97 research outputs found

    Unilateral Absence of the Pulmonary Artery Incidentally Found in Adulthood

    Get PDF
    Unilateral absence of the pulmonary artery (UAPA) or pulmonary artery agenesis is a rare congenital disorder presenting with a wide spectrum of symptoms. UAPA is usually associated with cardiac anomalies and surgically treated in childhood. We report a rare case of a 50-year-old woman who was diagnosed with left pulmonary artery agenesis without any other cardiac anomalies. Clinicians should be aware of the possibility of undiagnosed cases of UAPA in patients through a chest radiograph that suggests the diagnosis. Confirmation of the diagnosis and anatomic details can be discerned by CT scanning

    KUŞ İĞDESİ’NDE (Elaeagnus angustifolia L.) YETİŞTİRME SIKLIĞININ FİDAN MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ

    Get PDF
    Bu çalışmada farklı sıklık derecelerinin Elaeagnus angustifolia L. fidanlarının morfolojik özellikleri üzerine etkileri araştırılmıştır. Bu amaçla Çankırı-Tatlıpınar orijininden toplanan tohumlar kullanılmıştır. Tohumlar Eğirdir Orman Fidanlığı açık alan koşullarında tesadüf parselleri deneme desenine uygun üç tekerrürlü olarak ekilmiştir. Çimlenmeler tamamlandıktan sonra sırasıyla birer metrekarelik parsellerde 3, 6, 9 ve 12 cm aralıklarda (metrekarede sırasıyla 165, 85, 55 ve 40 fidan) seyreltme yapılmıştır. Kontrol parselinde ise metrekarede ortalama 250 fidan bulunmaktadır. Fidanlar 1+0 yaşına ulaştığında fidan boyu, kök boğazı çapı, yan dal sayısı ve en uzun yan dalın boyu ölçülmüştür. Yapılan varyans analizi ve Duncan testi sonuçlarına göre özellikle 3 cm’den daha geniş aralık mesafelerle yetiştirilen fidanların tüm karakterler bakımından sık yetiştirilenlere oranla daha üstün oldukları ortaya çıkmıştır. Eğirdir Orman Fidanlığı koşullarında yapılan ekimlerin metrekarede 85-100 fidan olacak şekilde yapılması veya sık yapılan ekimlerin fidanlar arası mesafe 3-6 cm arasında olacak şekilde seyreltilmesi uygun olacaktır

    Doğu Akdeniz deki Atmosferik Parçacıkların, Kuru ve Yaş Çökellerin Kimyasal Karakterinin Belirlenmesi ve Türleştirilmesi: Menşe, Kaynak Bölgeler, Biyo-kullanılabilirlik ve Atmosferik Girdilerin Denizsel Üretime Etkisi

    Get PDF
    TÜBİTAK ÇAYDAG15.03.2016Ocak 2014 ve Nisan 2015 tarihleri arasında yoğun bir şekilde aerosol (iri, ince ve bulk) ve kuru ve yaş-çökel (yağmur) örneklemeleri yapılmıştır. Atmosferik parçacıkların kütle derişimleri, suda-çözünebilir majör türler, suda-çözünebilir organik azot, üre ve aminoasit konsantrasyonları belirlenmiştir. Son on yılda partikül madde kompozisyonun belirgin bir şekilde değiştiği gözlenirken özellikle ikincil aerosoller sülfat, amonyum ve nitrat derişimlerinin % 50’lere varan düşüşler sergiledikleri belirlenmiştir. Suda-çözünebilir organik azot’un hem atmosferik parçacık (% 37) hem de yağmur (% 29) fazında toplam azota, sudaçözünebilir inorganik azotlar kadar katkı yapabileceği bulgulanmıştır. Tespit edilen üre derişimlerinin aerosol ve yağmurda organik azota sırasıyla % 17 ve % 6 katkı yaptığı bulunurken aminoasit azot katkılarının pek önemli olmadığı gözlenmiştir. Polifosfatların suda-çözünebilir fosfatlara % 20’ler seviyesinde katkı yapabileceği anlaşılırken göz ardı edilemeyecekleri ortaya konmuştur. Suda-çözünebilir organik azotun büyük bir kısmının tarımsal aktivitelerden kaynaklandığı ne var ki, ürenin hem mineral toz hem de tarımsal kökene sahip olduğu bulgulanmıştır. Fosforun; mineral toz (% 34) ve tarımsal (% 33) olmak üzere başlıca iki ana kaynağı olduğu anlaşılmıştır. Alüminyum iz metalinin büyük bir kısmı anyonik forumda gözlenirken demirin anyonik formunun katyonik formuna kıyasla 1,2 kat daha yüksek olduğu görülmüştür. Hem Kıyı hem de Açık istasyonlardan elde edilen yüzey sularına iki değişik içeriğe sahip toz eklenmiştir. Deneyler süresince klorofil miktarının artış sergilediği gözlenirken fosforun ortamdan çekilerek 0,3 nM seviyelerine düşürüldüğü tespit edilmiştir. Denizsel alan çalışmaları, 10 Nisan ve 29-30 Nisan 2015 tarihlerinde yüzey sularında tespit edilen Chl-a artışının, yağan yağmurlarla ilişkili olabileceği göstermiştir.Intensive samplings of both aerosol (fine/coarse and bulk) and rainwater were carried out between January 2014 and April 2015. Determination of mass composition, water soluble major species, water soluble organic nitrogen, urea and amino acid concentrations in atmospheric particles was carried out. Significant changes have been observed in the composition of particulate matter in the last ten years, especially the concentrations of secondary aerosols such as sulfate, amonnium and nitrate were determined to have decreased down to 50% of previous levels. It was found out that contribution of water soluble organic nitrogen is comparable to those of water soluble inorganic nitrogen in both aerosols (37%) and rainwater (29%). While it was observed that urea comprised 17% and 7% of total organic nitrogen in aerosol and rainwater, respectively, contribution of amino acids was found to be insignificant. It has been established that contribution of polyphosphates to water soluble phospates can reach up to a non-negligible 20%. Majority of water soluble organic nitrogen was found to originate from agricultural activities, while urea, was found to be of mixed origin, with comparable contributions from mineral dust and agricultural activities. The two main sources of phosphorus was determined to be mineral dust and agriculture, accounting for 34 and 33 % of total concentration, respectively. It has been observed that major fraction of soluble Al is found in anionic form, while the concentration of anionic soluble Fe is 1.2 times greater than of cationic Fe. Surface waters which were obtained from both coastal and open waters were treated with atmospheric dust of two different compositions. In the course of experiments, chlorophyll was recorded to increase in all treatments while phosphorus was assimilated from the medium down to 0,3 nM. The possible relationship between rain event and Chl-a increase in the surface waters observed in the cruises of April 10 and 29-30 2015 has been documented

    Doğu Akdeniz'de mevcut farklı ekosistemlerin - upwelling bölgeleri, açık deniz ve kıta sahanlığı suları - dinamikleri, bakteriyel ve birincil üretim potansiyelleri, üst trofik seviyelere yansımaları

    Get PDF
    TÜBİTAK ÇAYDAG15.10.2014Türkiye denizleri, su bütçesi, atmosferik ve karasal girdiler, taban topoğrafyası, iklimsel evrim gibi temel etkenlerin belirlediği fiziksel, kimyasal, biyolojik özellikler bakımından büyük farklılıklar içeren zengin ve değişken deniz ekosistemlerini barındırmaktadır. Birincil üretim potansiyelleri açısından Karadeniz’in özellikle kuzeybatı kıta sahanlığı ötrofik, Marmara Denizi ve körfezleri ileri derecede ötrofik, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz oligotrofik yapı sergilemektedir. Özgün bir dinamiği olan Doğu Akdeniz, genelde bir uç oligotrofik sistem olarak tanımlansa da, kendi içinde önemli bölgesel farklılıklar göstermektedir. Özellikle karasal tatlı su ve besin girdilerinden etkilenen kuzeydoğu kıta sahanlığı (Mersin ve İskenderun Körfezleri) ve ‘upwelling’ dinamiğinden etkilenen Rodos döngüsünde önemli düzeylerde birincil üretim potansiyeline sahiptirler ve daha yoksul olan açık denizden farklıdırlar. Aktif dinamik yapıya ve zengin biyolojik çeşitliliğe sahip kıyısal denizlerimizin sürekli gözlem, analiz ve model öngörüleri aracılığıyla araştırılmasının sürdürülmesi, büyük stratejik önemi haizdir. Çalışma O.D.T.Ü. Deniz Bilimleri Enstitüsü Araştırma Gemisi Bilim-2 ile anılan sahalarda ve istasyonlarda mevsimsel bazda gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma ile fonksiyonel olarak üç farklı ekosistemi teşkil eden alanlarda bakteriden balıklara uzanan besin zincirinde olası yapısal farklılıklar, üretim potansiyelleri, dinamikleri karşılaştırılmış, toplanan diğer çevre faktörleri ile etkileşimleri irdelenmiştir.Turkish seas accommodate rich and varied marine ecosystems which are diverse in their physical, chemical, biological characteristics as a result of differences in basic driving factors such as the water budget, atmospheric and land-based inputs, bottom topography, climatic evolution. In terms of primary production potential, the Black Sea especially the northwestern continental shelf exhibits eutrophic characteristics, while Marmara Sea and its bays are highly eutrophic, and Aegean and Eastern Mediterranean Seas display oligotrophic structure. Although the Eastern Mediterranean with its rather unique characteristics is often defined as an ultra-oligotrophic system, there are significant regional differences within the system. The northeastern continental shelf (Mersin and İskenderun Bays) influenced by land-based fresh water and nutrient sources and the Rhodes Gyre influenced by ‘upwelling’ dynamics have potential for high primary production, while the open sea is relatively poor. Continued research through continuous observations, analyses and model predictions have immense strategic importance for the well being of our coastal seas possessing energetic dynamics and rich biological diversity. It is proposed that the physical-biochemical variability of the diverse northern Levantine Sea ecosystems be investigated through systematic observations during oceanographic cruises, as well as model-based predictions. Study has been conducted seasonally aboard Research Vessel Bilim-2 of the Institute of Marine Sciences of Middle East Technical University in the referred areas and stations. Throughout the study, in areas that represent the three different functional ecosystems, possible structural differences, productivity potential, and dynamics were compared in the food chain spanning bacteria to fish, and their interactions with the other environmental factors were investigated

    Abd al-Ghani al-Nabulusi And His Travel Book named Al-Haqiqa wa'l-Majaz fi Rihlat Bilad al-Sham wa Misr wa'l-Hijaz

    No full text
    Yüksek Lisans TeziBu çalışmada Abdulġani en-Nablusî’nin hayatı, eserleri ve “el-Hakikatu ve’l-Mecâz fî Rıhleti Biladi’ş-Şâm ve Mısr ve’l-Hicâz” Adlı seyahatnamesi üzerinde durulmuştur. Çalışma bir giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde seyahat, seyahatname, rıhle gibi terimler seyahatin amaçları üzerinde durulmuştur. Birinci bölümde Abdulġanî en-Nablusî’nin Hayatı, eğitimi, hocaları, edebi kişiliği ve eserleri üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde Abdulġanî en-Nablusî’nin el-Hakikatu ve’l-Mecâz fî Rıhleti Biladi’ş-Şâm ve Mısr ve’l-Hicâz” adlı seyahatnamesi üzerinde durulmuştur. Eser hakkında ve yaptığı yolculukla ilgili olarak gittikleri yerler hakkında bilgiler verilmiştir. Ayrıca kitabında yer alan Âyet-i Kerimeler, Hadis-i Şerifler ve şiir örnekleri verilmiştir.This study focused on the life, works of Abdulgani en-Nablusi and his travel book named al-Haqiqa wa’l-Majaz fi Rihlat Bilad al-Sham wa Misr wa’l-Hijaz. The study consists of an introduction and two parts. In the introductory section, terms such as travel, travelogue, and rıhle are emphasized. The first chapter focuses on the life, education, teachers, literary personality and works of Abdulgani en-Nablusi. In the second chapter, Abdulghani en-Nablusi's Travel Book Named ”Al-Haqikatu wa'lMejaz fi Rıhleti Biladi al-Sham and Misr wa'l-Hijaz” was discussed. Information was given about the work, and information was given about the places they went about their journey. In addition, examples of verse, hadith and poetry are given in his book

    İstanbul Boğazı Fitoplankton Dinamikleri

    No full text
    İstanbul Boğazı Fitoplankton DinamikleriZahit UYSAL1, Süleyman TUĞRUL1, Ahsen YÜKSEK21Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Deniz Bilimleri Enstitüsü, Erdemli, Mersin2İstanbul Üniversitesi, Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü, Vefa, İstanbulSorumlu yazar e-posta: [email protected] Deneyi (MAREX & PERSEUS) kapsamında İstanbul Boğazı Karadeniz girişine yakın tek istasyonda 14 Haziran 2012 – 14 Haziran 2013 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversite’leri Deniz Bilimleri Enstitüleri arasında ortaklaşa biyolojik ve kimyasal parametreleri kapsayan İstanbul Boğaz’ı yüzey suyu örnekleme programı yürütülmüştür. Ayda iki kez olmak üzere yüzeyden alınan fitoplankton örneklerinde tür kompozisyonu ve sıklıkları çalışılmıştır. Fitoplankton örnekleri çöktürme silindirleri kullanılarak ters bakan mikroskopta incelenmiştir. Buna ek olarak, yüzey besin tuzları (toplam fosfor, fosfat, nitrat, nitrit, amonyum, silikat) ve klorofil a ölçümleri için su örnekleri alınmıştır. Bir yıllık izleme döneminde 51 farklı cinse ait 96 tür tanımlanabilmiştir. Genelde yıl boyu fitoplankton gruplarının dağılımına bakıldığında sayıca diyatomlar diğerlerine oranla daha baskındır. Toplam sıklığa diyatomlar %65.0, kokkolithoforidler %33.0 ve dinoflagellatlar %2.0 katkıda bulunmuşlardır. Sıklıkla gözlenen türler arasında diyatom Pseudo-nitzschia delicatissima (Cleve) Heiden, 1928, Chaetoceros curvisetus Cleve, 1889, Skeletonema costatum (Greville) Cleve, 1873, Dactyliosolen fragilissimus (Bergon) Hasle, 1996, Nitzschia tenuirostris Mer, Nitzschia longissima (Brebisson) Ralfs, 1861, Chaetoceros neogracile S.L. Van Landingham, 1968, ve kokkolithoforid Emiliania huxleyi (Lohmann) W.W. Hay & H.P. Mohler, 1967 sayılabilir. Populasyon sıklığı en düşük 6.6 × 104 hücre/litre (13 Ağustos 2012) ve en yüksek 7.4 × 106 hücre/litre (14 Mayıs 2013) arasında değişmiştir. Yaz döneminde diyatom ve kokkolithoforidler eşit oranlarda baskın grupları oluşturmuştur. Güz döneminde kokkolithoforid Emiliania huxleyi baskın türü oluşturmuştur. Kış ve ilkbahar dönemlerinde ise diyatomlar baskın grubu oluşturmuştur. Dinoflagellatlar ise her iki diğer gruba karşın sayıca en düşük düzeylerde temsil edilmişlerdir. Komünite Kasım-Aralık ve Mayıs-Haziran dönemlerinde türce en zengin, Ağustos 2012’de ise türce en fakir düzeylerde gözlenmiştir. Yıl boyunca yüzey nitrat, nitrit ve fosfat derişimleri sırası ile 0.07 – 5.04, 0.02 – 0.56 ve 0.02 – 0.54 M aralıklarında değişmiştir; yıllık ortalamaları sırasıyla 1.23, 0.13 ve 0.12 M olarak hesaplanmıştır. Toplam fosfor, reaktif silikat ve amonyum konsantrasyonları yıl boyunca 0.29 – 1.30, 0.21 – 8.32 ve 0.08 – 14.24 M aralıklarında değişmiştir; yıllık ortalamaları sırasıyla 0.56, 2.17 ve 3.40 M olarak hesaplanmıştır. Yüzey klorofil a konsantrasyonu 0.11 – 1.44 g l-1 aralığında değişmiş olup yıllık ortalama seviyesi 0.47 g l-1 olmuştur. Fitoplankton yoğunluğuna paralel olarak yüksek klorofil a seviyeleri kış & ilkbahar dönemlerinde gözlenmiştir.Anahtar Kelimeler: Fitoplankton, İstanbul Boğazı

    Seasonal variation of the phytoplankton composition in the northern Levantine Sea

    No full text
    Seasonal and spatial distribution of phytoplankton pigment composition in July & Sep 2012 and Mar & May 2013 was studied at five stations in different parts of the northern Levantine Sea from Mersin Bay to Rhodes Gyre. Total chlorophyll a concentrations varied 0.001 – 0.578 mg m-3 during the study. The highest value was measured in cyclonic Rhodes Gyre at 70 meters in Deep Chlorophyll Maximum (DCM). But, concentrations were found less than 0.1 mg m-3 in offshore waters and Rhodes Gyre. Seven phytoplankton groups (diatoms, dinoflagellates, prymnesiophytes, chlorophytes, chrysophytes, cyanophytes and prochlorophytes) were detected in the study area during the study period. While diatom were found dominant group in coastal waters in July 2012 and March 2013, cyanophytes dominated coastal phytoplankton composition in September 2012 and May 2013. Competition in between two major group namely prokaryotic picoplankton (cyanophytes and prochlorophytes) and eukaryotic nanoflagellates (prymnesiophytes-coccolithophorids, chlorophytes and chrysophytes) was observed in offshore waters and Rhodes Gyre. Although mean contribution of both groups to composition were calculated about 42-43%, their contribution was highly variable according to season, region and depth in offshore waters and Rhodes Gyre
    corecore