116 research outputs found

    Lojistik faaliyetler temelinde akıllı lojistik teknolojilerin AHP yöntemi ile sıralanması

    Get PDF
    Müşteriler, en uygun fiyata beklentilerini karşılayacak ürünlere en hızlı şekilde ulaşmayı talep etmektedir. Müşterilerin değişken taleplere uyumlu ve vaktinde teslimat beklentileri ve rekabetin uluslararası ortama taşınması firmaları rekabette öne geçirecek stratejiler geliştirmeye yönlendirmektedir (Skjoett‐Larsen, 2000). Rekabete yönelik geliştirilen stratejilerde en kritik rollerden biri de lojistiğe düşmektedir. Çünkü lojistik, ürünün ham madde aşamasından son aşamasına kadar tüm akışı ifade etmesi nedeniyle birçok doğrunun ilişkili bir şekilde gerçekleştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Geleneksel tedarik zinciri operasyonları ve yönetim adımları, artan tüketim miktarı ve bunun sonucunda ortaya çıkan ekonomik büyümeye cevap verememektedir (Issaoui vd., 2021). Yaşam sürelerini uzatmak ve diğer firmalarla rekabetlerini sürdürmek isteyen firmaların lojistik süreçleri yenilikçi bakış açısıyla değerlendirmeleri, beklentilere uyumlu bir şekilde dönüştürmeleri ve çağın teknolojisine uyumlu hale getirmeleri gerekmektedir. Bu amaçla ortaya koyulan kavramlardan biri de akıllı lojistikti

    EBEVEYNLERİN YETKİNLİK DÜZEYİ İLE ÇOCUKLARININ FİZİKSEL YARALANMA RİSKİ ARASINDAKİ İLİŞKİ

    No full text
    İstemsiz yaralanmalar, tarih boyunca insan yaşamını ve yaşam kalitesini tehdit edenunsurlardan biri olmuştur. Yaralanmaların en sık çocukluk döneminde yaşandığıgörülmektedir. Yaralanmaların bir kısmı çocuk ölümleri ile sonuçlanırken bir kısmı dagünlük yaşam kalitesinin düşmesine neden olmaktadır. Günümüzde gelişmiş ülkelerdeolduğu gibi gelişmekte olan ülkelerde de çocuk yaralanmaları önemli bir sorundur.Ebeveynlik yetkinliği; anne-babaların ebeveyn rollerini edindikleri bilgileri ve bubilgileri yerine getirmelerine dair beklenti düzeyidir. Çocuklarının davranış ve gelişimsürecinde gerekli beceri ve yeteneğe sahip olmak isteyen ebeveynler, gereken olumluebeveynlik becerilerini göstermek isterler. Anne babaların ebeveyn yetkinlik düzeylerikendilerinin, çocuklarının sağlıklı bir yaşam süreci için önemli bir unsurdur.Bu çalışmanın amacı ebeveynlerin yetkinlik düzeyi ile çocuklarının fiziksel yaralanma riskiarasındaki ilişkiyi saptamaktır.Çalışma kesitsel analitik araştırmadır. Evreni; Dokuz Eylül Üniversitesi E-ASM’ lerine kayıtlı 5yaş çocuğu olan annelerin tümüne ulaşılması planlanmaktadır. Katılımcılar gönüllülükçerçevesinde çalışmaya dahil edileceklerdir.Katılımcılara yüzyüze görüşme yöntemi ile sosyodemografik veri formu, AnababalıkYetkinlik Ölçeği ve Yaralanma Davranışı Kontrol Listesi anketleri uygulanacaktır. AnababalıkYetkinlik Ölçeği Sema Kaner tarafından 2007’ de geliştirilmiştir. İki faktör, 52 maddedenoluşmakta olup Cronbach alfa katsayısı 0,93’ tür. AYÖ 5’ li likert tipindedir (Kesinlikleyapamam=1, Kesinlikle yaparım=5 ) . Ebeveynlerin yüksek puan alması yüksek yetkinlikinancına sahip olduğunu göstermektedir.Çocukların yaralanma riski davranışlarını belirlemek için, Speltz tarafından1989’ da geliştirilmiş olan Yaralanma Davranışı Kontrol Listesi kullanılacaktır.Bu, 24 maddeden oluşan bir kontrol listesidir. 5‘ li likert (Hiç=0, Çok sık=4)tipinde olup Cronbach alfa katsayısı 0.88’ dir. YDKL’ nden alınan yüksekpuanlar, çocukların daha fazla yaralanma riski olan davranışlar sergilediklerinigöstermektedir. Verilerin analizinde SPSS programı kullanılacaktır. Verilerindeğerlendirilmesinde tanımlayıcı analizler, ki-kare, t testi ve regresyon analizikullanılacaktır.</p

    GEBE KADINLARDA B12 VİTAMİNİ DURUMU İLE OLASI POSTPARTUM DEPRESYON ARASINDAKİ İLİŞKİ

    No full text
    Beslenme eksiklikleri depresif semptomlarla ilişkilendirilmiştir. Çok sayıda çalışma, omega-3, yağ asitleri, çinko, Bvitaminleri gibi beslenme faktörlerinin perinatal depresyon ile ilişkisini araştırmıştır. Düşük B12 vitamini düzeyleriningenel popülasyonda ve perinatal dönemde depresyona aracılık ettiği öne sürülmüştür .B12 vitamini, fetal gelişim sırasında yüksek oranda meydana gelen metionin rejenerasyonu ve metilasyonreaksiyonlarında yer alır ve serotonin/5-hidroksil triptaminin (5-HT) sentezini ve nöronal kullanılabilirliğini etkiler. B12eksikliği, 5-HT'nin biyoyararlanımını düşürür ve depresyona yol açabilir. Doğrudan etkisinin yanı sıra, B12 vitaminieksikliğinde biriken homosistein artışı, reaktif oksijen türlerini artırarak ve nöronal apoptozu daha da indükleyerekdepresif ruh halini hızlandırabilir. B12 vitamini eksiklikleri, hamilelik ve emzirme döneminde, büyüyen fetüsün taleplerive gecikmiş replasman önemli beslenme talebi oluşturduğunda aşikar hale gelebilir.Doğum sonrası depresyon (PPD), doğumdan sonraki 6 hafta içinde yaşanan bir depresyon epizodu olarak tanımlanır.PPD'nin kadınlarda, çocuğuna ve en yakın aileye uzanan geniş kapsamlı fiziksel, zihinsel ve sosyal etkileri vardır. Depresifannelerde etkileşimde bozulma ve çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişiminde gecikme gözlemlenmiştir.Bu çalışmanın amacı gebe kadınlardaki b12 vitamin durumu ile postpartum depresyon arasındaki ilişkiyi saptamaktır.Çalışma kesitsel analitik araştırmadır. Çalışma evreni, Dokuz EylülÜniversitesi E-ASM’ lerine kayıtlı 18 yaş üzeri tüm gebelere ulaşılmasıplanlanmaktadır. DEÜ E-ASM’ lerine kayıtlı gebe erişkinler gönüllülükçerçevesinde çalışmaya dahil edileceklerdir.Katılımcılara yüzyüze görüşme yöntemi ile sosyodemografik veri formuuygulanıp laboratuvar b12 düzeylerine bakılacaktır. Doğum sonrasında daEdinburgh Postnatal Depresyon ölçeği uygulanacaktır. Verilerin analizindeSPSS programı kullanılacaktır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcıanalizler, ki-kare, t testi ve regresyon analizi kullanılacaktır.</p

    Cumhuriyet Dönemi ilk terzileri ve Kemal Milaslı

    No full text
    Ankara : İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Tarih Bölümü, 2014.This work is a student project of the The Department of History, Faculty of Economics, Administrative and Social Sciences, İhsan Doğramacı Bilkent University.by Öztürk, İbrahim Mert

    Overcoming Barriers of Age to Enhance Efficacy of Cancer Immunotherapy: The Clout of the Extracellular Matrix

    No full text
    There is a growing list of cancer immunotherapeutics approved for use in a population with an increasing number of aged individuals. Cancer immunotherapy (CIT) mediates tumor destruction by activating anti-tumor immune responses that have been silenced through the oncogenic process. However, in an aging individual, immune deregulation is positively correlated with age. In this context, it is vital to examine the age-related changes in the tumor microenvironment (TME) and specifically, those directly affecting critical players to ensure CIT efficacy. Effector T cells, regulatory T cells, myeloid-derived suppressor cells, tumor-associated macrophages, and tumor-associated neutrophils play important roles in promoting or inhibiting the inflammatory response, while cancer-associated fibroblasts are key mediators of the extracellular matrix (ECM). Immune checkpoint inhibitors function optimally in inflamed tumors heavily invaded by CD4 and CD8 T cells. However, immunosenescence curtails the effector T cell response within the TME and causes ECM deregulation, creating a biophysical barrier impeding both effective drug delivery and pro-inflammatory responses. The ability of the chimeric antigen receptor T (CAR-T) cell to artificially induce an adaptive immune response can be modified to degrade essential components of the ECM and alleviate the age-related changes to the TME. This review will focus on the age-related alterations in ECM and immune-stroma interactions within the TME. We will discuss strategies to overcome the barriers of immunosenescence and matrix deregulation to ameliorate the efficacy of CIT in aged subjects
    corecore