11 research outputs found
Comparative analysis of intermittent and continuous energy restriction in obesity management
An alternative to continuous energy restriction in the medical nutrition treatment of obesity, which has come to the fore in recent times, is called intermittent fasting. The aim of this study is to compare the effects of intermittent energy restriction (IER) and continuous energy restriction (CER) practices on body composition and anthropometric measurements in overweight and first-degree obese individuals. The comparison study was conducted on 34 people aged 19-64 between April and September 2022. They had no health problems, and applied to a private institution providing nutrition consultancy. In the study, the participants were divided into two groups and were asked to maintain the IER or CER diet type for six weeks. When the participants in the two diet types were compared in terms of parameters of anthropometric measurements, body compositions, blood pressure measurements, and initial and final measurements of abdominal fat analysis, no statistically significant difference was found (pα, pβ>0.05). The mean weight loss of the participants in the IER and CER groups was 3.95±1.94 kg and 4.09±1.48 kg, respectively. The weight loss of the participants in the two diet groups was similar. The long-term efficacy and safety of time-restricted feeding in weight loss is still unclear. More comprehensive research is needed on this subject
Investigation of the effectiveness of some fungicides against malsecco disease [Phoma tracheiphila (Petri) Kanc. & Ghik.
TEZ12814Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2020.Kaynakça (s. 61-67) var.XVII, 69 s. :_res. (bzs. rnk.), tablo ;_29 cm.Bu çalışmada bir ruhsatlı olmak üzere 12 farklı fungisitin in vitro koşullarda Phoma tracehiphila’nın en virulent izolatlarının (E9 ve E10) miselyal gelişimi üzerine etkileri araştırılmıştır. In vitro koşullarda patojenin miselyal gelişimini engellemede Cyprodinil (375 g/kg)+ Fludioxonil (250 g/kg) kombinasyonunun 5 ppm? , Fluxapyroxad (75 g/L) + Difenoconazole (50 g/L) fungisit kombinasyonunun 100 ppm? uygulama dozları %100 etki ederek en etkili fungisitler olmuştur. Bu fungisit kombinasyonlarının EC50 değerleri sırasıyla 0.124 ve 1.228 ppm olarak hesaplanmıştır. Azoxystrobin, Dithianon ve Pyraclostrobin gibi etkili maddeli fungisitler P. tracheiphila’nın miselyal gelişimini engellemede kayda değer bir etki göstermemiştir. Sera denemelerinde ise Cyprodinil (375 g/kg)+ Fludioxonil (250 g/kg) ve Fluxapyroxad (75 g/L) + Difenoconazole (50 g/L) fungisit kombinasyonlarının normal dozları hastalık şiddetini engellemede çok etkili değilken, uygulama dozunun iki katı kullanıldığında hastalık sırasıyla %62.6 ile %45.3 düzeyinde engellenmiş, ruhsatlı fungisit, bakırhidroksit ise hastalığı en fazla % 9.8 oranında engellemiştir.In this study, 14 different concentrations of 12 fungicides, one licensed were tested to supress radial growth of P. tracheiphila mycel in vitro condition. 5.0 ppm and above concentrations of Cyprodinil (375g/Kg) + Fludioxonil (250g/Kg) combination was found to be the most effective on radial growth inhibition. Fluxapyroxad (75g/L) + Difenoconazole (50g/L) combination was the second effective fungicides to inhibit the radial mycel growth at 100ppm and above concentrations. EC50 values of these fungicides were calculated respectively as 0.124 and 1.228 ppm. Fungicides with active substances such as Azoxystrobin, Dithianon and Pyraclostrobin did not show any significant effect in preventing mycelial development of P. tracheiphila. In greenhouse trials, the normal doses of Cyprodinil (375 g / kg) + Fludioxonil (250 g / kg) and Fluxapyroxad (75 g / L) + Difenoconazole (50 g / L) fungicide have not been very effective in preventing disease severity. However, when using twice the application dose, the disease was prevented at 62.6% and 45.3%, respectively, and the licensed fungicide copper hydroxide prevented the disease at most 9.8%.Bu Çalışma Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir. Proje no: FYL-2018-10390
Bel/Boy Oranı ve Diğer Antropometrik Ölçümlerin Kronik Hastalık Riski ile İlişkisinin Değerlendirilmesi
Amaç: Kardiyovasküler hastalıklar ve Tip 2 DM gibi kronik hastalıkların riskine ilişkin biyokimyasal belirteçlerle, obezite tanısında
kullanılan antropometrik ölçümler arasındaki ilişkinin belirlenmesini amaçlamaktadır.
Gereç ve Yöntem: Çalışmada Başkent Ankara Hastanesi Ümitköy Diyet Polikliniğine 02 Ocak 2014- 31 Aralık 2014 tarihleri
arasında başvuran ve yaşları 18-85 arasında değişen 180 kişinin (146 kadın, 34 erkek) biyokimyasal ve antropometrik verileri
değerlendirilmiştir.
Bulgular: Araştırmaya katılan bireylerin BKİ ortalaması 28.8±5.25 kg/m2, bel/boy ortalaması 0.53±0.10 olarak bulunmuştur.
Kadınların %39.7’sinin, erkeklerin %50’sinin bel çevresi değerleri riskli gruptadır. B/K oranları riskli grupta olan kadınların sıklığı
%85.3 iken erkeklerde bu sıklık %67.6’dır. BKİ, bel çevresi ve bel/boy oranı ve B/K oranı ile, AKG, HbA1c, LDL-K ve TG ile pozitif
yönde, HDL-K ile negatif yönde ve istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki saptanmıştır (p<0.05). BKİ, bel çevresi, bel/boy oranı, B/K
oranı ve vücut yağ yüzdesi ile insülin direnci tanısı arasında pozitif yönde ve istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki saptanmıştır
(p<0.05). B/K oranı ile Tip 2 DM ve hipertansiyon tanısı arasında pozitif yönde ve istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki saptanmıştır
(p<0.05).
Sonuç: Bu çalışmada kullanılan antropometrik ölçümler arasında üstünlük saptanmamıştır. Bel/boy ve diğer antropometrik
ölçümler kardiyovasküler hastalıklar ve Tip 2 DM gibi kronik hastalıkların risk belirleyicisi olarak kabul edilmektedir
Preliminary Report on the 2021 Fieldwork at Phoenix
Situé dans la partie sud-ouest de la péninsule de Bozburun (Marmaris), le site an- tique de Phoenix a fait l'objet d'une première campagne de prospection archéologique multidisciplinaire durant le mois de septembre 2021. Les travaux sur le terrain avaient pour objectif de mieux connaître l'espace urbain du site en général, ainsi que certaines structures en particulier, comme le temple d'Apollon transformé en église, l'acropole et les nécropoles parsemées de nombreuses terrasses. Parallèlement à nos recherches purement archéologiques, nous avons pu mettre en œuvre un programme d'éducation sur le patrimoine culturel et écologique pour les enfants vivant dans la région. Nous avons également lancé un programme pour documenter l'architecture rurale de la région et nous avons mené des entretiens d'histoire orale avec les personnes âgées du village de Taşlıca.Located in the southwestern part of the Bozburun Peninsula (Marmaris), the ancient site of Phoenix was the subject of a first multidisciplinary archaeological survey campaign in September 2021. The fieldwork aimed to better understand the town planning of the site in general, as well as certain structures in particular such as the temple of Apollo converted into a church, the acropolis, and the necropoleis dotted with numerous terraces. In addition to purely archaeological research, we also carried out a cultural and ecological heritage edu- cation program for children who live in the region. We also started a program to document the area’s rural architecture and conducted oral history interviews with the elderly people of Taşlıca village