7 research outputs found

    Amin Fonksiyonlu Karbon Nanotüp, Kalay Oksit Nanopartikül ve Diamin Oksidaz Temelli Triptamin Biyosensörü

    No full text
    Bu çalışmada amino fonksiyonlu çok duvarlı karbon nanotüp (NH2?MWCNT) ve kalay oksit nanopartikül (SnO2)ile modifiye edilmiş perde baskılı karbon elektrotlara (SPCE) dayanan amperometrik triptamin biyosensörügeliştirildi. Diamin oksidaz (DAO) enzimi NH2?MWCNT-SnO2/SPCE yüzeyine N-etil-N?-(3-dimetilaminopropil)karbodiimit (EDC) ve N-hidroksi süksinimit (NHS) kullanılarak kovalent bağlama yöntemi ile immobilize edildi.Hazırlanan elektrot yüzeyi, enzimlerin yüzeyden uzaklaşmasını engellemek ve girişim etkilerini azaltmakamacıyla son olarak Nafyon ile kaplandı. Biyosensörün yüzey morfolojisi, elektrokimyasal özellikleri ve analitikperformansı taramalı elektron mikroskobu (SEM), dönüşümlü voltammetri (CV), elektrokimyasal empedansspektroskopi (EIS) ve kronoamperometri yöntemleri kullanılarak incelendi. Geliştirilen biyosensör ile triptaminiçin elde edilen doğrusal çalışma aralığı, gözlenebilme sınırı ve duyarlık sırası ile 2,0×10-6 ? 2,5×10-3 M, 6,0×10-7M ve 6,52 µA mM-1 olarak bulundu. Hazırlanan biyosensörün tekrar kullanılabilirlik ve tekrar üretilebilirliğininoldukça iyi olduğu belirlendi

    Amin Fonksiyonlu Karbon Nanotüp, Kalay Oksit Nanopartikül ve Diamin Oksidaz Temelli Triptamin Biyosensörü

    No full text
    Bu çalışmada amino fonksiyonlu çok duvarlı karbon nanotüp (NH2?MWCNT) ve kalay oksit nanopartikül (SnO2)ile modifiye edilmiş perde baskılı karbon elektrotlara (SPCE) dayanan amperometrik triptamin biyosensörügeliştirildi. Diamin oksidaz (DAO) enzimi NH2?MWCNT-SnO2/SPCE yüzeyine N-etil-N?-(3-dimetilaminopropil)karbodiimit (EDC) ve N-hidroksi süksinimit (NHS) kullanılarak kovalent bağlama yöntemi ile immobilize edildi.Hazırlanan elektrot yüzeyi, enzimlerin yüzeyden uzaklaşmasını engellemek ve girişim etkilerini azaltmakamacıyla son olarak Nafyon ile kaplandı. Biyosensörün yüzey morfolojisi, elektrokimyasal özellikleri ve analitikperformansı taramalı elektron mikroskobu (SEM), dönüşümlü voltammetri (CV), elektrokimyasal empedansspektroskopi (EIS) ve kronoamperometri yöntemleri kullanılarak incelendi. Geliştirilen biyosensör ile triptaminiçin elde edilen doğrusal çalışma aralığı, gözlenebilme sınırı ve duyarlık sırası ile 2,0×10-6 ? 2,5×10-3 M, 6,0×10-7M ve 6,52 µA mM-1 olarak bulundu. Hazırlanan biyosensörün tekrar kullanılabilirlik ve tekrar üretilebilirliğininoldukça iyi olduğu belirlendi

    COVID-19 Hastalığı ile İlişkili Çoklu Sistemik İnflamatuvar Sendrom Tanılı Çocuk Olguların Değerlendirilmesi

    No full text
    Giriş: Nisan 2020 yılında, SARS-CoV-2 enfeksiyonu geçiren bazı çocuklarda ateş, karın ağrısı, inotrop desteği gerektiren hipotansiyon ve miyokardiyal disfonksiyona yol açan COVID-19 hastalığı ile ilişkili Çoklu Sistemik İnflamatuvar Sendrom(Multisystem Inflammatory Syndrome in Children-MIS-C) olarak adlandırılan hastalık tanımlanmıştır.Bu çalışmada ülkemizde görülen MIS-C tanılı olguların değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Materyal-Metod: Bu çalışmada retrospektif olarak Nisan2020-Ağustos2020 tarihleri arasında birden fazla merkezde MIS-C tanısıyla izlenen olguların sosyodemografik, klinik, laboratuvar bulgularıyla tedavi rejimleri ve izlem sonuçları irdelendi. Bulgular: Çalışmaya alınan 29 olgunun 16'sı(%55.2) erkekti ve ortanca yaşları 66 ay(2-208 ay) idi. Olguların 7'si fazla kilolu(vücut kitle indeksi persentili >=%85) olarak değerlendirildi. On bir olguda SARS-CoV-2 RT-PCR pozitifliği, 12'sinde antikor testlerinde pozitiflik saptanırken 4 olguda PCR ve antikor testlerinde pozitiflik görüldü. İki olgunun ise PCR negatif gelmekle birlikte COVID-19 tanılı olguyla temas öyküsü mevcuttu. Olguların tamamında ateş, 22'sinde (%75.9) gastrointestinal semptomlar ve yorgunluk, 20'sinde(%69) döküntü, 17'sinde(%58.6) bulbar konjoktivit ve el-ayaklarda renk değişikliği, 16'sında (%55.2) dudaklarda fissür, 14'ünde (%48.3) kas ağrısı ve çilek dil mevcuttu.Ateş süresinin ortanca değeri 7 (3-17gün) gün saptandı.Olguların 21'inde (%72.4) dehidratasyon, 14'ünde (%48.3) taşikardi, 11'inde hipotansiyon (%37.9) saptandı.Laboratuvar bulgularından ortanca lökosit sayısı 6365 mm³ (3300-31220 mm³), ortanca lenfosit sayısı 1135(570-5800 mm³), ortanca trombosit sayısı 160500 mm³ (46000-747000 mm³) saptandı. Ortalama CRP değeri 165±102 mg/L, ESH değeri 62.6±31.4 mm/s saptandı.Tedavide; olguların 23'üne (%79.3) IVIG, 15'ine (%51.7) asetil salisik asit, 11'ine (%37.9) steroid, 8'ine (%27.6) antikoagülan tedavi uygulandı.Antiviral tedavi 7 (%24.1) olguya uygulandı. 2 olguya tocilizumab tedavisi verildi.Ortanca yatış süreleri 10 gün(1-27) saptanırken 9 olguda yoğun bakım ihtiyacı geliştiği görüldü.3 olgu entübe edildi ve 2 olguda exitus gelişti.Sonuç: MIS-C; yeni tanımlanan, kesin bir tedavisi olmayan hayati tehlikeye neden olabilen organ tutulumu ve şok gelişimine yol açabilecek bir hastalıktır.Çalışmamızda MIS-C olgularında, 3 günden uzun süren ateş, gastrointestinal şikayetler ve yorgunluk en sık görülen yakınmalar olarak belirlendi.COVID-19 pandemi döneminde bu yakınmalarla gelen çocuklarda MIS-C akılda tutulmalı; hızlı tanı ve agresif tedavinin klinik olumlu etkileri unutulmamalıdır

    Mortality risk factors among critically ill children with MIS-C in PICUs: a multicenter study

    No full text
    Background: This study evaluated of clinical characteristics, outcomes, and mortality risk factors of a severe multisystem inflammatory syndrome in children admitted to a the pediatric intensive care unit. Methods: A retrospective multicenter cohort study was conducted between March 2020 and April 2021 at 41 PICUs in Turkey. The study population comprised 322 children diagnosed with multisystem inflammatory syndrome. Results: The organ systems most commonly involved were the cardiovascular and hematological systems. Intravenous immunoglobulin was used in 294 (91.3%) patients and corticosteroids in 266 (82.6%). Seventy-five (23.3%) children received therapeutic plasma exchange treatment. Patients with a longer duration of the PICU stay had more frequent respiratory, hematological, or renal involvement, and also had higher D-dimer, CK-MB, and procalcitonin levels. A total of 16 patients died, with mortality higher in patients with renal, respiratory, or neurological involvement, with severe cardiac impairment or shock. The non-surviving group also had higher leukocyte counts, lactate and ferritin levels, and a need for mechanical ventilation. Conclusions: In cases of MIS-C, high levels of D-dimer and CK-MB are associated with a longer duration of PICU stay. Non-survival correlates with elevated leukocyte counts and lactate and ferritin levels. We were unable to show any positive effect of therapeutic plasma exchange therapy on mortality. Impact: MIS-C is a life-threatening condition.Patients need to be followed up in the intensive care unit.Early detection of factors associated with mortality can improve outcomes.Determining the factors associated with mortality and length of stay will help clinicians in patient management.High D-dimer and CK-MB levels were associated with longer PICU stay, and higher leukocyte counts, ferritin and lactate levels, and mechanical ventilation were associated with mortality in MIS-C patients.We were unable to show any positive effect of therapeutic plasma exchange therapy on mortality
    corecore