39 research outputs found

    Araştırmaya Yönelik Kaygı ile Cinsiyet, Araştırma Deneyimi ve Araştırma Başarısı Arasındaki İlişki

    Get PDF
    The purpose of this study is to examine the relationship between university students' anxiety related to their research and research course achievement, research experience and sex. The participants of the study were 142 third grade students who have been studying educational sciences. Their personal data and research anxiety levels were obtained by application of “the research anxiety scale” whereas the research course achievement levels were obtained from the faculty registrations. Data was analyzed by using stepwise multiple regression analysis, thus it was found that research experience and course achievement were the significant factors of anxiety related to research and that the sex factor was not important.Araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinin araştırmaya yönelik kaygılarının, araştırma dersindeki başarıyla, araştırma deneyimiyle ve cinsiyetleriyle olan ilişkisini incelemektir. Araştırmanın katılımcıları, eğitim bilimleri alanında öğrenim gören 142 üniversite üçüncü sınıf öğrencisidir. Öğrencilerin kişisel bilgileri ve araştırma kaygı düzeyleri uygulanan araştırma kaygı ölçeğinden, araştırma dersindeki başarı düzeyleri ise fakülte kayıtlarından elde edilmiştir. Veriler, aşamalı çoklu regresyon analizi kullanılarak analiz edilmiş, sonuçta araştırma deneyimi ile bu dersteki başarının araştırmaya yönelik kaygının önemli etkenleri olduğu, cinsiyetin ise etkili olmadığı bulunmuştur

    Sınavlar Üzerine Düşünceler

    Get PDF
    Bu yazı, eğitimde sınav olgusunu Türk Eğitim Sistemi özelinde ve üç soru bağlamında eleştirel bir yaklaşımla incelemeyi amaçlamaktadır. Yazıda ilk olarak sınavların neden var oldukları tartışılmaya çalışılmıştır. Daha sonra Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş için yapılan ortak sınavları tanımlayan TEOG ile Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ve Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) gibi merkezî sınavların topluma ve sisteme olan etkileri değerlendirilmeye çalışılmıştır. Son olarak da sınavsız ortaöğretime geçiş konusu tartışılmaya çalışılmıştır

    Değişim Eğilimleri Ölçeğinin Öğretmenler İçin Uyarlanması

    Get PDF
    Eğitim alanındaki yeniliklere paralel olarak öğretmenlerden sıklıkla kullandıkları yöntemleri değiştirmeleri beklenmektedir. Ancak değişim sancılı bir süreçtir. Öğretmenlerin değişime yönelik eğilimlerini belirleyebilecek ölçme araçları geliştirmek ya da uyarlamak öğretmenlerin değişimiyle ilgili yapılacak olan çalışmalara katkı getirebilir. Bu nedenle bu araştırmayla okul yöneticilerine yönelik geliştirilmiş olan Değişim Eğilimleri Ölçeğinin (DEÖ) psikometrik niteliklerinin öğretmenler için incelenmesi amaçlanmıştır. Analizler çalışmaya gönüllü olarak katılan 850 öğretmen üzerinden gerçekleştirilmiştir. DEÖ'nin dört faktörlü yapısı birinci ve ikinci düzey Doğrulayıcı Faktör Analiziyle (DFA) incelenmiştirIt is frequently expected from teachers to change their instructional techniques in line with the innovations in education. However, change is a painful process. Developing or adapting a scale to measure teachers' tendencies toward change may contribute to possible future studies about teacher change. Therefore, this study is aimed to investigate the psychometric characteristics of school administrators' Change Tendencies Scale (CTS) for teachers. The analyses were conducted through the data obtained from 850 teachers who had participated in the study voluntarily. The four-factor structure of CTS was examined by first and second level Confirmatory Factor Analysis (CFA

    Eğitim Bilimleri Alanında Öğrenim Gören Lisansüstü Öğrencilerinin Araştırma Yeterlikleri Konusunda Öğretim Üyelerinin Görüşleri

    Get PDF
    The purpose of this research was to determine the research competencies of masters and doctorate students based on the opinions of advisors. The research included 48 teaching staff in educational sciences. The data gathered by the questionnaire was analyzed using frequency, percentage, and mean. The research findings revealed that masters students didn’t have enough competence in the area of research whereas doctorate students generally did. Another result was the fact that students and advisors faced some research and statistics related problems in thesis studies and that in order to find a solution to this problem the first thing to be done is to include these kind of lessons in the curriculum as required courses.Bu araştırmanın amacı, yüksek lisans ve doktora öğrenimini sürdüren üniversite öğrencilerinin sahip oldukları araştırma yeterliklerini, onlara danışmanlık yapan öğretim üyelerinin görüşlerine dayalı olarak saptamaktır. Araştırma eğitim bilimleri alanında görev yapan 48 öğretim üyesinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Anket ile toplanan veriler frekans ve yüzde kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma bulguları, yüksek lisans öğrencilerinin araştırma yeterliklerine yeterince sahip olmadıklarını, buna karşılık doktora öğrencilerinin bu yeterliklere genelde sahip olduklarını ortaya koymuştur. Araştırmanın bir diğer sonucu ise, tez çalışmalarında öğrenci ve danışmanların araştırma ve istatistik konusunda sorunlarla karşılaştıkları, sorunun giderilmesi için öncelikle bu tür derslerin zorunlu olarak okutulması gerektiğinin ortaya çıkmasıdır

    Explaining destination choices based upon recreational opportunities through ıntrinsic and extrinsic travel motivationsRekreasyonel olanaklara dayalı yapılan destinasyon tercihlerinin içsel ve dışsal seyahat motivasyonlarıyla açıklanması

    Get PDF
    The aim of this study was to explain of destination choices based upon recreational opportunities through intrinsic and extrinsic travel motivations. 700 students constitute the sample group from the universities of the city of Ankara. The data collection tool “Scale of Recreational Activities in Destination Choices” (SRADC), “Scale of Intrinsic Travel Motivations” (SITM) and “Scale of Extrinsic Travel Motivations” (SETM) which had been developed by the researcher himself and whose validity and reliability had been confirmed, were used. “Hierarchical Multiple Linear Regression Analysis” and “Multivariate ANOVA Analysis” were used in the analysis of data. According to research results, attaching importance on recreational activities while making destination preferences can be explained by intrinsic and extrinsic travel motivations. It was understood that while university students were making destination preferences, intrinsic travel motivations were primarily effective in placing importance on recreational activities. With respect to significance level, students, whose “travel bragging-prestige”, “exploring-knowledge”, “visiting friends and relatives” and “escape” motivations were high, gave much importance to recreational activities in their destination preferences. While attaching importance to recreational activities, extrinsic travel motivations presented a secondary significance in due course of university students’ destination preferences. Hereunder, “culture and historic heritage”, “natural environment” and “popularity” motivations are important at a significant level. Considering the other results attained at the research, it was seen that female students gave importance to recreational activities relatively more than male students, students at state universities gave more importance to recreational activities than the ones at private universities.ÖzetBu araştırmanın amacı, rekreasyonel olanaklara dayalı yapılan destinasyon tercihlerinin motivasyonel ve demografik faktörler yoluyla açıklanmasıdır. Örneklem grubunu Ankara ilinde farklı üniversitelerde öğrenim gören 700 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen ve geçerlik güvenirliği yapılan “Destinasyon Tercihinde Rekreasyonel Aktiviteler Ölçeği” (DTRAÖ), “İçsel Seyahat Motivasyonları Ölçeği” (İSMÖ) ve “Dışsal Seyahat Motivasyonları Ölçeği” (DSMÖ) kullanılmıştır. Verilerin analizinde “Hiyerarşik Çoklu Doğrusal Regresyon Analizi” ve “Çok Değişkenli ANOVA” analizleri kullanılmıştır. Araştırma sonuçları, destinasyon tercihi yaparken rekreasyonel aktivitelere önem verilmesinin içsel ve dışsal seyahat motivasyonları yoluyla açıklanabildiğini göstermektedir. Destinasyon tercihinde rekreasyonel aktivitelere verilen önemin açıklanmasında içsel seyahat motivasyonlarının baskın etken olduğu görülmüştür. Anlamlılık düzeyine göre sırasıyla “hareket”, “görgü-keşif”, “ziyaret” ve “uzaklaşma” motivasyonları yüksek olan öğrenciler destinasyon tercihinde rekreasyonel aktivitelere daha fazla önem vermektedir. Dışsal seyahat motivasyonları bu anlamda ikincil önem arz etmektedir. Buna göre “kültürel zenginlik”, “doğal zenginlik” ve “popülarite” motivasyonları anlamlı düzeyde önemlidir. Araştırmada elde edilen diğer sonuçlar; kadın öğrencilerin erkek öğrencilere, devlet üniversitesi öğrencilerinin vakıf üniversitesi öğrencilerine göre destinasyon tercihinde rekreasyonel aktivitelere daha fazla önem verdiği görülmüştür

    Farklı Örneklem Büyüklüğü ve Dağılımı Koşullarında WLS ve Robust WLS Yöntemlerinin Karşılaştırılması

    Get PDF
     Yapısal eşitlik modellemesinde küllanılan parametre kestirim yöntemleri verinin sürekli, sıralı olüp olmamasına ve dağılımın normalliğine ğöre farklılık ğöstermektedir. Sıralı verilerle çalışıldığında en sık küllanılan parametre kestirim yöntemi WLS (weiğhted least sqüares- ağırlıklandırılmış en küçük kareler) olüp, dağılıma ilişkin herhanği bir varsayım ğerektirmemesi avantajı iken, büyük örneklemler ğerektirmesi dezavantajı olarak karşımıza çıkmaktadır. Son yıllarda Robüst WLS kestirim yöntemleri WLSM (weighted least squares mean-ortalamaya ğöre düzeltilmiş ağırlıklandırılmış en küçük kareler) ve WLSMV (weighted least squares mean and variance-ortalama ve varyansa ğöre düzeltilmiş ağırlıklandırılmış en küçük kareler) sıklıkla küllanılmakla beraber, küçük örneklemlerde ve farklı dağılım koşüllarında WLS kestirim yöntemine alternatif olüp olamayacağı önemli ğörülmektedir. Bü çalışmada PISA 2012’de yer alan matematiğe yönelik tütüm maddelerinden olüşan 5 faktörlü model temel alınarak 3 farklı dağılım (ÇK=0,00; 1,00 ve 1,50) ve 4 farklı örneklem büyüklüğü (N=200, 500 ve 1000) koşüllarında WLS, WLSM ve WLSMV yöntemleri karşılaştırılmıştır. Farklı örneklem büyüklüğü koşülü altında WLSMV yönteminin WLSM ve WLS yöntemlerinden daha iyi üyüm indeksleri ürettiği belirlenirken, özellikle küçük örneklem koşüllarında WLS yöntemine bir alternatif olabileceği belirlenmiştir. Dağılımın çarpıklığına ğöre ise WLS, WLSM ve WLSMV kestirim yöntemleri incelendiğinde, dağılımın çarpıklığına karşı en dayanıklı kestirim yönteminin WLSMV oldüğü ğörülmüştür
    corecore