35 research outputs found

    Environmental characteristics of older people attending physical medicine and rehabilitation outpatient clinics

    Get PDF
    Objective: A residential environment refers to the physical and social characteristics in a neighbourhood. The physical characteristics include interior housing qualities, exterior neighbourhood characteristics, and the accessibility of essential facilities and services outside the neighbourhood. Older adults especially may be vulnerable to the negative impacts of the residential environment. The aim of this study is to elucidate the problems ageing people face in their neighbourhoods, buildings and public areas. Methods: The study group consisted of a total of 1,001 people over the age of 65 who were admitted to physical medicine and rehabilitation clinics in Turkey and consented to participate. A questionnaire covering demographic, social and environmental information was used. Results: Of the study group, 58.6% was living in an apartment building, but only 23.6% of these buildings had an elevator, and the stairs were inconvenient in 46.7% of the buildings. Only 49% of the elderly people went for a walk regularly. The most frequent complaint about the hospitals, community health centres and other public areas was the inappropriate restroom conditions. Eighty-six percent of the study group were not members of an organization, a foundation or a group, and 73.6% did not have personal hobbies. Conclusions: The layouts of buildings and surroundings are inappropriate for older people, and the opportunities for them to participate in social activities are limited. Health and social programmes and governmental and local policies for older people are needed, and public awareness about this issue should be raised

    The frequency of Duchenne muscular dystrophy/Becker muscular dystrophy and Pompe disease in children with isolated transaminase elevation: results from the observational VICTORIA study

    Get PDF
    IntroductionElevated transaminases and/or creatine phosphokinase can indicate underlying muscle disease. Therefore, this study aims to determine the frequency of Duchenne muscular dystrophy/Becker muscular dystrophy (DMD/BMD) in male children and Pompe disease (PD) in male and female children with isolated hypertransaminasemia.MethodsThis multi-center, prospective study enrolled patients aged 3–216 months with serum alanine transaminase (ALT) and/or aspartate transaminase (AST) levels >2× the upper limit of normal (ULN) for ≥3 months. Patients with a known history of liver or muscle disease or physical examination findings suggestive of liver disease were excluded. Patients were screened for creatinine phosphokinase (CPK) levels, and molecular genetic tests for DMD/BMD in male patients and enzyme analysis for PD in male and female patients with elevated CPK levels were performed. Genetic analyses confirmed PD. Demographic, clinical, and laboratory characteristics of the patients were analyzed.ResultsOverall, 589 patients [66.8% male, mean age of 63.4 months (standard deviation: 60.5)] were included. In total, 251 patients (188 male and 63 female) had CPK levels above the ULN. Of the patients assessed, 47% (85/182) of male patients were diagnosed with DMD/BMD and 1% (3/228) of male and female patients were diagnosed with PD. The median ALT, AST, and CPK levels were statistically significantly higher, and the questioned neurological symptoms and previously unnoticed examination findings were more common in DMD/BMD patients than those without DMD/BMD or PD (p < 0.001).DiscussionQuestioning neurological symptoms, conducting a complete physical examination, and testing for CPK levels in patients with isolated hypertransaminasemia will prevent costly and time-consuming investigations for liver diseases and will lead to the diagnosis of occult neuromuscular diseases. Trial RegistrationClinicaltrials.gov NCT04120168

    İÇ ANADOLU BÖLGESİ KAYSERİ İLİ GÜPGÜPOĞLU KONAĞI ETNOGRAFYA MÜZESİ'NDE BULUNAN EL SANATLARI ÖRNEKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

    No full text
    Araştırma, İç Anadolu Bölgesi Kayseri İli Güpgüpoğlu Konağı Etnografya Müzesi'nde bulunan el sanatları ürünlerini sınıflandırarak; kullanım yeri, malzeme, teknik, renk, bezeme ve kompozisyon şekilleri açısından incelemek, müzelerimizde yer alan ve maddi kültürümüz olan el sanatlarımızın tanıtılmasına katkıda bulunmak üzere plânlanmış ve yürütülmüştür. Bu araştırma; 5 ana bölümden oluşmaktadır. I. Bölümde araştırmanın kapsamı, II. Bölümde konuyla ilgili araştırmalar yer almakta, III. Bölümde de araştırmanın yöntemi ile ilgili bilgilere yer verilmektedir. IV. Bölümde araştırmanın kavramsal çerçevesi, bilgi formları, bulgular ve yorum konularına yer verilmiş, V. Bölümde ise sonuç ve öneriler yer almaktadır. Araştırma; İç Anadolu Bölgesi'nde bulunan Kayseri İli Güpgüpoğlu Konağı Etnografya Müzesi'nde teşhir edilen el sanatları ürün örnekleriyle sınırlıdır (işleme, örgü, dokuma ve takı örnekleri). Müzede korunan el sanatları ürünlerinden 136 örnek araştırma kapsamına alınmıştır. Güpgüpoğlu Konağı Etnografya Müzesinde incelenen etnografik örneklerin fotoğrafları çekilerek; malzeme, teknik, renk ve kompozisyon özellikleri bilgi formları üzerinde analiz edilmiştir. Müzede incelenen işleme örnekleri; peşkir, uçkur, çevre, çarşaf, sedir eteği, yatak örtüsü, yastık, seccade, bohça ve Kur\'an çantasıdır. İşlemelerde pamuklu dokuma kumaş kullanıldığı görülmüştür. Tekniklerden Türk işi ve Maraş (dival) işi tekniği, renklerden yeşil ve mavi, bezemelerden ise bitkisel ve geometrik bezeme yoğun olarak kullanılmıştır. İşlemelerde yoğun olarak sim iplik ve pamuk ipliğin kullanıldığı gözlenmiştir. Müzede incelenen kadın giysilerinden cepken, gelin entarisi, bindallı, sabahlık, elbise ve entarilerin çoğunun zemininde kadife, işlemesinde Maraş (dival) işi kullanıldığı ve bitkisel motiflerin yoğun olarak yer aldığı saptanmıştır. İşlemesinde sim iplik yoğun olarak kullanılmıştır. Kadın başlıklarının ana malzemesi olan feslere ise sim iplikle dival işi tekniği uygulanmıştır. Müzede incelenen erkek giysilerinden Efe şalvarı, aba (boy abası), başlık, fes, püsküllerin çoğunun zemininde çuhanın yanı sıra kumaşın da tercih edildiği, süslemesinde kordon tutturma tekniği kullanıldığı ve bitkisel motiflerin yoğun olarak yer aldığı saptanmıştır. İşlemelerinde sim iplik yoğun olarak kullanılmıştır. Erkek başlıklarının ana malzemesi olan feslere ise sim iplikle dival işi tekniği uygulanmıştır. Müzede incelenen takılar grubunda; tepelik, alınlık, gerdanlık, kolye, muskalık, küpe, bilezik, kemer tokası, kemer kaşı, kemer, yüzük yer almaktadır. Müzedeki kadın ve erkek takılarında ana malzeme gümüş metalinin yanı sıra, süsleyici malzeme olarak yarı değerli taşların yoğun olarak kullanıldığı tespit edilmiştir. Kabartma, telkâri ve taş kakma tekniği ile üretilen takıların kompozisyonlarında geometrik bezeme sıklıkla kullanılmıştır. Müzedeki keselerde (saat kesesi, para kesesi, tütün kesesi) tığ örgü ve kumaş-işleme tekniklerine aynı oranda yer verilmiş, malzeme olarak teknik özelliklerinden dolayı sıklıkla sim iplik kullanılmıştır. Renklerden sarı sim ve yeşil keselerde sıkça kullanılırken,kompozisyonlarda bitkisel ve geometrik bezemelerin yoğun olarak kullanıldığı görülmüştür. Dokumalar grubunda yer alan halı, kilim, cicim kilim, yastık ve dokuma kumaşların büyük çoğunluğunda yün ipliği kullanılmış; tekniklerden cicim tekniğinin, renklerden beyaz, siyah, yeşil ve sarının yoğun olarak kullanıldığı gözlenmiştir. Geometrik ve sembolik bezemeler kompozisyonda sıklıkla kullanılmıştır. Müzede koleksiyonlarda yer alan el sanatları ürünlerinin bir kısmı teşhir edilmekte, bir kısmı ise depolarda korunmaktadır. Müzede sergilenen ürünler arasında Kayseri il Müzesi Müdürlüğünce izin verilen eserler belgelenebilmiştir. Gelecek nesillere aktarılacak kültürel olguların korunması biz bireylerin bilinçlendirilmesiyle ilintilidir. Kültürümüzün tanıtılmasında Müzecilik alanında yeni yapılandırılmalara gidilmeli ve sanal ortamda müzecilik çalışmalarına hız verilmelidir. Araştırmanın yürütüldüğü, Kayseri İli Güpgüpoğlu Konağı'ndaki el sanatları ürünlerinin birçoğunun yıpranmış, toz ve ışık etkisiyle renkleri solmuş ve takı ürünlerinin birçoğu oksitlenmiştir. Bu bağlamda müzelerde korunan etnografik ürünlerinin bakımı, onarımı, temizlenmesi, yenilenmesi ve korunması için restorasyon ve konservasyon çalışmaları hızlandırılmalı, bu konuyla ilgili Ar-Ge merkezleri kurulmalıdır
    corecore