14 research outputs found

    Orman Suçlarının Mekânsal ve Sosyoekonomik Analizi: Yığılca İlçesi Örneği

    Get PDF
    Türkiye’deki orman suçları doğası gereği çoğunlukla kırsalda yaşayan orman köylüleri ve tarımla uğraşanlar tarafından işlenmektedir. Orman suçları çeşitli sebeplerle işlenmekte olup, doğal kaynakların ve orman kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi açısından üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Bu çalışmanın amacı, orman suçlarını suç türlerine ve mekânsal özelliklerine göre belirlenmek, bu suçların işlenmesindeki sosyoekonomik sebepleri ortaya koymak ve orman suçlarının önlenebilmesi için öneriler sunmaktır. Çalışma alanı Türkiye’nin Batı Karadeniz Bölgesinde yer alan Düzce ili, Yığılca ilçesidir. Yığılca ilçesi sınırları aynı zamanda Yığılca Orman İşletme Müdürlüğü (YOİM) sınırlarıdır. Bu nedenle YOİM sınırları içerisinde 2011-2020 yıllarına ait orman suçlarına ilişkin veriler çalışma materyalini oluşturmaktadır. Elde edilen veriler ArcGIS 10.4 programında sayısallaştırılmıştır. Ayrıca suç istatistiklerine ilişkin tanımlayıcı bilgilerle birlikte suç türleri ile sanıkların yaş, eğitim ve meslek faktörleri arasındaki ilişkiler analiz edilmiştir. Elde edilen veriler normal dağılım göstermediği için parametrik olmayan testler uygulanmış olup, istatistiki analizler SPSS 22 programında yapılmıştır. Çalışma bulgularına göre; Yığılca ilçesinde işlenen başlıca orman suçlarının sırasıyla kaçak kesme, işgal-faydalanma ve taksirle orman yangınına sebep olma olduğu tespit edilmiştir. Orman suçlarının mekânsal analiz bulgularına göre, orman suçlarının Melendere ve Kızıltepe Orman İşletme Şefliklerinde yoğunlaştığı belirlenmiştir. Orman suçlarının sosyoekonomik nedenlerinin ise, yapılan eylemlerin suç olduğunu bilmeme (bilgisizlik), inkar ve ekonomik ihtiyaç olduğu anlaşılmaktadır. Çalışma sonucunda Yığılca yöresinde işlenen orman suçlarının önlenmesine yönelik ormancılık teşkilatı yöneticilerine ve karar vericilere öneriler getirilmiştir

    Orman Mühendisliği Meslek Alanında Yayımlanan Orman Mühendisliği ve Yeşil Dünya Dergilerinin İncelenmesi

    Get PDF
    Bu çalışmanın amacı, Orman Mühendisleri Odası (OMO) tarafından yayımlanan ve orman mühendisliği mesleği ile ilgili olan Orman Mühendisliği ve Yeşil Dünya dergilerinin 1962-2020 yılları arasındaki sayılarının içerik olarak hangi konularda odaklandığını ortaya koymaktır. 2005-2020 yıllarının içerik analizinde ise ayrıca MAXQDA 2020 programından yararlanılmıştır. Çalışma kapsamında ele alınan 467 adet sayıda yayımlanan başlıca konular sistematik bir şekilde incelenerek içeriklerinde hangi konulara değinildiğinin ve konular arasındaki ilişkilerin değerlendirmesinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Çalışma bulguları toplamda 5245 adet konudan bahsedildiğini ve bu konuların orman mühendisliğinin alt bilim dallarıyla ilişkili olanlarının sayısının 2008, Odadan haberler-Kongreler ve Genel konularının sayısının ise 3237 olduğunu göstermektedir. Yapılan içerik analizine göre, 2005-2020 yılları arasında en çok kullanılan kelimelerin orman, mühendis, ağaç, ormancılık, toprak, tür, doğa, kanun, yangın ve mühendislik olduğu belirlenmiştir. Çalışma sonucunda Orman Mühendisliği ve Yeşil Dünya dergilerinin içerikleri ve ele alınan konular hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, dergilerde en çok OMO’nun faaliyetlerine yer verildiği görülmüştür. Yapılan içerik analizinde ise, orman mühendisi, orman yangını, orman alanı, orman ekosistemi, tohum bahçeleri vb. dikkat çekici kelime kombinasyonlarının olduğu anlaşılmıştır. OMO’nun dergilerde oda faaliyetlerini daha sade ele alarak ormancılık alanında daha fazla bilgi ve sorunlara yer vermesi önerilmektedir

    The status and role of genetic diversity of trees for the conservation and management of riparian ecosystems: a European experts' perspective

    Get PDF
    Riparian vegetation supports high biodiversity providing many services and is, therefore, an important landscape element. Riparian ecosystems are subject to numerous pressures leading to population decline and genetic erosion of riparian plants. This may have cascading effects at various ecosystem levels, including decreasing ecosystem services, so identifying the current status of genetic diversity of riparian tree species is vital to improve the effectiveness of restoration efforts. We aimed to elicit expert views on the status and importance of genetic diversity of tree species, and conservation needs across European riparian ecosystems. Sharing of such information among researchers, managers and policymakers has the potential to enhance ecological restoration and management of riparian ecosystems. We identified experts in riparian genetic resources conservation and management across Europe. These included stakeholders with different perspectives, ranging from researchers to practitioners. We designed a set of questionnaires where our identified experts were asked to answer questions related to the status and conservation of genetic diversity of riparian tree species in their respective countries. Specifically, we asked about societal awareness, legislative tools, good practices and conservation or restoration projects accounting for intraspecific genetic diversity and differentiation of tree species in riparian ecosystems. Questionnaire responses were analysed and discussed in light of the scientific literature to define needs and priorities related to the management and conservation of genetic diversity of riparian tree species. The experts recognized that a combination of in situ and ex situ measures and/or integrative conservation of riparian ecosystems is the most appropriate option for conserving the genetic diversity of riparian tree species. Simultaneous application of conservation measures at the level of priority species, identified by experts, and protection of riparian areas are required. Synthesis and applications. This study revealed the importance of recognizing the ecological processes that shape the genetic diversity of riparian tree species in hydrographic networks (dendritic spatial configuration, specific patterns of gene flow among riparian populations, fragmentation of river by dams) but also the need to overcome socio-economic barriers, such as lack of policy priority, deficiency in funding and weak legislation framewor

    Evaluation Of Stumpage Studies In Turkey And The Modeling Of Stakeholders With The Structural Equation Modeling (Sem)

    No full text
    Dünya literatüründe dikili ağaç satışı (stumpage, standing timber sales) konusunda yapılan çalışmalara çok uzun zaman önce başlandığı bilinmektedir. Özellikle Amerika, Kanada ve İskandinav ülkelerinde dikili ağaç satışlarıyla ilgili yapılan çalışmalara bakıldığında daha çok ileri pazar analizlerine yönelik araştırmaların yapıldığı görülmektedir. Türkiye'de ise, 1970'li yılların sonlarına doğru özelleştirme yanlı görüşler ağırlık kazanıp hükümet ve siyasi parti programlarına girince ormancılıkta geleneksel üretim sistemi olarak adlandırılan vahidi fiyat sisteminin eskidiği, geçerliliğini yitirdiği, sistemin yasal bir dayanağının bulunmadığı, ormanda çalışan işçilerin sosyal güvenlik haklarına kavuşmalarını engellediği, işçilerin işgüçlerinin gerçek karşılığının belirlenemediği gerekçeleri ile dikili ağaç satışı uygulamasına geçilmesine karar verilmiştir. Türkiye'de ilk olarak dikili ağaç satışı uygulamasının 1989 yılında kızılçam ormanlarında ağaçların dikili olarak satılması uygulaması ile başladığı bildirilmektedir.1990'lı yılların sonunda dikili ağaç satışlarının uygulanması ile birlikte konuyla ilgili taraflar bir takım sorunlar yaşamaya başlamıştır. Bu çalışmada dikili ağaç satışı konusu ile ilgili literatür taraması yapılarak özellikle Türkiye'de yapılan bilimsel çalışmalar irdelenmiştir. Sonuç olarak dikili ağaç satışı konusunda yapılan çalışmalardan yararlanılarak Türkiye'de son yıllarda kullanımı giderek artmakta olan Yapısal Eşitlik Modellemesi (YEM) ile dikili ağaç satışı uygulamasının taraflarının bölgesel ölçekte nasıl analiz edilebileceği tartışılmıştır. Ayrıca YEM'in dikili ağaç satışı uygulamasında kullanılabilecek modelleri ortaya konulmuş ve konuyla ilgili önerilerde bulunulmuştur.It is known that the sale of planted trees (stumpage, standing timber sales) has been an issue in the world literature for many years. Especially in the United States, Canada and the Scandinavian countries studies about the sale of planted trees were mainly done for advanced market analysis . By the end of the Seventies when the idea of privatization gained power both in the governmet as well as in political parties the existing traditional sale politics in forestry showed some problems. The existing policy lost its validity as it did not covered the social security rights of workers, the manpower of the workers could not be calculated soundly etc. referring to these problems it was decided introduce the sale of planted trees in 1989 in the pine forest. However, with the implementation of this sale system some further problems have occurred. In this study, the literature on the subject of the sale of standing timber has been analyzed with particular reference to Turkey. As a result, with trees planted on the sale of the work which are on the rise in recent years in our country benefiting from the use of structural equation modeling (SEM) tree planted with the application of the sale of the Parties on a regional scale, where it can be analyzed how The is discussed. The sale of the oath in the application also planted trees and made some suggestions about the subject being introduced models that can be used

    Timber supply and demand relations in Duzce province

    No full text
    YÖK Tez No: 309208Ormana ve orman ürünlerine olan ihtiyacı doğrudan veya dolaylı olarak sürekli bir şekilde sağlamak amacıyla sınırları belli olan orman alanlarında üretim faaliyetlerinde bulunan ekonomik birimler Orman İşletmeleri olarak tanımlanmaktadır. Orman İşletmeleri üstlendiği görevler bakımından teknik ve idari bir takım faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Orman İşletmeleri kuruluş yeri özellikleri, fonksiyonel özellikleri, faaliyetlerine ilişkin özellikler ve ekonomik özellikler olmak üzere bir takım özelliklere sahiptirler. Bu özellikleri ve devlet eliyle yönetilmeleri nedenleriyle diğer işletmelere göre büyük farklılıklar gösterirler. Orman İşletmelerinin faaliyetlerinden en önemlisini oluşturan ve büyük miktarda gelir sağlayan faaliyet odun hammaddesi üretimidir.Orman ürünleri endüstrisi üretim, istihdam, ithalat, ihracattaki payı vb. parametreler göz önüne alındığında Düzce ili Orman Endüstrisi diğer endüstriler içerisinde önemli bir yere sahiptir. Bu endüstrideki firmalar hammaddelerini oluşturan kaynakların büyük kısmını Orman İşletmelerinden tedarik etmektedirler. Bu nedenle Orman İşletmeleri ile Orman Endüstrisi sıkı bir ilişki içindedirler.Araştırma Düzce ili sınırları içerisindeki orman işletme müdürlükleri ve orman endüstri kuruluşlarını kapsamaktadır. Orman işletme müdürlüklerinden bölgesel arza yönelik verileri toplanmış, tablo ve grafikler oluşturulacak ve orman endüstri kuruluşlarının kapasiteleri belirlenerek satın aldıkları orman ürünlerini işleme oranıyla kapasite kullanım oranları belirlenmiş ve bu veriler ışığında gelecek dönemlere yönelik talep tahminleri yapılmıştır. Ayrıca orman işletmelerinin önümüzdeki yıllar için yapacak oldukları planlamalar çerçevesinde almaları gereken önlemler de ortaya konmaya çalışılmıştır.Forest management is defined as economical units to supply continuously the requirements of forest products. Forest Management is performed as technical and managerial activities. Forest Management has some properties; establishment location, functional, activity properties and economical. Forest Management is different than other management practices in respect of these properties. Forest management?s most important task is raw material production.Forest product industry is very important in the other industries in point of production, employment, imports, part of imports etc. Forest product industries supply raw materials from the Forest Managements. Therefore, Forest Managements and Forest industries have close association.This investigation will actualize in the forest managements and forest industry enterprises in Duzce province. Regional supply datas will gather from forest managements in Duzce province. These datas will create as tables and graphs. Capacity of forest industy enterprises and forest product processing rates and capacity utilization rates will determine. After all determining these data will improve demand forecast for next periods. Plannings and required measures of forest managements will try to present for the near future

    An analysis of stumpage sales practice in state forest enterprises by structural equation modeling

    No full text
    YÖK Tez No: 413329Bu çalışmada, ülkemizde Orman Genel Müdürlüğü (OGM)'nün odun hammaddesi satışlarını daha rasyonel gerçekleştirebilmek amacıyla uygulanmasına ağırlık verdiği dikili ağaç satışı uygulamasına (DASU) yönelik olarak ilgi gruplarının algı ve tutumları modellenmiş ve analiz edilmiştir. Çalışma kapsamında yapılan analiz esas itibarıyla yapısal eşitlik modellemesi (YEM) üzerine kurulmuştur. DASU'ya yönelik algı ve tutumları teknik, ekonomik, sosyal, yasal, yönetsel ve çevresel boyutlar itibarıyla modellenen ilgi grupları devlet orman işletmeleri teknik personeli, orman köyleri kalkındırma kooperatifi yöneticileri, orman köyleri kalkındırma kooperatifi üyesi köylüler ve orman ürünleri endüstrisinde faaliyet gösteren firmalar olmak üzere dört grupta ele alınmıştır. Çalışmada ilk önce yukarıda bahsedilen dört ilgi grubunun algıları ve tutumları doğrulayıcı faktör analizine (DFA) tâbi tutulmuştur. Daha sonra, her bir ilgi grubu için ayrı ayrı ve ilgi gruplarının tümüne ait DASU-Algı ve DASU-Tutum modelleri geliştirilmiştir. MIMIC (multiple indicator-multiple cause) tipi modeller ile çoklu grup karşılaştırması yapılmıştır. Ayrıca DASU-Algı ve DASU-Tutum modelleri arasındaki ilişkiye de bakılmıştır. Bu sayede, DASU'da ilgi gruplarının hangi konularda fikir birliğinde oldukları ve hangi konularda çatışmaların yaşandığı da incelenmiştir. Çalışma sonucunda, DASU-Algı modellerine göre birincil ilgi gruplarının DASU'nun teknik, sosyal ve yönetsel boyutlarına ilişkin olumsuz algılarının olduğu doğrulanmıştır. Bununla birlikte DASU-Tutum model sonuçlarına göre DASU'nun katılımcı yaklaşımla yeniden düzenlenmesi gerektiği belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar ışığında DASU'nun geliştirilmesine ilişkin öneriler sunulmuştur. Böylece, özellikle karar vericilere ve ilgi gruplarına DASU hususunda önemli somut bilgiler ve politika seçeneklerinin sağlandığı söylenebilir.This study modeled and analyzed the perceptions and attitudes of various stakeholders towards Sales of Standing Timber (stumpage sales, DASU) which has been focused on by General Directorate of Forestry (GDF) in order to conduct the sales of wood raw material in a more rational way in Turkey. Analyses in this study are conducted essentially through Structural Equation Modelling (SEM). Perceptions and attitudes of four stakeholder groups, namely, GDF, forest village development cooperatives (ORKOOP), forest villagers and the forest products companies, towards DASU were modeled by technical, economic, social, legal, administrative and environmental dimensions. First, perceptions and attitudes of four stakeholder groups were tested via confirmatory factor analysis (CFA). Then, structural models of DASU-Perception and DASU-Attitude for each stakeholder group as well as for whole groups collectively were constructed. Inter-group differences were analyzed using MIMIC (Multiple Indicator - Multiple Cause) models. Also, relationships between DASU-Perception and DASU-Attitude for each stakeholder group as well as for all groups collectively were modeled. Moreover, subjects on which stakeholder groups agreed or disagreed were examined. Results of the DASU-Perception models confirmed that the primary stakeholder groups have negative perception of technical, social and administrative aspects of the DASU. According to DASU-Attitude models, DASU needs to be reorganized with a participatory approach. In light of the results, suggestions on the improvement of DASU were presented, which may serve to provide decision-makers and interest groups with tangible information and policy options as regards DASU

    Yığılca Bal Arısının Kırsal Kalkınma ve Ekogirişimcilik Kapsamında Değerlendirilmesi

    No full text
    Türkiye’de gerek odun hammaddesi üretimi gerekse orman köylülerinin ekonomik talep ve beklentileri nedeniyle orman kaynakları üzerinde baskılar artmaktadır. Söz konusu baskıyı azaltabilmek amacıyla orman alanlarında Orman Genel Müdürlüğü (OGM) ve diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından başta odun dışı orman ürünleri (ODOÜ) olmak üzere odun hammaddesi dışındaki mal ve hizmet üretimlerine ilişkin çeşitli faaliyetler desteklenmeye başlamıştır. Bu çalışma, Türkiye’de Batı Karadeniz Bölgesi Balarısı ya da Avrupa Balarısı (Apis mellifera L.) popülasyonun yeni bir ekotipi olarak ifade edilen Yığılca arısının, kırsal kalkınma açısından orman köylülerinin ekogirişimciliğine katkısını irdelemek amacıyla yapılmıştır. Çalışma kapsamında, Yığılca arısına, arıcılık ve arı ürünleri üretimine ilişkin bilgiler verilerek Yığılca yöresindeki arıcılık faaliyetlerine yönelik ekonomik ve sosyal değerlendirmeler yapılmıştır. Sonuç olarak, Yığılca arısının orman köylülerine ve yöre halkına sağladığı gelir ve faydalar irdelenerek arıcılık ve arı ürünleri üretiminin ekonomik anlamda ve girişimcilik kapsamında yöreye önemli katkılar sağlayacağı belirlenmiştir. Bununla birlikte Yığılca arısı konusunda paydaşlar arası işbirliğine dayalı yapılması gereken çalışmalar sıralanarak bir takım öneriler sunulmuştur

    Evaluation of Honey Bees within the Scope of Sustainable Development Goals and Ecosystem Services

    No full text
    Beekeeping is one of the significant activities that contribute to sustainability in environmental, social, and economic aspects. Honeybees provide multifaceted contributions to humanity, with 90% attributed to pollination services and 10% to bee products (honey, propolis, wax, etc.). The preservation of these services plays a key role in achieving ecological and economic sustainability, ensuring a healthy future for human life. According to the Intergovernmental Science-Policy Platform on Biodiversity and Ecosystem Services (IPBES) under the United Nations, more than 80 million beehives contribute to an estimated annual honey production of 1.6 million tons. Honeybees can travel distances ranging from 600 meters to 11.3 kilometers to pollinate in bee forests. The bee products obtained from these areas provide income sources for forest communities, supporting sustainable development. According to the Food and Agriculture Organization of the United Nations (FAO), one-third of global food production relies on pollination services by bees. Pollination services are critical for maintaining food security and increasing agricultural productivity. These services create a significant impact on biodiversity support, landscape diversification, enrichment of forest cover, and expansion of wildlife habitats, as well as erosion control—effects that are often imperceptible to humans. Bees contribute to human well-being and cultural sustainability by providing food, medicine, genetic resources, and related materials. The ecosystem services provided by bees make substantial contributions to achieving Sustainable Development Goals (SDGs) including No Poverty (SDG1), Zero Hunger (SDG2), Good Health and Well-being (SDG3), Affordable and Clean Energy (SDG7), Decent Work and Economic Growth (SDG8), Responsible Consumption and Production (SDG12), Climate Action (SDG13), and Life on Land (SDG15). This study discusses the importance of beekeeping and bee products in terms of ecosystem services for sustainable development and addresses environmental risks

    Açık ve Yeşil Alanların Konut Seçimine Etkisinin Belirlenmesi Temelinde Bir Ölçek Geliştirme Çalışması

    No full text
    Kent yaşamında konut seçimi önemli konulardan biridir. Konut, kentteki hareketliliği ve dolayısıyla kentin sosyokültürel ve ekonomik dağılımını yönlendirme gücüne sahip bir olgudur. Bu olgu kimi zaman kültürel yapının beklentisi, kimi zaman yapıya uygun konut nitelikleri, kimi zamansa konuta uygun kültürel dağılım ilişkisini gündeme getirmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de konut seçiminde etkili olan faktörlerin belirlenmesine yönelik bir ölçek geliştirmektir. Çalışma, Türkiye’nin başkenti Ankara’nın Dikmen vadisi çevresinde yer alan bazı mahallelerde yürütülmüştür. Çalışmada verilerin toplanması amacıyla anket çalışması yapılmıştır. Anket formu, konut seçiminde etkili olan değişkenler (52 değişken), katılımcıların demografik özellikleri (11 soru) ve konuta ilişkin özellikler (9 soru) olmak üzere üç bölüm ve toplam 21 sorudan oluşturulmuştur. Anket çalışması %95 güven düzeyi ve %5 hata payı göz önünde bulundurularak; temsil yeteneğini de artırmak amacıyla 415 kişiye rasgele ve yüz yüze görüşme tekniği ile yürütülmüştür. Veri analizleri SPSS22 istatistik paket programı aracılığı ile geçerlilik, güvenirlik analizleri ve açımlayıcı faktör analizi (AFA) temelinde değerlendirilmiştir. Analiz sonuçlarına göre; konut seçimini etkileyen faktörler (KSEF)özdeğerleri1’den büyük olan 4 faktör ve bu faktörlerin altında yer alan 20 değişkenle tanımlanmıştır. Bu faktörler Rekreasyonel Ulaşılabilirlik ve Yeşil Alanlar (RUYA), Konut Alanının Çevre Kalitesi (KAÇK), Konutun Ekonomik Değeri (KED) ve Konutun Yapısal Özellikleri (KYO) isimleri ile adlandırılmıştır. Açımlayıcı faktör analizi sonucunda faktör yük değerlerinin 0.652 ve 0.967 arasında değiştiği, toplam varyansın da %68,499’unu açıkladığı belirlenmiştir. Konut seçimini etkileyen faktörlerin belirlenmesine yönelik yapılan bu ölçek geliştirme çalışmasının Türkiye’nin farklı bölgelerinde yapılacak araştırmalarda kullanılabilecek geçerlilik ve güvenilirlik değerlerine sahip bir ölçme aracı olduğu söylenebilir
    corecore