68 research outputs found
Ege Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Aile Planlaması Bölümü'ne 2001-2005 yılları arasında başvuran perimenopozal kadınlar tarafından kullanılan kontraseptif yöntemler
Amaç: Bu çalısmanın amacı Ege bölgesi'ndeki perimenopozal kadınlar tarafından tercih edilen kontraseptif
yöntemleri ve bu yöntemlerin devamlılık oranını saptamaktır.
Yöntem: Agustos 2001 ve Nisan 2005 tarihleri arasında hastanemiz aile planlaması bölümüne kontrasepsiyon
için basvuran toplam 442 perimenopozal kadın bu prospektif klinik çalısmaya dahil edildi.
Bulgular: Kadınların ortalama yası 47.4±4.8 idi. En sık seçilen kontraseptif yöntemler kombine oral
kontraseptifler (OKS) (%31) ve Depo medroxyprogesteroneacetate (DMPA) (%28.5) idi. Tuba ligasyonu ve
vazektomiyi içeren kalıcı yöntemler dıslandıgında, en yüksek devamlılık oranı olan yöntemOKS(%83.9) idi.
Sonuç: Bariyer kontrasepsiyon ve RIA perimenopozal periyoddaki kadınlar için önerilen yöntemler olmasına
ragmen, hastanemiz aile planlaması bölümüne basvuran perimenopozal Ege bölgesi kadınlarının sadece %20.1'i
bu yöntemleri tercih etmektedir. Perimenopozal kadınların kontraseptif seçimine ve bu kontraseptif yöntemlerin
devamlılık oranlarına etki eden faktörleri arastıran daha fazla çalısmaya ihtiyaç vardır.Objective: To detect usage frequency and continuing rate of several contraceptive methods chosen by perimenopausal women surviving in Aegean region.
Method: A total of 442 perimenopausal women who applied to family planning unit of our hospital for contraception in between August 2001 and April 2005 were enrolled into this prospective clinical study.
Results: Mean age of the women was 47.4±4.8. The most common selected contraceptive methods were combined oral contraceptives (OCs) (31%) and Depo medroxyprogesteroneacetate (DMPA) (28.5%). If permanent methods including tuba ligation and vasectomy were excluded, the highest continuation rate was for OCs (83.9%).
Conclusion: Although barrier contraception and IUD are suggested method for women in perimenopausal period, only 20.1% of perimenopausal Aegean region women appliying family planning unit of our hospital have chosen these methods. There is needed to further studies investigating the factors influence on the preparation of contraceptive methods of perimenopausal women and the continuation rate of these methods
TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİNDE BİLGİ SİSTEMLERİ VE DERİ HAZIR GİYİM SEKTÖRÜNE BİR YAZILIM ÖNERİSİ
Günümüzde birçok işletme, rekabet üstünlüğü elde etmede işletmeler arası
ilişkilerin önemini anlamış ve yeniden yapılandırmaya önem vermeye başlamışlardır.
Bu yapılandırma sürecinde Tedarik Zinciri Yönetimi önemli bir yere sahiptir.
Tedarik zinciri yönetimi; tedarikçilerden son kullanıcıya kadar malzeme akışının
kontrolü ve planlanmasıyla ilgili bütünleşmiş bir yaklaşımdır. Tedarik Zinciri
Yönetimiyle, işletmelerde hizmet düzeyinin ve kalitesinin artırılması, verimlilik ve
hızın artırılması, malzeme/stok kayıtlarında kontrol düzeyinin yükseltilmesi, müşteri
beklentilerinin zamanında ve doğru olarak karşılanması sağlanır.
Bu araştırmada; deri hazır giyim işletmesinin, hammadde ve yardımcı
malzeme deposu bilgilerinin bütünleşik bir veri/bilgi sistemi desteğiyle
yönetilmesini, tedarikçi ve müşteri zincirini tamamlayan, aynı zamanda stokların
kontrolünü sağlayan bir yazılım oluşturmak hedeflenmiştir. Araştırmada, betimsel
araştırma yönteminden 'Vak'a İncelemesi' uygulanmıştır. İzmir'de Ege Deri
Sanayicileri Derneğine kayıtlı orta ölçekli bir deri hazır giyim işletmesi örneklem
olarak seçilmiştir. Depo yazılımı için gerekli verilerin toplanmasında
yapılandırılmamış görüşme formu kullanılmıştır. Görüşme formu ile elde edilen
bulgular doğrultusunda yazılım modeli hazırlanmıştır.
Yazılımın hazırlanmasında Visual Studio Net ve Access veri tabanı
kullanılmıştır. Yazılımın görsel tasarımına karar verilebilmek için taslak program
hazırlanmıştır. Taslak olarak hazırlanan program, uzman ve işletme yetkilisi
ii
görüşleri doğrultusunda yeniden yapılandırılmıştır. Hazırlanan yazılım sayesinde
işletme, hem tedarikçi hem de müşteri bilgilerini oluşturabilecek, tedarikçiden gelen
malzemelerin giriş ve kullanılan malzemenin çıkış işlemlerini yapabilecek, tüm
malzemelerin stok bilgilerine kolaylıkla ulaşılabilecektir. Ayrıca; giriş ve çıkış işlemi
yapılan tüm malzemelerin stok hareketlerini, stok raporlarını gün, ay ve yıl olarak da
takip edebilmektedir.
A işletmesi; hazırlanan depo yazılımıyla, aldığı bilgi teknolojileri desteğiyle
mevcuda göre çok daha hızlı ve doğru stok bilgilerine ulaşabilecektir. Böylece;
işletmenin yıllık depo sayımlarında meydana gelen işgücü kayıplarını, hız
kayıplarını, stok raporlarının oluşturmada ve doğru bilgiye ulaşmadaki bekleme
sürelerini ortadan kaldırarak verimliliğinin artmasında katkı sağlayacağı bir model
önerilmiştir
24 saat full servis
Taha Toros Arşivi, Dosya No: 112-Lokantalarİstanbul Kalkınma Ajansı (TR10/14/YEN/0033) İstanbul Development Agency (TR10/14/YEN/0033
Travaydaki gebeye fraksiyone oksijen verilmesinin fötüs kan pH'sı üzerine etkileri
Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.Davranılmalıdır.Böylece travay daha sıhhatli takip edilerek gereksiz operatif girişimlerden sakınılmış olu. ÖZET Travaydaki gebeye fraksiyone oksijen verilmesinin fötüs kan pH'sı üzerine olan etkilerini araştırmak amacı ile toplam 31 olguda anneye oksijen tatbikinden önce ve sonra 83 fötal kafa derisi kan numunesi alınarak pH tayinleri yapıldı, ve yeni doğanın Apgar skoru doğumunun 1. dakikasında değerlendirildi. Doğum travayında olan anneye oksijen tatbikinin normal fötal kalp hızı üzerine hiçbir etkisi olmadığı, ancak oksijen tatbikinin hafif hipoksik atakları uygulama süresince süratle düzelttiği, ilerlemiş asidoz gösteren olgularda ise normale gelişin daha yavaş olduğu saptanmıştır.Çalışmamızda anneye oksijen solutulmasının fötal kafa derisi pH tayininin amnion meyii'nin mekonyumlu olması veya ÇKS bozulması gibi klinik belirtilerden daha değerli bir kriter olduğu inancına varıldı.Çalışmamızda fötüs kafa derisinden kan numunesi alınırken, literatürde belirtilen "durdurulamayan kanamalar" gibi bir komplikasyona rastlanmad
- …