Amaç: Bu çalışmada hastanemizde bruselloz tanısı konulan
çocuk hastaların sosyodemografik, klinik ve laboratuvar
özelliklerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Çalışmada Eylül 2009-Aralık 2014 tarihleri
arasında, üçüncü basamak sağlık merkezi olan
hastanemizde bruselloz tanısı konulan 16 yaş altındaki
hastalar retrospektif olarak incelenmiştir.
Bulgular: Çalışma süresi boyunca dosya verileri yeterli
bulunan 94 çocuk çalışmaya dahil edilmiştir. Hastaların
yaş ortalaması 8.85±3.69 yıldır ve %46.8’si erkek, kalan
%53.2’si kızdır. Hastaların %75.5’i kırsal kesimde yaşamakta,
%87.2’inin pastörize edilmemiş süt-peynir tüketimi,
%69.1’inin ailesinde hayvancılıkla uğraşma, %30.8’inin ailesinde
bruselloz geçirme öyküsü bulunmaktadır. Hastaların
doktora ilk başvurusu, semptomları başladıktan ortanca
16 (aralık, 7-45) gün sonra olmuştur. Hastaların en
sık başvuru yakınmaları; ateş (%88.2), artralji (%85.1) ve
halsizlik (%80.8) iken; en sık fizik inceleme bulguları ateş
yüksekliği (%44.6), artrit (%12.7) ve hepatomegali (%8.5)
olmuştur. Tanı konulan artritler monoartiküler özellikte
ve en sık diz eklemi tutulumu mevcut idi. Başvuruda
hastaların lökosit, C-reaktif protein, eritrosit sedimantasyon
hızı ve transaminaz düzeyleri normal sınırlardaydı.
Hastaların %13.5’inde en az bir seride sitopeni saptandı.
Rose Bengal testi hastaların %91.5’inde, Brusella standart
tüp aglütinasyon testi %88.2’sinde, Brusella Coombs
aglütinasyon testiyse %94.6’sında pozitifti. Hastaların
%7.1’inde kan kültüründe Brucella spp. üremesi oldu. İki
hastada hepatit ve 1 hastada meningoensefalit saptandı.
Yedi hastada bir yıl içerisinde relaps veya reenfeksiyon
gelişirken çalışmada mortalite gözlenmedi.
Sonuç: Brusellozis ülkemizde Doğu Anadolu Bölgesi’nde
sık görülmektedir. Özgül olmayan klinik ve laboratuvar
bulguları nedeniyle özellikle endemik bölgelerde sürekli
akılda bulundurulması gereken bir hastalıktır. Antibiyotik
tedavisini uygun sürede verilmesiyle komplikasyonlar ve
tedavi başarısızlığı riski azalacaktır.Objective: In this study, evaluation of socioeconomic,
clinical, and laboratory properties of children with brucellosis
in our hospital was aimed.
Material and methods: Between September 2009-December
2014, children below 16 years old, who were diagnosed
with brucellosis in Tertiary Medical Center, were
retrospectively evaluated.
Results: During the study period, 94 children with
adequate data were included. The mean age of patients
was 8.85±3.69 years and 46.8% was male. Of all, 75.5%
were living in rural area, 87.2% had consumption of unpasteurized
milk-cheese, 69.1% had animal husbandry,
and 30.8% had family brucellosis history. Median admission
time after the symptoms was 16 (range, 7-45)
days. The most frequent admission symptoms were fever
(88.2%), arthralgia (85.1%), and malaise (80.8%), while
physical examination findings were fever (44.6%), arthritis
(12.7%), and hepatomegaly (8.5%). All of the cases
of arthritis were monoarticular and mostly knee was involved.
Leukocyte count, C-reactive protein, erythrocyte
sedimentation rate, and transaminases were within normal
limits. At least one type of cytopenia was observed in
13.5% of patients. Rose Bengal test was positive in 91.5%,
Brucellar standard tube agglutination test was positive in
88.2%, Brucellar Coombs agglutination test was positive
in 94.6% and Brucella spp. grew in blood culture %7.1 of
patients. Two patients had hepatitis and 1 patient had
meningoencephalitis. In one year, 7 patients had relapse/
reinfection. No mortality was observed in the study.
Conclusion: Brucellosis is a frequent disease in Eastern
Anatolian Region and it should always be kept in mind in
especially endemic countries due to nonspecific clinical
and laboratory findings. By the help of appropriate antibiotic
treatment duration, complications of the disease
and treatment failure could be diminished