30 research outputs found

    A genomic snapshot of demographic and cultural dynamism in Upper Mesopotamia during the Neolithic Transition

    Get PDF
    Upper Mesopotamia played a key role in the Neolithic Transition in Southwest Asia through marked innovations in symbolism, technology, and foodways. We present thirteen ancient genomes (c.8500-7500 calBCE) from Pre-Pottery Neolithic Çayönü in the Tigris basin together with bioarchaeological and material culture data. Our findings reveal that Çayönü was a genetically diverse population, carrying a mixed ancestry from western and eastern Fertile Crescent, and that the community received immigrants. Our results further suggest that the community was organised along biological family lines. We document bodily interventions such as head-shaping and cauterization among the individuals examined, reflecting Çayönü's cultural ingenuity. Finally, we identify Upper Mesopotamia as the likely source of eastern gene flow into Neolithic Anatolia, in line with material culture evidence. We hypothesise that Upper Mesopotamia's cultural dynamism during the Neolithic Transition was the product not only of its fertile lands but also of its interregional demographic connections

    TCN2A MUTASYONU İLE İLİŞKİLİ NADİR BİR TRANSKOBALAMİN II EKSİKLİĞİ OLGUSU

    No full text
    TCN2A MUTASYONU İLE İLİŞKİLİ NADİR BİR TRANSKOBALAMİN II EKSİKLİĞİ OLGUSUMerve ZENGİN GARLI1,2, Ayça AYDOĞAN3, Özlem GÜRSOY DORUK1,2, Sezer UYSAL1,21Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Merkez Laboratuvarı2Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya AD3Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bilim DalıÖZETGiriş ve Amaç: DEÜ Merkez Laboratuvar Rutin Biyokimya Laboratuvarı’nda çalışılan B12-vitamini testinin alt ve üst ölçüm sınırı 50-1500 pg/mL olup, üst okuma sınırının üzerindeki değerler için rutin işleyişte dilüsyon yapılmayıp sonuçlar &gt;1500 pg/mL şeklinde raporlanmaktadır. Laboratuvarımızda çalışılan ve sonucu &gt;1500 pg/mL şeklinde raporlanan bir B12-vitamini sonucu için klinisyen hekimin bizi araması ve tam bir sonuç istemesi üzerine dilüsyonlu ölçüm yapılarak, sonuç 16735 pg/mL şeklinde bulundu. Bu düzeyde yüksek B12-vitamini sonucunun bizlerde merak uyandırması üzerine buna yol açan klinik durumun araştırılması amaçlandı.Olgu: Probel hasta bilgi sisteminden edinilen bilgilerde tıbbi öyküsünde yenidoğan döneminde başlayan tekrarlayan enfeksiyonlar, yoğun bakım yatış öyküsü ve aile öyküsünde sebebi bilinmeyen ölümler olan, anne babasının 1. derece akraba olduğu bilinen hastanın DEÜ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları birimine başvurması sonrası hasta hematoloji ve metabolizma hastalıkları açısından değerlendirilmiştir. Pansitopenisi olan ancak kemik iliği incelemesinde atipik hücre gözlenmeyen hastada metilmalonik asidüri ve homosisteinemi görülmüş ancak B12-vitamini ve folik asit düzeyleri normal aralıkta bulunmuştur. Yüksek doz B12-vitamini tedavisi denenen hastanın şikayetlerinde ve pansitopeni tablosunda dramatik düzelmeler gözlenmiştir. Genetik tanısında TCN2A mutasyonu ve buna bağlı Transkobalamin II eksikliği saptanmıştır. Hastalığın tedavisi ömür boyu yüksek doz B12-vitamini tedavisidir.Sonuç: Transkobalamin II dolaşımdaki B12 vitamininin %10-20 kadarının taşınmasında görev alır. Diğer taşıyıcı proteinlerinden farkı kobalaminin hücre içine taşınmasından sorumlu olmasıdır. Transkobalamin II eksikliği nadir görülen (prevalansı&lt;1/1000000), otozomal resesif geçişli kalıtsal bir kobalamin transport bozukluğudur. Nadir görülen ve bulguları spesifik olmayan infant dönemindeki metabolizma hastalıkları gibi birçok hastalıkla karışabilen hastalıkların tanıya yönlendirilmesinde ve tedavi takibinde tıbbi biyokimya laboratuvarlarının rolü yadsınamaz.Anahtar kelimeler: transkobalamin, B12 vitamini , dilüsyon ,TCN2A mutasyonuKaynakça: Ünal Ş, Rupar T, Yetgin S, et al. Transcobalamin II Deficiency in Four Cases with Novel Mutations.&nbsp;Turk J Haematol. 2015;32(4):317-322. doi:10.4274/tjh.2014.0154&nbsp;&nbsp;</p

    Karikatürlerle Tansu Çiller

    No full text
    Ankara : İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Tarih Bölümü, 2013.This work is a student project of the The Department of History, Faculty of Economics, Administrative and Social Sciences, İhsan Doğramacı Bilkent University.by Melike Ünal.Ünal, Melike. HIST 200-21ÜNAL HIST 200-21/7 2012-1

    Gaucher Tip 2/3 Arasında Fenotip Genotip Heterojenitesi

    No full text
    Giriş: Gaucher hastalığında farklı genotiplerin belirli fenotiplere yol açtığı gösterilmiştir.Bu çalışmada, erken dönemde farklı bulgular ile başvuran ve genetik incelemede GBAgeninde Gaucher tip 2 ile uyumlu mutasyon saptanan ancak fenotipik olarak tip 3 ileuyumlu klinik bulgu gösteren iki hasta sunulmuştur.Olgu 1: 18 aylık kız hasta henüz yürüyememesi nedeniyle başvurdu. Anne ve babaarasında akrabalık olmayan hastanın doğum sonrası sıkıntısının olmadığı, altı aylıkkenbaşını tutmasının, bir yaşında iken oturmasının olduğu öğrenildi; nöbet öyküsü yoktu. Fizikmuayenesinde ağırlık, boy ve baş çevresi 3-10 persentil arasında idi, karaciğer ve dalak elegelmiyordu; göz/gözdibi incelemesi ve işitmesi normaldi. Tam kan sayımı, biyokimya vebirinci basamak metabolik testleri, batın USG, kraniyal MRG, EKO incelemeleri normaldi.Diğer lizozomal hastalık taramaları normal olan hastanın GBA geninde homozigotc.882T&gt;G (p.H294Q) mutasyon saptandı. Lökosit içi β-glukoserebrosidaz aktivitesi normal(2.40 nmol/mg/saat, N &gt;1.00), LysoGB1 düzeyi ise yüksek (13 ng/ml, N: 0.0-2.8) idi. Hastaklinik ve genetik mutasyon sonucu ile Gaucher tip 2/3 olarak değerlendirildi. Hastanınizleminde klinik açıdan kötüleşmesi olmayıp tedavisiz olarak takibi yapılmaktadır.Olgu 2: 16 aylık erkek hasta kafasını geriye atma, gözlerde kayma şeklinde tekrarlayannöbet aktivitesi ile başvurdu. Term, normal vajinal yolla doğmuş, ilk iki gün küvözdeizlenmiş, solunum desteği almamıştı. Üçüncü ayda başını tutmuş, yedinci ayda oturmuştu,henüz desteksiz yürüyemiyordu. Anne baba arasında akrabalık yoktu. Fizik muayenesindevücut ağırlığı, boyu ve baş çevresi normal sınırlarda idi. Hafif hipotonik, bilateral pitozis,stabismus, göz teması kısıtlılığı ve batın distansiyonu mevcuttu. Karaciğer yumuşak 4 cm,dalak 6-7 cm palpe edildi. Hemoglobin 10.1 g/dl, trombosit 96000/mm3, karaciğerfonksiyon testleri normaldi. Batun USG’de hepatosplenomegali saptandı. Diğer metaboliktetkikleri normaldi. Lökosit içi β-glukoserebrosidaz aktivitesi 0.29 nmol/saat/mg protein(N:0.92-4.27), kitotriosidaz aktivitesi 260 nmol/saat/mL, GBA geninde c.1448T&gt;C(p.L483P) ve c.1085C&gt;T (p.T362I) (patojenik) mutasyon saptandı. Hastanın klinik,VIII. Uluslararası Katılımlı Lizozomal Hastalıklar Kongresi / 3-7 Mayıs 2023106biyokimyasal ve genetik sonuçları Gaucher hastalığı tip 2/3 ile uyumlu bulundu. İzlemdenöbetleri devam etti, hastaya enzim replasman tedavisi başlandı.Sonuç: Erken sütçocuğu döneminde nörolojik semptomlar, göz bulguları veya gelişimselgecikme ile başvuran hastalarda açıklanamayan hepatosplenomegali, sitopeni de varsaGaucher tip 2 mutlaka düşünülmelidir. Ancak hastaların her zaman klasik seyirliolmayabileceği unutulmamalıdır.</p

    FENİLKETONÜRİ HASTALARINDA BH4 TEDAVİSİNİN UZUN SÜRELİ İZLEMİ

    No full text
    Fenilketonüri (PKU), fenilalanin tirozine dönüşümünü katalize eden fenilalanin hidroksilaz(PAH) enzimini kodlayan gendeki mutasyonların neden olduğu kalıtsal metabolikbozukluktur. Avrupada insidansı 1/10.000 iken Türkiye’de 1/4192 olduğu gösterilmiştir.PKU'nun semptomları nörogelişimsel gecikme, zeka geriliği, bozulmuş bilişselişlev, mikrosefali ve nöromotor bozuklukları içerebilir. Fenilalanin hidroksilaz (PAH)eksikliği olan BH4’e yanıt veren tüm hastalarda sapropterin dihidroklorür kullanımıönerilmektedir. Tetrahidrobiopterinin (BH4) sentetik bir analoğu olan Sapropterin, fenilalaninhidroksilaz aktivitesini artırarak kan fenilalanin düzeyini düşürür. Böylece fenilalanin (Phe)toleransının artmasına ve doğal protein alınıma olanak sağlar. Bu çalışmanın amacı; hafif,orta ve klasik fenilketonüri tanılı olan ve BH4 yükleme testine yanıt vererek sapropterintedavisi kullanan hastaların klinik verilerini dökümante etmek ve tedavinin etkinliğinideğerlendirmektir</p
    corecore