Two faced mathematical wordsİkiyüzlü matematiksel kelimeler

Learning is a product of experiences and in the process of learning cognitive changes comes out at an individual. These changes, called as cognitive learning, are evaluated under the frame of learning hypothesis. One of the hypotheses of cognitive learning is the Information-Processing Approach which explains brain conditioning through comparing it with computer. It is possible to base information-processing on the language learning which a cognitive learning type is. In the teaching process of mathematics, which is a universal language, meaningful connections can be implemented with the casual speaking language. However; it is not always possible to connect mathematical concepts, definitions, symbols and signs with the normal life. There are some words meaning different in mathematics and life. An interview form was applied to 60 high-school students with the intention of understanding the meaning, concept and reality of these differences and by this application students’ concept signs were tried to be revealed. Besides; semi-structured interviews were examined to understand the ideas of students’ about the effect of differences on learning. Ideas were classified according to the reasons. As a conclusion, the result was that students don’t see mathematics language compatible with life and they see this lesson as a difficult lesson to be successful in. ÖzetÖğrenme,  yaşantıların ürünüdür ve öğrenme sonucunda bireyde bilişsel değişimler ortaya çıkmaktadır. Bilişsel öğrenme olarak adlandırılan budeğişimler, öğrenme kuramları çerçevesinde değerlendirilmektedir. Bilişsel öğrenme kuramlarından biri Bilgi-İşlemYaklaşımı’dır. Bir bilişsel öğrenme çeşidi olan dil öğretiminde bilgi-işlem yaklaşımını temel almak mümkündür. Evrensel bir dil olan matematiğin öğretiminde günlük konuşma dili ile anlamsal bağlar kurmak matematikte yer alan kavram, tanım, sembol ve simgelerin günlük hayatla bağlantısını kurmakla bir olmayabilir. Matematik anlamı ile günlük hayat anlamı farklılık gösteren kelimeler vardır. Bu farklılıkların matematik öğretim-öğrenim sürecindeki yansımalarını ortaya koymak amacıyla yapılan çalışmada 60 lise öğrencisine görüşme formu uygulanmış ve öğrencilerin kavram imgeleri ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Ayrıca yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılarak öğrencilerin anlamsal farklılıkların öğrenmeye etkisi hakkındaki görüşleri incelenmiştir. Bu haliyle çalışma nitel paradigmaya sahip durum çalışmasıdır. Yapılan görüşmeler örneklerle bağlantısına göre incelenerek nedenlerine göre analiz edilip gruplandırılmıştır. Öğrencilerin matematiği bir dil olarak göremeyip çok soyut ve günlük hayattan uzak buldukları, ancak yaygın algının aksine zorlanmalarına rağmen bir ders olarak sevdikleri sonucuna ulaşılmıştır

Pasinler Ovası ve çevresinde jeomorfolojik müşahedeler

Donated by Klaus Kreise

RESEARCH OF MENENGİÇ (Pistacia terebinthus L.) EXTRACT AND OIL BY USING SUPERCRITICAL CARBONDIOXIDE EXTRACTION

In this study, the terebinth fruit oil is used extracted by using supercritical carbondioxide in different conditions such as temperature (30 and 50 o C), pressure (250, 300 ve 350 Bar), co-solvent concentration (% 0, 5, 10) and extraction duration (60 and 120 min). After the different extraction procedures the samples were analyzed according to their phenolics (myricetin, quercetin, catechin and gallic acid), fatty acid profile, tocopherol content (α-, β-, γ-, δ- isomers) and DSC profile. In the experiments we have satisfactory results such as high quercetin concentration as phenolics; high oleic and linoleic acid as fatty acids. Change in temperature of extraction, has no effect on quercetin concentration meaningfully. As in this condition pressure altering has no effect on extraction procedure (p<0.05). Temperature cannot affect the catechin concentration as in the case of quercetin. However, pressure parameter alters the catechin concentration alone. Another point of this view, gallic acid is the only temperature dependent material that we found (p<0.05). The fatty acid content of terebinth fruit oil contains palmitic and stearic acid as saturated; palmitoleic, oleic and linoleic acids as unsaturated fatty acids. The most abundant fatty acid in terebinth fruit oil is found as oleic acid (41.76 %-45.14 %). Linoleic acid is found as second high one in samples (21.05 %-22.64 %). The other highly ones are palmitic (21.1 %-23.85 %) and stearic acid (1.58 %-1.83 %). All these unsaturated and saturated fatty acids are easily affected by temp., pressure, co-solvent percent and duration of extraction regulation (p<0.05). The tocopherol analysis made by HPLC gives results like the temperature changes affect the α-isomer concentration co-solvent percent is also altering all of the isomers as α- one. Temperature and pressure have a positive effect on β-tocopherol. γ-isomer is pressure dependent alone (p<0.05). δ-tocopherol concentration, except the other isomers, can easily be affected by co-solvent ratio. In general the most abundant isomers in Pistacia terebinthus L. are α- and γ-. In general low temperature; pressure, co-solvent concentration and time period of extraction leads relatively high thermal stable compounds as in our example when analyzing DSC peaks. Also, highly unsaturated fatty acid content has wider temperature peaks.İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET ........................................................................................................................ i ABSTRACT ............................................................................................................ iv TEŞEKKÜR ............................................................................................................ vi İÇİNDEKİLER ................................................................. vii ÇİZELGELER ....................................................................................................... viii ŞEKİLLER ............................................................................................................... x SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ .................................................................. xi 1. GİRİŞ.................................................................................................................. 1 2. LİTERATÜR ÖZETİ ............................................................................................ 4 2. 1. Süperkritik Karbondioksit Ekstraksiyonu ......................................................... 8 2. 2. Fenolik Bileşenler ......................................................................................... 15 2. 3. Yağ asidi profili ............................................................................................. 18 2. 4. Tokoferol analizi ........................................................................................... 21 2. 5. Diferansiyel Termal Analiz ............................................................................ 23 3. MATERYAL VE METOT ................................................................................... 28 3. 1. Süperkritik karbondioksit ekstraksiyonu ........................................................ 28 3. 2. Menengiç ekstraktlarında fenolik bileşen analizi ........................................... 29 3. 3. Yağ asidi miktarlarının belirlenmesi .............................................................. 30 3. 4. Tokoferol Analizi ........................................................................................... 30 3. 5. Ekstraktların termal analizi ........................................................................... 31 3. 6. İstatistiksel Analiz ......................................................................................... 32 4. SONUÇLAR VE TARTIŞMA ............................................................................. 33 4. 1. Menengiç Ekstraktlarında Saptanan Fenolik Bileşenler ................................ 33 4. 2. Menengiç Ekstraktlarının Yağ asidi Profili .................................................... 45 4. 3. Menengiç Ekstraktlarının Tokoferol Miktarları .............................................. 52 4. 4. DSC ile yapılan termal davranış analizi ........................................................ 61 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER ............................................................................. 66 KAYNAKLAR ........................................................................................................ 75 EKLER.................................................................................................................. 85 ÖZGEÇMİŞ .........................................................................................................122Süperkritik akışkan ekstraksiyon cihazı kullanılarak iki farklı sıcaklık (30 ve 50 o C), üç farklı basınç (250, 300 ve 350 Bar), üç farklı çözücü konsantrasyonu (% 0, 5, 10) ve iki farklı ekstraksiyon süresince (60 dk ve 120 dk) elde edilen 36 farklı menengiç ekstraktı ve yağında, fenolik bileşen (mirisetin, kuersetin, gallik asit ve kateşin), yağ asidi profili, tokoferol içeriği (α-, β-, γ-, δ- izomerleri) ve DSC (diferansiyel taramalı kalorimetre) termogramları incelenmiştir. Yapılan fenolik bileşen analizine göre 36 farklı menengiç ekstraktı arasında kuersetin değerleri 12.19 ppm ile 268.75 ppm arasında bulunmuştur. İstatistiksel analiz sonucu sıcaklık ve basıncın kuersetin üzerinde anlamlı etkisi tespit edilemezken (p>0.05); çözücü oranı ve ekstraksiyon süresi kuersetin miktarını anlamlı olarak değiştirmiştir (p<0.05). Kateşin miktarları açısından değerlendirildiğinde, numunelerin 0 ppm ile 49.89 ppm arasında kateşin içerdiği tespit edilmiştir. 13 farklı ekstraktta kateşin belirlenememiştir. İstatistiksel analiz sonucu basınç, çözücü konsantrasyonu ve ekstraksiyon süresi kateşin miktarını anlamlı olarak değiştirirken (p0.05). Numunelerin gallik asit miktarları 0 ppm ile 29.11 ppm arasında değişmektedir. 31 ekstraktta gallik asit saptanamamıştır. Yapılan istatistiksel hesaplamaya göre gallik asit sadece sıcaklık değişiminden anlamlı olarak etkilenmiştir (p<0.05). Analiz edilen 36 numunede mirisetin miktarı da tespit edilmeye çalışılmış, ama hiçbir örnekte mirisetin bileşenine rastlanmamıştır. Yapılan yağ asidi profili analizine göre doymuş yağ asitlerinden palmitik ve stearik; doymamışlardan ise palmitoleik, oleik ve linoleik asit içeriğinin yüksek olduğu bulunmuştur. En baskın yağ asidi % 41.76 ila % 45.14 olan oleik asit çıkmıştır. Bundan sonra ikinci sırada çıkan doymamış yağ asidi linoleik asittir (% 21.05-% 22.64). Doymamış yağ asitlerinden ise palmitik (% 21.1-% 23.85) ve stearik asit (%1.58-%1.83) yüksek oranda çıkmıştır. Bütün bu doymuş ve doymamış yağ asitlerinin sıcaklık, basınç ve çözücü oranının değişiminin bunların konsantrasyonu üzerine olumlu etkisi gözlemlenmiştir (p<0.05). Tokoferol analizi sonuçlarına göre α-tokoferol miktarları 0.48 ppm ile 153.34 ppm arasında çıkmıştır. Yapılan istatistiki çalışmaya göre sıcaklık, çözücü yüzdesi ve ekstraksiyon süresi α-tokoferol miktarını anlamlı olarak etkilerken (p0.05). β-tokoferol miktarları 0 ppm ile 205.57 ppm arasında saptanmıştır. Sıcaklık, basınç ve ekstraksiyon süresi değişkenlerinin β-tokoferol üzerinde anlamlı etkisi bulunmazken (p>0.05); çözücü yüzdesi anlamlı etki bırakmıştır (p<0.05). γ-tokoferol miktarları 36 numune içinde 0.40 ppm ile 13.42 ppm arasında değerler almaktadır. γ-tokoferol miktarları sadece basıncın etkisi ile anlamlı değişime uğramıştır (p0.05). δ-tokoferol miktarları 0 ppm ile 13.90 ppm arasında tespit edilmiştir. 10 numunede δ-tokoferol bulunamamıştır. İstatistiksel hesaplamalara göre δ-tokoferol sadece etanol oranından anlamlı olarak etkilenmiştir (p<0.05). Genel anlamda ise menengiç örneklerinde en baskın tokoferoller α- ve γ- olarak görülmektedir. DSC analizleri yorumlandığında düşük sıcaklık, basınç, çözücü oranı ve ekstraksiyon süresinin özütlerin daha fazla termal kararlılık göstermesini sağladığı belirlenmiştir. Yüksek oranda doymuş yağ içeren örnekler daha geniş sıcaklık aralıklarında pikler göstermiştir

Gauss süreçleri bazlı üç boyutlu genişletilmiş hedef takibi için negatif bilgi birleştirmesi

Extended target tracking refers to the estimation of extent of a target as well as its position, kinematics, and orientation. In this thesis, we compare performances of Gaussian process based extended target tracking methods. Additionally, we propose a method that uses negative information fusion in three-dimensional point cloud data to enhance extent estimates of the target. Wide-ranging simulations are carried out to demonstrate the performance of the proposed algorithm. All simulations are carried out on a modular environment to be able to easily integrate different scenarios and compare the performances of the different methods. Results are obtained with both simulated and real data to attain better performance comparisons.Geni¸sletilmi¸s hedef takibi hedef boyutlarının yanı sıra konum, hız, yönelim bilgilerinin de bir arada kestirimine denir. Bu tezde, Gauss süreçleri tabanlı geni¸sletilmi¸s hedef takibi metotlarının performansları kar¸sıla¸stırılmaktadır. Buna ek olarak, negatif bilgi birle¸stirmesinin üç boyutlu nokta bulutu verilerinden daha iyi boyut kestirimi yapılmasında kullanılması hakkında bir metot önerilmektedir. Önerilen algoritmanın performansını göstermek için geni¸s kapsamlı benzetimler gerçekle¸stirilmi¸stir. Yapılan tüm benzetimler modüler bir ortamda gerçekle¸stirilmi¸s olup, farklı senaryoların kolayca entegre edilebilmesi ve farklı metotların performanslarının kolay bir ¸sekilde kar¸sıla¸stırılması hedeflenmi¸stir. Hem temsili hem de gerçek veri setinden alınan sonuçlarla algoritmanın performans kar¸sıla¸stırması daha iyi bir ¸sekilde elde edilmi¸stir.M.S. - Master of ScienceASELSAN A.Ş.TÜBİTA

Matematiksel öğelerin yazılı ve sözlü matematiksel iletişime yansımalarının 9.sınıf üçgenler konusu bağlamında incelenmesi

MATEMATİKSEL ÖĞELERİN YAZILI VE SÖZLÜ MATEMATİKSEL İLETİŞİME YANSIMALARININ 9.SINIF ÜÇGENLER KONUSU BAĞLAMINDA İNCELENMESİ İletişim, kaynak ve alıcı arasındaki etki tepki durumuna bağlı ardışık davranış öbeklerini içeren döngüsel bir süreçtir. İnsanın insanla ilişki kurduğu her yerde, her durumda ayrı bir dil biçimi şeklinde kodlanmış iletişim süreci yaşanır. Benzer şekilde insanların cansız varlıklarla kurdukları etkileşim de iletişim olarak ele alınabileceği gibi iki veya daha fazla kişi arasında gerçekleşen iletişim kişilerarası iletişim olarak tanımlanır. Eğitim öğretim ortamları da öğretmen ve öğrenciler arasında gerçekleşen kişilerarası iletişim ortamları olarak ele alınabilir. İletişim ortamı kişilere bağlı özellikler, ortamın psikososyal özellikleri ve ortamın fiziksel özellikleri açısından bölümlere ayrılarak ayrıntılı biçimde incelenebilir. Dolayısıyla eğitim öğretim ortamlarında iletişim süreçleri öğrenci ve öğretmenlere bağlı olarak değerlendirilebilir. İnsanlar, iletişim kurabilmek adına çeşitli yöntemler geliştirmişlerdir. Ancak her iletişim yönteminin, araç olarak kullandığı unsurlar bakımından ortak bir paydada buluştuğunu söylemek mümkündür. Söz konusu unsurlar genel anlamda “dil” olarak ifade edilmektedir. Çevremizde olanlar ile iletişim kurmak için kelimeleri birleştirmenin organize bir yolunu kullanmak olan dil, aynı zamanda hâlihazırda göremediğimiz, duyamadığımız, hissedemediğimiz, dokunamadığımız veya koklayamadığımız şeyler ve süreçler hakkında düşünmemizi mümkün kılar. Teori, kural, problem çözme yöntemleri gibi bilişsel öğrenmeleri barındıran genelleme süreçleri sonucunda geliştirilen fikirler ve bağlantılardan oluşan bir sistem olan matematik ardışık soyut süreçlerin tanımlandığı en iyi dillerden biri olarak değerlendirilebilir. Günlük konuşma dili ile bir arada kullanılarak eğitim öğretim ortamlarındaki iletişimi sağlayan matematiksel dilin kullanımına bağlı olarak farklı durumlar ortaya çıkabilir. Bu durumların betimlenerek etkenlerinin tespit edilmesi ve tanımlanması amacıyla yapılan bu çalışmada matematiksel dil temsiller bağlamında ele alınmıştır. Nitel paradigma ışığında yapılan çalışmada karma yöntem kullanılmıştır. Çalışma bir durum çalışması olup 336 katılımcı ile parçalı olarak çalışılmıştır. Birden fazla veri toplama tekniği uygulanan çalışmada dil ölçeği, gözlem, görüşme, doküman analizi ve görüşme formu kullanılmıştır. İçerik analizi sonucunda elde edilen bulguların yorumlanmasıyla kendine has bir terminolojisi olan matematiğin öğrenciler tarafından bir dil olarak görülmediği sonucuna ulaşılmıştır. Matematiksel nesne kullanımının özenle yapılması gerektiği sonucuna ulaşılan çalışmada sembollerin ezberlenmeye çalışıldığı belirlenmiştir. Ayrıca matematiksel iletişim sürecinin çok boyutlu bir süreç olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Zaman, kişi, tür ve dil öğelerine bağlı değerlendirmeler yapılması gerektiği sonucuna ulaşılarak her bir boyut kendi içinde alt boyutlara ayrılmış ve modellendirilmiştir. ABSTRACT INVESTIGATING THE REFLECTIONS OF MATHEMATICAL ELEMENTS TO WRITTEN AND ORAL MATHEMATICAL COMMUNICATION IN THE CONTEXT OF 9TH GRADE TRIANGLES SUBJECT Communication is a cyclic process which includes consecutive behavior heaps that depends on the action and reaction situation between the source and the receiver. Communication process that encoded in a different kind of language occurs in every place and every situation that people contact with each other. Similarly, the relationship between the human and the non-living things can be regarded as communication. The communication between two or more people can be defined as interpersonal communication. Educational environment can also be considered as interpersonal communication environments where a communication occurs between teacher and students. Communication environment can be investigated in depth as cutting into sections which are person-oriented features, psychosocial and physical features of the environment. Therefore, communication processes in the educational environments can be evaluated depending on the students and the teachers. People developed some methods to communicate. However, it is possible to say that all communication methods meet in the common ground in terms of components that it uses as tools. The mentioned components can be expressed as “language” in general. Language both uses an organized way of combining words in order to communicate with our surroundings and also makes it possible to think about things and processes that we cannot already see, hear, feel, touch or smell. Mathematics which is a system composed of thoughts and ideas developed from generalization processes which contains cognitive learning such as theory, rule, problem solving methods can be considered as one of the best language in which consecutive abstract processes are defined. Different situations can arise due to the usage of the colloquial language in conjunction with the mathematical language that provides communication in the learning environments. Aiming to determine and define the factors of those situations, this study addresses the mathematical language in the context of representations. In the light of the qualitative paradigm, this study used the mixed method. This case study included 336 participants who were studied with fragmentally. More than one data collection technique -language scale, observation, interview, document analysis and interview form- were used within the present study. With the interpretations of the findings obtained through the use of content analysis, it is concluded that mathematics which has its own terminology is not seen as a language by the students. In this study where the necessity of the careful usage of the mathematical object is concluded it has been found that symbols are tried to be memorized. Besides, it is concluded that mathematical communication process is multidimensional. It is also concluded that some evaluations depending on the components of time, person, type and language should be made, and every dimension is separated into its sub dimensions and modeled

The examination of teacher student communication process in the classroom: mathematical communication process model

When it is taken into account that educational environments include communication processes between teachers and students, the existence of mathematical communication processes in math classes can also be mentioned. In this communication process, mathematic is considered as a lingua franca which ensure mutual understanding and using mathematical sentences - setting up a model, making a logical inferences, using mathematical symbols and abstraction are behaviors being expected from communicators. In this study, which is a part of a larger-scale study, it is discussed whether functional communication model can be obtained by deeply analyzing the communication between teacher and student in mathematics education process. This study is conducted by 9th grade students from two branches and two mathematics teachers, teachers' ways of using the language of mathematics have been compared by observing the mathematical communication processes during teaching the triangles. Content analysis has been made to observation data. It has been seen that mathematical communication process has a dynamic pattern. More than one factor affecting the process emerged. Therefore, it is concluded that mathematical communication is a process which must be handled multidimensional and functional model emerged

Numerical design and investigation of plasmonic lenses for maximum power focusing

We present the design and investigation of plasmonic lenses to achieve maximum power focusing for imaging applications. As opposed to commonly used slits opened on metallic structures, the designs are based on different arrangements of holes on metallic slabs. The structures are obtained via an optimization environment based on a three-dimensional numerical solver using an efficient implementation of the multilevel fast multipole algorithm (MLFMA) and optimization modules using genetic algorithm. We demonstrate the effectiveness of the designs via sample structures involving hexagonal holes on silver slabs