31 research outputs found

    2/B UYGULAMALARINA İLİŞKİN BAZI SORUNLAR: ISPARTA-AKSU YÖRESİ ÖRNEĞİ

    Get PDF
    Bu çalışma 2/B uygulamalarına ilişkin sorunların somut şekilde tanımlanabilmesini amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında, Isparta-Aksu Yöresindeki 2/B uygulamaları teknik, mevzuat ve sosyal boyutuyla incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Araştırma alanında, 6831 sayılı Orman Kanunun 2/B maddesine ilişkin uygulamaların; 1744, 2896 ve 3302 sayılı kanunlara göre üç farklı şekilde gerçekleştirildiği belirlenmiştir. Özellikle 3302 sayılı kanunla getirilen değişikliklere göre çelişkili uygulamaların yapıldığı ortaya çıkarılmıştır. Farklı tarihlerde çıkarılan kanun değişikliklerine dayanılarak; aynı araziye ilişkin farklı uygulamalar yapılmış ve farklı kararlar verilmiştir. Bu sonuç, 2/B uygulamalarının, en uygun şekilde icra edilememesi yönüyle önemli sorunlara yol açtığını belirginleştirmiştir. Anahtar Kelimeler: 2/B, 6831 Sayılı Orm. Kanunu, Orman Kadastrosu, Aksu İlçes

    A Rare Pathogen in a Burn Patient: Pantoea agglomerans

    No full text
    Children with burn injuries are prone to increased risk for infection. Pantoea agglomerans is a particularly uncommon microorganism related to burn wound infections. A previously healthy, 28-month-old-boy was admitted with scald due to hot water. His general condition was moderate with normal vital signs. He had full thickness (right anterior forearm, 1.5%) and partial thickness (upper part of left arm, 0.5%; left anterior forearm, 2%; right thigh, 1%; right leg, 0.5%; left thigh, 0.5%; and left leg, 1%) burn wounds with totally estimated surface area percentage of 7%. Laboratory findings (hemogram, C-reactive protein, erythrocyte sedimentation rate, and blood biochemistry) were unremarkable. As well as hemodynamic stabilization and nutritional support, daily dressing with silver sulfadiazine was performed. Ten days later, grafting was carried out as the wound on right anterior forearm did not heal. Prophylactic intravenous cefazolin treatment (50mg/kg/day) was started. Four days after operation, he had 38.8°C fever and wound infection was realized. Gram stain of the swab revealed gram negative rods. Antibiotic treatment changed to ceftriaxone (75 mg/kg/day). While blood culture was negative, swab culture grew Pantoea agglomerans, resistant to cefazolin, sensitive to ceftriaxone. His fever subsided after 24 hours of ceftriaxone treatment and he was discharged on the 10th day. His immunological investigation was normal. One week later on control examination, his lesion was epithelized. Burn wound infections in pediatric age group can be caused by rare organisms. Other than presence of immunodeficiency, a graft tissue may ease this situation. [Med-Science 2016; 5(3.000): 878-83

    Bilişsel Etnografya: Kuramsal Çerçeveler, Yöntemler ve Süreçler

    No full text
    Bilişsel etnografyanın temel amacı, var olan bir görev ya da problem için bireyin zihinsel sürecinin derinliklerine inmek ve sürece ait basamakları sorgulamaktır. Böylece, bireyin öğrenme sürecindeki deneyimleri incelenerek, daha etkin bir öğrenme sağlanabilmektedir. Bu çalışma, bilişsel etnografya araştırma yöntemini kullanmak isteyen ancak deneyimi olmayan araştırmacılara, bir bilişsel etnografya çalışmasının nasıl yürütülebileceği, nasıl veri toplanıp analiz edileceği hakkında rehberlik sunmayı amaçlamaktadır. Çalışmanın ilk kısmında, bilişsel etnografyanın kuramsal çerçevesi açıklanmıştır. İkinci kısmında, veri toplama ve analiz sürecine odaklanılarak bilişsel etnografya yöntemi detaylı olarak anlatılmıştır. Son kısımda ise, örnek bir bilişsel etnografya çalışması verilerek, sürecin somutlaştırılması hedeflenmiştir

    Sözde Kod Oluştururken Öğrencilerin Zihinsel Süreçlerindeki Farklılıklar: Bilişsel Etnografi Çalışması

    No full text
    Günümüzde kodlama eğitimi ve eğitim kademelerine entegre edilmesi konusu gittikçe önem kazanmaktadır. Kodlama eğitimi hali hazırda lise ve üniversite düzeyinde yerini alırken, artık ilkokul ve ortaokul seviyelerinde de uygulanması planlanmaktadır. Fakat kodlama eğitimi verilirken nelerin göz önünde bulundurulması gerektiği, bu derslerin nasıl verilmesi gerektiği, öğrencilerin bu eğitimle nasıl başa çıkacağı ve verilecek kodlama eğitiminde öğrencilerin ne tür süreçlerden geçeceği bilinmemektedir. Bu sürece yardımcı olmak ve kodlama eğitimin ilkokul ve ortaokul düzeylerine nasıl dâhil edilmesini gerektiğini belirlemek için hali hazırda kodlama eğitimi alan öğrencilerin öğrenme süreçlerinin incelenmesi bu eğitimleri vermek için gerekli çıkarımların yapılması konusu önem taşımaktadır. Bu proje, lise düzeyinde kodlama eğitimi almış, üniversitede hala kodlama eğitimi almaya devam eden öğrencilerin belirli bir öğrenme görevi üzerindeki bilişsel süreçlerini inceleyerek çıkarımlar yapmayı planlamaktadır. Ayrıca bu proje, öğrencilerin süreçlerinin detaylarına inerek ve yaşadıkları problemleri inceleyerek, kodlama eğitimi verilirken temelde elde edilmesi gereken yetilere dair fikir oluşturması açısından önem taşımaktadır.Bu çalışmada Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi bölümünde hali hazırda kodlama eğitimi alan lisans öğrencilerinin kodlama ile ilgili verilen bir öğrenme görevini nasıl tamamladıkları ve bu görev esnasındaki bilişsel süreçleri detaylı olarak incelenecektir

    Investigation of Students’ Cognitive Processes in Computer Programming: A Cognitive Ethnography Study

    Get PDF
    The aim of the current study is to investigate how cognitive processes of students categorized as novice, semi-expert and expert differ in terms of creating pseudocode for a given programming task. To conduct this aim, cognitive ethnography research design was employed to reveal the cognitive process of the participants behind the specified task. In the study, three undergraduate students from a Computer Education and Instructional Technology (CEIT) department were included as participants. These students were categorized based on two parameters. The first one was the courses that took and the second on was their experiences on programming. While selecting participants, purposeful and snowball sampling methods were used. To collect data, semi-structured interviews, video recording, think aloud procedure, retrospective reviews, observations and document analysis were used. The results showed that participants differed in terms of their decision making and task completion durations, the path they followed, and their perspectives about handling the question

    Öğretim Teknolojileri Alanında Temel Araştırma Alanları ve Araştırma Yöntemleri Problemleri İçin Bir Çözüm Önerisi: Bilişsel Etnografya

    No full text
    Öğretim teknolojileri alanı 1960’lı yılların başında kendisini akademik çalışma alanı olarak tanıttığında en önemli dayanak noktalarından birisi öğretim teknolojilerinin eğitimde kullanılan görsel işitsel araçlarla sınırlı olmadığı ve hatta bu araçların kullanımının ötesinde en verimli ve etkili öğrenme ortamlarının tasarlanması ve geliştirilmesi olduğu gerçeğiydi. Bu nedenle Öğretim Teknolojisinin erken dönemlerinde öğrenmenin nasıl gerçekleştiğinin anlaşılabilmesi ve buna uygun öğretim tasarımı modellerinin geliştirilmesi araştırma ve uygulama alanında çok önemli yere sahipti. Ancak yıllar içinde öğretim teknolojisinin çalışma alanı tekrar eğitimde kullanılan teknolojilerin incelenmesine yönelmiştir. Bu dar ve kısıtlı balış açısı ne alana anlamlaı bir katkı yapabilmiş ne de güncel öğrenme sorunlarına pratik çözümler önermiştir. Öğretim Teknolojisinin temel araştırma alanları içinde yer alan “Öğrenme” ve “Öğretim” olgularının araştırılmasında kullanılan bilimsel araştırma yöntemleri de Öğretim Teknolojileri alanındaki bu kısır döngünün yerleşmesinde katkı yapmkatadır. Bu nedenle, Öğretim Teknolojisi alanının temel araştırma konuları ve alanda kullanılan araştırma yöntemleri belkide hiç olmadığı kadar tekrar tartışılmaya ve geliştirilmeye açık hale gelmiştir.Özellikle öğrencilerin nasıl öğrendiklerini, hangi noktalarda problemler yaşadıklarını ve ne tür hatalar yaptıklarını belirlemek ve yaşanan problemle ilgili öğrencinin zihinsel sürecini incelemek daha etkin çözümler üretmenin en akılcı yöntemi olarak görülmektedir. Bu noktada Bilişsel Etnografi araştırma yönteminin Öğretim Teknolojileri alanına ne katkılar yapabileceğini anlamak ve açıklamak gerekmektedir.Bilişsel etnografinin temelinde; varolan bir görev ya da problem için öğrencinin zihinsel sürecinin derinliklerine inmek ve sürece ait basamakları sorgulamak vardır. Bilişsel etnografi yöntemi kullanılarak araştırma yapılırken gözlem, görüşme, video kayıtları, döküman analizi, retrospektif incelemeler ve sesli düşünme araçları öğrencinin mental sürecine dair derinlimesine bilgi edinmede yardımcı olabilir. Özellikle video kayıtları ve retrospektif incelemeler öğrencinin kendi sürecini izleyerek kendisini sorgulayabileceği önemli veri toplama araçlarındandır. Bu çalışmanın amacı, bilişsel etnografi yönteminin öğretim teknolojileri alanında nasıl kullanılacağı ve yapılan çalışmalara nasıl katkı sunacağını ortaya koymaktır

    Retrospective evaluation of 94 pediatric patients with brucellosis diagnosis

    Get PDF
    Amaç: Bu çalışmada hastanemizde bruselloz tanısı konulan çocuk hastaların sosyodemografik, klinik ve laboratuvar özelliklerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmada Eylül 2009-Aralık 2014 tarihleri arasında, üçüncü basamak sağlık merkezi olan hastanemizde bruselloz tanısı konulan 16 yaş altındaki hastalar retrospektif olarak incelenmiştir. Bulgular: Çalışma süresi boyunca dosya verileri yeterli bulunan 94 çocuk çalışmaya dahil edilmiştir. Hastaların yaş ortalaması 8.85±3.69 yıldır ve %46.8’si erkek, kalan %53.2’si kızdır. Hastaların %75.5’i kırsal kesimde yaşamakta, %87.2’inin pastörize edilmemiş süt-peynir tüketimi, %69.1’inin ailesinde hayvancılıkla uğraşma, %30.8’inin ailesinde bruselloz geçirme öyküsü bulunmaktadır. Hastaların doktora ilk başvurusu, semptomları başladıktan ortanca 16 (aralık, 7-45) gün sonra olmuştur. Hastaların en sık başvuru yakınmaları; ateş (%88.2), artralji (%85.1) ve halsizlik (%80.8) iken; en sık fizik inceleme bulguları ateş yüksekliği (%44.6), artrit (%12.7) ve hepatomegali (%8.5) olmuştur. Tanı konulan artritler monoartiküler özellikte ve en sık diz eklemi tutulumu mevcut idi. Başvuruda hastaların lökosit, C-reaktif protein, eritrosit sedimantasyon hızı ve transaminaz düzeyleri normal sınırlardaydı. Hastaların %13.5’inde en az bir seride sitopeni saptandı. Rose Bengal testi hastaların %91.5’inde, Brusella standart tüp aglütinasyon testi %88.2’sinde, Brusella Coombs aglütinasyon testiyse %94.6’sında pozitifti. Hastaların %7.1’inde kan kültüründe Brucella spp. üremesi oldu. İki hastada hepatit ve 1 hastada meningoensefalit saptandı. Yedi hastada bir yıl içerisinde relaps veya reenfeksiyon gelişirken çalışmada mortalite gözlenmedi. Sonuç: Brusellozis ülkemizde Doğu Anadolu Bölgesi’nde sık görülmektedir. Özgül olmayan klinik ve laboratuvar bulguları nedeniyle özellikle endemik bölgelerde sürekli akılda bulundurulması gereken bir hastalıktır. Antibiyotik tedavisini uygun sürede verilmesiyle komplikasyonlar ve tedavi başarısızlığı riski azalacaktır.Objective: In this study, evaluation of socioeconomic, clinical, and laboratory properties of children with brucellosis in our hospital was aimed. Material and methods: Between September 2009-December 2014, children below 16 years old, who were diagnosed with brucellosis in Tertiary Medical Center, were retrospectively evaluated. Results: During the study period, 94 children with adequate data were included. The mean age of patients was 8.85±3.69 years and 46.8% was male. Of all, 75.5% were living in rural area, 87.2% had consumption of unpasteurized milk-cheese, 69.1% had animal husbandry, and 30.8% had family brucellosis history. Median admission time after the symptoms was 16 (range, 7-45) days. The most frequent admission symptoms were fever (88.2%), arthralgia (85.1%), and malaise (80.8%), while physical examination findings were fever (44.6%), arthritis (12.7%), and hepatomegaly (8.5%). All of the cases of arthritis were monoarticular and mostly knee was involved. Leukocyte count, C-reactive protein, erythrocyte sedimentation rate, and transaminases were within normal limits. At least one type of cytopenia was observed in 13.5% of patients. Rose Bengal test was positive in 91.5%, Brucellar standard tube agglutination test was positive in 88.2%, Brucellar Coombs agglutination test was positive in 94.6% and Brucella spp. grew in blood culture %7.1 of patients. Two patients had hepatitis and 1 patient had meningoencephalitis. In one year, 7 patients had relapse/ reinfection. No mortality was observed in the study. Conclusion: Brucellosis is a frequent disease in Eastern Anatolian Region and it should always be kept in mind in especially endemic countries due to nonspecific clinical and laboratory findings. By the help of appropriate antibiotic treatment duration, complications of the disease and treatment failure could be diminished
    corecore