121 research outputs found
Business mobile-line selection in Turkey by using fuzzy TOPSIS, one of the multi-criteria decision methods
Nowadays, businesses are growing day by day. The executives of these growing businesses have to be nested with business operations to get more profits, to increase customer satisfaction, and to create quick solutions for possible problems. Therefore, businesses benefit from mobile operators' institutional solutions for their executives to communicate with each other in any expected time and place and to obtain any data about business. In this paper, it is benefitted from fuzzy logic concept based on individual knowledge and experiences to select mobile line that offers the most economic, the best and the most suitable solutions for the business needs, between the choices for the businesses. In fuzzy logic, criteria and alternatives can be evaluated incrementally by linguistic variables and membership functions and there is a soften transition than classical logic between concepts. In the selection of corporate mobile line, decision making business mobile-line, decision making process is handled by using fuzzy logic approach for the personal preferences which are difficult to express numerically. © 2014 Published by Elsevier B.V
Land Degradation in the Çelikli Basin, Turkey
The relationship between soil degradation and wheat yield was analyzed in the Çelikli basin, Turkey. Geographic information system (GIS) and factor analysis techniques were used for evaluations. Wheat yield has changed between 600 and 3780 kg ha−1. Soil penetration resistance (PR) was below 2 MPa in 34.92% of the topsoils and was over 2 MPa in the entire of subsoils. The soil loss changed from 0 to 152.8 ton ha−1 year−1. Soils in the study area were generally low in plant-available water (PAW) content. Compared to P, K content was sufficient in top and subsoils in most of the study area. The results showed that B and Zn contents were low, and Cu, Mn, Fe, and Cd contents were adequate. Boron content was less than 0.5 mg kg−1 in 85.5% of the cultivated and 82.9% of the grassland, and Zn was less than 0.5 mg kg−1 in 99.7% of the study area. Low organic matter, low water-holding capacity, high penetration resistance, and deficiency of some macro- and micronutrients were the most important limiting factors of wheat yield. Crop rotation and P, B, and Zn application can help restore soil productivity in cultivated areas of the study area
BULANIK PERT YAKLAŞIMLARININ MAKİNE ÜRETİM SÜRECİNDE KARŞILAŞTIRILMASI
Geleneksel PERT (Proje Değerlendirme ve Gözden Geçirme Tekniği) yönteminde faaliyetlerin süreleri kesin sayılar ile ifade edilir ve Beta dağılımına sahip olduğu varsayılır. Fakat günlük hayatta her faaliyet için işlem zamanlarının kesin olarak belirlenmesi güçtür. Bu güçlüğün üstesinden gelebilmek için literatürde bulanık mantık ile PERT yöntemlerini bir arada ele alan çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmada ise, iki farklı bulanık PERT yaklaşımı ele alınmış ve bu yaklaşımların benzerlik ve farklılıklarına değinilmiştir. Ayrıca, makine imalatı yapan bir işletmede mermer makinesi üretim sürecindeki faaliyetlerin kritikliğini incelemek için bu iki yaklaşımdan yararlanılmış ve elde edilen sonuçlar karşılaştırılmıştır
Analytic Network Process Method and the Applicability in Combi Selection Problem
Günlük yaşamda insanlar, karar verme sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır. Verilmekzorunda olunan bir kısım kararlar oldukça basit iken; büyük bir kısmı, verilen kararıetkileyen faktörler arasında etkileşimler nedeniyle analiz yapmayı gerektirmektedir. Budurumda çok kriterli karar verme kavramı ortaya çıkmıştır. Analitik Ağ Süreci (AAS),çok kriterli karar verme yöntemlerinden biridir. AAS, Analitik Hiyerarşi Sürecinin dahagenel biçimi olup bileşenler arasındaki ilişkileri ve yönleri tanımlayarak bir serimşeklinde ifade etmektedir.Çalışmada, çok kriterli karar verme yöntemi olan AAS yöntemi ile ülkemizde güngeçtikçe yaygınlaşan doğalgaz yakmak üzere geliştirilmiş olan kombi katkaloriferlerinin 2006 yılında doğalgaz ile tanışan Denizli ilindeki seçim problemiüzerinde durulacaktır. Bu anlamda müşteri memnuniyeti ile çok yakından ilgili olankombi seçimi problemi, AAS yöntemi ile modellenmeye çalışılacak ve seçim modelinegiren kriterlerin ağırlıkları bulunmaya çalışılacaktır. People face with the problems of making decision in daily life. While some decisionsare so simple; most of them require making analysis because of the interactions betweenthe influencial on factors the decision. In this manner, the concept of multi criteriadecision making is emerged. Analytic Network Process (ANP) is one of the multi criteriadecision making method. The ANP is a general form of AHP and expresses as networkby identifying relations between parts and directions.In this study, ithas been emphasized on the ANP method which is a multi criteria decionmaking and on the selection prolem of combi boilers developed for burning natural gas and also becoming common day by day in Denizli where the natural gas was introducedin 2006.However,the selection problem of combi releted to customer satisfaction hasbeenstudied to modelise with the ANP method and it has been tried to be found theweights of criteria inculuding the selection problem
MARKOV CHAINS IN QUALITY FUNCTION DEPLOYMENT: AN EXAMPLE OF AUTOMATIVE SECTOR
Kalite Fonksiyon Göçerimi (KFG), müsteriyi tatmin etmeyi ve müsterinin talep ettiklerini tasarım hedeflerine ve üretim sırasında kullanılacak baslıca kalite güvence noktalarına dönüstürmek amacıyla tasarım kalitesini gelistirmeyi amaçlayan bir yöntemdir. Bu yöntemin bir asaması, müsteri gereksinimleri ile teknik gereksinimler arasındaki iliskiyi belirlemektir. Bu çalısmada iliskinin modellenebilmesi için Markov zincirlerinden yararlanılmıs ve otomotiv sektöründe otomobil sahiplerinin isteklerine yönelik otomobil tasarımı için kalite fonksiyon göçerimi uygulanmıstır. Bu anlamda Markov zincirlerinin temelinde bulunan olasılık ve geçis matrisleri yardımıyla müsteri gereksinimleri ile teknik gereksinimler arasındaki iliski, beklenen degerler bazında degerlendirilmis ve teknik gereksinimlerin gelecekte farklı dönemlerde alacagı degerler gözlemlenerek bir analiz yapılmıstır. Quality function deployment (QFD) is a method that aims satisfying customers and improving design quality for transforming customer requirements into design targets and quality assurance points that used during production. First step of this method determines the relationship between customer requirements and the technical requirements. Because of the uncertainty of quality by its nature, Markov chains are used for modeling the relationship correctly and applied to quality function deployment for the requirements of automobile owners at automobile industry. In this basis the relationship between customer requirements and the technical requirements is evaluated on the expected value base by means of probability and transition matrices which are the basic of Markov chains. An analysis is made by observing the value of technical requirements through different time periods
Uninterruptible power supply selection for a marble factory with multi criteria decision making methods
*Bu makale Pamukkale Üniversitesi Sayısal Yöntemler yüksek lisans seminerinden yararlanılarak oluşturulmuştur.Elektrik kesintilerinin bazı dönemlerde artması hem bireysel hayata hem de kurumsal hayata zarar vermektedir. İşletmelerde elektrik kesintisi işlerin aksamasına ve gecikmelerin oluşmasına neden olabilmekte ve sonuç olarak maliyetlerde artış gözlemlenmektedir. Bu durumda oluşabilecek zararları en aza indirmek için işletmeler kesintisiz güç kaynağı satın almaktadır. Bu satın alma gerçekleşirken işletmeler kendi kriterlerine en uygun ve en verimli olacak şekilde güç kaynağını almayı hedeflemektedir. Karmaşıklığın düşük seviyede olduğu durumlarda seçimler kolay olabilmektedir. Ancak alternatif ve kriter sayısının artmasıyla seçimi kolaylaştırmak üzere çok kriterli karar verme yöntemlerinden yararlanmak mümkündür. ÇKKV yöntemleri ile kriterlerin öncelikleri belirlenebilmekte ve alternatiflerde en iyi şekilde sıralanabilmektedir. Bu çalışmada en uygun seçim yapılırken objektif ağırlıklandırma yöntemlerinden olan IDOCRIW yöntemi ile öncelikler belirlenecek MARCOS ve COCOSO yöntemleri ile alternatifler sıralanacak ve son karar Borda sayım yöntemine göre verilecektir. Bu çalışmada kullanılacak olan yöntemler literatürde yeni yer edinmiş ve birbiriyle karşılaştırılabilir olduğundan özgünlük taşımaktadır.The increase in power cuts in certain periods harms both individual and corporate life. Power outages in
businesses can cause disruptions and delays, and as a result, an increase in costs is observed. In this case,
businesses purchase uninterruptible power supplies in order to minimize the damages that may occur. In
the event of a power outage, uninterruptible power supplies start to work in the process until the generator
is activated and ensure that the power outage is not reflected in the working process. Businesses aim to
get the power supply in the most suitable and efficient way for their own criteria. While the choices can
be easy in cases where the complexity is low, it is possible to use multi-criteria decision making (MCDM)
methods to facilitate the selection with the increase in the number of alternatives and criteria. With
MCDM methods, the weights of the criteria can be determined and the alternatives can be listed. In this
study, while making the most appropriate choice, priorities were determined with the IDOCRIW method,
which is one of the objective weighting methods, and the alternatives were listed with the MARCOS and
CoCoSo methods, and the final decision was made according to the Borda counting method. As a result
of the transactions, the most important criterion was the number of authorized service centers (K6), while
the best alternative was A1 in the final ranking. The methods used in this study have a new place in the
literature and are unique because they are comparable with each other
MARKOV CHAINS IN QUALITY FUNCTION DEPLOYMENT: AN EXAMPLE OF AUTOMATIVE SECTOR
Kalite Fonksiyon Göçerimi (KFG), müsteriyi tatmin etmeyi ve müsterinin talep ettiklerini tasarım hedeflerine ve üretim sırasında kullanılacak baslıca kalite güvence noktalarına dönüstürmek amacıyla tasarım kalitesini gelistirmeyi amaçlayan bir yöntemdir. Bu yöntemin bir asaması, müsteri gereksinimleri ile teknik gereksinimler arasındaki iliskiyi belirlemektir. Bu çalısmada iliskinin modellenebilmesi için Markov zincirlerinden yararlanılmıs ve otomotiv sektöründe otomobil sahiplerinin isteklerine yönelik otomobil tasarımı için kalite fonksiyon göçerimi uygulanmıstır. Bu anlamda Markov zincirlerinin temelinde bulunan olasılık ve geçis matrisleri yardımıyla müsteri gereksinimleri ile teknik gereksinimler arasındaki iliski, beklenen degerler bazında degerlendirilmis ve teknik gereksinimlerin gelecekte farklı dönemlerde alacagı degerler gözlemlenerek bir analiz yapılmıstır. Quality function deployment (QFD) is a method that aims satisfying customers and improving design quality for transforming customer requirements into design targets and quality assurance points that used during production. First step of this method determines the relationship between customer requirements and the technical requirements. Because of the uncertainty of quality by its nature, Markov chains are used for modeling the relationship correctly and applied to quality function deployment for the requirements of automobile owners at automobile industry. In this basis the relationship between customer requirements and the technical requirements is evaluated on the expected value base by means of probability and transition matrices which are the basic of Markov chains. An analysis is made by observing the value of technical requirements through different time periods
Computer Selection For A Company With Electre And Fuzzy AHP Methods
Bu çalışmanın amacı, işletmelerde karar vermeye yardımcı olmak için ELECTRE (Elimination Et Choix Traduisant la Realité) ve Bulanık Analitik Hiyerarşi Prosesi (BAHP) yöntemlerinin bir arada kullanılmasına dayanan bir yaklaşım sunmaktır. Bu yaklaşımda, klasik AHP yönteminin karar vericilerin sübjektif yargılarını ele almada yetersiz olmasından dolayı kriterlerin ağırlıklarının belirlenmesinde, BAHP yönteminden yararlanılmaktadır. Daha sonra alternatiflerin sıralanmasında ELECTRE yöntemi kullanılmaktadır. Uygulama bölümünde ise sunulan bu yaklaşımın uygulanabilirliğini göstermek için bir işletmede dizüstü bilgisayar seçim problemi ele alınmıştır.The aim of this study is to propose an approach based on ELECTRE (Elimination Et Choix Traduisant la Realité) and Fuzzy Analytic Hierarchy Process (FAHP) to help decision making in companies. In this approach the weights of the criteria are determined with FAHP method since classical AHP can not take into consideration the subjectivity and uncertainty in the decision making process. And then ELECTRE method is used for ranking the alternatives. In the application section, computer selection problem of a company is given in order to illustrate the feasibility of the proposed approach
Predictors of No-reflow Phenomenon Development in Patients Presenting with ST Segment Elevated Myocardial Infarction and Treated with Primary Percutaneous Coronary Intervention
Objective: No-reflow phenomenon is one of well-known complications of percutaneous coronary intervention (PCI). The rate of no-reflow phenomenon was reported between 2-44% differing on the accompanying situations and more frequent in acute myocardial infarction. Predictive factors for no-reflow phenomenon have not been clearly defined. We aimed to define predictive factors for no-reflow development in patients who presented with ST-segment elevation MI (STEMI) and treated with primary (PPCI). Method: Patients who underwent PPCI between 2017 and 2021 in our clinic were included retrospectively. Demographic, clinical and laboratory findings were recorded. Two groups generated according to no-reflow development: no-reflow (+) and (-). Results: Six hundred eighty-nine patients were included. Mean age was 55.9±8.7 years and 71.8% were male. 107 patients (15.5%) were formed no-reflow (+) group and 582 patients were formed no-reflow (-) group. Left ventricular ejection fraction, troponin, fasting blood glucose, TIMI thrombus grade and TIMI thrombus category were determined as independent predictors of no-reflow development. Conclusion: Considering the relationship between no-reflow development and adverse outcomes such as in-hospital adverse cardiac events, left ventricular remodeling, malignant ventricular arrhythmia, or heart failure, it may help to identify the factors that predict the risk of no-reflow and take preventive measures to improve the long-term outcome
- …