16 research outputs found
MARS ve BRT Veri Madenciliği Yöntemlerinin Sınıflama Performanslarının Karşılaştırılması: ABİDE- 2016 Örneği
This research examined the relationships between student, teacher, school and instructional qualifications and 8th grade students' science achievement, based on the conceptual framework created by Nilsen and Gustafsson (2016), using data mining methods MARS and BRT. Research data (n=10407 students, n=941 teachers and n=865 school administrators) were obtained from the ABİDE study conducted at the national level by the Ministry of National Education in 2016. MARS and BRT analyzes were performed in the SPM 8.2 program. The science achievement classification performances of these methods were compared by considering the correct classification rate, sensitivity and specificity rates, F1 statistical value and the area under the ROC curve. It was found that the BRT method was more successful than the MARS method in terms of all these criteria, and the most important predictors of science achievement were similar compared to these two methods. The results revealed that the most important predictors of science success are the student's perception of science self-efficacy, the father's occupation, the family's monthly income, the instructional activities of the teacher, the teacher's experience and preparation for the lesson, and the school administrators' perception of school climate. It is thought that the reason why BRT outperforms the MARS method in terms of the criteria considered in this study is that BRT learns from errors with the additive combination of various regression trees and provides a stronger classification performance by minimizing the errors that may occur in classification. This study revealed the benefits of using these two data mining methods in the field of Educational Sciences and discussed the contribution of the related methods in this field.Bu araştırmada öğrenci, öğretmen, okul ve öğretimsel nitelikler ile 8. Sınıf öğrencilerinin fen başarısı arasındaki ilişkiler, Nilsen ve Gustafsson’ın (2016) oluşturdukları kavramsal çerçeve temel alınarak veri madenciliği yöntemlerinden olan MARS ve BRT ile incelenmiştir. Araştırma verileri (n=10407 öğrenci, n=941 öğretmen ve n=865 okul yöneticisi), 2016 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ulusal düzeyde gerçekleştirilen ABİDE çalışmasından elde edilmiştir. MARS ve BRT analizleri SPM 8.2 programında gerçekleştirilmiş ve bu yöntemlerin fen başarısını sınıflandırma performansları; doğru sınıflandırma oranı, duyarlılık ve özgüllük oranları ile F1 istatistik değeri ve ROC eğrisi altında kalan alan dikkate alınarak karşılaştırılmıştır. Bu doğrultuda tüm bu ölçütler açısından BRT yönteminin MARS yöntemine göre daha başarılı olduğu ve fen başarısının en önemli yordayıcılarının da bu iki yönteme göre benzer olduğu bulunmuştur. Araştırma sonuçları fen başarısının en önemli yordayıcılarının öğrencin fene ilişkin özyeterlik algısı, baba mesleği, ailenin aylık geliri, öğretmenin öğretimsel etkinlikleri, öğretmenin deneyimi ve derse hazırlığı ile okul yöneticilerinin okul iklim algısı olduğunu ortaya koymuştur. Bu çalışmada dikkate alınan ölçütler açısından BRT’nin MARS yöntemine göre daha iyi bir performans sergilemesinin nedeninin, BRT'nin çeşitli regresyon ağaçlarının toplamsal birleşimi ile hatalardan öğrenmesi ve sınıflandırmada oluşabilecek hataları en aza indirerek daha güçlü bir sınıflandırma performansı sağlaması olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada bu iki veri madenciliği yönteminin Eğitim Bilimleri alanında kullanılmasının yararları ortaya konulmuş ve bu alanda ilgili yöntemlerin katkısı tartışılmıştır
Investigation of Interrater Reliability in The Evaluation of Foreign Language Writing Skills With Multigroup Confirmatory Factor Analysis
In this study, it was aimed to examine the interrater reliability of the scoring of paragraph writing skills on foreign languages with the measurement invariance tests. The study group consists of 267 students studying English at the Preparatory School at Gazi University. In the study, where students write a paragraph on the same topic, the paragraphs are rated separately by three different interrater using the same scoring key. The evidence for the validity measurements was collected with AFA and DFA while the evidence for the reliability measurements was collected by the Cronbach-alpha (α) coefficient. As a result of testing with Multi-Group Confirmatory Factor Analysis within the context of the measurement invariance of the interrater reliability, no evidence of full and partial scalar invariance can be obtained while evidence of formal configural and metric invariance is obtained. As a result, the lack of evidence of scalar invariance means that raters scoring the writing skills do not use the same initial level of performance. In this case, the invariant uniqueness and invariant factor variances could not be tested, and therefore no evidence of reliability between raters could be obtained
The use of primary health care services after transformation in health and related factors in a province exampleBir il örneğinde sağlıkta dönüşüm sonrası I. basamak sağlık hizmetleri kullanımı ve ilişkili faktörler
Introduction: Health reforms that have been put into practice in our country within the scope of the Transformation in Health process have brought about with them significant changes in the organization, human labor and financing structures of healthcare services. Community healthcare centers have been replaced by family practice system at the primary level. The results of this change should be evaluated by monitoring the health indicators of the public as well as their use of healthcare services.Purpose: The objective of this study was to determine the factors affecting the access to family practice (FP) service at the Mersin provincial center along with the factors affecting the use of this service. Method: Data of this cross-sectional study were acquired via face-to-face interviews carried out with 394 adult individuals at the Mersin city center during the dates of 14.02.2017– 30.07.2017. The structural characteristics of the healthcare services along with service satisfaction for primary healthcare services were evaluated in the study using the developed question form. The acquired data were analyzed via SPSS 21 package software with complementary statistics and independent T test, Chi-square test and ANOVA. Results: The age average of the participants was 42.08±1.30 years, 5.3% had not received formal education, there was a child under the age of five in 34.0% of the households and a chronic disease in 36.8%; those who used the primary healthcare services had mostly done so for treatment purposes. Of the participants, 63.5% evaluated family practice service as very good/good and the secondary or tertiary healthcare services were the first points of contact for 51.1% in case of health related issues. The most frequently observed problems for family practice were determined as failure to reach family practice when the family practice is closed, lack of house visits and the inability to operate the transfer services. Whereas age, education, regular income job, pregnancy/birth in the household did not result in any statistically significant difference with regard to the fundamental structural characteristics for the primary services (p>0.05), there were differences with regard to the region of residence, gender, marital status, existence of a small child in the household and the existence of a chronic disease (p<0.05).Conclusion: Even though adults are mostly registered in the family practice system and majority have rated the family practice services as “very good/good”, FP services need to be developed for access to services, comprehensive service provision and coordination with secondary/tertiary services.Suggestion: Studies for developing the culture of using primary healthcare services among the public via household visits are suggested in addition to activities for strengthening family practice services qualitatively and quantitatively.Extended English abstract is in the end of Full Text PDF (TURKISH) file.ÖzetGiriş: Ülkemizde Sağlıkta Dönüşüm süreci ile uygulamaya geçirilmiş olan sağlık reformları sağlık hizmetlerinin örgüt, insan gücü ve finansman yapısında önemli değişimleri beraberinde getirmiştir. Birinci basamakta sağlık ocaklarının yerini aile hekimliği sistemi almıştır. Bu değişimin sonuçları sağlık göstergelerinin izlenmesi kadar halkın sağlık hizmetlerini kullanımı ile de değerlendirilmelidir.Amaç: Yapılan bu çalışma ile bir il merkezinde halkın aile hekimliği hizmetlerini kullanımı ve ilişkili faktörlerin değerlendirilmesi amaçlandı.Yöntem: Kesitsel nitelikteki bu çalışmanın verileri 14.02.2017- 30.07.2017 tarihleri arasında Mersin merkezde 394 yetişkin bireyle yüz yüze görüşülerek toplandı. Çalışmada araştırmacılarca oluşturulan soru formu ile I. basamak sağlık hizmetlerinin yapısal özellikleri ve hizmet memnuniyeti değerlendirildi. Elde edilen veriler SPSS 21 paket programı kullanılarak tanımlayıcı istatistikler ile independent T test, Ki Kare testi ve ANOVA kullanılarak çözümlendi. Bulgular: Araştırmaya katılanların yaş ortalaması 42.08±1.30 yıldı, %5.3’ü örgün eğitim almamıştı, hanelerin %34.0’ında beş yaş altı çocuk, %36.8’inde kronik hastalık vardı, birinci basamak hizmeti kullananlar sıklıkla tedavi amaçlı hizmet almıştı. Katılımcıların %63.5’i aile hekimliği hizmetini çok iyi/iyi olarak değerlendirmişti, %51.1’inin sağlıkla ilgili sorunu olduğunda ilk başvurduğu yer II. veya III. basamak hizmetlerdi. Aile hekimliğinde en fazla sorun alanlarının aile hekimliği kapalı iken aile hekimliğine ulaşamama, ev ziyaretleri yapılmaması ve sevk sisteminin işletilememesi ile ilgili olduğu tespit edildi. Yaş, eğitim, düzenli gelir getiren iş varlığı, ailede gebelik/doğumun olması I. basamağa ilişkin temel yapısal özelliklere ait puan ortalamaları yönüyle fark yaratmazken (p>0.05), ikamet edilen bölgeye, cinsiyete, evli olma durumuna, ailede küçük çocuk varlığına ve kronik hastalık varlığına göre fark vardı (p<0.05).Sonuç: Yetişkinlerin büyük ölçüde aile hekimliği sistemine kayıtlı olması ve çoğunluğun aile hekimliği hizmetlerini “çok iyi /iyi” olarak değerlendirmesine rağmen hizmetlere ulaşım, kapsamlı hizmet sunumu ile II/ III. basamak hizmetlerle eşgüdümü sağlama yönünden AH hizmetlerinin geliştirilmesi gerekmektedir.Öneriler: Nicelik ve nitelik olarak aile hekimliği hizmetlerinin güçlendirilmesi yanında düzenli ev ziyaretleri ile halk arasında birinci basamak sağlık hizmetlerinin kullanım kültürünü geliştirmeye dönük çalışmaların yapılması önerilir
Classification of Students In Terms of Student’s, Teacher’s and Instructional Qualifications Based on TIMSS-2015
The aim of this study is creating students’ profiles by clustering them based on the student and teacher attributions and instructioanal qualifiactions that could affect their mathematics achievement. As a result of cluster analysis, it has been observed that, three classes at the forth-grade level have emerged and two classes at the eight-grade level have emerged. It has been found that the instructional qualifications determined based on the teachers’ reports have little importance at this classification. For the eight grade level, it is seen that student attributions as the most important factors at this classification but mathematics achievement, teacher attributions and instructional qualifications are seen as having little effects on this classification at the both grade levels, it has been observed that the most successful students in mathhematics are the ones; whose confidence level are too low in math, who like learning math, who think in math lessons engaging teaching is put into practice, whose sense of school belonging are high and who slightly are exposed to peer pressure. On the other hand, it is seen that students with low-level math achievement are the ones; who have confidence in math so much, who do not like learning math, who think instruction is not interesting in math lessons, whose sense of school belonging are so low and who are highly exposed to peer pressure