15 research outputs found

    Une Nouvelle Espece d'Alloptox (Lagomorpha, Mammalia) Dans le Tortonien de l'Anatolie

    No full text
    Aux environs du village de Çandır, au NE d'Ankara, pres de Kalecik, on a decouvert un gisement tortonien contenant une faune tres riche. Une nouvelle espece l'Alloptox a ete reconnue. Cette forme anatolienne de ce genre, connu uniquement en Mongolie, est nomme Alloptox anatoliensis n. sp

    ANADOLU’NUN ERKEN MİYOSEN YAŞLI CRICETODONTINLERİ

    No full text
    Batı Anadolu’daki Söke, Dededağ (Aydın), Kınık, Harta (Manisa) lokaliteleri ile Güney Anadolu’daki Yapıntı (İçel) lokalitesinden erken Miyosen yaşlı Cricetodon ve Deperetomys cinsleri çalışılmıştır. Dördü yeni olmak üzere yedi tür tanımlanmıştır: Cricetodon trallesensis n. sp, Cricetodon fikreti n. sp., Cricetodon magnesiensis n. sp., Cricetodon yapintiensis n. sp., Cricetodon versteegi, Cricetodon kasapligili ve Cricetodon cf. kasapligili, Deperetomys cf. intermedius. Cricetodon cinsine ait türler arasındaki filojenetik ilişkilerin ortaya konması için kladistik analiz yöntemi uygulanmıştır

    MUŞ TERSİYER HAVZASININ STRATİGRAFİSİ

    No full text
    Muş Tersiyer havzası, birbirinden bağımsız olarak gelişen Orta-Geç Eosen, En Üst Eosen—Erken Miyosen, Orta-Geç Miyosen, Pliyosen ve En Üst Pliyosen—Kuvaterner havzalarıyle temsil olunmuştur. Orta-Geç Eosen havzası, kırıntılı çökellerden oluşan Kızılağaç Formasyonu ile temsil olunmuştur. En Üst Eosen—Erken Miyosen havzası, En Üst Eosen yaşındaki transgresif Ahlat formasyonunun karasal kırıntılı kayalarıyle başlamaktadır. Ahlat'ın üst düzeyi karasal kırıntılılarla denizel kırıntılıların ardalanması şeklindedir. Üstünde, denizel koşullarda çökelmiş Erken Oligosen yaşındaki Norkovak formasyonunun kırıntılıları ile Gerisor formasyonunun kırıntılı kayaları vardır. Bunların üstünde de, Orta-Geç Oligosen yaşındaki Yazla formasyonunun denizel koşullarda çökelmiş olan kırıntılı-karbonat kayaları bulunmaktadır. Onun üstünde de, sınırlı dağılımı olan En Üst Oligosen yaşındaki, Sergen formasyonunun riyolitik litolojileri vardır. En üstte, En Üst Oligosen-Erken Miyosen yaşındaki Adilcevaz formasyonunun regresif karakterdeki kırıntılı ve karbonat kayaları bulunmaktadır. Orta-Geç Miyosen havzası kayaları önceki havza koşullarının bozulmasına neden olan olaylara bağlı olarak gelişmiş, Elçiler formasyonunun asidik volkanitleriyle temsil olunmuştur. Pliyosen havzası, bölgenin genel olarak çökmesine bağlı olarak, Solhan formasyonunun bazaltik andezit-aglomera-tüfit tabakalariyle Zırnak formasyonunun gölsel çökellerinin gelişmesine neden olmuştur. En Üst Pliyosen—Kuvaterner havzası, Bulanık formasyonunun gölsel ve nerihsel çökelleri, Nemrut formasyonunun tüfiti, Muşovası formasyonunun kumtaşı-çakıltası ve Holosen yaşındaki alüvyal tabakalarıyle temsil olunmuştur

    Effects of age, body region and mineral contents on the fleece characteristics of central anatolian merino sheep

    No full text
    The fibre characteristics of fleece determine its fate through the textile industry. Parameters such as diameter, length, elasticity and strength define the functional quality of fleece. Therefore, the aim of the present study was to investigate effects of different environmental factors as well as wool mineral contents on fleece fibre quality traits in Central Anatolian Merino sheep (CAM). Additionally, the mineral contents of CAM fleece were investigated. For this purpose, 300 samples were equally collected from 3 different body regions (shoulder, rib and rump) of 100 animals from five different age groups. Samples were analysed for fibre quality (diameter, length, elasticity and strength) traits and mineral contents (calcium, iron, potassium, magnesium, copper, manganese and zinc). A wide range of statistical relationships were found among the focused traits and those factors. The findings of this study highlight the importance of minerals as well as environmental factors on fleece qualityparameters

    DOĞU MARMARA BÖLGESİNİN NEOJEN - KUVATERNERDEKİ EVRİMİ

    No full text
    Doğu Marmara bölgesinin Neojen-Kuvaternerdeki morfotektonik evriminde; 1) Erken-Orta Miyosen, 2) Geç Miyosen-Pliyosen, 3) en Geç Pliyosen-Günümüz olmak üzere üç ana şekillenme dönemi ayırt edilmiştir. Bu dönemlerde birbiriyle açısal uyumsuz üç çökel istifi oluşmuştur. Erken-Orta Miyosen karasal kırıntılı, Geç Miyosen-Pliyosen karasaldan denizele geçişli, en Geç Pliyosen-Günümüz ise karasal-denizel çökellerle temsil edilmektedir. Bölge Oligosen sonunda Intra-Pontid okyanusunun kapanması sonucu karasal aşınım alanı haline dönüşmüş ve Erken-Orta Miyosen boyunca paleotektonik dönem olaylarının etkisinde kalmıştır. Orta Miyosen sonlarına kadar süren bu aşınım dönemi sonunda geniş alanlara yayılan bir peneplen morfolojisi gelişmiş ve karasal kırıntılılar çökelmiştir. Günümüz jeolojisinin belirlemiş olan neotektonizma Geç Miyosen başlarında başlamış ve birbirinden farklı stildeki iki evrede gelişmiştir. Geç Miyosen-Pliyosen'i kapsayan neotektonizmanın ilk evresinde bölgede K-G yönlü sıkışma rejimi egemen olmuş, bunun sonucunda gelişen D-B yönlü kıvrımlar ile KD-GB ve KB-GD uzanımlı doğrultu atımlı faylarla bölge morfolojik olarak tümden yükselime uğramıştır. Bu süreç içerisinde başlangıçta, altta akarsu çökelleri ile başlayan ve üste doğru gölsel ve denizele geçişli olan Geç Miyosen-Erken Pliyosen istifi çökelmiş, dönem sonunda ise bu çökellerin geliştiği havzalar parçalanarak Geç Pliyosen'de bölge yüksek aşınım alanı şeklini kazanmıştır. Neotektonik dönemin ikinci evresi ise en Geç Pliyosen'de Kuzey Anadolu Fayının ortaya çıkışı ile başlamıştır ve günümüze kadar olan süreyi kapsar. Doğu Marmaranm günümüzdeki morfolojisi ve aktif tektonik çatısı Kuzey Anadolu Fayının transform hareketleri ile tanınan bu evrede gelişmiştir. Günümüz Marmara Denizi havzasının da yapısal gelişimi Kuzey Anadolu Fayına bağlı olarak en Geç Pliyosen'de başlamıştır

    Effect of diatery zinc level on volume and quality of bull semen

    No full text
    Tuncer, Pürhan Barbaros (Aksaray, Yazar) Büyükleblebici, Serhat (Aksaray, Yazar)Araştırmada, hayvan materyali olarak, Hayvancılık Merkez Araştırma Enstitüsünde, dondurulmuş sperma üretimi yapılan 9 baş Siyah Alaca ırkı boğa kullanılmıştır. Araştırma, karma yemde 40 mg/kg çinko içeren kontrol grubu ve kontrol grubunda kullanan karma yeme ilave olarak 110mg/kg çinko (toplam 150 mg/kg Zn içeren 1. grup) ve 160 mg/kg (toplam 200 mg/kg Zn içeren 2. grup) çinko eklenen 3 farklı muamele grubundan oluşmuştur. Her gruba tesadüfi olarak 3er baş boğa dağıtılmıştır. Çinko preparatı olarak, kontrol grubu ve diğer iki muamele grubunda organik çinko bileşiği Bioplex Zinc (Aminoasit hidratin çinko şelat, Alltech) kullanılmıştır. Deneme başlangıcında, 60 gün ön yemleme yapılmıştır. Bu süre sonunda boğalardan suni vajen yöntemiyle 5 hafta boyunca, haftada 2 defa 2’şer ejakülat sperma alınmıştır. Sulandırılan spermalar, ekilibrasyondan sonra 0.25 ml’lik payetlere çekilerek, kontrollü dondurma cihazında dondurulup sıvı azot içinde saklanmıştır. Nativ spermatolojik değerlendirmeler aynı gün, çözüm sonu değerlendirmeleri ise 24 saatlik dondurma sürecinden sonra payetler 37°C’de 30 saniye süreyle çözdürülerek değerlendirilmiştir. Çalışmada sperma miktarı yönünden kontrol grubu ile 200 mg/kg çinko içeren 2. grup arasından fark önemsiz, kontrol grubu ile 150 mg/kg çinko içeren 1. grup arasındaki fark önemli (P<0,05) bulunmuştur. Motilite oranı, mass aktivite değeri ve yoğunluk yönünden kontrol grubu ile 1. ve 2. gruplar arasındaki fark önemli bulunmuştur (P<0,05). Sperma yoğunluğu bakımından en iyi sonuç 1. gruptan alınmıştır. Çözüm sonu en iyi motilite değeri ise 2. grupta elde edilmiştir. Damızlık boğaların beslenmesinde, karma yemde 40 mg/kg çinko (NRC 2001) kullanılması yerine, 150 veya 200 mg/ kg çinko kullanılmasının sperma miktarı ve kalitesi üzerine olumlu etki yaptığı kanaatine varılmıştır.The project was conducted in Livestock Central Research Institute. In the experiment 9 head Holstein bulls were used as project material. Bulls were split into groups of three heads as one control (40 mg/kg) and 2 different levels of zinc groups (150 mg/kg, group 1; 200 mg/kg, group 2) randomly by drawing of lots. Bulls in the control group were fed with compound feed containing 40 mg/kg zinc and bulls in two other treatment groups were given additional 110 mg/kg (Group1) and 160 mg/kg (Group 2) zinc respectively. As zinc preparation in control and other two treatment groups, organic zinc compound, Bioplex Zinc (zinc chelate of amino acid hydrate by Alltech) was used. After 60 days of a preliminary feeding period, semen was collected as 2 ejaculates at each time in 2 times a week during 5 weeks. After dilution and equilibration, semen was filled into straws of 0.25 mL volume and frozen by controlled freezing device and stored in liquid nitrogen. Evaluation of native semen was carried out on the same day, and of frozen semen was done after the freezing procedure of 24 hours by thawing straws in 37°C for 30 seconds. With regard to semen volume, there were no differences between the control group and group 2 while the difference between group 1 and the control was significant (p<0.05). For motility and mass activity, differences were significant for either experimental groups (p<0.005). As for density, differences between control group and experimental groups were statistically significant and the best result was obtained from the group 1. The best result for after-thawing motility was obtained from the group 2. As a result, it may be deduced that compound feeds contain 150 mg/kg or 200 mg/kg zinc may be better for breeding bulls than compounds containing 40 mg/kg zinc which is recommended for breeding bulls by NRC 2001, but it still requires further investigations
    corecore