Mikrobiološka, fizikalno-kemijska i senzorska svojstva kefira proizvedenog sekundarnom fermentacijom

In this study, the microbiological, physicochemical, and sensory properties and volatile aromatic compounds of kefir produced by secondary fermentation were investigated. Cow milk samples containing 1.5 % fat were fermented with kefir grains until the pH reached certain levels (pH 5.0-5.5), and then each of them was inoculated with a different starter culture (thermophilic, probiotic, mesophilic aromatic, and yeast) for secondary fermentation. In kefir samples produced traditionally or by secondary fermentation, the pH values, carbon dioxide levels, and tyrosine and lactic acid contents increased during storage. However, the counts of lactococcus, lactobacillus, leuconostoc, and yeasts decreased. Acetaldehyde and ethanol increased during storage, but diacetyl decreased in kefir samples produced traditionally or by secondary fermentation. The butanone contents changed very little but they showed an upward trend within the storage period. Kefir samples produced by secondary fermentation found greater acceptance during sensory testing than samples produced by the traditional method. Kefir inoculated with mesophilic aromatic and yeast cultures were the most preferred by panelists.U ovom istraživanju ispitivana su mikrobiološka, fizikalno-kemijska i senzorska svojstva te sastav hlapljivih aromatskih tvari kefira proizvedenog sekundarnom fermentacijom. Uzorci kravljeg mlijeka s 1,5 % mliječne masti fermentirani su pomoću kefirnih zrnaca do postizanja odgovarajuće pH vrijednosti (5,0-5,5), nakon čega su inokulirani različitim starter kulturama (termofilna, probotička, mezofilna aromatska i kvasci) u svrhu provođenja sekundarne fermentacije. Tijekom skladištenja u svim je uzorcima kefira došlo do porasta pH vrijednosti, udjela ugljičnog dioksida, tirozina i količine mliječne kiseline. Međutim, zabilježen je pad broja živih stanica laktokoka, laktobacila, leukonostoka i kvasaca. Također, bez obzira na način proizvodnje (tradicionalno ili sekundarnom fermentacijom) u svim uzrocima je tijekom skladištenja zabilježen porast količine acetaldehida i etanola, dok je količina diacetila opadala. Sadržaj butanona vrlo se malo mijenjao, no pokazao je rastući trend tijekom razdoblja skladištenja. Prilikom provođenja senzorskog ocjenjivanja uzorci kefira proizvedeni sekundarnom fermentacijom okarakterizirani su boljom prihvatljivošću u odnosu na kefir proizveden tradicionalnom metodom. Kefir inokuliran mezofilnom aromatskom kulturom i kulturom kvasaca pokazao se najpoželjnijim prilikom senzorskog ocjenjivanja od strane panela

Role of serum cathelicidin in diagnosis of patient with prostatitis and prostate carcinoma

Background: This study investigated the diagnostic role of 75 levels measured in serum prostatitis and prostate carcinoma and in the differentiation of these two conditions. Methods: The study was conducted with 75 patients histopathologically diagnosed with prostate carcinoma or prostatitis and followed up at the Departments of Urology and Medical Oncology and 21 healthy male subjects. Serum cathelicidin levels were investigated using the ELISA method. Statistical analyses were performed using the SPSS for Windows 22.0 package software. Compliance of the variables to normal distribution was examined using visual and analytic methods. In the Kolmogorov–Smirnov test, cases with a p value of greater than 0.05 were accepted as normal distribution. Results: A total of 75 patients including 45 diagnosed with prostate carcinoma and 30 diagnosed with prostatitis, as well as 21 healthy control subjects were included in the study. Prostate-specific antigen (PSA) was detected as 23 (4–1200) ng/mL in the patients with prostate carcinoma and as 9.85 (3.9–405 ng/mL) in the patients with prostatitis. The cathelicidin levels were diagnostically significant when assessed by ROC analysis in the prostate cancer, prostatitis and control groups (p = 0.005). The cutoff values derived from the ROC curve analysis were 3.5151 ng/mL for distinguishing prostate cancer from prostatitis, 2.2620 ng/mL for prostate cancer versus control group and 1.2340 ng/mL for prostatitis versus control group. Conclusions: In this study we showed that the serum cathelicidin levels were significantly higher in the patients diagnosed with prostate carcinoma. Measurement of serum cathelicidin levels could be used as a diagnostic marker in prostate carcinoma as well as facilitating differential diagnosis to strengthen the diagnostic suspicion before prostate biopsy and distinguish the diagnosis from prostatitis cases. © 2022, The Author(s)

THE INVESTIGATION OF VISUAL AND AUDITORY REACTION TIME IN RACKET SPORTS BY SKILLS AND SEDENTARY

Objective: Performance in racquet sports is closely related to both physical and psychomotor skills. Reaction time is one of the variables assessed in psychomotor skills and is the primary predictor of psychomotor performance evaluation. This study was designed to compare visual and auditory reaction time between badminton, table tennis and tennis players and non-sport sedentary. In addition, in this study, it was researched whether the gender of the athletes was effective on the response time of the players to auditory and visual stimuli. Methods: The study included 56 volunteers, including 36 athletes and 20 sedentary who actively participated in sports for at least 2 years in the badminton, table tennis and tennis skills between the ages of 18 and 30 years. Age, height, body weight, simple visual reaction time and simple auditory reaction time were measured. Results: When visual and auditory reaction times of racquet athletes and sedentary were compared, there was no significant difference between athletes in different branches, whereas sedentary had significantly higher visual and auditory reaction times than all branches (p <0.05). No significant difference was found between the visual and auditory reaction times according to the genders of the same branch athletes (p> 0,05). However, both visual and auditory reaction times of sedantery women were found to be longer than that of males (p <0.05). Conclusion: The results have led to the belief that racquet sports develop neurocognitive brain functions.  Article visualizations

Metastatik Kemik Tümörlü 129 Olgunun Retrospektif Olarak İncelenmesi

Amaç: Kemiğin metastatik tümörleri, primer kemik malignitelerinden daha sık görülmektedir. Bu çalışmada kemiğin metastatik tümörlerinin sıklığı, yaş, cinsiyet ve lokalizasyona göre dağılımı ve semptomlarının gözden geçirilmesi amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Ocak 2009 - Aralık 2017 tarihleri arasında Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı’nda biyopsi alınan ya da opere edilen ve Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı’nda tanısı konulan 129 hasta dahil edilmiştir.Bulgular ve Sonuç: Çalışmamızda hastaların yaş ortalaması 64.8 dir. Hastaların 112’si %87 50 yaş ve üzerindedir. 50 yaş altı hastaların % 42 sinin tanısının meme karsinomu metastazı olduğu tespit edilmiştir. Kadınlarda kemik metastazı yapan en sık 4 tümör sırasıyla meme %43 , primeri bilinmeyen tümörler %16 , akciğer %14 ve böbrek %9 tir. Erkeklerde kemik metastazı yapan en sık 4 tümör sırasıyla akciğer %35 , prostat %15 , böbrek %11 ve primeri bilinmeyen tümörler %9 dir. Tümörlerin en sık üç metastaz bölgesi sırasıyla femur %33 , vertebra %25 ve humerus %18 tur. Olguların %84’ünde başvuru şikayeti olan ağrı, lokalizasyona bakılmaksızın en sık semptom iken, humerus, femur ve tibia gibi uzun kemiklerde kırık sıklıkla eşlik etmektedir. Vakaların 37’si %29 kırıkla prezente olmuştur ve bunların 11’i %30 akciğer, 9’u %24 meme, 4’ü %10 böbrek, 2’si %5 prostat karsinomlarından kaynaklanmaktadır. Çalışmamızda primeri bilinmeyen tümörlerin oranı literatürden yüksekti

1-(Prop-2-en-1-yl)-3-[(trimethyl­sil­yl)meth­yl]benzimidazolium bromide monohydrate

In the title compound, C14H21N2Si+·Br−·H2O, the benzimidazole ring system is almost planar [maximum deviation = 0.021 (2) Å]. In the crystal, O—H⋯Br and C—H⋯O hydrogen bonds link the ions via the O atoms of the water mol­ecules. In addition, there are π–π stacking inter­actions between the centroids of the benzene and imidazole rings of the benzimidazole ring system [centroid–centroid distances = 3.521 (3) and 3.575 (2) Å]

Ahmet Rasim’in resimli ve haritalı Osmanlı Tarihi C.III metin-tahlil-ideks

1865 yılında İstanbul’da doğan Ahmet Rasim, Türk edebiyatı tarihinde kalemini çeşitli türlerde kullanan yazarlardan birisidir. Roman, hikâye, mensur şiir, deneme, hatırat gibi edebî eserlerinin yanı sıra röportaj, hatırat, tenkit ve makale türlerinde de gazeteciliğinin meydana getirdiği bilgi birikimini kullanmıştır. Onun ilgilendiği bir başka alan da tarih olmuştur. Okul yıllarında tarih dersleri için yeterli kaynak bulunmadığını düşünen Ahmet Rasim, bu alandaki açığı kapatmak için Osmanlı Tarihi’ni yazmıştır. Yazdığı tarih kitaplarından birisi olan 4 ciltlik “Resimli ve Haritalı Osmanlı Tarihi”nin III. cildi de bu çalışmanın konusu olmuştur. Üçüncü cilt, Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan sonra meydana gelen olaylarla başlar; III.Selim’in tahtan indirilip Sultan Mahmut’un padişah olmasıyla sona erer. Diğer ciltlerde olduğu gibi bu ciltte de her sayfa içeriğiyle ve yazı karakteriyle ikiye ayrılmıştır. Sayfaların üst kısmında kronolojik sırasıyla Osmanlı Tarihi; “Fâideler” başlığı ile yazılan alt bölümde ise İmparatorluğun değişim geçirdiği süreçte bundan etkilenen toplumsal hayatın tanıtıldığı kültürel bilgiler yer alır. Tezimizde yazarın hayatı ve eserlerine dair bilgiler verildikten sonra kullandığı bazı kelimelerin, atasözleri ve deyimlerin nasıl uygulandığı da örneklerle gösterilmiştir. Eserde adı geçen önemli şahsiyetlere ait bilgilere de bu çalışmada değinilmiştir. Son olarak da bibliyografya bölümünde yararlanılan kaynaklar açıklanmıştır. ABSTRACT Born in İstanbul by the year of 1865, Ahmet Rasim after graduating from Darüşşafaka, began working at Telegrafh Post as an officer. İn the same year he had several of his articles published in various magazines. In latter year he found his work as an officer dull and decided to carry on his carrier as a journalist. He had many works in various fields of literature also Ahmet Rasim’s other interest area was history. During his school year he noticed that there is not enough resource for history education and decided to write a book on Ottoman History. One of his book on history was the 4 volume “Resimli ve Haritalı Osmanlı Tarihi” (Ottoman History With Pictures And Maps) the 3rd of which is the subject of this study. 3rd Volume covers the events beginning with “Küçük Kaynarca” pact to down throwing of III Selim from throne and coming up of Sultan Mahmut as his successor. In this volume as in other volumes, each page has two section differing both in content and fout. In the upper section Ottoman history is given in chronological order and the bottom section called “Fâideler” (Information) mentions the various political, economical, social and culturel facts of the day. In this dissertation an introduction is given on the life and the works of the writer, latter some vocabularies, proverbs and phrases are given with its utilization in his 3rd Volume of the book “Resimli ve Haritalı Osmanlı Tarihi” and lastly information is given about important personage refered in the book

Ahmet Rasim’in resimli ve haritalı Osmanlı Tarihi C.III metin-tahlil-ideks

ÖZET1865 yılında İstanbul’da doğan Ahmet Rasim, Türk edebiyatı tarihinde kalemini çeşitli türlerde kullanan yazarlardan birisidir. Roman, hikâye, mensur şiir, deneme, hatırat gibi edebî eserlerinin yanı sıra röportaj, hatırat, tenkit ve makale türlerinde de gazeteciliğinin meydana getirdiği bilgi birikimini kullanmıştır. Onun ilgilendiği bir başka alan da tarih olmuştur. Okul yıllarında tarih dersleri için yeterli kaynak bulunmadığını düşünen Ahmet Rasim, bu alandaki açığı kapatmak için Osmanlı Tarihi’ni yazmıştır. Yazdığı tarih kitaplarından birisi olan 4 ciltlik “Resimli ve Haritalı Osmanlı Tarihi”nin III. cildi de bu çalışmanın konusu olmuştur.Üçüncü cilt, Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan sonra meydana gelen olaylarla başlar; III.Selim’in tahtan indirilip Sultan Mahmut’un padişah olmasıyla sona erer.Diğer ciltlerde olduğu gibi bu ciltte de her sayfa içeriğiyle ve yazı karakteriyle ikiye ayrılmıştır. Sayfaların üst kısmında kronolojik sırasıyla Osmanlı Tarihi; “Fâideler” başlığı ile yazılan alt bölümde ise İmparatorluğun değişim geçirdiği süreçte bundan etkilenen toplumsal hayatın tanıtıldığı kültürel bilgiler yer alır.Tezimizde yazarın hayatı ve eserlerine dair bilgiler verildikten sonra kullandığı bazı kelimelerin, atasözleri ve deyimlerin nasıl uygulandığı da örneklerle gösterilmiştir. Eserde adı geçen önemli şahsiyetlere ait bilgilere de bu çalışmada değinilmiştir. Son olarak da bibliyografya bölümünde yararlanılan kaynaklar açıklanmıştır.ABSTRACTBorn in İstanbul by the year of 1865, Ahmet Rasim after graduating from Darüşşafaka, began working at Telegrafh Post as an officer. İn the same year he had several of his articles published in various magazines. In latter year he found his work as an officer dull and decided to carry on his carrier as a journalist. He had many works in various fields of literature also Ahmet Rasim’s other interest area was history. During his school year he noticed that there is not enough resource for history education and decided to write a book on Ottoman History. One of his book on history was the 4 volume “Resimli ve Haritalı Osmanlı Tarihi” (Ottoman History With Pictures And Maps) the 3rd of which is the subject of this study.3rd Volume covers the events beginning with “Küçük Kaynarca” pact to down throwing of III Selim from throne and coming up of Sultan Mahmut as his successor. In this volume as in other volumes, each page has two section differing both in content and fout. In the upper section Ottoman history is given in chronological order and the bottom section called “Fâideler” (Information) mentions the various political, economical, social and culturel facts of the day.In this dissertation an introduction is given on the life and the works of the writer, latter some vocabularies, proverbs and phrases are given with its utilization in his 3rd Volume of the book “Resimli ve Haritalı Osmanlı Tarihi” and lastly information is given about important personage refered in the book

POTATO PROTEINS

Taze patates yumrusu yaklaşık % 1,5-4,0 oranında protein içermektedir. Patates proteinleri özellikle aspartik asit ve glutamik asitçe zengin olup lösin, valin, alanin, lizin ve arjinin aminoasitlerini de önemli miktarlarda bulundururlar. Bitkisel kaynaklı proteinler arasında lizin bakımından en zengin proteinlerden birisi olan patates proteinleri, yaklaşık % 30-60 oranında patatinler, % 20-50 oranında proteaz inhibitörleri ve % 10-30 oranında diğer proteinler olmak üzere üç grupta incelenmektedir. Patates proteinlerinin izole edilmesinde ısı ile çöktürme, izoelektrik çöktürme, tuzlarla çöktürme, organik çözücülerle çöktürme, ultrafiltrasyon ve kromatografi ile ayrıma gibi birçok yöntem denenmiştir. Patates proteinlerinin köpük oluşturma emülsifiye etme ve jelleşme gibi işlevsel özelliklere sahip oldukları gösterilmiştir. Bu makalede patates proteinlerinin bileşimi, izolasyonu, işlevsel özellikleri ve besin değeri hakkında bilgiler verilecektir.Fresh potato tubers contain approximately 1.5-4.0% protein. Potato proteins are particularly rich in aspartic acid and glutamic acids; also contain significant levels of leucine, valine, alanine, lysine and arginine. Potato protein is one of the best plant proteins as a source of lysine. Potato proteins are divided into three groups: patatins (30–60%), protease inhibitors (20–50%) and other proteins (10–30%). Many extraction techniques were applied for the recovery of proteins from potato tubers including thermal coagulation, salt, acid and organic solvent precipitations, ultrafiltration and chromatographic techniques. It was shown that potato proteins have functional properties like foaming, gelling and emulsifying. This paper will give information on the proteins present in potato tuber, their compositions, extraction and functional properties

Effect of Lactococcin BZ and Enterocin KP on the Activity of Yoghurt Cultures

Bu çalışmada, Lactococcus lactis spp. lactis BZ ve Enterococcus faecalis KP’den elde edilen laktokoksin BZ ve enterosin KP (1600 AU/mL) bakteriyosinlerinin üç farklı yoğurt kültürlerine (Y1, Y2: CHR Hansen, Danimarka, Y3: Sacco, İtalya) karşı inhibitör etkileri belirlenmiştir. İnkübasyon süresince (42°C’de 24 saat) belirli aralıklarla alınan örneklerde laktik asit bakteri sayısı ve pH değerleri incelenmiştir. Laktokoksin BZ’nin test edilen 3 yoğurt kültüründen sadece birine, enterosin KP’nin ise iki yoğurt kültürüne karşı bakterisidal etkiye sahip olduğu görülmüştür. Laktokoksin BZ ve enterosin KP 1:1 oranında karışım halinde kullanıldığında da iki yoğurt kültürüne karşı bakterisidal aktivite gösterdiği belirlenmiştir.In this study, the effects of lactococcin BZ from Lactococcus lactis ssp. lactis BZ and enterocin KP from Enterococcus faecalis KP (1600 AU/mL) on the activities of three different yoghurt cultures (Y1 and Y2: CHR Hansen, Denmark; Y3: Sacco, Italy) were investigated. Lactic acid bacteria counts and pH values of the samples were determined during the incubation period (at 42°C for 24 h). It was found that lactococcin BZ had bactericidal effect against only one yoghurt culture whereas enterocin KP was effective against two yoghurt cultures. When lactococcin BZ and enterosin KP were used in combination (1:1), they showed bactericidal effect against two yoghurt cultures