Belli eğitim disiplinleri sigara alışkanlığı ve muhtemel uyku bruksizminin gelişiminde bir risk faktörü müdür? Üniversite öğrencilerinde bir çalışma

Amaç: Bu çalışmanın amacı farklı eğitim disiplinlerinde öğrenim gören üniversite öğrencilerinde, eğitimin sigara alışkanlığı ve muhtemel uyku bruksizmi eğilimine olan etkisini ve varsa sigara ve muhtemel uyku bruksizminin ilişkisini değerlendirmektir.Gereç ve Yöntemler:Çalışma, Cumhuriyet Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı’na 2012- 2014 tarihleri arasında başvuran, 17-34 yaş aralığında 262’si kız (%57) ve 195’i (%43) erkek olmak üzere 457 üniversite öğrencisinin doldurduğu formlar üzerinden retrospektif olarak yürütüldü. Bu formlarda öğrencilerin, sosyodemografik bilgileri, okudukları bölüm, sigara alışkanlığı ve muhtemel uyku bruksizm varlığına yönelik sorulara verdikleri cevaplar kaydedildi. Bulguların istatistiksel değerlendirilmesi SPSS. 20 programında ki-kare analizi kullanılarak yapıldı. Bulguların istatistiksel değerlendirilmesi SPSS. 20 programında ki-kare analizi kullanılarak yapıldı.Bulgular:Sigara alışkanlığı mühendislik bölümü öğrencilerinde ve erkeklerde anlamlı derecede yüksek bulundu (p<0,05). Sigara kullanan öğrencilerde muhtemel uyku bruksizmi görülme sıklığı yüksek olsa da bu fark anlamlı değildi (p>0.05). Cinsiyet ve eğitim disiplinlerinin muhtemel uyku bruksizmiyle arasında anlamlı bir ilişki yoktu (p>0.05). Sonuçlar:Eğitim disiplinlerinin sigara alışkanlığında etkisi bulunurken, muhtemel uyku bruksizmi üzerinde bu etki görülmemiştir. Anahtar Kelimeler:bruksizm, fakülte, sigara alışkanlığı, üniversite öğrencisi

A STUDY ON THE USE OF DIFFERENT MATERIALS COMBINED WITH ALLOGRAFT ON OSSEOINTEGRATION AND BONE REGENERATION OF DENTAL IMPLANTS WITH CORONAL DEFECTS IN A RABBIT MODEL

Objectives: To assess differential effects of different materials combined with allograft on bone-to-implant contact and newly formed bone formation in dental implants with coronal defects histomorphometrically. Materials and Methods: The study was conducted on 24 male New Zealand white rabbits. Dental implants (3.0 × 10 mm) were placed at the center of defects (9 mm diameter, 4 mm depth) created in the tibial bones of the rabbits. Graft (GF, n=8), graft + rifamycin (GR, n=8), and graft + black cumin oil via orogastric route (GB, n=8) were applied on the coronal aspects of the implants for 28 days. Undecalcified histomorphometric analyses were conducted on slides stained with toluidine blue. Results: Bone-to-implant contact was 46.57% ± 3.59% in the graft, 67.12% ± 3.64% in the graft+rifamycin, and 55.62% ± 4.37% in the graft+black cumin oil groups. The percentage of new bone formation at the defect area was 34.71% ± 4.11% in the graft, 55.37% ± 4.89% in the graft + rifamycin, and 45.75% ± 3.69% in the graft + black cumin oil groups. In terms of new bone formation and bone-to-implant contact, graft + rifamycin and graft + black cumin oil groups were significantly different from the graft group. The differences between the graft + rifamycin and graft + black cumin oil groups were also statistically significant. Conclusion: Allogreft + rifamycin and orogastric black cumin oil were found to have positive effects on bone healing at sites with coronal defects. Rifamycin showed significantly greater favorable effects on bone-to-implant contact and new bone formation compared to black cumin oil

Acute emergency tibialization of the fibula: Reconstruction of a massive tibial defect in a type IIIC open fracture

Gustilo type IIIC open fractures of the tibia are high-energy injuries necessitating long treatment periods and usually multiple surgical procedures and eventually resulting in high morbidity rates and even amputations. We present here a case involving a type IIIC open tibial fracture with massive loss of the entire tibial diaphysis, which we treated by performing acute tibialization of the fibula after revascularization of the posterior tibial artery in a single-stage emergency operation

Does Credit Composition have Asymmetric Effects on Income Inequality? New Evidence from Panel Data

This paper studied the effects of credit to private non-financial sectors on income inequality. In particular, we focused on the distinction between household and firm credits, and investigated whether these two types of credit had adverse effects on income inequality. Employing cross-section augmented cointegrating regressions and using balanced panel data for 30 developed and developing countries over the period from 1995 to 2013, we showed that firm credit reduced income inequality, whereas there was no significant impact of household credit on income inequality. We concluded that it was not the size of the private credit but its composition which mattered in reducing income inequality, due to the asymmetric effects of different types of credit

A Case of Giant Myxoid Liposarcoma in a Cow

In this case, it was aimed to evaluate the immunohistochemical and histopathological examinations along with surgical intervention results of a myxoid liposarcoma in a ten-year-old, female hybrid cattle. During clinical examination, an elastic mass, approximately 35x30x30 cm in size, was detected in the right fossa paralumbal region. As a treatment, total extirpation of the mass under sedation and local infiltration anesthesia was performed. The sections were prepared from the extirpated mass tissues and stained with hematoxylin-eosin for histopathological examination. In addition they were labeled with S-100 antibody for immunohistochemical examination. Histopathologically, atypical stellate spindle-shaped tumour cells were seen in the stroma of hypocellular region and inlarge lipoid cells locally and also, around the numerous vessels with thin Wall character. In addition, it was determined that these cells reacted positively with S-100 antibody immunohistochemically. After the removal of the mass surgically, no recurrence was observed during 2 year follow up and it was learned that the general condition of the cattle was good. As a result, due to the rarity of the disease, it was concluded that reporting myxoid liposarcoma cases may contribute to future studies

Bulanık Analitik Hiyerarşi Süreci Yöntemiyle Tarım Sektörü Dış Ticaret Performans Analizi: Seçili OECD Ülkeleri

Tarım sektörü; istihdama, gayrisafi yurtiçi hasılaya, dış ticarete ve özellikle kırsal kalkınmaya yaptığı önemli katkılardan dolayı hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin ekonomisinde önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle sektörün ekonomik performansını yakından izlemek ileriye dönük iktisadi büyüme hedefi için oldukça ehemmiyetlidir. Bu doğrultuda çalışmada OECD içerisinde en yüksek tarım sektörü dış ticaret hacmine sahip 10 ülkenin (ABD, Almanya, Hollanda, Fransa, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada, İspanya, Belçika) söz konusu sektördeki ekonomik performansını analiz etmek amaçlanmaktadır. Çalışmada çok kriterli karar verme yöntemlerinden Bulanık Analitik Hiyerarşi (AHP) Buckley yöntemi ile ülkelerin tarım sektörüne ait ekonomik performansları tespit edilirken ülkelerin sıralanması için TOPSIS yöntemi tercih edilmiştir. Ülkelerin 2000-2019 yıllarına ait yıllık verilerinin kullanıldığı çalışmanın değişkenleri gıda TÜFE, büyüme oranı, tarımda enerji kullanımı, tarım istihdam oranı, kent nüfus oranı, net ihracat, tarım net ihracatı ve tarımsal hammadde ithalat ve ihracatıdır. Araştırma sonucuna göre İtalya 2000-2018 yıllarında en yüksek performansı sergileyen ülkedir. Seçilen ülkeler arasında İtalya tarım sektörü dış ticaret hacminde altıncı sırada yer almasına rağmen, diğer ilgili değişkenler dikkate alındığında tarım sektöründe göreceli olarak diğer ülkelerden daha iyi bir performans sergilediği görülmektedir. 2019 yılında ise birinci sırada yer alan ülke ABD’dir

Capital market and economic growth nexus: Evidence from Turkey

This study explores the relations between the development level of capital market sub-components, involving mutual/pension funds, corporate bond, stock and government bond markets, and economic growth over the period of 2006:M1 and 2016:M6 in Turkey. We find that there is a long-run cointegrating relationship between capital market development and economic growth and also a unidirectional causality running from capital market development to economic growth. Using ARDL, Markov Switching Regression and Kalman Filter models, we also find that capital market development has asymmetric effects on economic growth where government bond market development is negatively but the aggregated index of other sub-components is positively associated with economic growth

İlaç Uygulama Hatası Dört Olgu Sunumu

Adli Tıp Kurumu Kanununda belirtildiği üzere Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu tıbbi uygulama hatalarından doğacak kusurlara yönelik yapılacak değerlendirmeler için bilirkişi rolündedir. Sağlık hizmetinin verilmesinde yardımcı sağlık personelinin de önemli görevleri bulunmaktadır. Servislerde sorumlu hemşirelerin aynı zamanda hemşirelik öğrencilerine uygun eğitim ortamını sağlama görevleri de bulunmaktadır Bu çalışmada, öğrenci hemşirelerin yapmış olduğu uygulamaların tıbbi uygulama hatası olup olmadığı sorularak Adli Tıp Kurumuna gönderilen 4 olgu yardımcı sağlık personelinin görevlerinin ve öğrenci hemşirelere gerekli eğitimin verilmemesi sonucunda doğabilecek sorunlarının tartışılması amacıyla sunulmaya değer bulunmuştur. Anahtar kelimeler: Enjeksiyon, malpraktis, hemşire

Multiple immunoassay interference in a patient with falsely elevated calcitonin

Calcitonin (CT) is a diagnostic and follow-up marker of medullary thyroid carcinoma. Heterophile antibodies (HAbs) may interfere during immunometric assay measurements and result in falsely high CT levels and different markers. A 50-year-old female patient was referred to our institution for elevated CT levels (3,199 pg/mL [0-11,5]). Physical examination and thyroid ultrasonography show no thyroid nodules. Because of the discrepancy between the clinical picture and the laboratory results, various markers and hormones were examined to determine whether there was any interference in the immunometric assay. Thyroglobulin (Tg) and Adrenocorticotropic hormone (ACTH) levels were also found inaccurately elevated. After precipitation with polyethylene glycol, CT, Tg, and ACTH levels markedly decreased, showing macro-aggregates. Also, serial dilutions showed non-linearity in plasma concentrations. Additionally, CT samples were pretreated with a heterophilic blocking tube before measuring, and the CT level decreased to < 0.1 pg/mL, suggesting a HAb presence. Immunoassay interference should be considered when conflicting laboratory data are observed. This may help reduce the amount of unnecessary laboratory and imaging studies and prevent patients from complex diagnostic procedures