13 research outputs found

    Phosphorylation of cardiac troponin by guanosine 3':5'-monophosphate-dependent protein kinase.

    Get PDF
    Journal ArticleHomogeneous cGMP-dependent protein kinase catalyzes the rapid incorporation of phosphate, specifically into the inhibitory subunit of purified cardiac troponin with a maximal incorporation of 1 mol of phosphate/mol of troponin. When troponin was incubated in the presence of both cGMP- and cAMP-dependent protein kinases, a maximal incorporation of 1 mol of phosphate/mol of troponin was observed which suggested phosphorylation of the same site by the two kinases. Both cyclic nucleotide-dependent kinases had similar Km values for troponin, but the Vmax value for the phosphorylation reaction catalyzed by cAMP-dependent protein kinase was 12-fold greater than the value obtained for cGMP-dependent protein kinase

    MEDYA VE İLETİŞİM EĞİTİMİNDE YENİ NESİL KİTLESEL AÇIK ÇEVRİMİÇİ DERSLERİN ANALİZİ: TEMEL YETKİNLİKLERİ BELİRLEMEYE YÖNELİK BİR YAKLAŞIM

    No full text
    Modern education requirements tend to bring about new educational environments, in accordance with information and communication technologies. In this regard, massive open online courses (MOOCs) have come into prominence as part of the new generation of educational systems, due to its infrastructure and facilities. Currently, there are more than one million students taking courses on MOOC sites across a variety of disciplines. Therefore, this study analyzed 16 courses in media and communication science offered through MOOCs. The data was collected from January to August 2016 through 22 different MOOC platforms. The quality of the MOOCs was determined by using course surveys, based on David Merrill’s (2002) five first principles of instructional design (i.e., problems, activated, demonstrated, applied, integrated). The results showed that media education offered through MOOC platforms are better suited for high-quality learners. Since several courses in communication are provided through such platforms in Turkey, the findings of this study can contribute to the diversification and development of media education materials in the countryÇağdaş eğitim gereksinimleri, bilgi ve iletişim teknolojileri doğrultusunda, yeni eğitim ortamları meydana getirmektedir. Kitlesel Açık Çevrimiçi Dersler (KAÇD) alt yapısı ve sağladığı olanaklarla yeni nesil eğitim sistemleri içerisinde ön plana çıkmaktadır. Günümüzde bir milyondan fazla öğrenci KAÇD sitelerinde çeşitli disiplinlerde ders almaktadır. Bu çalışmada KAÇD'de yer alan 16 medya ve iletişim bilimleriyle ilgili dersler analiz edilmiştir. Ocak-Ağustos 2016 tarihleri arasında sekiz aylık bir dönemde iki bağımsız kişi derslere katılarak, deneyimlerini "Ders Tarama" ve "Genişletilmiş Pebble-in-the-Pond Öğretin Tasarlama Kontrol Listesi" ne göre kodlamıştır. KAÇD'lerin kalitesinin değerlendirilmesinde kullanılmak üzere hazırlanan bu ölçekler David Merrill'in (2002) temel beş öğretim prensiplerine (problem, aktivasyon, sunum, uygulama ve entegrasyon) göre uygulanmıştır. Ülkemizdeki iletişim fakültelerinin eğitim programlarında yer alan birçok ders KAÇD'lerde yer almaktadır. Bu çalışma ülkemizdeki medya eğitiminde kullanılan materyallerin çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesi için önemli bir kaynak sunacaktır. Araştırma sonuçlarına göre KAÇD'lerdeki medya programlarının öğrenciler için daha kaliteli olabilmesi beklenmektedi

    Influence Analysis in Social Networks: Examining Safety and Privacy Risk Levels of the High School Students to Personality Measures

    No full text
    The sexual abuse of children or any sexual contact with them by an adult or older adolescent is not a new phenomenon. Sexual assault does not always involve physical contact – acts such as voyeurism and exhibitionism yet it can be regarded as unwanted sexual attention. Sexual assault is arguably one of the few crimes for which high school students are at greater risk than the general population. With the widespread use of the Internet forming a global network, a heterogeneous social network that allows interaction between individuals and communities residing in different regions has been created. Social media provides many possibilities for researchers as an area in which information, views, and interests representing people's identities are shared through virtual communication. The purpose of this study was to determine specifically how to protect high school students from sexual assaults and awareness of privacy. This paper is expected to shed light on a relatively similar subject, however, in a whole new environment that emerged along with the digital era. This study is a descriptive one and it was figured with survey method. The test is to be taken within a 45-minute period. This scale is used in the virtual environment to determine the attitudes of the individuals and the cognitive factors affecting the media choice of the individual. Total 600 students (Male=293, Female=307) answered an online questionnaire during the May 2016. Our findings point to the complex ways in which young people use social media, identity and the sexual assault risk on SNSs

    Bireysel farklılıkların sosyal sermaye oluşumuna etkisi

    No full text
    Internet ve medya araçlarının günümüzde baş döndürücü gelişimiyle birlikte iletişim olgusu hız ve mesafelerden bağımsız olarak yeni bir boyut kazanmıştır. Günümüzde bilgi en etkin sermaye türlerinden biri olarak, sosyal ağlar aracılığıyla katlanarak gelişmekte ve süratli bir şekilde yayılmaktadır. Bu araştırmada sosyal ağlar içerisinde geniş bir kitleye sahip Facebook ve LinkedIn kullanıcılarının iletişim düzeyleri ve sosyal sermaye oluşumuna etkileri araştırılmaktadır. Özellikle de Facebook ve vb. online sosyal ağların son yıllarda popülaritesi göz önüne alındığında ve bir milyar düzeyinde kullanıcıya sahip olmalarıyla birlikte araştırmacılar tarafından sosyal ağ analizleri ve bağlantılı konulara ilgi artmıştır. Araştırmanın temel amacı, günümüzde yaygın olarak kullanılan bireysel sosyal ağ sitesi olan Facebook ve profesyoneller arası iletişim ağı olarak kabul edilen LinkedIn'i aktif olarak kullanan bireylerin, beş faktör kişilik modellerinden hareketle psikolojik ve sosyal tutumların sosyal sermaye oluşundaki etkilerini incelemektir. Burada önemli olan nokta sosyal sermayeye etki eden unsurların belirlenmesidir. Bu amaçla sermaye oluşumunu etkileyen kişilik farklılıkları, değer ve tutumların ölçülmesi gerekmektedir. Bu çalışmada sosyal sermaye oluşumunda temel göstergeler olarak kabul edilen güven ve sosyal ağları, kullanıcı açısından duygu-kişilik özellikleri, sosyal ve profesyonel sosyal ağ kullanım düzeyindeki farklılıkları araştırılacaktır. Araştırmada tespit edilen demografik faktörlerle sosyal medya kullanımı arasındaki farklılıklar incelenmiş ve bulgular bölümünde detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Bu bölümde analizlerin sonucunda elde edilen bulgulara dayalı olarak araştırmanın hipotezler değerlendirilmiş, genel sonuçlara ve önerilere yer verilmiştir. Bu çalışma özellikle, sosyal ağlar ve sosyal sermaye konusundaki doğrudan ilişkiyi uluslararası bir perspektiften açıklaması bakımından literatürde yer alan eksikliği en azından başlangıç aşamasında doldurmak ve gerek Türkiye'de gerekse de dünyada yapılacak bu konudaki diğer çalışmalara ışık tutmayı hedeflemektedir

    Gazetecilerin Alternatif Bir Medya Olarak Twitter’ı Kullanım Düzeyi: Washington Post Örneği

    No full text
    Son yirmi yılda gerçekleşen teknolojik gelişmeler, gazetecilere hikâyeleri yeni perspektiflerden anlatmalarını ve daha geniş kitlelere dağıtmalarını sağlamıştır. Geleneksel medya ve yeni medya platformları arasındaki içerik paylaşımı, haber miktarı ve hızı açısından bir sinerji olarak algılanmaktadır. Bu çalışmada Washington Post’un sekiz yazarının gazete yazıları ve kişisel  Twitter paylaşımları Ocak-Mart 2017 tarihleri arasında üç aylık birdönemde değerlendirilmiştir. Elde edilen ham veriler iki bağımsız araştırmacı tarafından metin madenciliğinden tekniğiyle on sekiz kategoriye göre sınıflandırılmıştır. Verilerin analizinde sırasıyla frekans ve ortalama istatiksel işlemler uygulanmıştır. Ayrıca değişken gruplar arasındaki arasında etki düzeyinin belirlenmesi için Ki-Kare ve yazarların gazete yazıları ile sosyal medya paylaşımları arasındaki ilişkiyi belirlemek için ise Cosine thetaindeksi değer aralığı (-1, +1) kullanılmıştır. Ed O’Keefe (r=0,296), Philip Rucker (r=0,682) ve Robert Barnes (r=0.000)’ın gazete yazıları ve Twitter paylaşımları arasında anlamlı bir benzerlik bulunmazken, Carolyn Johnson (r=1.000) ve Sari Horwitz’in (r=1.000) gazete ve sosyal medya yazıları önemli bir benzerlik göstermiştir. Bu sonuçlar haber içeriklerinin doğrulu veya tarafsızlığından ziyade farklılıkların hangi konular üzerinde yoğunlaştığını belirlemeye odaklanmaktadır. Philip Rucker, Robert Barnes ve Ed O’Keefe’nin özellikle siyasal, uluslararası politika ve yasal düzenlemelerle ilgili konularda Twitter’ı alternatif birmedya olarak kullandıkları görülmüştür.</p

    Ureteroscopic Stone Management in Prepubertal Children

    No full text
    Introduction: We retrospectively assessed our experience with ureteroscopy (URS) for ureteric calculi in prepubertal children. Patients and Methods: The records of all children who underwent URS at our institution for ureteral calculi between September 2007 and July 2009 were retrospectively reviewed. Patient demographics, stone location and size, pre- and postoperative stenting, intraoperative active dilatation, stone-free rates and complications were noted. Results: A total of 26 patients (20 males and 6 females; mean age 59.9 months) underwent 30 URS procedures with rigid ureteroscopes for 31 ureteral calculi. The mean size of ureteral stones was 8.6 mm. A total of 18 URS procedures were performed without any active ureteral dilatation, and 8 patients underwent 12 passive dilatations of initially inaccessible ureters. Stents remained in place for 2-4 weeks. The stone-free rate was 84.6% for all patients and all procedures. Postoperatively, 12 patients (46%) had stent placement for 2-5 days because of stone burden, edema of the ureteral orifice and hematuria. Conclusions: URS treatment of ureteral stones without active dilatation can be performed safely and effectively in prepubertal children. Passive ureteral dilatation might be necessary in some cases to enable ureteral access. Copyright (C) 2010 S. Karger AG, Base
    corecore