54 research outputs found

    Investigation of nutritional, some quality changes of mussels covered with edible films prepared using extracts of persimmon, Cherry Laurel and Likapa

    Get PDF
    One of the reasons of food stale is that they react with oxygen. In this event caused by free radicals called autooxidation. Antioxidants helps free radicals to stabilize and minimize the damage they cause. Extracts that can be obtained from natural sources, especially medicinal / aromatic plants, can be used as an aid to preserve foods by showing antioxidant and antimicrobial properties. This study was carried out to extend the shelf life of seafood products by using natural antioxidant and antimicrobial sources. For this purpose, the sepals and leaves obtained from persimmon (Diospyros kaki), cherry laurel (Laurocerasus officinalis) and Likapa (Vaccinium myrtillus) were dried and dried at 60 degrees C and then 2.5% and 5% vegetable extracts were obtained. Then used in the specified proportions to cover the mussels with edible films. Coated products were stored at + 4 degrees C. Quality changes were examined on days 0, 2 and 4. In the study, the characteristics of edible films used in coating the product were determined. The highest TS and EB values were respectively in the group HB (0.61MPa) and LA (34.07%), and the lowest WVP, WS and SD values were LA (0.34 10(-10) g H2O Pa(-1)s(-1)m(-1)), HB (56.71%) and KA (35.79%). It was determined that TVB-N values of film-coated products exceeded the consumable limit value of the other groups on the 4th day, except HB, LB and KB groups. TBA values of products covered with edible film did not exceed the consumable limit values during storage. The lowest TBA values were determined in LA, LB and KB groups. On the 2nd day of storage, the highest and lowest total aerobic mesophilic and psychrophilic results were found 5.97 log CFU / g (HB) and 4.62 log CFU / g (LA) respectively, on day 4, all groups exceeded the 7 log CFU / g limit value. According to the results of analysis carried out during storage, it was observed that LB group had a positive effect on product quality compared to other groups

    Tarımsal Ürünlere Dayalı Vadeli İşlemlerin (Futures) İslam Hukukuna Uygun Olarak Yeniden Yapılandırılmasına Dair Bazı Öneriler

    Get PDF
    Tarımsal ürünlere dayalı vadeli işlem sözleşmesi; iki taraf arasında nitelikleri, miktarı ve vadesi önceden belirlenmiş tarımsal ürünlerin (buğday, mısır, pamuk, soya fasulyesi, canlı domuz, canlı sığır, kakao, vd.) gelecekte öngörülen değerine bağlı olarak belirli bir fiyat ile bugünden alım-satım işlemidir. Bu sözleşme, riskten korunmak (hedging), spekülasyon ve arbitraj amacıyla yapmaktadırlar. Tarımsal ürünlere dayalı vadeli işlem sözleşmeleri vadeli işlem borsasında “emtia vadeli işlem sözleşmeleri” altında gerçekleştirilmektedir. Bu sözleşmeler, sözleşme konusunun teslimi açısından; fiziki teslimat ve nakdi uzlaşma olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilir. Fiziki teslimat ile sonuçlandırılan vadeli işlem sözleşmelerinde vade sonunda dayanak varlık fiziki olarak teslim alınır. Ülkemizde emtia üzerine gerçekleştirilen vadeli sözleşmelerde fiziki teslimat şekli uygulanmaktadır. Nakdi uzlaşma ile sonuçlanan ikinci sözleşme yönteminde ise, vade sonunda dayanak varlığın fiziki olarak teslimi söz konusu olmayıp vade sonu uzlaşma fiyatı üzerinden işlem gerçekleşir. Tarımsal ürünlere dayalı vadeli işlem sözleşmeleri İslam hukuku açısından iki şekilde değerlendirilebilmektedir: Birincisi, mal ve bedelinin ikisinin de veresiye olduğu satış kapsamında; ikincisi ise, tarafları yükümlülük altına sokan bir satış vaadi ve vadesi geldiğinde satış sözleşmesini içeren mürekkep bir sözleşme. Birinci şekilde değerlendirmek daha uygundur zira depoda olan tarımsal ürün vadesi geldiğinde teslim edilmek üzere hazır olarak bekletilmektedir. Ürün bedeli de vadesinde teslim edilmektedir. Bu şekliyle İslam hukukunda yasak kapsamında değerlendirilen veresiye ile veresiyenin satış işlemine benzemektedir. Borsa organizasyonu içinde tarım ürünlerine dayalı vadeli işlem sözleşmesi ile ilgili beş taraftan söz etmek mümkündür; vadeli işlem ve opsiyon borsası, takas kurumu, aracı kurumlar, piyasa katılımcıları, denetleyici kurumlar. İlgili tarafların işlemleri hukuki ehliyet ve temsil yetkisi açısından incelendiğinde; satıcı ve müşteri adına aracı kurumların vekâleten işlem yaptıkları görülmektedir. Borsa ve kapsamındaki Takasbank ile saklama deposu ise; taraflar adına hem vekil hem de kefil olarak işlemleri yürütmektedir. Dolayısı ile bu vadeli işlem bünyesinde birden fazla sözleşme barındıran niteliğe sahiptir. Bu sözleşme in’ikadı açısından incelendiğinde, mütekavvim mal kapsamında değerlendirilen tarımsal ürünler olduğu takdirde taraflar ve îcab-kabûl ile ilgili bir sakınca görülmemekle beraber akdin konusu malın teslim zamanı depoda olması garanti olan ve satılan miktar ile depodaki miktarın örtüştüğü oranda olması şartı aranır. Fasit şart açısından; teminatın Takasbank’ta kaldığı süre ile doğru orantılı olarak en yüksek getiri elde dilecek şekilde faiz geliri ile nemalandırılması şartı dışında tek taraflı yarar sağlayan; taraflar için çekişmeye yol açan; hukuk düzeninin yasakladığı bir şey içeren; akdin muhtevasına ve yerleşik uygulamalara aykırı şartlar içermediği görülmektedir. Bu sözleşmeye yürürlük şartları açısından baktığımızda; alıcı ve satıcının onay vermesinden sonra başka birinin hakkı ve onay ihtiyacı olmaksızın borsa sistemi içinde işlemler gerçekleşmektedir. Dolayısı ile nafiz bir satış sözleşmesi olarak değerlendirilebilir.. Bu sözleşme bağlayıcılık açısından; ilk bakışta ürün ve bedelinin peşin olmamasından yola çıkarak her iki tarafın da karşılıklı vaadde bulunduğu ve bağlayıcılığı olmayan vaad olarak görülebilir ancak konu derinlemesine incelendiğinde farklı bir durum olduğu ortaya çıkmaktadır. Zira her iki taraf da Borsa’nın öngördüğü teminatı ödeyerek karşılıklı olarak mükellefiyet altına girmiş olup bir taraf malı vadesinde teslim ile diğer taraf da parayı teslim ile mükelleftir. Ayrıca sözleşme taraflara muhayyerlik hakkı da tanımamaktadır. Dolayısı ile bu sözleşme lazımî bir akit olarak değerlendirilebilir. Ancak bir bütün olarak tarımsal ürünlere dayalı vadeli işlemlerin günümüzdeki mevcut işleyişi esas alındığında İslam hukukuna uygun görülmemektedir. Bu çalışmada, mevcut haliyle İslam hukukuna uygun görülmeyen tarımsal ürünlere dayalı vadeli işlem sözleşmesinin mahiyeti ortaya konulduktan sonra fıkhi tahlili yapılarak İslam hukukuna göre yeniden yapılandırılmış bir model için öneriler getirilmiştir

    Orman Ürünleri Sanayi Çalışanlarının İş Sağlığı Ve Güvenliğine Kaderci Bakış Açılarının Tespit Edilmesine Yönelik Bir Alan Araştırması

    Get PDF
    Bu çalışmada, orman ürünleri sanayi işletmelerinde çalışanların iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarına bakışlarının kaderci yaklaşım çerçevesinde nasıl şekillendiği tespit edilmiştir. Bu amaçla hazırlanan anket formu İzmir ve Balıkesir illerinde bulunan sekiz orman ürünleri işletmesinde çalışan 470 kişi üzerinde uygulanmış ve istatistiksel analizler yapılarak sonuçlar ortaya koyulmuştur. Sonuçlar incelendiğinde, kaderci yaklaşımın eğitim durumu, cinsiyet, iş kazası geçirme durumu ve orman ürünleri alt sektörleri düzeyinde anlamlı farklılıklar gösterdiği belirlenmiştir. Bununla birlikte, kaderci yaklaşımın toplam çalışma süresi, medeni durum ve yaş gruplarına göre farklılık göstermediği ortaya çıkmıştır. İş kazalarının yaklaşık %99’unun önlenebilir niteliğe sahip olduğu göz önüne alındığında, orman ürünleri çalışanları arasında kaderci yaklaşım düzeylerinin yüksekliği ve değişkenliğinin önemli bir sorun olarak görülmesi gerektiği aşikârdır

    Análisis comparativo del impacto, de la segregación de los datos por género, en los protocolos de investigación de fisiología reproductiva y cardio-respiratoria

    Get PDF
    Es un hecho conocido que el dimorfismo sexual se presenta en la mayoría de las especies animales. Las diferencias que esto conlleva, tienen una base genética que sustenta características físicas propias de machos o hembras. Conocido esto, es evidente la necesidad de determinar la incidencia genérica en el funcionamiento de cualquier organismo. Sin embargo, el presente análisis, ha permitido comprobar que, la inclusión en la segregación de los resultados por género en estudios de Bio-Medicina (clínicos y pre-clínicos) aún no es algo generalizado. Para ello, se han revisado y combinado los resultados de un conjunto de estudios (fechados entre 2011 y 2017) escogiéndose dos áreas (en cuyas fisio-patologías se acepte diferente grado de impacto del género): aparato reproductivo y el sistema cardio-respiratorio. Los resultados obtenidos confirman la necesidad de concienciar a la comunidad científica de la importancia de la inclusión de la variable “género” en este tipo de estudios.It is a known fact that sexual dimorphism occurs in most animal species. The differences that this entails have a genetic basis that supports physical characteristics of males or females. Once this is known, the need to determine the generic incidence in the functioning of any organism is evident. However, the present analysis has shown that inclusion in the segregation of results by gender in Bio-Medicine studies (clinical and pre-clinical) is not yet widespread. For that, the results of a series of studies (dated between 2011 and 2017) have been reviewed and combined, choosing two areas (in whose physio-pathologies a different degree of gender impact is accepted): reproductive system and the cardio-respiratory system. The results obtained confirm the need to make the scientific community aware of the importance of including the gender variable in this type of studies

    İslam Hukukuna Uygun Kooperatif Sigortacılığı Modeli

    Get PDF
    Kooperatifler, “ortakları arasında karşılıklı yardım, sosyal dayanışma ve kefâlet” araçlarını kullanarak çalışan bir şirket türü olup ülkemiz ve dünyada yaygın bir uygulama alanına sahiptir. Ülkemizde kooperatifçilik uygulaması Osmanlı döneminden başlayan uzun bir geçmişe sahiptir. Kooperatifler günümüzde esas itibariyle 1163 sayılı kanun düzenlenmiştir. Kooperatifler, sigorta şirketleri gibi sosyal dayanışma ihtiyacından doğmuş olmakla birlikte pek çok yönden bunlardan ayrılmaktadır. Sigorta şirketlerinin kâr odaklı olması ve konvansiyonel sigortacılıkta, temin edilen riskin gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaksızın, toplanan fonların tamamen şirkete ait olması, sigortaya ihtiyaç duyanlar açısından daha adil çözüm arayışını gündeme getirmektedir. Bu bağlamda İslam hukuku ilkelerine uygun kooperatif sigortacılığı uygun bir model olarak dikkat çekmektedir. İslam hukuku açısından kooperatifin hukuki niteliğini inceleyen müstakil akademik çalışmalar yeter sayıda değildir. Bu nedenle çalışmamızın amaçlarını; İslam hukuku açısından kooperatiflerin hukuki niteliğini belirlemek, kooperatif üzerinden yapılan katılım sigortacılığını İslami Sigortacılık ve İslam Hukuku açısından değerlendirmek ve İslam hukukuna göre uygulanabilir bir kooperatif sigortacılığı yapısı için öneriler getirmek olarak ifade edebiliriz. Bu çalışmada, günümüzdeki kooperatifçilik uygulamalarının mahiyeti ve işleyişi, Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA) tarafından kabul edilen kooperatif ilkeleri de göz önünde bulundurularak ortaya konulmuş; derneklerden sermaye şirketlerden farkı tahlil edilerek ülkedeki mali istikrar ve katılımı teşviki değerlendirilmiştir. Geleneksel kooperatifçiliğin devamı olarak gelişen, geleneksel kooperatif yapısı ile dijital ekonominin entegre hale geldiği platform kooperatifçiliğinin sunduğu fırsatlar ortaya konularak İslam hukuku açısından kooperatifçilik konusu tahlil edilmiştir. İslam hukukuna uygun olarak işleyen bir kooperatif sigortacılığı sisteminin makâsıdu’ş-şerîa (İslam hukuk felsefesi) ile uyumlu olarak İslami finansın temel ilkeleri olan; karşılıklı rızaya dayalı ticaret; sözleşmelerin gereğine riayet; faizden kaçınma; kumar ve aşırı belirsizlikten kaçınma; haram mal ve sektörlerden kaçınma; haram içeren karma sözleşmelerden kaçınma ilkelerine uyumlu olarak kurgulanabileceği ortaya konulmuştur. Ayrıca günümüzde uygulanan tekâfül sigortacılığı modelinin sermaye şirketi ve kooperatiften farklı olduğu vurgulanmıştır. Kooperatif sigortacılığı modelinde üyelerin katkıları, tekâfülde olduğu gibi teberru olarak değil ivaz olarak değerlendirilir. Bu kapsamda kooperatif ortaklarının verdiği katkılar; belirli bir emek, belirli bir finansal katkı ve kefalettir. Bu katkılara karşılık olarak aldıkları ise; meslek ve geçimlerine dair ihtiyaçlarını daha uygun şartlarda karşılanması, emeği ile doğru orantılı olarak olumlu gelir-gider farkı ve ortak dışı işlemlerden sermaye payları oranında pay alma imkânıdır. Sonuç olarak kooperatif sigortacılığını, sigortacılığı, teâvün, tesanüd ve tekâfül suretiyle referansını bizzat Kur’an-ı Kerim’den alan, taraflar arası rızaya dayalı; ticaret, ahde vefa, faizden sakınma, garar ve kumardan kaçınma, haram mal ve sektörlerden korunma gibi İslam iktisadının temel kurallarına uyumluluk gösteren bir yapıda kurgulanmaya uygundur. Konvansiyonel sigorta şirketleri, risk satılması temeline dayalı iken mütüel/karşılıklı/kooperatif sigortacılığı risk-menfaat paylaşımı temeline dayalıdır. Sigorta şirketlerindeki kâr odaklı işleyişin aksine, bu sistemde, belli bir risk hesabına göre fona yaptıkları ödemenin artan kısmı, riskin tahmin edilenden düşük gerçekleşmesi nedeniyle, fona dahil olanlar arasında dönem sonunda paylaştırılmakta, yani onlara iade edilmekte, zararın daha fazla gerçekleşmesi halinde ise, bunun ilgili paydaşlar tarafından kapatılması yoluna gidilmektedir. Böylece risk-prim dengesi daha adil bir şekilde sağlanmış olmaktadır. Sistemin dayanağı, İslam hukukunun külli kaidelerinden olan “el-harâc bi’d-damân” (kazanç-tazmin sorumluluğu/nimet-külfet dengesi) prensibidir. Bu sistem yardımlaşma ve adil bir iktisat sistemine daha uygundur. İslam hukukuna uygun kooperatif sigortacılığı modelinin Müslüman toplumlarda yaygın olarak güvenle kullanılabilmesi için kooperatif sözleşmesinin İslam akit teorisi ile uyumlu olarak hazırlanması önemlidir. Bu, İslam iktisat sistemine uygun bir ortaklık yapısı olarak tüm dünyada uygulama alanı bulabilecek bir model olarak görülmektedir

    Türkiye Yongalevha Endüstrisinin Üretim Problemleri Ve Çözüm Önerilerinin İncelenmesi

    Get PDF
    Bu çalışmada orman ürünleri sanayi içerisinde önemli bir yeri olan ve birçok farklı sektöre hammadde olarak kullanılan yongalevhanın üretim aşamasında karşılaşılan sorunların tespit edilmesi ve sektörün bu sorunların çözümünde ortaya koyduğu çözüm yaklaşımlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Tüketicilerin yongalevhadan beklediği kalite özelliklerinin de belirlenmesi bir diğer amacı oluşturmaktadır. Bu amaçlarla hazırlanan anket formu Türkiye genelinde yongalevha üretimi yapan tesis üretim sorumlularına uygulanmıştır. Çalışma sonucunda tüketici kalite beklentileri, yongalevha üretiminde karşılaşılan sorunların sıklık düzeyleri ve öncelik sıralamaları ile sorunlara ilişkin çözüm önerileri ortaya koyulmuştur. Müşterilerden gelen en önemli beklentinin düşük fiyat ve hızlı teslimat olduğu ifade edilmiştir. Yongalevha üretiminde ortaya çıkan en önemli sorunların ondülasyon ve gözenekli yüzey oluşumu olduğu tespit edilmiştir

    Utjecaj ocjene rada na motivaciju i produktivnost zaposlenika u turskoj industriji proizvoda na bazi šuma: analiza strukturnih jednadžbi modela

    Get PDF
    The present study investigates the influence of performance appraisal on employee motivation and productivity in Turkish forest products industry using a structural equation model. The questionnaires prepared for this purpose were applied to 432 people that work in 14 forest products industry businesses operating throughout Turkey. A total of nine hypotheses were established to determine the relationship between performance appraisal and employee motivation and productivity. The results indicated that five hypotheses were accepted, while four of them were rejected. In the light of the findings of this study, it may be generally said that the effect of performance appraisal on employee motivation and productivity was high. In other words, performance appraisal was found to be a major factor on employee motivation and productivity. The present study is expected to help managers and decision makers in selecting suitable motivating factors in order to retain and satisfy their employees. Consequently, this study will fill an important gap in the area of performance appraisal in the forest products industry by structural equation modeling and presents the opportunity for further studies.Studija je prikaz istraživanja utjecaja ocjene rada na motivaciju i produktivnost zaposlenika u turskoj industriji proizvoda na bazi šuma primjenom modela strukturnih jednadžbi. Na upitnike pripremljene za tu namjenu odgovarale su 432 osobe zaposlene u 14 tvrtki u sektoru industrije na bazi šuma diljem Turske. Pritom je postavljeno devet hipoteza za utvrđivanje odnosa ocjene rada i motiviranosti i produktivnosti zaposlenika. Rezultati su pokazali da je pet hipoteza prihvatljivo, a četiri su odbijene. U svjetlu nalaza ove studije može se reći da je učinak ocjenjivanja na motiviranost zaposlenika i produktivnost vrlo visok. Drugim riječima, ocjena rada najviše utječe na motiviranost zaposlenika i na njihovu produktivnost. Očekuje se da će rezultati studije pomoći menadžerima i donositeljima odluka u odabiru odgovarajućih motivacijskih čimbenika kako bi zadržali i zadovoljili svoje zaposlenike. Stoga će ova studija ispuniti jaz koji postoji u području ocjenjivanja rada u drvnoj industriji modeliranjem strukturnih jednadžbi te će otvoriti mogućnosti daljnjeg istraživanja

    Desıgn alternatıves on the lamınates

    Get PDF
    Odun esaslı levha üreticileri her geçen gün artan oranlarda laminat malzeme kullanmaktadır. Laminat malzemeler su, rutubet, çizilme, aşınma, yanma ve kimyasal maddelere karşı dayanıklıdır. Bu malzemeler ısı etkisiyle sertleşen tutkallarla doyurulmuş baskılı dekoratif kağıtları içermektedir. Bu çalışmada; laminat türleri, bileşimi ve dizayn seçenekleri incelenmiştir.Wood based panel manufacturers use increasing volumes of laminates. Laminates are resistant to the water, humidity, scratch, abrasion, burning and chemicals. These products consist of printed decor papers that have been saturated with thermosetting resin. In this study, laminate types, composition form and design alternatives were investigated

    Akademik performansı etkileyen stres kaynaklarının belirlenmesine yönelik bir alan çalışması

    Get PDF
    Job stress affects academicians in terms of performance, scientific production, job satisfaction and health. This effect may differ according to the academicians in the structure of the organization. It is possible to mention about positive stress if organization structure positively affects academician, but it is called negative stress if it negatively affects. Lack of fee and powers, injustice employee evaluation, not getting in return for work are important stress sources. In this study, some of the factors that affect stress levels (individual, organizational and physical environmental factors) of academicians (professors, associate professors and assistant professors) who work in Karadeniz Technical University are investigated by questionnaire method. The survey data is evaluated with Structural Equation Model (SEM) which is prepared in statistical package programs SPSS 16.0 and AMOS 16.0 and the results are revealed. As a result, factors effecting academic members' stress levels are determined as individual and organizational factors (p<0,1). Thus, it is concluded that physical environmental factors such as noise, lightening and crowded place do not cause tension on academicianİş stresi öğretim elemanlarını, performans, bilimsel üretim, iş doyumu ve sağlık açısından etkilemektedir. Bu etki öğretim elemanın içinde bulunduğu örgütün yapısına göre değişebilir. Eğer örgüt yapısı öğretim elemanını olumlu yönde etkiliyorsa olumlu, olumsuz yönde etkiliyorsa olumsuz stresten söz etmek mümkündür. Ücret yetersizliği, yetkilerin az oluşu, personel değerlendirmesindeki adaletsizlik, çalışmaların karşılığını alamamak gibi nedenler önemli stres kaynakları olarak görülmektedir. Bu çalışmada Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde görevli öğretim üyelerinin (profesör, doçent ve yardımcı doçent) stres düzeylerine etki eden bazı faktörler (bireysel, örgütsel ve fiziksel çevre faktörleri) anket yöntemi ile araştırılmıştır. Anket verileri SPSS 16.0 ve AMOS 16.0 istatistik paket programlarında hazırlanan Yapısal Eşitlik Modeli (YEM) ile değerlendirilerek sonuçlar ortaya koyulmuştur. Araştırma sonucunda, öğretim üyelerinin stres düzeyleri üzerinde etkili olan faktörlerin bireysel ve örgütsel faktörler olduğu (p<0,1) belirlenmiştir. Bu noktadan hareketle öğretim üyelerinin gürültü, aydınlatma ve kalabalık ortam gibi fiziksel çevre faktörlerinin kendilerinde stres yaratmadığı kararına varılmıştır

    Kağıt ve Kağıt Ürünleri Sanayi Sektöründe Faaliyet Gösteren İşletmelerde Çalışma Sermayesi ve Karlılık İlişkisi

    Get PDF
    Çalışmada 2011-2016 yılları arasında kağıt ve kağıt ürünleri sanayi sektöründe yer alan ve Borsa İstanbul’da faaliyet gösteren 14 firmanın çalışma sermayesi ve karlılıkları arasında oluşan ilişki düzeyinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında yapılan regresyon ve korelasyon analizleri yardımıyla çalışma sermayesinde etkin olan değişkenler tespit edilmiş ve firmaların kontrol altında tutmaları gereken kritik unsurlar belirlenmiştir. Analiz sonucunda aktif devir hızının çalışma sermayesi ve karlılığı pozitif ve kaldıraç oranın ise negatif yönde etkilediği belirlenmiştir
    corecore