90 research outputs found
Acquisition of sight reading in teaching piano
Bu araştırmada, piyano öğretiminde deşifre için yazılmış
parçalarla düzenli olarak yapılan çalışmaların piyanoda deşifre
çalma becerisinin kazandırılmasına etkisinin tespit edilmesi
amaçlanmıştır. Ön test – son test kontrol gruplu desene dayalı
deneysel bir çalışma olup, Konya Çimento Güzel Sanatlar ve
Spor Lisesi Müzik Bölümü birinci sınıfta okuyan 6’sı deney, 6’sı
kontrol grubundan oluşan 12 öğrenci ile yapılmıştır. İki gruba da
uygulanan ön testin ardından, deney grubuna 13 hafta boyunca
düzenli olarak deşifre çalışmaları yaptırılmış, üç kez ara gözlem
kayıtları alınmıştır. Deneysel uygulama sonunda ön testte ki
ölçümler son testte tekrar deney ve kontrol gruplarına uygulanmıştır. Verilerin, Mann Whitney U ve Wilcoxon işaretli sıralar
testi analizlerine göre; deney ve kontrol grupları arasında ön test
için seviye farkı olmadığı, son testte ise deney grubu lehine
anlamlı fark olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda düzenli deşifre
çalışmaları yapan deney grubunun deşifre becerisini kazanmada
olumlu yönde gelişme gösterdiği sonucuna varılmıştır.The present study aims to analyze the effects of regular sight
reading exercises, made on the piano with pieces created
solemly for this aim, on the acquisiton of sight reading piano
playing skills. The study, an experimental study based on pretest –post test, research and control group design, is conducted
with 12 first graders in the Music department, six students in
the experimental and six in the control group, of the Konya
Çimento (Cement) Fine Arts and Sports High School. After the
students in both groups were adminstered a pre test, sight
reading exercises for playing the piano were conducted with the
experimental group for 13 weeks with three intermittent
recordings. At the end of the experimental study, the evaluation
made with the pre-test, were conducted again with the post
test. The analysis of the data using Mann Whitney U ve Wilcoxon tests revealed in the pre-test no significant results among
the two groups; however, a statistically significant outcome in
favour of the experimental group was prevalent in the result of
the post test. Thus, it can be assumed that the experimental
group conducting regular sight reading exercises for playing the
piano, has shown an enhancement in the acquisition of playing
the piano by sight reading skill
Evaluating performance of kinematic PPP-AR and traditional PPP methods: Antarctic peninsula Case
PPP (Precise Point Positioning-Hassas Nokta Konumlama) yöntemi ile hem statik hem de kinematik modda tek GNSS (Global Navigation Satellite Systems) alıcısı ile bağıl (rölatif) konum belirleme yöntemine oldukça yakın bir seviyede konum bilgisi elde edilebilmektedir. Bu yöntem hem maliyet hem de oldukça kolay uygulanması sebebi ile beklenen doğruluk ve hassasiyeti karşılaması durumunda bağıl konum belirleme yöntemine bir alternatif olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada, Antarktika Yarımadasında bulunan Livingston Island’ da bir Zodyak botu ile iki farklı günde bir dizi GNSS ölmeleri yapılmış ve GNSS verileri; bağıl yöntem, PPP-AR (Ambiguity Resolution) ve Geleneksel PPP yöntemleriyle ayrı ayrı değerlendirilmiştir. PPP-AR ve Geleneksel PPP yöntemlerinin kinematik konum belirleme performansı bağıl yöntemle karşılaştırılmıştır. Sonuçlar PPP-AR yönteminin üstünlüğünü açıkça göstermektedir.Positioning information using PPP (Precise Posint Positioning) method can be obtained with a single GNSS (Global Navigationing Satellite Systems) receiver in both static and kinematic mode at a level very similar to the Relative Positioning method. This method has been used as an alternative to the relative method in recent years since it provides both cost and ease of application and also provides the expected accuracy and sensitivity for location information. In this study, on Livingston Island, which is located in the Antarctic Peninsula, has been made a series of GNSS measurements on two different days with a Zodiac boat. GNSS data were evaluated separately by the relative method, PPP-AR (Ambiguity Resolution) and Traditional PPP methods. Kinematic positioning performance of PPP-AR and Traditional PPP method were compared with the relative method. The results clearly demonstrate the superiority of the PPP-AR method
Investigating the accuracy of GPS/Galileo PPP-AR and PPP methods in terms of observation duration and satellite combinations
Bu çalışmada farklı enlemlerde seçilen üç farklı Uluslararası GNSS Servisi (IGS) istasyonunun ardışık 15 günlük GPS/Galileo gözlem verileri kullanılmış, elde edilen bu gözlemler, hem geleneksel-PPP hem de PPP-AR teknikleri kullanılarak statik modda değerlendirilmiştir. Kısa ve uzun ölçü süresinin yöntemler üzerindeki etkisini değerlendirmek için, üç farklı istasyondan elde edilen gözlem dosyaları 0.75, 1, 1.5, 2, 3, 4 ve 24 saatlik verilere ayrılmış, Galileo uydu gözlemlerinin GPS uydu gözlemlerine katkısını incelemek için PPP ve PPP-AR yöntemleri sadece-GPS ve GPS/Galileo uydu kombinasyonları açısından da incelenmiştir. Sonuçlar gözlem sürelerinin artması ile PPP yönteminde konum doğruluğunun arttığını ve PPP-AR tekniğinde ise faz başlangıç belirsizliğinin yanlış değere sabitlenme riskini azalttığını göstermiştir. Çalışmanın bulguları, PPP ve PPP-AR tekniklerinde Galileo uydu sisteminin GPS gözlemlerine dahil edilmesiyle konum doğruluğunun geliştiğini, PPP ve PPP-AR yöntemlerinin birbirleriyle karşılaştırıldıklarında ise PPP-AR yönteminin konum doğruluğunun genellikle tüm ölçü sürelerinde PPP yönteminden daha iyi çıktığı açıkça ifade edilmektedir.In this study, 15 consecutive days of GPS/Galileo observations of three different International GNSS Service (IGS) stations selected at different latitudes were used, and these observations were evaluated in static mode using both traditional-PPP and PPP-AR techniques. In order to evaluate the effect of short and long observation duration on discussed the methods, observation files obtained from three different stations were divided into 0.75, 1, 1.5, 2, 3, 4 and 24 hour data. In order to examine the contribution of Galileo satellite observations to GPS satellite observations, PPP and PPP-AR methods were also examined in terms of GPS-only and GPS/Galileo satellite combinations. The results showed that with the increase of the observation duration, the position accuracy increased in the PPP method and the risk of fixing wrong integer ambiguity in the PPP-AR technique was reduced. The findings of the study clearly state that in PPP and PPP-AR techniques, the inclusion of Galileo observations to GPS has improved the positioning accuracy, and when the PPP and PPP-AR methods are compared with each other, the horizontal positioning accuracy of the PPP-AR method is generally better than the PPP method at all observation periods
Investigation of real-time GNSS VADASE approach capability of capturing vertical dynamic movements
Yeryüzünde meydana gelen dinamik hareketlerin tespit edilmesinde GNSS (Global Navigation Satellite System) sensörüne dayalı birçok konum belirleme yöntemi (Bağıl Kinematik, Gerçek Zamanlı Kinematik (RTK), Hassas Nokta Konumlama (PPP), Gerçek Zamanlı (RT)-PPP vb.) kullanılmıştır. Kullanılan bu yöntemler ikinci bir GNSS alıcısı, internet bağlantısı, uydu yörünge ve saat düzeltme bilgisi gibi harici parametreler gerektirir. Bu çalışmada herhangi bir harici parametreye ihtiyaç duymadan gerçek zamanlı (Real-Time) dinamik hareketleri doğrudan yakalayabilen VADASE (Variometric Approach for Displacement Analysis Stand-Alone Engine) yaklaşımının düşey yönlü dinamik davranışları belirleyebilme yeteneği incelenmiştir. Çoklu-GNSS gözlemlerine dayalı bu yöntem, zaman ve frekans alanında bağıl konum belirleme (RP) yöntemi referans alınarak PPP yöntemi ile karşılaştırılmıştır. Sonuçlara bakıldığında düşey dinamik hareketlerin baskın frekans değerlerinin üç yöntem için de aynı olduğu görülmüştür. Baskın frekansa karşılık gelen genlik değerlerinde ise deneylerde referans alınan RP yöntemine göre RT-VADASE yönteminde 1.6 mm ila 3.2 mm arasında değişmekteyken PPP yönteminde bu farklılık 1.1 mm ila 1.6 mm arasında değişmektedir. Ayrıca zaman alanında tüm deney durumlarına incelendiğinde RT-VADASE yönteminin PP-PPP yöntemine göre KOH değerleri arasında milimetre düzeyinde (1-2mm) küçük farklılık bulunmaktadır. Sonuçlar, RT-VADASE yaklaşımının anlık olarak düşey dinamik hareketleri doğru ve güvenilir bir şekilde tespit edebileceğini göstermektedir. Bununla birlikte, RT-VADASE yöntemi deprem, rüzgâr, trafik yükü gibi dinamik yüklerin, yapıda meydana getirebileceği etkiyi anlık olarak tespit etmek ve yapı sağlığını tehdit edebilecek durumlarda yapının hızlı tehlike değerlendirilmesi yapılarak insan hayatını tehlikeye düşürecek durumlarda erken uyarı sistemine entegre bir sensör olarak kullanılabileceği gösterilmiştir.Many positioning methods (Relative Kinematic, Real Time Kinematic (RTK), Pricese Point Positioning (PPP) and Real Time (RT)-PPP etc.) based on GNSS sensor have been used to detect dynamic motions occurring on the earth. These methods used require external parameters such as a second GNSS receiver, internet connection, satellite orbit and clock correction information. In this study, the VADASE (Variometric Approach for Displacement Analysis Stand-Alone Engine) approach, which can directly capture dynamic motions in real-time without the need for any additional parameters, are examined. This method, based on multi-GNSS observations, was compared with the PPP method, with reference to the Relative Positioning(RP) method in the time and frequency domain. According to the results, it was seen that the dominant frequency values of vertical dynamic motions were the same for all three methods. While the amplitude values corresponding to the dominant frequency vary between 1.6 mm and 3.2 mm in the RT-VADASE method according to the RP method referenced in the experiments, this difference varies between 1.1 mm and 1.6 mm in the PPP method. In addition, when all experimental cases are examined in the time domain, there is a small (1-2mm) difference between the KOH values of the RT-VADASE method compared to the PP-PPP method. The results show that the RT-VADASE approach can accurately and reliably detect instantaneous vertical dynamic motions. However, it has been shown that the RT-VADASE method can be used as an integrated sensor in the early warning system in situations that will endanger human life by making a rapid hazard assessment of the structure in cases that may threaten the health of the structure, instantly detecting the effect of dynamic loads such as earthquake, wind, traffic load
Evaluation of public’s perception of scar cosmesis after thyroidectomy: Results of a survey of Turkish versus South Korean individuals
Purpose: Visible scars on the neck caused by thyroid surgery give rise to significant aesthetic, functional, and psychosocial problems. The objective of this study is to comparatively investigate the public perception of neck scar cosmesis in Turkish and South Korean populations. Methods: This survey was prepared to collect participants’ demographic and socioeconomic data and determine their perception of scar cosmesis on the neck and consisted of 15 questions. One thousand thirty-nine individuals who did not undergo thyroid surgery completed the survey. The P-values of <0.05 were deemed to indicate statistical significance. Results: There were 1,039 respondents, of whom 525 (50.5%) were Turkish and 514 (49.5%) were South Korean. South Korean respondents stated that they would be significantly more uncomfortable with the thought of having a scar due to thyroid surgery, compared to the Turkish respondents (P < 0.001). The South Korean respondents stated that they would be significantly more concerned about the scar’s length, thickness, and darkening color, compared to the Turkish respondents (P < 0.001 for all cases). Conclusion: Patients’ expectations, which are affected by various sociodemographic factors and cultural characteristics, are as important as the medical condition when deciding on the type of thyroid surgery. The study findings clearly indicated that the South Korean population would be significantly more uncomfortable with having a scar on the neck, compared to the Turkish population. Therefore, in selected cases, a scarless thyroidectomy approach, such as transoral endoscopic thyroidectomy, vestibular approach may be preferable for societies like South Korea
The positioning performance of low-cost GNSS receivers in the Precise Point Positioning method
Satellite-based positioning, which started being developed in the mid-1960s for military purposes, is now used in almost every area. For the studies single and/or double frequency receivers are used. The cost of a receiver and antenna couple that have capable of high coordinate accuracies ranges from 15000. With the production of Original Equipment Manufacturer (OEM) receivers, the cost of satellite-based location determination decreases to approximately one in 10 for the civilian user compared to the operations performed with geodetic receivers and antennas. However, although these receivers collect data in multi-Global Navigation Satellite System (GNSS) and frequencies, the accuracy of the coordinate values estimated is not as high as geodetic receivers and antennas. Therefore, it is necessary to carry out an accuracy study to obtain information about which studies can be used in. In this study, measurements were made at the UZEL point located on the roof of the Yıldız Technical University Geomatics Engineering Department by using the ZED-F9P-02B OEM multi GNSS receiver and ANN-MB L1/L2 multi-band GNSS patch antenna. The performance of the test results has been examined by comparing the results from CSRS(Canadian Spatial Reference System)-PPP with the coordinates of the UZEL point. As a result of the comparison, the difference between the coordinate determined with collected 3.5 hr data and the coordinates of the UZEL point has been determined as – 1.4 cm, 2.8 cm, and 9.3 cm in the East, North, and Height directions, respectivel
Geodetic measurements on Havran-Balıkesir fault zone: First results
Havran-Balıkesir Fay Zonu (HBFZ), Batı Anadolu’daki önemli fay zonlarından birisidir. Edremit’in
doğusundan, Balıkesir’e kadar KKD–GGB yönünde uzanan HBFZ iki ana fay ve altı segmentten
oluşmaktadır. Fay zonu üzerinde kapsamlı paleosismolojik çalışmalar gerçekleştirilmiş ve zonun
segmentlerindeki depremsizlik süreleri sismik bir boşluk (asismik hareket, krip) olarak
değerlendirilmiştir. Bu nedenle, HBFZ ‘nin depremsizlik sürelerinin detaylı olarak araştırılması amacıyla,
çalışma bölgesinde 55 noktadan oluşan bir GNSS ağı oluşturulmuştur. Ağdaki 21 noktada 2022 yılında
bir kampanya GNSS ölçüsü gerçekleştirilmiştir. Ağda yer alan diğer sürekli ve kampanya tipi 34 noktanın
ise geçmiş yıllara ait GNSS verileri çeşitli kurumlardan temin edilmiştir. Elde edilen tüm veriler
GAMIT/GLOBK yazılımıyla değerlendirilmiştir. Çalışma bölgesinin Avrasya plakası sabit hız alanı 4-25
mm/yıl aralığında ve 0.18 mm/yıl doğruluğunda elde edilmiştir. Hız alanı kullanılarak, bölgenin iki
boyutlu güncel jeodezik gerinim alanı hesaplanmıştır. Gerinim alanı incelendiğinde, çalışma bölgesinde
KD-GB yönlü sıkışma bileşeninin baskın olduğu görülmüştür. Ek olarak, tarihsel ve aletsel dönem deprem
kataloglarından yararlanılarak çalışma bölgesinin sismotektonik haritaları oluşturulmuştur. Bu sonuçlar,
ilk sonuçlar olarak sunulmaktadır. HBFZ’ nin güncel deformasyonlarının ve deprem potansiyelinin
belirlenmesi için jeodezik çalışmalar devam etmektedir.The Havran-Balıkesir Fault Zone (HBFZ) is one of the important fault zones in Western Anatolia. The
HBFZ extending from the east of Edremit to Balıkesir in the NNE-SSW direction consists of two main
faults and six segments. In the paleoseismological studies carried out on the fault zone and the
earthquake -free times in the segments of the zone have been evaluated as a seismic gap (seismic
movement, crip). When the geodetic studies of the region are examined, there is no geodetic study
focused on HBFZ. For this reason, a GNSS network consisting of 55 points was created in the study area
in order to investigate the earthquake-free times of HBFZ in detail. In 2022, a campaign-style GNSS
measurement was carried out at 21 points in the network. The GNSS data of the other 34 continuous
and campaign-type points in the network for the previous years were obtained from various
institutions. All obtained data were evaluated with GAMIT/GLOBK software. The Eurasian plate fixed
velocity field of the study area was obtained in the range of 4-25 mm/year and with an accuracy of 0.18
mm/year. By using the velocity field, the two-dimensional current geodetic strain area of the region
was calculated. When the strain area is examined, it is observed that the NE-SW direction compression
component is dominant in the study region. In addition, seismotectonic maps of the study area were
generared by using earthquake catalogs of historical and instrumental periods. These results are
presented as first results. Geodetic studies are continuing to determine the current deformations and
earthquake potential of HBFZ
Preliminary results of the Sofalaca-Şehitkamil Gaziantep (Mw:7.7) and Ekinözü Kahramanmaraş (Mw:7.6) earthquakes based on GNSS observations on February 6, 2023
Bu çalışmada 6 Şubat 2023 tarihinde sırasıyla yerel saat ile 04:17 ve 13:24’te artarda meydana gelen Sofalaca-Şehitkamil Gaziantep (Mw:7.7) ve Ekinözü Kahramanmaraş (Mw:7.6) depremlerinin öncül jeodezik sonuçları verilmiştir. Öncül jeodezik sonuçları elde etmek için deprem odak merkezleri etrafındaki ve etkili olduğu alandaki TUSAGA-Aktif istasyonlarına ait GNSS alıcılarından 30 sn (0,033 Hz) ve 1 sn’lik (1 Hz) GNSS gözlemleri kullanılmıştır. Deprem kaynaklı kosismik yer değiştirmeleri belirlemek için bağıl statik çözümler GAMIT/GLOBK yazılım takımında 30 sn’lik RINEX verileri kullanılarak yapılmıştır. Statik çözümlerde değerlendirmeye alınan istasyonlarda Sofalaca-Şehitkamil Gaziantep depreminde doğu bileşende atımın 1.1-23.4 cm, kuzey bileşende 1.1-30.9 cm aralığında değiştiği görülmüştür. Ekinözü Kahramanmaraş depreminde ise atım miktarı doğu bileşende 1.2-440.4 cm, kuzey bileşende 1.4-69.6 cm aralığında değişmiştir. Kinematik çözümler ise PPP yöntemiyle CSRS-PPP ve PRIDE PPP-AR yazılımları ile 1 sn’lik RINEX verileri kullanılarak elde edilmiştir. Her iki yazılımda seçilen istasyonlardaki deprem anı yer değiştirmeler (deplasman) ve ardışık epok farkları (hız) hesaplanmıştır. Seçilen tüm istasyonlarda hızlar Sofalaca-Şehitkamil Gaziantep depreminde doğu bileşen için 3-12.5 cm/sn, kuzey bileşen için 3.8 - 37.7 cm/sn aralığında; Ekinözü Kahramanmaraş depreminde ise doğu bileşende 3.7-20.5 cm/sn, kuzey bileşende 4.1-20.1 cm/sn tespit edilmiştir. Öncül sonuçların elde edilmesinden sonra bölgenin daha yakından takibi ve yeni noktalarda atımların tespiti için yeni bir GNSS ağı kurulmuştur. Kurulan yeni ağda TÜBİTAK 1002-C Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı çağrısı kapsamında arazi çalışmalarına başlanmıştır.In this study, the earthquakes which took place on 6 February 2023, respectively at local time 04:17 and
13:24 preliminary geodetic results are given that occurred of Sofalaca-Şehitkamil (Gaziantep) (Mw:7.7)
and of Ekinözü (Kahramanmaraş) (Mw: 7.6). In order to obtain preliminary geodetic results the GNSS
observations were used at 30 s (0.033 Hz) and 1 s (1 Hz) intervals from the GNSS receivers in the network
of Continuously Operating Reference Stations, Turkey (CORS-TR). Relative static solutions to determine
earthquake-induced coseismic displacements were performed using 30-second RINEX data in the
GAMIT/GLOBK software. In the GNSS stations evaluated in the static solutions, it was observed that the
coseismic displacement in the Sofalaca-Şehitkamil Gaziantep earthquake varied between 1.1 - 23.4 cm
in the eastern component and 1.1 - 30.9 cm and northern component. In the Ekinözü Kahramanmaraş
earthquake, the amount of coseismic displacement varied between 1.2 - 440.4 cm in the eastern
component and 1.4-69.6 cm in the northern component. Kinematic solutions were obtained by PPP
method using CSRS-PPP and PRIDE PPP-AR software and 1 second RINEX data. In both software,
earthquake displacements and consecutive epoch differences (velocity) at selected stations were
calculated.During the Sofalaca Şehitkamil-Gaziantep earthquake velocities for all selected stations were
detected approximately between 3.0-12.5 cm/s for the eastern component and 3.8 - 37.7 cm/sn for the
northern component; during the Ekinözü Kahramanmaraş earthquake were detected approximately
between 3.7-20.5 cm/sn for the eastern component and 4.1-20.1 cm/sn for the northern component.
After the preliminary results were obtained, a new GNSS network was established to observation the
region more closely and to detect displacement at new GNSS points. In study area has started new GNSS
observations within the scope of TÜBİTAK 1002-C Natural Disasters Focused Field Study Emergency
Support Program call in the new network established
Karanlık akım basırma ile yüksek performansli HgCdTe fotodedektör dizaynları.
This thesis work covers the numerical analysis and design of infrared photon detectors with a focus of HgCdTe based devices. An in-house numerical tool is utilized for the design and characterization process, where the Poisson, current and continuity equations are solved numerically with the high precision in electrical and optical properties. A high operating temperature alternative substrate mid-wave HgCdTe detector is designed benefiting from the generation-recombination dark current suppression. The advancement in the operating temperature is nearly 40 K (from ~85 K to ~125 K) for the designed device structure, which leads to diffusion limited dark current even for a very low carrier lifetimes (τSRH = 200 ns). The performance enhancement is achieved by the utilization of high Cd composition material at the depletion region targeting lower SRH recombination rates. The sensitivity of the designed structure to the fabrication errors is analyzed in terms of doping, composition and layer thickness. Moreover, a design methodology is introduced so that the inserted wide bandgap layer does not create valence band discontinuity that might lead to a noticeable decrease in quantum efficiency. In addition, a similar method is applied to SWIR window and performance of HgCdTe SWIR detectors has been shown to increase as well. The designed SWIR detector reached state-of-art sensors in terms of dark current density while benefiting from the reduced cost of alternative substrate detectors. With this enhancement, the designed HgCdTe sensors are capable of sensing based on solely nightglow radiation.M.S. - Master of Scienc
- …