8 research outputs found

    Periodontoloji

    No full text
    20. yüzyılda temel ve uygulamalı tıp dallarında büyük gelişmeler meydana gelmiştir. Tababette meydana gelen gelişmeler periodontal hastalıkların sebepleri ve tedavilerin­de son derece hızlı gelişmeler sağlamıştır. Ülkemizde ise üniversite reformunun yapıldığı 1933 yılından 1970 yılına kadar periodontoloji ile ilgili çalışmalar genel olarak taba­betteki gelişmelerin gerisinde kalmıştır. 1946 yılında A.B.D'de periodontoloji ihtisas dalı olarak -abul edilmiştir. 1970 yılından sonra ülkemiz diş hekimliği fakültelerinde periodontoloji bölümleri kurulmaya ve li­sans ve lisansüstü (mezuniyet sonrası) doktora program- arı oluşturulmaya başlanmıştır. Periodontoloji bölümünün kurulmasında Hacettepe üniversitesi Diş hekimliği Fakültesi Dekanı rahmetli Prof. Dr. Erdem Yarkut'un olağanüstü misyon (özgörev) ve viz­yon (öngörü) anlayışı son derece önemli rol oynamış, li­sans ve lisansüstü programlarının hızla üniversite yöne- tim kurullarından geçirilmesini sağlamıştır. Muhterem hocamız Prof.Dr. Peker Sandallı olağanüs­tü çalışma temposu ve etkinliği ile 1970 yılında Türk Peri- :3ontoloji Derneğini (TPD) kurarak Türk periodontolojisi- nin uluslararası nitelik ve nicelik kazanmasını sağlamıştır. Peker Sandallı ve muhterem eşi Tülin Sandallı hanımefendi ülkemizde TPD çalışmalarını bütün gayretleriyle desteklerken uluslararası alanda son derece başarılı ve sefire görevlerini yerine getirmişler, TPD'nin kurulu­şunun 20. yılı olan 1990'da International Academy of Perdontology (IAP, Uluslararası Periodontoloji Akademisi) Kongresi'nin istanbul'da yapılmasını sağlamışlardır. Kongrede dünyanın en iyi uzmanları ile genç Türk araştırıcıları bir araya gelerek çağdaş gelişmelere katkı sağlamışlardır. Klinik periodontoloji ülkemizde hızla gelişirken temel tıp dalları başta olmak üzere tıp fakültelerinin muhterem öğretim üyeleri laboratuvarlarını ve kliniklerini periodontoloji i araştırmacılarına açarak olağanüstü destek olmuşlardır, Türk periodontolojisinin gelişmesine, uluslararası alanda yer almasında son derece önemli katkıda bulunmuşlardır. Tıp fakülteleri öğretim üyelerine her tür güçlüğü yenerek sunmuş oldukları imkanlardan dolayı edilerine ne kadar teşekkür etsek azdır. 20. yüzyılda temel ve uygulamalı tıp dallarında büyük ge- işmeler meydana gelmiştir. Tababette meydana gelen gelişmeler periodontal hastalıkların sebepleri ve tedavilerin­de son derece hızlı gelişmeler sağlamıştır. Ülkemizde ise üniversite reformunun yapıldığı 1933 yılından 1970 yılına kadar periodontoloji ile ilgili çalışmalar genel olarak taba­betteki gelişmelerin gerisinde kalmıştır

    Çeşitli sistemik hastalıklarda plasenta ve göbek kordonu damar endotellerinde hücre adezyon molekülleri

    No full text
    AMAÇ: Normalde, ve venöz ve/veya arteriyel trombusların görüldüğü preeklampsi, herediter anti-trombojenik faktörler tarafından oluşturulan hastalıklar ve otoimmun bozukluklarda (antifosfolipid sendromu) plasental ve göbek kordonu damar endotellerinde hücre adezyon moleküllerinin dağılımım saptamak, normalle karşılaştırarak değişiklik olanları belirlemek ve bu değişiklikler ile hastalıkların etyopatogenezinin açıklamasına moleküler düzeyde katkıda bulunmaya çalışmaktır. Literatürde benzer bir çalışma bulunmamaktadır. GEREÇ VE YÖNTEM: Normal ve patolojik plasenta ve göbek kordonlarından alınan doku örnekleri sıvı azotta donduruldular. Alınan kesitler çeşitli endotel adezyon molekülleri ile indirekt immunperoksidaz yöntemi ile boyanıp ışık mikroskobu ile incelendiler. BULGULAR: Endotel adezyon moleküllerinin normal ve patolojik plasenta ve göbek kordonu damarlarındaki dağılımları saptandı ve karşılaştırıldı. Patolojik dokuların hepsinde değişen oranda birden fazla adezyon molekülünün ekspresyonu görüldü. SONUÇ: İncelediğimiz patolojilerin hepsinde endotelin ekprese ettiği adezyon moleküllerinde önemli değişiklikler olmuştur. Bu da endotelin kan ile doku arasındaki geçişi kontrol ettiği mekanizmaların değiştiğini / bozulduğunu göstermektedir. Bu değişiklikler hastalığın etyopatogenezinin altında yatan moleküler mekanizmanın parçası olabilecekleri gibi, hastalığın sonucu da olabilirler. Endotel uyarımmdaki etkili faktörlerin daha başka çalışmalarla ortaya konmasından sonra bu moleküller tedavi amaçlı olarak da kullanılabileceklerdir

    Cranial MRI abnormalities and long-term follow-up of the lesions in 770 girls with Central Precocious Puberty.

    No full text
    Context: Central precocious puberty (CPP) may arise from central nervous system (CNS) lesions in a few affected girls. Recently, the incidence of girls with CPP has increased mostly in 6-8 year olds, in whom the necessity of magnetic resonance imaging (MRI) is debated
    corecore