26 research outputs found

    E-COMMERCE AND ITS CONCEPTION BY GAZIANTEP INDUSTRY

    Get PDF
    21. century is called as Knowledge and Communication Age. In this age, countries develop some policies about electronic structuring which enable them to be a knowledge society. Given these developments states start to cast their classical bureaucratic structure and tend to work ‘E-Commerce’ structure which is easier, speeder and cheaper. So, the nature of local enterprises started to modify. The main aim of E-Commerce activities is to satisfy consumer needs. Thus, the private sector has a chance and obligation to provide some important subsets of e-commerce activities to the consumer. The main aim of this study is to show that how industrial undertaking use knowledge and communication technologies to provide expansion in Gaziantep industries. Survey data was analyzed using SPSS (Statical Package for Social Sciences) 13.0 statistics program in order to reach at this aim

    Trend in global trade and ıts ımpacts on labor

    Get PDF
    Globalization is one of the defining features of the contemporary world, but there is considerable controversy regarding its nature, impact, and future trends. Globalization has resulted in rapidly growing international flows of import and export goods, capital and direct invenstments. The services sector nowadays has expanded in scope beyond thetraditional activities in finance, transport, travel and telecommunication and audio-visual services to a host of professional services such as software and information services, engineering and legal services, e-commerce and other internet-based service offerings. After post second world war period, this growth of services have shown a dramatic increase in most of the developed countries of the world. Improving information and communicating technologies (ICT) intensified international interaction, increased competition and volume of global trade, while creating new challenges for labor. The purpose of his study is to show the dynamics of globalisation and its effects on international trade and labor force, providing some policy outcomes for he world in general, and Turkey.Küreselleşme günümüz dünyasının açıklayıcı özelliklerinden birini oluşturmaktadır ama yinede küreselleşmenin yapısı, etkileri ve gelecek trendleri üzerine önemli tartışmalar yaşanmaktadır. Küreselleşme uluslararası ithalat ve ihracat ürünlerinin, paranın ve doğrudan yatırımların uluslararası hareketinin gelişmesi sonucunda oluşmuştur. Hizmet sektörü günümüzde uluslararası bir çok alanda özellikle finans, ulaşım, seyahat ve teleküminasyon ve e-hizmet, e-ticaret ve bilgi topluma dayalı geniş bir uygulama faaliyetleri kapsamaktadır. Özellikle ikinci dünya savaşından sonra gelişmiş ülkelerin bir çoğunda büyük bir artış hızı göstermektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin(ICT) gelişmesi, uluslararası etkileşimin şiddetini arttırmakta bu da işçilik için yeni tehditler oluştururken rekabet ve küresel ticaret oranlarını arttırmaktadır. Bu çalışmanın amacı küreselleşmenin dinamiklerini ve küreselleşmenin uluslararası ticaret ve işgücü üzerindeki etkisini dünya genelinde ve Türkiye’deki çeşitli politikalar neticesinde göstermekti

    Effects of Welfare Indicators on Economic Growth in Turkiye

    Get PDF
    Debates over economic growth generally focus on factor supply, especially capital accumulation, labor stock and skill, natural resources, and technological capacity. Quality of human life, as well as distribution of national income among citizens are evaluated in terms of their effects on growth performance, in this study. The relationship between economic growth, human development, and income distribution in Turkiye is analyzed with ARDL test using the data of 1990-2017 period. Findings indicate that the series are cointegrated. A long run relationship was determined between Gross Domestic Product per capita (GDP), and human development index (HDI) and the measure of income distribution, namely the Gini coefficient (GINI). Granger causality test indicates a unidirectional causality from HDI to GDP. Based on the long-run estimation results, it has been observed that there is a positive and statistically significant relationship between GDP and HDI, while there is a negative and statistically significant relationship between GDP and GINI, in the long-run

    Çevre Sorunları, Uluslararası Ticaret ve Kuruluş Yeri Tercihleri

    Get PDF
    Küresel ölçekte çevre sorunlarının mahiyeti, uluslararası ticaretin serbestleşmesi ile çevre sorunları arasındaki ilişkinin sorgulanır hale gelmesine yol açmıştır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki çevre politikaları farklılığının, ticaret yönü ve endüstrilerin kuruluş yerine olası etkileri, akademik tartışmalara da konu olmuştur. Endişeler, kirli endüstrilerin, sıkı çevre politikası uygulayan gelişmiş ekonomilerden, daha zayıf çevre politikası uygulayan ülkelere yöneldiği izleniminden kaynaklanmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin kirlilik yoğun üretimde uzmanlaşmasına neden olacak bu süreç, çevre sorunlarının küresel ölçekte azaltılamaması hatta artması ile sonuçlanabilecektir. Doğrudan yabancı yatırımların, çevre politikalarına bağlı olarak kuruluş yeri seçimini belirleyeceği iddiası, kirlilik sığınağı hipotezi olarak adlandırılmaktadır. Bu çalışma, 1970’lerde başlayıp 1990’lardan itibaren artarak süren serbest ticaret, çevre sorunları ve kuruluş yeri seçimi tartışmalarını değerlendirmektedir. GOÜ’lerin, kirli endüstrilerin merkezi haline gelerek ihracat yoluyla GÜ’ler ve dünyanın ihtiyaçlarını sağlaması, maliyet açısından cazip görünse de, küresel yaşam kalitesi açısından trajik sonuçlar doğurabilecektir

    The tourısm demand of Turkey: a panel gravıty model

    Get PDF
    Turizm sektörünün Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde büyüme, istihdam ve döviz kazancı kaynağı olma potansiyeli dolayısıyla etkin ve rekabetçi olmasının önemi giderek artmaktadır. Bu bağlamda ekonomi içerisinde sektörün aldığı pay ve ülkenin potansiyeli nispetinde turizm sektörünün geliştirilmesi ve istikrarının sağlanması gerekmektedir. Bu çalışma turizm sektöründe talebi etkileyen faktörleri belirlemeyi amaçlamakta ve elde edilen bulgulara göre turizm sektöründe performansın geliştirilmesini sağlayacak politika önerilerinde bulunmaktadır. 2008Ç1-2018Ç3 dönemi verileri kullanılarak 69 ülkeden Türkiye'ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı ile kaynak ve hedef ülke (Türkiye) GSYİH düzeyi, TÜFE düzeyi, kaynak ve hedef ülke arası uzaklık, döviz kuru ve bir önceki döneme ait turist sayısı arasındaki ilişkinin yönü ve şiddeti panel çekim modeli ile analiz edilmiştir. TÜFE ve ülkeler arası uzaklık Türkiye'ye yönelik turizm akımlarını olumsuz etkilemekteyken, Türkiye'nin ve kaynak ülkenin GSYİH düzeyi, döviz kuru ve bir önceki dönem ziyaretçi sayısı turizm akımlarını olumlu etkilemektedir. Turizm talebi üzerinde en belirgin etkiye sahip değişkenler TÜFE ve hedef ülkenin GSYİH düzeyi olarak tespit edilmiştir.Due to its contributions to economic growth, employment, foreign exchange gains, etc., especially in developing countries like Turkey., the importance of being effective and competitive for tourism sector is continuously increasing. At this context, taking its relative share and potential into consideration, this sector needs to be developed and stabilized. This paper aims to determine the factors affecting the demand in the tourism sector and proposes policies that will improve the performance in the tourism sector according to the findings. The relation between origin and destination countries' GDP and CPI, the distance between origin and destination countries, exchange rate and the number of foreign visitors coming to Turkey from the 69 countries analyzed by panel gravity model. According to empirical findings, tourism flow toward Turkey is adversly affected by CPI and the distance between the countries, while it is positively related with the GDP level of Turkey and the origin country, exchange rate, and one period lagged number of visitors

    Politik Riskler, İki Taraflı Yatırım Anlaşmaları ve Uyuşmazlıklar Bağlamında Doğrudan Yabancı Yatırımlar

    Get PDF
    Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) verilerine göre içeri yönlü Doğrudan Yabancı Yatırım (DYY) akımlarının yıllık ortalaması 2010-2013 döneminde 2000-2009 dönemine oranla %29 artmıştır. Ayrıca, 2013 yılında gelişmekte olan ülke ekonomilerinin payı, 2001 değerinin iki katı olmuştur. Bir başka ifadeyle, ekonomik şoklar karşısında daha kırılgan olan ülkelerdeki DYY stoku, 2001 yılından bu yana önemli ölçüde ve süekli olarak artmıştır. Dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan ekonomik-politik türbülans koşullarında DYY konulu çalışmaların, zorlaştırıcı mevzuat değişiklikleri, sözleşme fesihleri ve transfer kısıtlamaları gibi politik riskleri yakın gelecekte DYY önündeki muhtemel başlıca engellerden biri olarak işaret etmeleri daha anlaşılır olmaktadır. Bu çalışma, politik risklerin DYY üzerindeki etkisini, uluslararası yatırım anlaşmaları ve uyuşmazlıklarına ağırlık vererek ortaya koymaktadır

    HEALTH EXPENDITURES- ECONOMIC GROWTH RELATIONSHIP: PANEL BOOTSTRAP GRANGER CAUSALITY ANALYSIS FOR SELECTED OECD COUNTRIES

    No full text
    Eğitimle birlikte sağlık imkanları, beşeri sermaye ve işgücü niteliğini şekillendirmektedir. Sağlık harcamaları, sağlık hizmetlerine erişim sayesinde büyüme performansının gelişimine katkıda bulunur. Bu çalışmada, 17 OECD ülkesi için 2000-2017 dönemi sağlık harcamaları ile iktisadi büyüme arasındaki nedensellik ilişkisi incelenmiştir. Değişkenlere ait veriler, Konya (2006) nedensellik testi kullanılarak analiz edilmiştir. Ulaşılan sonuçlarla, Danimarka, Almanya ve İsveç için iktisadi büyümeden sağlık harcamalarına; Belçika, Yunanistan, İzlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda ve Portekiz için sağlık harcamalarından büyümeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Avusturya, İsviçre, İrlanda ve Türkiye için değişkenler arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi gözlemlenmiştir. Panel genelinde ise, sağlık harcamaları ile iktisadi büyüme arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi olduğu bulgusu elde edilmiştir. Sağlık harcamalarına ayrılan kaynaklar hem büyüme performansını hem de insan yaşam kalitesi ve beşeri sermayeyi geliştirerek büyüme potansiyelini desteklemekte; böylece artan milli gelir sayesinde sağlık için daha fazla kaynak ayırma imkanı sağlamaktadır
    corecore