Cehri Rhamnus petiolaris 'den Elde Edilen Renkler

Cehri, yöne göre % 25, % 50, % 100 oranlar ı nda 1/2 ve 1 saat kaynat ı larak sıcak ekstrakt, 24 saat soğuk suda bekletilerek soğuk ekstrakt elde edilmiştir. Bu ekstraktlarla 14 adet mordan kimyasal madde yüne göre % 1, % 2, % 3 oran ı nda kullanı larak 378 adet mordanlı 9 adet mordans ız boyama yapı lmıştı r. Boyanmış yün ipliklerinde elde edilen renkler adland ı nlmış ve datacolarla değerlendirilmiştir. Ekle edilen renkler aç ı k saman sarısı , kehribar, zerdeçal, pişmiş elma gibi renklerden salamura yaprağa kadar değişiklik göstermiştir

Of the importance of a leaf: the ethnobotany of sarma in Turkey and the Balkans

BACKGROUND: Sarma - cooked leaves rolled around a filling made from rice and/or minced meat, possibly vegetables and seasoning plants - represents one of the most widespread feasting dishes of the Middle Eastern and South-Eastern European cuisines. Although cabbage and grape vine sarma is well-known worldwide, the use of alternative plant leaves remains largely unexplored. The aim of this research was to document all of the botanical taxa whose leaves are used for preparing sarma in the folk cuisines of Turkey and the Balkans. Methods: Field studies were conducted during broader ethnobotanical surveys, as well as during ad-hoc investigations between the years 2011 and 2014 that included diverse rural communities in Croatia, Bosnia and Herzegovina, Serbia, Kosovo, Albania, Macedonia, Bulgaria, Romania, and Turkey. Primary ethnobotanical and folkloric literatures in each country were also considered. Results: Eighty-seven botanical taxa, mainly wild, belonging to 50 genera and 27 families, were found to represent the bio-cultural heritage of sarma in Turkey and the Balkans. The greatest plant biodiversity in sarma was found in Turkey and, to less extent, in Bulgaria and Romania. The most commonly used leaves for preparing sarma were those of cabbage (both fresh and lacto-fermented), grape vine, beet, dock, sorrel, horseradish, lime tree, bean, and spinach. In a few cases, the leaves of endemic species (Centaurea haradjianii, Rumex gracilescens, and R. olympicus in Turkey) were recorded. Other uncommon sarma preparations were based on lightly toxic taxa, such as potato leaves in NE Albania, leaves of Arum, Convolvulus, and Smilax species in Turkey, of Phytolacca americana in Macedonia, and of Tussilago farfara in diverse countries. Moreover, the use of leaves of the introduced species Reynoutria japonica in Romania, Colocasia esculenta in Turkey, and Phytolacca americana in Macedonia shows the dynamic nature of folk cuisines. Conclusion: The rich ethnobotanical diversity of sarma confirms the urgent need to record folk culinary plant knowledge. The results presented here can be implemented into initiatives aimed at re-evaluating folk cuisines and niche food markets based on local neglected ingredients, and possibly also to foster trajectories of the avant-garde cuisines inspired by ethnobotanical knowledge

Türk halk masallarının öğrencilerin insani değerlere yönelik tutumlarına etkisi

In this study, it is aimed to investigate the effect of values education-related activities through Turkish folk tales on 8th graders’ attitudes towards human values. For this purpose, some Turkish folk tales which concentrate on responsibility, friendship/companionship, peace, respect, tolerance and honesty were selected and taught in accordance with the methods of values education. An experimental pre-test – post-test control group design was used in the study. There were 22 students in the experimental group and 20 students in the control group. To collect the data, the "Human Values Scale" was administered. Independent-samples t tests were used to analyze the data. As a result, significant differences were found in favor of the experimental group [t(40)=8.899, p<0.05]. According to this, values education-related activities through Turkish Folk tales had positive impact on 8th graders’ attitudes towards human values such as responsibility, friendship / companionship, peace, respect, tolerance and honesty.Bu araştırmada Türk halk masallarından faydalanılarak değerler eğitimi yöntemlerine uygun geliştirilen etkinliklerin, ilköğretim 8. sınıf öğrencilerinin insani değerlere yönelik tutumlarına etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, sorumluluk, dostluk/arkadaşlık, barışçı olma, saygı, hoşgörü ve dürüstlük gibi insani değerler üzerinde yoğunlaştığı düşünülen bazı Türk halk masalları seçilerek değerler eğitimi yöntemlerine uygun bir şekilde işlenmeye çalışılmıştır. Çalışmada ön-test – son-test kontrol gruplu deneme modeli kullanılmıştır. Deney grubu 22, kontrol grubu ise 20 öğrenciden oluşmuştur. Araştırma verilerinin toplanması için her iki gruba deneysel çalışma sürecinin başında ve sonunda “İnsani Değerler Ölçeği” uygulanmıştır. Verilerin analizinde ilişkisiz örneklemler t testinden yararlanılmıştır. Analiz sonucunda deney ve kontrol grubunun son test ölçüm sonuçları [t(40)=8.899, p<0.05].incelendiğinde deney grubu öğrencileri lehine anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür. Bu sonuca göre, Türk halk masallarından faydalanılarak değerler eğitimi yöntemlerine uygun geliştirilen etkinlikler, öğrencilerin sorumluluk, dostluk/arkadaşlık, barışçı olma, saygı, hoşgörü ve dürüstlük gibi insani değerlere ilişkin tutumları ve davranışlarına olumlu bir etki göstermişti

Büyük Taklitçi - Oküler Sifiliz

We examined a 44-year-old woman without any known systemic disease with a decreased vision of a month duration in her left eye. She had undergone left uneventful cataract surgery with intraocular lens implantation elsewhere 14 years ago. On examination, her Snellen visual acuity was 1.0 (with the correction of –0.50–0.25 × 120) in the right eye and 0.4 (with the correction of +0.75–2.25 × 115) in the left. There was left hypochromic heterochromia. While the right anterior segment was unremarkable, there were small to medium-sized keratic precipitates, 3+ anterior chamber cells, a posterior chamber intraocular lens with an intact posterior capsule, and a few vitreous cells in the left eye. Fundus autofluorescence imaging revealed peripapillary hyperautofluorescence in the left eye, and fluorescein angiography revealed a marked optic nerve head and perivascular leakage at the posterior pole. The findings were not compatible with Fuchs uveitis, so the full infectious panel was worked out. Serologic investigations yielded the presence of syphilis, and the patient was treated successfully with systemic antibiotics. Our case demonstrates the mimicking nature of ocular syphilis and the importance of high clinical suspicion when reaching the correct diagnosis.</p

Yagi-uda array patch antenna simulations and realization

Kablosuz haberleşme sistemlerinde, tekli anten yapıları yerine dizi antenler kullanılarak istenen yönde daha güçlü bir ışıma elde edilir. Işıma gücünü artırmak için daha büyük anten yapıları kullanılabilir ancak bunun da bir sınırı vardır ve istenmeyen yönlerde de ışımalar oluşur. Bu nedenle, haberleşme sistemlerinde anten dizilerinin önemi giderek artmaktadır. VHF, UHF radyo ve TV yayınları için özel olarak tasarlanmış olan YagiUda antenler en çok bilinen dizi antenlerdir. Daha yüksek frekanslarda çalışan dizi antenler tasarlamak için daha büyük dipol anten yapıları kullanmak gerekir. Bu çalışmada kablosuz sistemler için yaygın olarak kullanılan yama anten teknolojisi ile 2.4 GHz çalışma frekansında çalışan 3 elemanlı Yagi-Uda Dizi Yama Anten (YUDYA) elde edebilmek için farklı sayıda benzetimler CST elektromanyetik programı ile yapılmış ve en iyi ışımaya sahip YUDYA labaratuvar ortamında gerçekleştirilmiştir. 3 elamanlı YUDYA koaksiyel besleme yöntemi ile beslenmiş, dizi elemanlarının boyutları CST programı üzerinde optimize edilerek anten performansına etkileri karşılaştırmalı olarak analiz edilmiştir.In wireless communication systems, using a series of antennas instead of single antenna structures, a stronger radiation is obtained in the desired direction. Larger antenna structures can be used to increase luminescence, but this has a limit and radiations occur in unwanted directions. Therefore, the importance of antenna arrays is increasing in communication systems. Designed specifically for VHF, UHF radio and TV broadcasts, Yagi-Uda antennas are the most well-known array antennas. In order to design array antennas operating at higher frequencies, it is necessary to use larger dipole antenna structures. In this study, in order to obtain a 3-member Yagi-Uda Array Patch Antenna (YUDYA) operating at 2.4 GHz operating frequency with patch antenna technology commonly used for wireless systems, different simulations were performed with CST electromagnetic program and carried out in the best radiated YUDYA laboratory environment. The three element YUDYA was fed by coaxial feeding method, the dimensions of the array elements were optimized on CST program and their effects on antenna performance were analyzed comparatively

Meyan Glycyrrhiza glabra L. Kökünden Elde Edilen Renkler ve Bu Renklerin Bazı Haslık Değerleri Üzerine Bir Araştırma

Bu araşt ı rmada meyan Glycyrrhiza glabra L. kökü kullan ı larak mordans ı z ve mordanl ı olmak üzere toplam 22 adet boyama yap ı lmışt ı r. Elde edilen renkler objektif ve subjektif olarak de ğerlendirilmiştir. Renklerin genel olarak ışı k hasl ı kları 3 ile 6, sürtünme hasl ı kları 2-3 ile 4, yaş su damlas ı hasl ı kları 3-4 ile 4-5, kuru su damlas ı hasl ı kları 5 olarak bulunmuştur

Design and fabrication of circular microstrip antenna with different feeding methods for wlan applications

Kablosuz yerel alan ağlarında (WLAN) ve günümüz teknolojisi ile hızla artan kişisel iletişim araçlarında mikroşerit antenlerin (MA) kullanımı, yüzeylere kolay montaj, hafif ve kolay imalat nedeniyle yaygınlaşmıştır. Literatür incelendiğinde, MA'ların düşük güç, düşük verimlilik ve dar çalışma frekans bandı gibi ana dezavantajları olduğu görülmektedir. Bu dezavantajların etkilerini en aza indirmek için, çeşitli boyut ve şekillerde (genellikle daire, dikdörtgen ve üçgen) tasarlanmış MA'ların farklı besleme yöntemleriyle beslendiği gözlenmiştir. Bu çalışmada WLAN bandında (2.4 GHz) yayın yapan mikroşerit hat ve koaksiyel kablo ile beslenen iki adet dairesel MA (DAMA) elektromanyetik tasarım ve analiz metodunu kullanan CST programı ile tasarlanmış ve laboratuvar ortamında üretilmiştir. Üretilen DAMA’ların ölçümleri sonucu elde edilen veriler karşılaştırılarak farlı besleme metotlarının anten performansı üzerindeki etkileri gözlemlenmiştir.The use of microstrip antennas (MA) in Wireless local area networks (WLAN) and personal communication tools, which are rapidly increasing in use with today's technology, has become widespread due to their easy installation on surfaces, light weight and easy fabrication. It is seen that MAs have major disadvantages such as low power, low efficiency and narrow frequency operating band, when studies in the literature are examined. In order to minimize the effects of these disadvantages, it has been observed that MAs, which are designed in various sizes and shapes (generally circle, rectangular and triangular), are fed with different feeding methods. In this study, two circular microstrip antenna (CMA) in WLAN band (2.4 GHz), fed by micro-strip line and coaxial cable, were designed with CST program using electromagnetic design and analysis method and produced in laboratory. By comparing the data obtained from the measurements of the CMA’s produced, the effects of feeding methods on antenna performance were observed

Design and fabrication of rectangular microstrip antenna with different dimensions and feeding methods operating at 2.4 ghz resonant frequency

Günümüzde mikroşerit antenler (MA), diğer mikrodalga anten çeşitlerine göre daha üstün özelliklere sahip olmasına bağlı olarak kablosuz haberleşme sistemlerinde sıkça tercih edilen anten türü haline gelmiştir. Literatürdeki çalışmalar incelendiğinde, MA’lar için yapılan çalışmaların çoğu, analizlerinin kolaylığı sebebiyle dikdörtgen, üçgen ve daire gibi düzgün geometrik şekiller üzerine yoğunlaştığı görülmektedir. MA’ların çalışma frekansları antenin fiziksel ve elektriksel parametreleri ile değişirken, bant genişliği, anten kazancı ve geri dönüş kaybı gibi performans parametreleri farklı besleme yöntemleri ve besleme noktası seçimleri ile değişmektedir. Bu çalışmada, 2.4 GHz frekansında çalışan farklı boyutlara sahip (60 mm x 40 mm ve 50 mm x 45 mm) mikroşerit hat ve koaksiyel beslemeli iki dikdörtgen MA (DMA) tasarlanmış ve gerçekleştirilerek ölçümleri yapılmıştır. DMA tasarımları sonlu integral metodunu temel alan CST elektromanyetik benzetim programı ile yapılmış ve laboratuvar ortamında gerçekleştirilmiştir. Farklı boyut ve besleme yöntemli iki DMA’nın ölçümleri neticesinde elde edilen sonuçlar performans parametreleri üzerinden karşılaştırılarak besleme yöntemi ve besleme noktası seçimlerinin bu parametreler üzerine etkileri analiz edilmiştir.Today, microstrip antennas (MA) have become the preferred antenna type in wireless communication systems due to their superior characteristics compared to other types of microwave antennas. When the studies in the literature are examined, it is seen that most of the studies for MAs concentrate on smooth shaped geometric shapes such as rectangles, triangles and circles due to their ease of analysis. While the operating frequencies of the MAs vary with the physical and electrical parameters of the antenna, performance parameters such as bandwidth, antenna gain and return loss vary with different feeding methods and feed point selections In this study, it has different dimensions (60 mm x 40 mm and 50 mm x 45 mm) operating at a frequency of 2.4 GHz two rectangular MA (DMA) with microstrip line and coaxial feed were designed and measured. DMA designs were made with the CST electromagnetic simulation program based on the finite integral method and were carried out in the laboratory. The results of two DMA measurements with different dimensions and feeding methods were compared over performance parameters and the effects of feeding method and feeding point selection on these parameters were analyzed

Kdkboya Rubia tinctorum L. 'dan Elde Edilen Renkler ve Bu Renklerin Yün Halı İplikleri Üzerindeki Işık ve Sürtünme Haslıkları

Bitkisel boyalardan Ruble finctorum L. doğ al boyalar içinde önemli bir yere sahiptir. Kokboyadan elde edilen renkler ve bu renklerin yün hah iplikleri üzerindeki ışı k ve sürtünme hasl ığı incelenmistir. Bununla bitkisel boyac ı l ı kta önemli bir yere sahip oian kökboya ile herhangi bir renk için tespit edilecek bir boyama tekni ğ i ve hasl ı k değeri, hal ı ipliğ ini boyamada seçilecek en ideal mordan, mordan oran ı , bitki oran ı ve boyama yöntemi saptanmaya çal ış ' Im ı st ı