A novel endonuclease IV post-PCR genotyping system

Here we describe a novel endonuclease IV (Endo IV) based assay utilizing a substrate that mimics the abasic lesions that normally occur in double-stranded DNA. The three component substrate is characterized by single-stranded DNA target, an oligonucleotide probe, separated from a helper oligonucleotide by a one base gap. The oligonucleotide probe contains a non-fluorescent quencher at the 5′ end and fluorophore attached to the 3′ end through a special rigid linker. Fluorescence of the oligonucleotide probe is efficiently quenched by the interaction of terminal dye and quencher when not hybridized. Upon hybridization of the oligonucleotide probe and helper probe to their complementary target, the phosphodiester linkage between the rigid linker and the 3′ end of the probe is efficiently cleaved, generating a fluorescent signal. In this study, the use of the Endo IV assay as a post-PCR amplification detection system is demonstrated. High sensitivity and specificity are illustrated using single nucleotide polymorphism detection

Morphological changes of the nasal cavity induced by rapid maxillary expansion. a study on 3- d computed tomography models

2. Burun boşluğunum morfolojisinde hızlı űstçene genişletmesi ile oluşan değişiklilkerin 3 boyutlu tomografi ile değerlendirilmesi. Bu çalışmada Hızlı Üstçene Genişletmesi uygulanmış hastaların nazal kavitelerinde meydana gelen hacim değişikliğinin değerlendirilmesi, hastalardan bilgisayarlı tomografi alınarak verilerin oluşturulması ve bu veriler doğrultusunda genişletme ile nasal kavite boyutlarında sonradan oluşan farklılıklar arasındaki belirgin ilişkiyi göstermek amaçlanmıştır. Çalışma grubu Marmara Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilin Dalı Kliniği’nden seçilen 24 hastadan oluşmaktadır. Çalışmaya dahil edilen hastalar 11-17 yaşlarında, daha önce ortodontik tedavi görmemiş olup, transvers yönde maxiller darlık ve çift taraflı yan çapraz kapanış göstermektedirler. Tüm hastalar için genişletme aygıtı olarak akrilik splint tipi Hyrax seçilmiş olup, bütün olgularda genişletme herhangi bir komplikasyon ya da aygıtın başarısızlığı gibi sorunlar olmaksızın tamamlanmıştır. Genişletme öncesinde ve aktif genişletmeden sonra 3 aylık pekiştirme dönemi sonunda, lateral ve posteroanterior sefalogramlarla beraber bilgisayarlı tomografiler alınmıştır.Genişletme öncesinde ve bir hafta sonrasında oklüzal röntgen alınıp midpalatal suturun açıldığından emin olunmuştur. Tomografiler değerlendirilip, 3-boyutlu görüntüleme ve hastaların nazal kavitenin total hacminin hesaplanması için Materialise Medical Co. tarafından çıkarılmış olan Mimics 10.11 programıyla analize edilmiştir. Veriler incelendikten sonra nazal kavitede ortalama %11.3’lük belirgin bir artışın görülmesi, nasal kavite hacminin hızlı maxiller genişletmeye bağlı olarak arttığını, ve bu artışın aktif genişletmenin bitişinden üç ay sonrasında da stabil kaldığını göstermiştir. Buna göre hızlı genişletme intranazal kapasiteyi ve nazal geçirgenliği arttırabilir ve burun solunumunun öne çıkmasını sağlayabilir. Birçok olguda sonuçlarımız istatistiksel önemi (p<0.05) yakalamış olsa da, geniş bireysel farklılılar da bulunmuştur. Buna bağlı olarak hızlı üstçene genişletmesi üst çene darlığı görülmeksizin sadece solunum sorunlarını çözme amacıyla uygulanmamalıdır. Anahtar kelimeler: Hızlı üstçene genişletmesi, nazal kavite, nazal hacim, intranazal kapasite, bilgisayarlı tomografi. 1. SUMMARY The aim of this study is to evaluate any volumetric changes within the nasal cavity of patients undergoing Rapid Maxillary Expansion (RME) and establish normative data, which depict a distinct relationship between RME and subsequent differentiation in nasal cavity dimensions, using computed tomography. The study involves a group of 24 patients, selected from the clinic of the department of Orthodontics of the Dental Faculty of Marmara University. The patients included in this study are from 11 to 17 years old, had no previous orthodontic treatment and present with transverse maxillary deficiency and bilateral posterior crossbite. The appliance of choice for all patients was the acrylic cap splint type Hyrax and in all cases expansion was completed without any patient discomfort or failure of the appliance. Lateral and posteroanterior cephalograms as well as tomograms were taken before expansion and the end of the 3-month retention period after active expansion was completed. Also occlusal radiographs, taken right before and after one week of expansion, were evaluated to establish the separation of the midpalatal suture. Tomograms were assessed and analyzed by Mimics 10.11 computer software launched by Materialise Medical Co. in order to reconstruct 3-dimensional images and calculate the total volume of the nasal cavities of the patients. After examining the data, a significant average increase of 11.3% in the volume of the nasal cavity was found, which suggests that the volume of the nasal cavity increased due to RME and the increase remains three months after active expansion is completed. Therefore RME may increase intranasal capacity, nasal permeability and establish a predominant nasal respiration pattern. However, even though our results reached statistical significance (p<0.05) in many cases, wide individual variation was reported. Therefore RME should not be applied solely for rhinological purposes, without maxillary constriction present. Key words: Rapid maxillary expansion, nasal cavity, nasal volume, intranasal capacity, computed tomography

Building a personal brand- Dargelegt an einem Best-Practice-Beispiel

Diese Bachelorarbeit beschäftigt sich mit der Markenbildung der eigenen Person. Die Marke ist die Wiedererkennbarkeit, das Alleinstellungsmerkmal einer Firma und gilt als Orientierung für Kunden. Die Wichtigkeit eine Marke als Firma zu haben ist bekannt. Das Konzept der persönlichen Marke ist hingegen bisher relativ unbekannt und das Personal Branding, insbesondere in Deutschland, relativ neu. Sich selbst in der heutigen Arbeitswelt hervorzuheben wird immer wichtiger und zugleich immer schwieriger. Ziel dieser Arbeit ist somit, den Begriff Personal Branding zu erläutern und Gründe zur Motivation zum Aufbau einer eigenen Marke aufzuzeigen. Wie eine Personal Brand entwickelt werden sollte, wird anhand eines Literatur Review sowie eines Best-Practice-Beispiel aufgezeigt, um sich anschließend selbst wettbewerbsfähig am Markt zu positionieren