8 research outputs found
Candida auris
Candida türlerinin neden olduğu enfeksiyonlar günümüzde yoğun bakım hastaları, immun sistemi baskılanmış hastalar gibi özellikli hastalarda ciddi morbidite ve mortalite kaynağı olarak giderek artan oranda karşımıza çıkmaktadır
Servikal Örneklerde HPV-DNA Sıklığı ve Genotip Dağılımı ile Sitolojik İnceleme Sonuçlarının Değerlendirilmesi
Giriş: İnsan papilloma virüsü [human papillomavirus (HPV)]’nün neden olduğu rahim ağzı kanseri, kadınlarda en sık görülen dördüncü kanserdir. Rahim ağzı kanserinin önlenmesi veya erken teşhisi için son yıllarda yapılan çalışmalarda HPV-DNA testinin sitolojiye göre daha fazla koruma sağladığı, daha duyarlı ve uygun maliyetli olduğu bildirilmiş, tarama programlarında kullanılması önerilmiştir. Bu çalışmada İzmir bölgesindeki servikal örneklerde HPV genotiplerinin belirlenmesi ve PAP smear sonuçlarının değerlendirilmesi amaç- lanmıştır. Materyal ve Metod: Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine başvuran 19-61 yaş arası 371 kadın hastanın (ortalama= 35.6) servikal sürüntü örneklerinin HPV-DNA sonuçları retrospektif olarak incelenmiş ve PAP smear sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Bulgular: Üç yüz yetmiş bir örneğin 150 (%40.4)’sinde HPV-DNA tespit edilmiştir. Bu 150 örneğin %12.9’unda sitolojik anormallikler de tespit edilirken, %25.3’ünde herhangi bir anormallik tespit edilmemiştir. En sık olarak HPV 16 (%45.3) bulunmuş, bunu HPV 56 (%17.3), HPV 18 (%12.0) ve HPV 51 (%12.0) izlemiştir. Sonuç: İnsan papilloma virüs prevalansı ve genotipleri çalışılan bölge ve gruba göre farklılık göstermektedir. Türkiye’de HPV pozitifliği %3.2 ile %80.0 arasında rapor edilmiştir. Bu çalışmada HPV-DNA pozitifliği %40.4 iken, sitolojik anormalliği olan hastalarda bu oran %51.6’ya çıkmıştır. Çalışmada sadece yüksek riskli genotipler incelenmiştir. Dünyada en yaygın biçimde HPV 16 ve 18 ile karşılaşılırken, takip eden genotipler farklılık gösterebilmektedir. Bu çalışmada da en sık HPV 16 bulunmuş, bunu HPV 56 HPV 18 ve HPV 51 izle- miştir. Örneklerin %25.1’inde sitolojik anormallikler tespit edilmiş ve en sık ASC-US/ASC-H (%55.9)’ye rastlanmış, bunu sırasıyla “low grade squamous intraepithelial lesion (%23.6) ve “high grade squamous intraepithelial lesion” (%11.7) izlemiştir. Sitolojik incelemede anormallik olmayan olguların %37’sinde HPV-DNA saptanmış ve bunların %56.4’ünün HPV 16 ve/veya 18 olduğu görülmüştür. Sonuç olarak bu çalışma, HPV 16’nın en sık saptanan genotip olduğunu ve takip eden genotiplerin değişebileceğini desteklemektedir. Bölgeler arası farklılıkların ortaya konulması ve aşı çalışmalarına ışık tutabilmesi için çok sayıda kadını kapsayan çok merkezli çalışmaların yapılması gerekmektedir. Ayrıca çalışmada patoloji saptanmayan örneklerde yüksek riskli HPV genotiplerinin saptanması da HPV-DNA testinin rahim ağzı kanserinin önlenmesinde ve erken tanıda öneminin vurgulanması açısından değerlidir.Introduction: Cervical cancer caused by human papillomavirus (HPV) is the fourth most common cancer in women. In recent studies conducted for the prevention or early diagnosis of cervical cancer, it has been reported that HPV-DNA testing provides more protection than cytology, is more sensitive and cost-effective, and its use in screening programs has been recommended. This study aimed to determine HPV genotypes in cervical samples in the Izmir region and to evaluate PAP smear results. Materials and Methods: HPV-DNA results of cervical swab samples of 371 female patients (mean= 35.6) aged between 19-61 who applied to Dokuz Eylül University Medical Faculty Hospital were retrospectively examined and compared with PAP smear results. Results: HPV-DNA was detected in 150 of 371 samples (40.4%). Cytological abnormalities were also detected in 12.9% of these 150 samples, while no abnormalities were detected in 25.3%. The most common was HPV 16 (45.3%), followed by HPV 56 (17.3%), HPV 18 (12.0%) and HPV 51 (12.0%). Conclusion: Human papillomavirus prevalence and genotypes vary according to the region and group studied. In Türkiye, HPV positivity was reported between 3.2% and 80.0%. In this study, HPV-DNA positivity was 40.4%, while this rate increased to 51.6% in patients with cytological abnormalities. Only high-risk genotypes were examined in the study. While HPV 16 and 18 are most commonly encountered in the world, the following genotypes may differ. Also in our study, HPV 16 was found most frequently, followed by HPV 56, HPV 18 and HPV 51. Cytological abnormalities were detected in 25.1% of the samples and ASC-US/ASC-H (55.9%) was the most common, followed by LSIL (23.6%) and HSIL (11.7%). HPV-DNA was detected in 37% of the cases without abnormalities in the cytological examination and 56.4% of these were found to be HPV 16 and/or 18. In conclusion, this study supports that HPV 16 is the most frequently detected genotype and that the following genotypes may vary. Multicenter studies covering a large number of women are needed to reveal regional differences and to shed light on vaccine studies. In addition, the detection of high-risk HPV genotypes in samples where no pathology was detected in the study is also valuable in terms of emphasizing the importance of HPV-DNA testing in the prevention and early diagnosis of cervical cancer
A 5-year study of adenoviruses causing conjunctivitis in Izmir, Turkey
© 2014 Wiley Periodicals, Inc.Adenoviruses are a common cause of conjunctivitis. Genotypes are diverse and differ according to population and geographical distribution of the virus. There is limited data regarding ocular adenoviral infections and genotype distribution in Turkey. This study aimed to determine the adenovirus genotypes and their epidemiological features among patients with conjunctivitis between 2006 and 2010, in Izmir, Turkey. Adenoviral DNA was detected by PCR in 213 of 488 (44%) of the ocular samples collected from patients with viral conjunctivitis during the 5-year study period. Of these, 101 (47%) were randomly chosen and genotyped by sequence analysis. Seven genotypes were identified, including 3, 4, 8, 11, 19, 37, and 53. Genotype 8 and 4 were the dominant types detected in 67 (66.3%) and 25 (24.7%) of the samples, respectively. Other five genotypes (3, 11, 19, 37, 53) were detected in 9 (8.9%) samples. Genotype and seasonal differences observed throughout the study. Human adenoviruse (HAdV)-8 was the most frequent type, except 2008. The prevalence of genotype 4 increased starting from 2006, became dominant in 2008 and decreased in the following years. The peak season was mostly spring months, although it was possible to detect positive samples throughout the year. In conclusion, genotype 8 followed by genotype 4 was the most frequent adenoviral types causing conjunctivitis during the 5-year study period. Findings suggest that there is a slow shift between genotypes throughout the years. J. Med. Virol. 87:472-477, 2015