SARKOİDOZDA FİBEROPTİK BRONKOSKOPİ TANISAL VERİMLİLİĞİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Sarkoidoz tanısında fiberoptik bronkoskopi (FOB) kolay tolere edilebilir oluşu, alternatiflerine göre daha az invaziv oluşu, birçok farklı alandan örnekleme yapılmasına izin vermesi nedeniyle önemli bir araçtır. Çalışmamızda amacımız, kliniğimizde sarkoidoz tanısı konulan olguların değerlendirmesini yapmak, FOB ile sarkoidoz tanısı konma oranını tespit etmek, FOB sırasında alınan biyopsilerin tanısal verimliliğini etkileyebilecek faktörleri bulmak ve YRBT bulgularının tanı getirisindeki yerini araştırmaktır. Şubat 2000- Ocak 2010 tarihleri arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları kliniğine başvuran ve sarkoidoz tanısı alan hastalar dosya ve radyoloji arşivlerinden tarandı. BT görüntüleri deneyimli bir radyolog tarafından bronkoskopi ve solunum fonksiyon testi sonuçları bilinmeden retrospektif olarak okundu. Toplam 64 olgu çalışmaya dahil edildi. Olgularımızın % 29.7’sini (n=19) erkek ve % 70.3’ünü (n=45) kadın hastalar oluşturmaktaydı. Yaş ortalaması 43.4 ± 11.5 (min-max: 21-67) yıl olarak saptandı. Çalışmaya alınan 64 hastanın 58’ine (% 90.8) FOB yapılmıştı. Bunların % 60.3’üne (n=35) FOB ile tanı konulmuştu. FOB ile TBB yapılan hastalarda tanısal verimlilik % 43.6 saptandı. TBB’nin yapıldığı lobun skoru ile TBB’nin tanısal verimliliğine bakıldığında TBB (+) olgularda TBB (-) olgulara göre lob skorunun istatistiksel anlamlılığa ulaşmasa da daha yüksek olduğu görüldü (1.8 e karşın 1.3, sırasıyla). PB’nin tanısal verimliliğinin anormal bronşial mukoza görünümü ile ilişkili olduğu görüldü. Genel hasta popülasyonunda PB ile tanı oranı % 24.5 çıkarken, anormal mukoza görünümü olan hastalarda bu oran % 84.6’ya çıktı (p=0.000). Hastaların %89’unda (n=57) mediastinal lenf nodu büyüklüğü saptandı. En sık lenf nodu büyüklüğünün olduğu istasyon sağ hiler bölge (% 87.7, n=50) olarak belirlendi. TBİİAB ile tanısal verimlilik % 25.7 saptandı. En çok TBİİAB ile tanı gelen istasyonlar sağ hiler ve subkarinal bölgeler olarak bulundu. TBİİAB ile tanı elde edilen lenf nodlarının ortalama büyüklüğü tanı elde edilemeyenlerinkinden anlamlı olarak daha yüksek bulundu (p=0.007). TBB, PB ve TBİİAB’nin tek başına kullanılmasındansa birlikte kullanılmasıyla tanı oranının arttığı ve en yüksek tanısal verimliliğin her üç tanı yönteminin beraber kullanılmasıyla elde olunduğu görüldü. Ayrıca YRBT’nin tanıda yol gösterici olması açısından gerekli olduğu sonucuna varıldı

Coexistence of Nickel Allergy and Palmoplantar Pustulosis

Nickel is a very common metal and is a common cause of allergic contact dermatitis. Although nickel allergy often causes allergic contact dermatitis at contact areas, oral exposure to nickel may cause various skin reactions and systemic disorders. Herein, we aimed to draw attention to the different presentations of nickel allergy by presenting our case with palmoplantar pustulosis with accompanying nickel allergy

Diagnostic Yield of Transbronchial Biopsy in Comparison to High Resolution Computerized Tomography in Sarcoidosis Cases

This study aimed to evaluate the diagnostic yield of fiberoptic bronchoscopic (FOB) transbronchial biopsy and its relation with quantitative findings of high resolution computerized tomography (HRCT). A total of 83 patients, 19 males and 64 females with a mean age of 45.1 years diagnosed with sarcoidosis with complete records of high resolution computerized tomography were retrospectively recruited during the time period from Feb 2005 to Jan 2015. High resolution computerized tomography scans were retrospectively assessed in random order by an experienced observer without knowledge of the bronchoscopic results or lung function tests. According to the radiological staging with HRCT, 2.4% of the patients (n=2) were stage 0, 19.3% (n=16) were stage 1, 72.3% (n=60) were stage 2 and 6.0% (n=5) were stage 3. This study showed that transbronchial lung biopsy showed positive results in 39.7% of the stage I or II sarcoidosis patients who were diagnosed by bronchoscopy. Different high resolution computerized tomography patterns and different scores of involvement did make a difference in the diagnostic accuracy of transbronchial biopsy (p=0.007)

Picturing asthma in Turkey: results from the Turkish adult asthma registry

Introduction: National data on asthma characteristics and the factors associated with uncontrolled asthma seem to be necessary for every country. For this purpose, we developed the Turkish Adult Asthma Registry for patients with asthma aiming to take a snapshot of our patients, thereby assigning the unmet needs and niche areas of intervention. Methods: Case entries were performed between March 2018 and March 2022. A web-based application was used to record data. Study outcomes were demographic features, disease characteristics, asthma control levels, and phenotypes. Results: The registry included 2053 patients from 36 study centers in Turkey. Female subjects dominated the group (n = 1535, 74.8%). The majority of the patients had allergic (n = 1158, 65.3%) and eosinophilic (n = 1174, 57.2%) asthma. Six hundred nineteen (32.2%) of the patients had obese asthma. Severe asthma existed in 670 (32.6%) patients. Majority of cases were on step 3–5 treatment (n: 1525; 88.1%). Uncontrolled asthma was associated with low educational level, severe asthma attacks in the last year, low FEV1, existence of chronic rhinosinusitis and living in particular regions. Conclusion: The picture of this registry showed a dominancy of middle-aged obese women with moderate-to-severe asthma. We also determined particular strategic targets such as low educational level, severe asthma attacks, low FEV1, and chronic rhinosinusitis to decrease uncontrolled asthma in our country. Moreover, some regional strategies may also be needed as uncontrolled asthma is higher in certain regions. We believe that these data will guide authorities to reestablish national asthma programs to improve asthma service delivery