9 research outputs found

    Sekizinci Sınıf Öğrencilerinin Histograma Dair Bilgi ve Becerilerinin İncelenmesi

    Get PDF
    Bir durum çalışması olarak yapılandırılan bu çalışmayla sekizinci sınıf öğrencilerinin histogram grafiğini yapılandırma, anlamlandırma ve yorumlama sürecine ilişkin bilgi ve becerilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda da Ankara ili Polatlı ilçesinde bir devlet okulunda öğrenim gören on yedi sekizinci sınıf öğrencisi ile çalışılmıştır. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşmelerle toplanmıştır. Öğrencilerle yapılan görüşmeler yaklaşık olarak 40-60 dk sürmüştür. Elde edilen verilerin analizinde betimsel ve içerik analizi kullanılmıştır. İçerik analizi için araştırmacılar tarafından veri türü, histogram çizebilme, histogramları kıyaslayabilme ve veriye uygun grafik türünü belirleyebilme kategorileri oluşturuluş ve analizler bu kategorilere göre yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre veri türlerini ayırt edebilme, histogram grafiğini çizebilme ve yorumlama ile histogram ve sütun grafiğinin farklarını bilme konusunda bilgilerinde bazı zorluklarının olduğu ortaya çıkmıştır. Bu zorlukların üstesinden gelmek için için bazı öneriler dile getirilmiştir

    Üstün Başarılı Öğrencilerin Özdüzenleyici Öğrenme Stratejileri, Matematiğe Karşı Motivasyonları ve Düşünme Stilleri

    Get PDF
    The purpose of this study is to investigate high achiever students’ self-regulated learning strategies, motivation towards mathematics, thinking styles, and the dynamics amongst those variables. For this purpose, 63 high achiever high school students were selected on the basis of a special exam which was administered throughout Turkey. The measurement tools were “Competence of Self-Regulated Learning Scale”, “Holistic and Analytic Thinking in Problem Solving Scale”, and motivation towards mathematics form. According to the findings, high achiever students tended to use more cognitive regulated learning strategies compared to other strategies. In addition to this, they had intrinsic motivation towards mathematics. It was found that there is no dominant thinking style for the students in this study group. Furthermore, no significant relationship between self-regulated learning and thinking strategies was found. It is known that high achiever students form a very special group, hence it is suggested to conduct case studies to understand their metacognitive skills in regards to mathematical learning.Bu çalışmanın amacı, üstün başarılı öğrencilerin özdüzenleyici öğrenme stratejilerinin neler olduğunu, matematiğe karşı motivasyonlarını ve düşünme stillerini belirleyip bu değişkenleri grup özelliklerine göre incelemektir. Bu amaç doğrultusunda Türkiye genelinde uygulanan özel bir sınavla seçilen 63 üstün başarılı ortaöğretim öğrencisine “Öğrenmede Özdüzenleme Yetkinlik Algısı Ölçeği”, “Problem Çözerken Bütüncül ve Analitik Düşünme Ölçeği” ve matematiğe karşı motivasyonunu belirlemek için bilgi formu uygulanmıştır. Uygulama sonuçlarına göre çalışma grubunda yer alan üstün başarılı öğrencilerin en çok bilişsel düzenleme stratejilerini kullandıkları ortaya çıkmıştır. Bununla beraber, matematiğe karşı motivasyonların en çok içsel etmenlerden dolayı arttığı görülmüştür. Düşünme stilleri açısından öğrencilerin homojen bir dağılım gösterdiği belirlenmiştir. Ancak öğrencilerin düşünme stratejileri ile özdüzenleme becerileri arasında bir ilişki bulunmamıştır. Özel bir grup olan üstün başarılı öğrencilerin bilişüstü becerilerinin matematik öğrenmeleriyle ilişkilendirilmesine yönelik detaylı nitel araştırmaların yapılması önerilmektedir

    Fast in vivo imaging of SHG nanoprobes with multiphoton light-sheet microscopy

    Get PDF
    Two-photon light-sheet microscopy (2P-SPIM) provides a unique combination of advantages for fast and deep fluorescence imaging in live tissues. Detecting coherent signals such as second-harmonic generation (SHG) in 2P-SPIM in addition to fluorescence would open further imaging opportunities. However, light-sheet microscopy involves an orthogonal configuration of illumination and detection that questions the ability to detect coherent signals. Indeed, coherent scattering from micron-sized structures occurs predominantly along the illumination beam. By contrast, point-like sources such as SHG nanocrystals can efficiently scatter light in multiple directions and be detected using the orthogonal geometry of a light-sheet microscope. This study investigates the suitability of SHG light-sheet microscopy (SHG-SPIM) for fast imaging of SHG nanoprobes. Parameters that govern the detection efficiency of KTiOPO4 and BaTiO3 nanocrystals using SHG-SPIM are investigated theoretically and experimentally. The effects of incident polarization, detection numerical aperture, nanocrystal rotational motion, and second-order susceptibility tensor symmetries on the detectability of SHG nanoprobes in this specific geometry are clarified. Guidelines for optimizing SHG-SPIM imaging are established, enabling fast in vivo light-sheet imaging combining SHG and two-photon excited fluorescence. Finally, microangiography was achieved in live zebrafish embryos by SHG imaging at up to 180 frames per second and single-particle tracking of SHG nanoprobes in the blood flow

    Üst Bilişsel Sorgulamaya Dayalı Problem Çözme Yaklaşımının Öz-düzenleme Becerilerine Etkisinin Yarı Deneysel Bir Çalışma İle Araştırılması

    No full text
    Yapılan çalışmalarla bir sınıf içi öğretim yöntemi olarak sorgulamaya dayalı yaklaşımın öğrencinin aktif katılımını desteklediği, merak duygusunu uyandırdığı, motivasyonunu arttırdığı ve konuya odaklanmalarını kolaylaştırdığı belirlenmiştir. Bu çalışmanın da amacı üst bilişsel sorgulamaya dayalı problem çözme yaklaşımının  sınıf öğretmen adaylarının matematikte öz düzenleme becerilerine etkisi araştırmaktır. Öntest-sontest deney-kontrol gruplu yarı deneysel desen olarak yapılandırılan bu çalışma İç Anadolu Bölgesi’ndeki bir devlet üniversitesinde 110 birinci sınıf öğretmeni öğretmen adayı ile gerçekleştirilmiştir. Deney grubunda, üst bilişsel sorgulamaya dayalı problem çözme yaklaşımı uygulanırken, kontrol grubunda ise geleneksel problem çözme yaklaşımı uygulanmıştır. Ölçme aracı olarak, Motivated Strategies For Learning Questionnaire (Öğrenmede Motive Edici Stratejiler Ölçeği) kullanılmıştır. Verilerin analizinde Çok Değişkenli Kovaryans Analizi kullanılmıştır. Sonuçlar, üst bilişsel sorgulayıcı problem çözme yaklaşımının öğretmen adaylarının öz düzenlemeye dayalı öğrenmenin alt bileşenlerinden konu değeri, öğrenme inançlarını kontrol, üst bilişsel öz düzenleme ve çaba düzenlemesi değişkenlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olduğunu gösterirken, diğer alt boyutlarda anlamlı bir etki bulunamamıştır. Çalışmada elde edilen tüm bulgular değerlendirildiğinde üst bilişsel sorgulamaya dayalı problem çözme yaklaşımının öz- düzenleme becerilerinin bazı alt boyutlarında geliştirici bir yöntem olduğu söylenebilir

    Investigating the effects of problem solving approach based on metacognitive questioning on self-regulation skills

    No full text
    Yapılan çalışmalarla bir sınıf içi öğretim yöntemi olarak sorgulamaya dayalı yaklaşımın öğrencinin aktif katılımını desteklediği, merak duygusunu uyandırdığı, motivasyonunu arttırdığı ve konuya odaklanmalarını kolaylaştırdığı belirlenmiştir. Bu çalışmanın da amacı üst bilişsel sorgulamaya dayalı problem çözme yaklaşımının sınıf öğretmen adaylarının matematikte öz düzenleme becerilerine etkisi araştırmaktır. Öntest-sontest deney-kontrol gruplu yarı deneysel desen olarak yapılandırılan bu çalışma İç Anadolu Bölgesi’ndeki bir devlet üniversitesinde 110 birinci sınıf öğretmeni öğretmen adayı ile gerçekleştirilmiştir. Deney grubunda, üst bilişsel sorgulamaya dayalı problem çözme yaklaşımı uygulanırken, kontrol grubunda ise geleneksel problem çözme yaklaşımı uygulanmıştır. Ölçme aracı olarak, Motivated Strategies For Learning Questionnaire (Öğrenmede Motive Edici Stratejiler Ölçeği) kullanılmıştır. Verilerin analizinde Çok Değişkenli Kovaryans Analizi kullanılmıştır. Sonuçlar, üst bilişsel sorgulayıcı problem çözme yaklaşımının öğretmen adaylarının öz düzenlemeye dayalı öğrenmenin alt bileşenlerinden konu değeri, öğrenme inançlarını kontrol, üst bilişsel öz düzenleme ve çaba düzenlemesi değişkenlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olduğunu gösterirken, diğer alt boyutlarda anlamlı bir etki bulunamamıştır. Çalışmada elde edilen tüm bulgular değerlendirildiğinde üst bilişsel sorgulamaya dayalı problem çözme yaklaşımının öz- düzenleme becerilerinin bazı alt boyutlarında geliştirici bir yöntem olduğu söylenebilir.It is reported in previous studies that questioning approach, as an in-class instruction method, supports students’ active participation, arouses curiosity, increases motivation, and facilitates focusing on the subject. The aim of this study is to investigate the effects of problem-solving method based on metacognitive questioning on pre-service elementary’s self-regulation skills in mathematics. The study was conducted as pretest and post-test experiment-control group quasi-experimental design. The sample of the study consisted of 110 freshmen in an elementary school education program at a public university located in Central Anatolia. In experimental group problem-solving method based on metacognitive questioning was implemented, whereas in control group traditional problem solving approach was implemented. The Motivated Strategies for Learning Questionnaire (MSLQ) was used as the measurement tool. To analyze the data, Multivariate Analysis of Covariance was conducted. According to the results, problem-solving based on metacognitive questioning approach has statistically significant effects on sub-dimensions of self-regulated learning skills such as task value, control of learning beliefs, metacognitive self-regulation and effort regulation. No statistically significant effect was found for the rest of the sub-dimensions. According to the all results, it can be stated that problemsolving method based on metacognitive questioning is the method that may develop some sub-dimensions of student’s self- regulation skills

    An investigation of tasks in the mathematics textbooks and objectives in mathematics curriculum from 4th to 8th grade related with data content domain according to TIMSS 2019 cognitive domains

    No full text
    Eğitim öğretim sürecinin kalitesinin belirlenmesinde TIMSS gibi uluslararası sınavların büyük rol oynadığı ifade edilmektedir. TIMSS sonuçları öğrencilerin çeşitli eksikliklerinin olduğunu göstermektedir. Bu başarısızlığın nedenleri üzerine yapılan araştırmaların dikkat çektikleri noktalardan birisi de ders kitaplarıdır. Buradan hareketle bu çalışmada 2018 matematik öğretim programında yer alan kazanımların ve bu programa ilişkin 4.-8. sınıf ders kitaplarının veri işleme öğrenme alanına ilişkin görevlerin TIMSS bilişsel alan çerçevesine göre incelenmesi amaçlanmıştır. Buna ek olarak bu görevler ile kazanımların bilişsel alanları arasındaki benzerlik ve farklılıklar analiz edilmiştir. Doküman analizi yöntemi kullanılmış ve veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Ortaya çıkan sonuçlar tüm ders kitaplarında yer alan görevlerin ağırlıklı olarak uygulama bilişsel alanında olduğunu, bunu bilme ve akıl yürütme bilişsel alanlarının izlediğini göstermiştir. Buna ek olarak bütün sınıf seviyelerinde yer alan kazanımların ağırlıklı olarak akıl yürütme bilişsel alanında yoğunlaştığı ortaya çıkmıştır. Elde edilen sonuçlardan hareketle bazı önerilerde bulunulmuştur.International examinations such as TIMSS play a major role in determining the quality of the educational process. TIMSS results show that students have various deficiencies. Studies investigating the causes of this failure draw attention to textbooks. In this study it was aimed to examine the objectives in the 2018 mathematics curriculum and the tasks related to the data handling content domain from 4th to 8th grade textbooks according to TIMSS cognitive domains. In addition, similarities and differences the objectives in the curriculum and the tasks in the textbooks have with TIMSS 2019 cognitive domains were examined. Document analysis method was used and content analysis was conducted. The results revealed that the tasks in all the textbooks are predominantly in the cognitive domain of applying, followed by the cognitive domains of knowing and reasoning. In addition, it was determined that the objectives at all grade levels were predominantly concentrated in the cognitive domain of reasoning. Based on the results obtained, some suggestions were given

    Matematik Tarihinin Öğretimi İçin Alternatif Bir Öğretim Yöntemi: Yaratıcı Drama

    No full text
    The study was aimed to investigate the influences of pre-service teachers' learnings, thoughts and feelings, and opinions about the approach during the course period by using creative drama as a teaching method. The research group included 22 pre-service teachers who were studying at second class of a state university’s elementary mathematics teacher department. The history of mathematics course activities which were prepared with using creative drama method were implemented in two hours per week for 10 weeks. Qualitative and quantitative approaches were used for collecting data. The constructivist learning environments assessment scale, general assessment form that evaluates the learners feelings, thoughts and gains about course, reflective diaries, video camera records that were recorded during the courses and interviews at the end of the courses have been investigated as data collected instruments. According to the survey; pre-service teachers found creative drama which is teachers faced new method that effective in teaching mathematics and its history. Pre-service teachers indicated that they wanted to use creative drama in their professional working life because of reasons and benefits such as provide attention and motivation for course, learning retention, recovery the course from boredom. Another important result obtained from findings is pre-service teachers’ thinking about course; they don’t define the course such as “very bad, don’t understand” and all pre-service teachers marked “learned” on the general assessment form by supporting positive commentsÇalışmada, yaratıcı drama yöntemi kullanılarak işlenen Matematik Tarihi Dersinin öğretmen adaylarının öğrenmelerine, duygu ve düşüncelerine etkisinin ve öğretmen adaylarının bu yaklaşımla ilgili görüşlerinin araştırılması amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, bir devlet üniversitesinin İlköğretim Matematik Öğretmenliği bölümü 2. sınıfında öğrenim gören 22 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Öğretmen adaylarına haftada iki saat olmakla birlikte 10 hafta süreyle Yaratıcı Drama yöntemi kullanılarak hazırlanan etkinliklerle matematik tarihi dersi anlatılmıştır. Nitel ve nicel araştırma yöntemlerinin her ikisi de kullanılmıştır. Veri toplama araçları olarak, yapılandırmacı öğrenme ortamlarını değerlendirme ölçeği ile öğrencilerin süreç sonunda duygu, düşünceleri ve edindikleri kazanımları belirlemek için genel değerlendirme formu, yansıtıcı günlükler, video gözlem kayıtları ve görüşmeler kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre; öğretmen adayları yeni karşılaştıkları yaratıcı drama yöntemini, matematik ve tarihini öğretmekte etkili bulmuşlardır. Yaratıcı drama yöntemini, derse ilgi ve motivasyon sağlaması, öğretilenlerin kalıcılığı, dersi sıkıcılıktan kurtarması gibi nedenlerle kendi meslek yaşantılarında da kullanmak istediklerini belirtmişlerdir. Yaratıcı dramanın etkili bir yöntem olduğunu hem günlüklerinde hem de yapılan tartışmalarda dile getiren öğretmen adaylarının hemen hepsinin değerlendirme formundaki “öğrendim” ifadesini olumlu açıklamalarla destekleyerek işaretledikleri tespit edilmiştir. Öğretmen adaylarının dersle ilgili düşünceleri arasında ders “anlaşılmadı, çok kötü” gibi ifadelere rastlanmaması bulgulardan elde edilen bir diğer önemli sonuçtur.

    Biodegradable harmonophores for targeted high-resolution in vivo tumor imaging

    Get PDF
    Optical imaging probes have played a major role in detecting and monitoring a variety of diseases. In particular, nonlinear optical imaging probes, such as second harmonic generating (SHG) nanoprobes, hold great promise as clinical contrast agents, as they can be imaged with little background signal and unmatched long-term photostability. As their chemical composition often includes transition metals, the use of inorganic SHG nanoprobes can raise long-term health concerns. Ideally, contrast agents for biomedical applications should be degraded in vivo without any long-term toxicological consequences to the organism. Here, we developed biodegradable harmonophores (bioharmonophores) that consist of polymer-encapsulated, self-assembling peptides that generate a strong SHG signal. When functionalized with tumor cell surface markers, these reporters can target single cancer cells with high detection sensitivity in zebrafish embryos in vivo. Thus, bioharmonophores will enable an innovative approach to cancer treatment using targeted high-resolution optical imaging for diagnostics and therapy
    corecore