiyet, algılanan akademik başarı, yalnızlık ve aileden algılanan sosyal destek değişkenlerinin ergenlerde internet bağımlılığını yordadığı görülmüştür. The purpose of the study was to determine some psychosocial variables that to predict internet addiction among adolescents. These psychosocial variables were loneliness, perceived social support, life satisfaction, romantic relationship status, gender, perceived academic success and socio-economic status. This study is a descriptive regressional study._x000B_ 700 high school students (9th, 10th, 11th and 12th grades) were enrolled in this study. They were chosen from high schools in Çeşme, Izmir at the education year of 2009-2010. 333 of sample were female, 367 of them were male._x000B_ ?Internet Addiction Scale? was used to assess internet addiction at adolescence. ?UCLA Loneliness Scale?, ?Multidimensional Perceived Social Support Scale? and ?Life Satisfaction Scale? were used for assessing psychosocial variables. ?Personal Information Form? was given to adolescents in order to have their demographic infomation and data about their internet use habits._x000B_ SPSS 15.0 was used for all statistical analysis. Frequency distribution, Pearson Correlation Coefficient, t-test, one-way ANOVA and Hierarchical Regression Analysis were used for statistical analysis._x000B_ Gender, perceived academic success, loneliness and perceived social support from family were found to have predictive value on internet addiction among adolescents

    Fazit und Ausblick zum Tagungsband

    No full text
    Borowski D, Esen E, Için M. Fazit und Ausblick zum Tagungsband. In: Esen E, Borowski D, eds. Deutschland und die Türkei als Migrationsländer. Politik und Praxis 60 Jahre nach türkischer Migration. Lausanne ; Berlin: Peter Lang Verlag; 2023: 21-26

    Konferans bildiri kitabı sonuçları ve değerlendirmeler

    No full text
    Borowski D, Esen E, Için M. Konferans bildiri kitabı sonuçları ve değerlendirmeler. In: Esen E, Borowski D, eds. Göç Ülkeleri Olarak Almanya ve Türkiye. Türk İşgücü Göçünden 60 Yıl Sonra Politikalar ve Uygulamalar. Ankara; 2022
    corecore