74 research outputs found

    Could cellular proliferation be a predictive index for the relapse of nasal polyposis and down-regulated by nasal steroid treatment?

    Get PDF
    The aim of this article is to identify the cellular mitotic activity using Ki-67 monoclonal antibody for predicting relapses of nasal polyposis after surgery. A prospective study was conducted at Kartal Training and Research Hospital Otolaryngology Department between January 2006 and September 2008. Nasal polyps were obtained from all patients and pathological materials were analyzed for the Ki-67 staining using immunohistochemistry. Patients were followed after surgery for 12 months for relapse. There was no statistically significant difference between recurrent and nonrecurrent polyps. Polyp recurrence has a multifactorial origin. Ki-67 index alone does not provide sufficient information about polyp recurrence before the operation. © 2012 Association of Otolaryngologists of India

    Hyperbaric oxygen as adjuvant therapy in cervical necrotizing fasciitis

    Get PDF
    Nekrotizan fasiit önemli derecede morbidite ve mortalite ile ilişkili deri ve fasyanın ciddi bir enfeksiyonudur. Nekrotizan fasiit, baş ve boyunda tutulumu nadir olarak gözlenir. Servikal nekrotizan fasiitin standart tedavisi, intravenöz antibiyotik ve acil olarak cerrahi debridman uygulamayı içerir. Hiperbarik oksijen terapisi, nekrotizan fasiitin kontrolünde adjuvant olarak kullanılmaktadır. Birçok çalışmada hiperbarik oksijen kullanıldığında daha kısa hastanede kalma süresinin olduğu, mortalitenin ve cerrahi debridman sayısınının azaldığı ileri sürülmektedir. Bu çalışmada servikal nekrotizan fasiit tanısı konmuş olup boyunda geniş bir doku defekti olu- şan ve intravenöz antibiyotik, cerrahi debridman yanında adjuvant olarak hiperbarik oksijen terapisi uygulanan bir hasta sunulmuş ve ilgili literatür gözden geçirilmiştir.Necrotizing fasciitis is a serious infection of the fascia and skin associated with considerable morbidity and mortality. Necrotizing fasciitis rarely in- volves the head and neck. The standard treatment for cervical necrotizing fasciitis includes intravenous antibiotics and prompt surgical debridement. Hyperbaric oxygen therapy is used as adjunctive therapy in managing nec- rotizing fasciitis. Several reports suggest shorter hospital duration, reduced mortality, and decreased surgical debridement when hyperbaric oxygen is used. In this report, a patient who was diagnosed with cervical necrotizing fasciitis having a large tissue defect on her neck and was administered intra- venous antibiotics, surgical debridement, and adjuvant hyperbaric oxygen therapy is presented, and the related literature has been looked through

    Tanı konulamayan plevral effüzyonlu vakalarda video yardımlı torakoskopi tekniği ile plevral biyopsinin tanı değeri

    No full text
    Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Kliniğinde Haziran 1995- Aralık 1997 tarihleri arasında kapalı plevra biyopsisi ile tanı konulamayan 10 hastaya VATS uygulanmıştır. Vakaların 5'i kadın 5'i erkektir. En genç vaka 28 yaşında, en yaşlı vaka ise 80 yaşında olup yaş ortalaması 55.7'dir. Vakaların 5 (%50)'ine sağ,5 (%50)'ine sol hemitoraksta VATS ile biyopsi alma işlemi uygulanmıştır. 10 vakanın 9(%90)'unda biyopsi alınabilmiş, 1(%10) vakada VATS ile biyopsi alınamamış ve torakotomiye geçilerek açık biyopsi alınmıştır. VATS ile biyopsi alınan 10 vakanın 9 (% 90)'unda kesin tanıya ulaşılmıştır. Bu vakaların 4'ündc malign mczotelyoma, 3'ünde Tbc, 2'sinde ise kronik nonspesifik plörit tanısı konulmuştur. Torakotomi uygulanan hastada ise adenokarsinom metastazı rapor edilmiştir. Hiçbir vakada operatif komplikasyon ve mortalite gözlenmemiştir.VATS was performed to 10 patients to whom diagnosis couldn't done with closed pleura biopsy between June of 1995 and december of 1997 at the clinic of chest Surgery of Medical Faculty of Sclcuk University. 5 of the cases were female and 5 of them were male. The smallest case was 28 years old, the eldest case was 80 years old and average age of all cases was 55.7. VATS was performed to 5 of the all cases from the right (%50), and to 5 of them from the left side (%50). At the 9 cases biopsy was taken (% 90), at 1 case biopsy wasn't taken with VATS (%10) and open biopsy was done with thoracotomy. At the 9 of the 10 cases in whom biopsy was done with VATS absolute diagnosis have been done. In the 4 of these cases diagnosis was malign mesotelioma, in 3 of them diagnosis was tuberculosis, in 2 of them diagnosis was non-spesific pleuritis. In the thoracotomy performed patient the diagnosis was metastasis of adenocarcinoma. Complications and mortality wasn't seen in any of the cases

    VATS talk plöredesis uygulanan malign plevral effüzyonlu hastalarda histopatolojik tip ile nüks ilişkisi

    No full text
    VATS&nbsp; talk plöredesis uygulanan malign plevral effüzyonlu hastalarda histopatolojik tip ile nüks ilişkisi</p

    Ratlarda pnömonektomi sonrası retinoik asitin karşı akciğer üzerine etkileri

    No full text
    Ratlarda pnömonektomi sonrası retinoik asitin karşı akciğer üzerine etkileri</p

    TORAKSIN NADİR BİR TÜMÖRÜ: ASKİN (PNET) TÜMÖRLÜ 2 OLGU

    No full text
    GİRİŞ: Periferik nöroektodermal tümör (PNET), genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde görülenmezenkimal kökenli küçük yuvarlak hücreli ve çoğunlukla yumuşak doku ve kemik tutulumu gösterenEwing sarkom ailesine ait bir tümör çeşididir. Torakopulmoner yerleşimi oldukça nadirdir ve Askintümör olarak özel isme sahiptir. 2014 yılında yapılan bir çalışmada İngiltere’de literatürde 20’den azolguya torakopulmoner PNET tanısı konulduğu bildirilmiştir. Biz de nadir görülen torakopulmoneryerleşimli PNET/ASKİN tümörlü 2 olgumuzu sunmak istedik.OLGU 1: 31 yaşında kadın hasta; öksürük, nefes darlığı şikayeti üzerine yapılan toraksgörüntülemelerinde sol akciğerde 9x8,5 cm boyutunda kitlesel lezyon saptanmış. PET/BT’sindemetastaz lehine bulgusu olmayan hasta rezeksiyon planıyla operasyona alındı. Göğüs duvarı vevertebra invazyonu olduğu izlenen hastaya 4,5,6,7. kotlara parsiyel rezeksiyon, T4-8 vertebraltransversektomi, sol alt lobektomi ve mediastinal lenf nodu diseksiyonu uygulandı. Göğüs duvarıdefekti prolen mesh ile kapatıldı. Histopatolojik tanısı PNET olarak sonuçlandı (cerrahi sınır temiz,T4N0M0). Adjuvan kemoradyoterapi alan hastada 2 yıl sonra T3-4 ve T7-8 vertebrada nüks gelişmesiüzerine nöroşirürji ekibince T3-4, T7-8 transvers proçes eksizyonu ve total laminektomi uygulandı.Takibinde ikinci sıra KT alan hasta pnömoni ve uygunsuz ADH sendromuna sekonder komplikasyonlarsonucu izleminin 32.ayında kaybedildi.OLGU 2: 29 yaşında kadın hasta, sağda göğüs duvarında şişlik ve ağrı şikayeti üzerine çekilentomogrofisinde sağ hemitoraksta 15x14x14 cm boyutunda içerisinde kanamalı alanlar da izlenengross kitle saptanmış. Tru-cut biyopsiden PNET tanısı alan hasta neoadjuvan KT aldıktan sonraoperasyona alındı. Hastaya sağ alt lobektomi, mediastinal lenf nodu diseksiyonu, göğüs duvarıinvazyonu sebebiyle 6,7,8,9. kotlara parsiyel rezeksiyon ve parsiyel diafragma rezeksiyonu uygulandı.Göğüs duvarı defekti prolen mesh ile kapatıldı. Nihai patoloji raporu PNET (cerrahi sınır temiz,T4N0M0) olarak sonuçlandı. Adjuvan KT-RT alan hastada tedavi altındayken izleminin 12. ayında eskioperasyon hattı komşuluğunda lokal nüks ve batın içi metastaz saptandı. Hasta izleminin 13.ayındatedavi altındayken kaybedildi.SONUÇ: PNET agresif seyirli ve mortalitesi yüksek olup torakopulmoner yerleşimi oldukça nadirdir.Toraks yerleşimli olgularda %70 oranında kot invazyonu izlendiği belirtilmiştir. Kemik, plevra, epiduralinvazyon varlığı kötü prognostik faktörlerdir. Lokal nüks oranı oldukça yüksek olması (%80) sebebiylegüvenli cerrahi sınırla radikal rezeksiyon ve adjuvan-neoadjuvan tedavinin birlikte uygulanmasıönerilmektedir. 3 yıllık sağ kalım oranı %40-50 oranındadır.</p
    corecore