Contribution of spiral artery blood flow changes assessed by transvaginal color Doppler sonography for predicting endometrial pathologies

ive: To investigate the diagnostic value of blood flow measurements in spiral artery by transvaginal color Doppler sonography (CDS) in predicting endometrial pathologies.Methods: Ninety-seven patients presenting with abnormal uterine bleeding and requiring endometrial assessment were included in this prospective observational study. Endometrial thickness, structure and echogenicity were recorded. Pulsatility index (PI) and resistive index (RI) of the spiral artery were measured by transvaginal CDS. Endometrial sampling was performed for all subjects. Sonographic and hystopathologic findings were compared.Results: The histopathological diagnoses were as follows; 39 cases (40.2%) endometrial polyp, 9 cases (9.3%) endometrial hyperplasia, 10 cases (10.3) submucous myoma, 7 cases (7.2%) endometrium cancer, and 32 cases (33%) nonspecific findings. The spiral artery PI in endometrium cancer group was highly significantly lower than other groups (p<0.01). The spiral artery RI was also significantly lower in the patients with malignant histology (p<0.05). Conclusion: Endometrial pathologies are associated significantly with endometrial spiral artery Doppler changes.Key words: Spiral artery, Doppler ultrasonography, endometriu

Yazılı basın işkoluna eleman yetiştirmede üniversitelerin gazetecilik bölümlerinin etkinliği

ÖZETİçinde bulunduğumuz iletişim çağında önemi her geçen gün artan basın sektörünün toplum üzerindeki etkileri yadsınamaz. Toplumsal değişim ve gelişimde bu denli etkili olan bir sektörün iyi işlemesi, içinde bulunduğu toplumu da olumlu etkileyecek, hatta gelişmişliğini arttıracaktır. Küreselleşmenin etkilerinin her alanda hissedildiği çağımızda, basın sektörüne eleman yetiştiren iletişim fakültelerinin önemi de her geçen gün artmaktadır. Buna karşılık çeşitli platformlarda dile getirilen ‘iletişim fakültelerinin işlevsizleşmesi dolayısıyla basın sektörünün eleman taleplerine cevap veremez duruma geldikleri’ iddiaları, irdelenmesi gereken önemli bir konudur. Medya sektöründe çalışanların daha iyi bir eğitim sürecinden geçmelerinin önemli olduğu fikriyle hareket edilen bu tez çalışmasında bir yandan iletişim fakültelerinde verilen eğitim birçok yönden incelenirken, diğer yandan da basın sektörü mercek altına alınarak, bu alanda yapılan tartışmalara ışık tutulmaya çalışılmıştır. SUMMARYThe effects of the media sector which importance is day-by-day growing in the era of the communication which is actually lived cannot be denied. The well performing of a sector, which is effective in such big level in the social change and development, will affect in a positive way the society belongs to it also will increase the modernization level of the society. In our era in which the effects of the globalization are felt in every filed, the importance of the communication faculties which are giving graduates for the media sector is growing day-by-day. Against to this, the claims mentioned in the diverse platforms that ‘’due to the uselessness of the faculties of communication the staff demand of the media sector cannot be covered’’ are an important subject which has to be taken in consideration. In herein thesis work which is performed with the idea that is important that the employers of the media sector to have a better educational program; on the one hand there was analyzed the education given in the faculties of the communications from many aspects. On the other hand, the media sector has closely analyzed, and there has tried to highlight the arguments made in this field

Erken Cumhuriyet Dönemi Kültür ve Sanat Yaşamında Ankara İmgesi

AYDIN-ALTAY, Suna. The Image of Ankara in the Artistic and Cultural Life in the Early Republican Period, Ph. D. Dissertation, Ankara, 2021. The reforms -mostly regarded as Turkish Modernization- were started to be seen from the first years of the Republic. Those reforms were not solely developed on the basis of Western superiority, there were also based on modernization which included cultural fields in many aspects (Yavuz, 1998, 116). Shortly before the proclamation of the Republic, Ankara was declared as the capital of Turkish Republic on October 13, 1923. Thus, the new capital became the intellectual and political center of modernity and formed the intellectual basis being as the center of Anatolia. The futuristic ideology of the Republic, the ideals of the new country and the way of life that was realized by the machine age were all projected in Ankara (Yasa-Yaman, 2009, 211). Modernization movements during the early Republican Turkey is a historical process that was developed in accordance with new state ideology, cultural and political discourse, and construction of new nation-state (İnalcık, 2004, 101). For this purpose, during the Republican Turkey many reforms were carried out in all fields of daily life that could be clearly observed in the capital city of Ankara. The scope of this doctoral thesis titled as “The Image of Ankara in the Artistic and Cultural Life in the Early Republican Period” is the the cultural and artistic policies carried out between the years of 1923-1950, which were radically changed with the change of the regime and the capital city after the proclamation of the Republic. This dissertation tries to analyze and discuss how all those policies clearly observed through all the branches of visual arts -concerts, theatre plays, opera and art exhibitions, institutions and daily life practised in Ankara formed the image/perception of Ankara. The transformation and change that were experienced in the process known as Turkish Modernization will be scrutinized in the relation to such following actors and institutions: state, local people, and elites.AYDIN-ALTAY, Suna. Erken Cumhuriyet Dönemi Kültür ve Sanat Yaşamında Ankara İmgesi, Doktora Tezi, Ankara, 2021. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir aydınlanma projesi olarak gerçekleştirilen reformların kapsamı büyük ölçüde kültürel alanda gerçekleştirilmiştir (Yavuz, 1998, 116). Cumhuriyet’in ilanından kısa süre önce, 13 Ekim 1923’te başkent ilan edilen Ankara, Cumhuriyet modernleşmesinin düşünsel ve yönetsel mekânı olmuş, Anadolu üzerinden Türkiye’nin düşünsel temelini üstlenmiştir. Cumhuriyet’in gelecekçi/fütürist ideolojisi, projelendirildiği yeni ülke idealleri ve makine çağının yaşama biçimi Ankara’da konumlanmıştır (Yasa-Yaman, 2009, 211). Cumhuriyet dönemi modernleşme hareketleri, yeni devlet ideolojisine uygun, yeni kültür ve politika temelinde, milli bir devletin inşa edilme çabasında gelişen bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır (İnalcık, 2004, 101). Bu amaçla Cumhuriyet dönemi Türkiye’sinde başkent Ankara hayatın her alanına dair pek çok konuda reformun laboratuvarına dönüştürülmüştür. “Erken Cumhuriyet Dönemi Kültür ve Sanat Yaşamında Ankara İmgesi” konulu doktora tezinde amaç, Cumhuriyet’in ilanıyla İstanbul’dan Ankara’ya taşınan yeni başkentte 1923-1950 yılları arasında devletin yürüttüğü kültür ve sanat politikalarının şehir planlaması, eğitim, görsel sanatlar, sergiler, konser, tiyatro, opera vb, sahne sanatları, radyo ve iletişim, müzeler, vd. kurumlarıyla gündelik yaşamda nasıl bir Ankara imgesi/algısı yaratıldığını topluca araştırmak ve tartışmaktır. Çalışma kapsamında, Türk Modernleşmesi olarak adlandırılan bu süreçte yaşanan değişimler ve dönüşümler devlet- yerli halk-seçkin kesim ilişkisi çerçevesinde incelenecektir

Art Nouveau Yıldız Porcelains Exhibited at Ankara Ethnography Museum Collection

Yıldız Çini Fabrika-i Hümayunu (Yıldız Imperial Porcelain Factory) was established on the orders of Sultan Abdulhamid II at the beginning of the 1890s in the Yıldız Palace garden. While this was an important step in the history of Ottoman industry it also created a prestige against western societies. From the date the production was started in 1894 until it was closed in 1909, unique works of the Ottoman modernization era have been produced at Yıldız Çini Fabrika-i Hümayunu (Yıldız Imperial Porcelain Factory). The porcelain objects produced under the influence of the Art Nouveau movement in Europe within this 15 years period, especially in the second half of the 19th century,are quite remarkable. These works have been distributed among various museums and collections and a group of them are exhibited at the Ankara Ethnography Museum’s Porcelain Collection. In this research, Art Nouveau works in this museum’s collection are examined and evaluated.1890’lı yılların başında Sultan II. Abdülhamid’in emri ile Yıldız Sarayı bahçesine kurdurulan Yıldız Çini Fabrika-i Hümayunu, Osmanlı sanayisinin önemli bir adımı olmakla birlikte, aynı zamanda Batılı devletlere karşı da bir prestij göstergesi olmuştur. Yıldız Çini Fabrika-i Hümayunu, üretime geçtiği 1894 yılından, üretimin durdurulduğu 1909 yılına kadar geçen süre içerisinde Osmanlı modernleşmesinin takip edilebildiği eşsiz eserler üretmiştir. Bu 15 yıllık dönem içerisinde, özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısında, Avrupa’da moda olan Art Nouveau akımının etkisi ile imal edilen porselen objeler oldukça dikkat çekicidir. Günümüzde farklı müze ve koleksiyonlara dağılmış olan bu eserlerden bir grup, Ankara Etnografya Müzesi Porselen Koleksiyonu içinde yer almaktadır. Araştırma kapsamında müze koleksiyonunda bulunan, Art Nouveau üsluba sahip eserler incelenmiş ve değerlendirilmeye çalışılmıştır

Landscape Of Istanbul: From Yıldız Albums To Yıldız Porcelain

During the late decades of 19th century, by the high interest of Abdulhamid II a new art environment appeared in imperial palace and its surroundings. In Yıldız Çini Fabrika-i Hümayun, which was founded by Sultan Abdulhamid II, domestic and foreign painters decorated produced porcelain objects, and some of them painted views and landscape of Istanbul. While examining depicted landscapes on these very valuable items, it is possible to observe that the artist took advantages of photograph.19. yüzyılın son döneminde, Sultan II. Abdülhamid’in sanata yoğun ilgi duyması ile özellikle saray ve çevresinde yeni bir sanat ortamı doğmuştur. Sultan tarafından kurdurulan Yıldız Çini Fabrika-i Hümayun’da görev alan dönemin yerli ve yabancı ressamları, imal edilen porselen objeleri bezemiş, bir kısmına da İstanbul manzaraları resmetmişlerdir. Bu değerli eserler üzerinde yer alan manzara tasvirleri incelendiğinde sanatçıların fotoğraftan yararlandıkları görülmektedir

A research on the perspectives of local authorities and ngos regarding kayseri's participation in the unesco gastronomy creative cities network

Araştırmada, Kayseri İlinin UNESCO Gastronomi Yaratıcı Şehirler Ağı' na başvuru süreci ve ilgili konularda yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşları vb. paydaşların bakış açılarının değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Bu nedenle konu ile ilgili olarak, Kayseri ilinin Yaratıcı Şehirler Ağı'na yapılan başvurunun nasıl algılandığı ve bu çerçevede nelerin yapılması gerektiği konusunda Kayseri'deki ilgili paydaşların görüşleri alınmıştır. Ayrıca sürecin etkin ve doğru bir şekilde yönetilebilmesi için öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla, bölgedeki yerel yönetici, STK yöneticisi ve kamu yöneticisi konumunda olan on bir adet paydaş ile yarı yapılandırılmış bir soru formu aracılığı ile yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak veriler toplanmaya çalışılmıştır. Görüşmelerde kişilerin UNESCO Gastronomi Yaratıcı Şehirler Ağı ile ilgili daha önceden bilgilerinin olup olmadığı öğrenilmiş ve şehirdeki gastronomik unsurlar nelerdir, bu ürünler şehrin tanıtımında ve pazarlanmasında yeterli midir? bu ürünler sosyal ve kültürel etkinlikler ile bağdaştırılarak sunulabilmekte midir? gibi sorular paydaşlara yöneltilerek onların da bu projeye olan bakış açıları öğrenilmiştir. Tüm bu yorumlar ve cevaplar sonucu şehrin aldığı bu uünvanın şehre olumlu yönde katkı sağlayacağı görüşü ortaya konulmuştur. Katılımcıların çoğunluğunun böyle bir platformdan daha önce haberlerinin olmadığı ama yapılan tanıtımlar sonucunda öğrendikleri ortaya çıkmıştır.In the research, it is aimed to evaluate the perspectives of stakeholders such as local government and non-governmental organizations about the application process of Kayseri Province to UNESCO Gastronomy Creative Cities Network and related issues. For this reason, the opinions of the relevant stakeholders in Kayseri were taken about how the application of Kayseri province to the Creative Cities Network was perceived and what should be done in this context. In addition, suggestions were tried to be developed in order to manage the process effectively and correctly. For this purpose, data were collected by using face-to-face interview technique through a semi-structured questionnaire with eleven stakeholders who are local administrators, NGO managers and public administrators in the region. In the interviews, it was learned whether people had previous knowledge about the UNESCO Gastronomy Creative Cities Network and the questions "what are the gastronomic elements in the city, are these products sufficient for the promotion and marketing of the city, can these products be presented in conjunction with social and cultural activities" were asked to the stakeholders and their perspectives on this project were learned. As a result of all these comments and answers, it has been put forward that this title of the city will contribute positively to the city. It was revealed that the majority of the participants did not know about such a platform before, but they learned as a result of the promotions

Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu Üretimi Art Nouveau Eserler

At the beginning of 1890s, Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu, which has been established by the orders of Sultan Abdulhamid II at the Yıldız Palace garden, has not only been an important step for the Ottoman Industry, but has also become a mean to manifest its prestige towards western societies.Starting from its establishment in 1894 till 1909, the year the factory ceased production, the Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu, have produced unique works, which could compete with European products based on which Ottoman Modernization can be traced. During its early years of production, the products seem to be highly influenced by the works of the French Sévres and Limoges porcelains.1890 lı yılların başında Sultan II. Abdülhamid in emri ile Yıldız Sarayı bahçesine kurdurulan Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu, Osmanlı Sanayisi nin önemli bir adımı olmakla birlikte, aynı zamanda Batı lı devletlere karşı da bir prestij göstergesi olmuştur.Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu, üretime geçtiği 1894 yılından, üretimin durdurulduğu 1909 yılına kadar geçen süre içerisinde Avrupa üretimi porselen eşyalarla rekabet edebilecek kalitede ve Osmanlı Modernleşmesi nin takip edilebildiği eşsiz eserler üretmiştir. Fabrikanın üretime geçtiği ilk yıllarda, eserler üzerinde Fransız Sévres ve Limoges porselenlerinin yoğun etkileri görülmektedir. Ayrıca fabrikanın saray için üretim yaptığı 15 yıllık dönem içerisinde, özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısında, Avrupa da moda olan Art Nouveau akımının etkisi ile imal edilen porselen objeler oldukça dikkat çekicidir

MODELLING OF MICROFILAMENT ACCUMULATION IN AQUATIC MEDIA CAUSED BY LAUNDRY: A SYSTEM APPROACH

In this study, the accumulation of microfilaments in aquatic systems due to domestic laundry activities in the Thrace Region of Turkey was investigated by adopting the dynamic system modelling approach. The parameters regarding the population of the region, prevalence of washing, filtration, wastewater treatment efficiency and microfilaments discharge were linked and the relationship between them was determined mathematically. Two different scenarios based on technological improvements in fabrics and behavioural laundry changes of the society were produced to examine the microfilament accumulation in the long term with Monte Carlo Sensitivity Analysis. In the 1st scenario, microfilament accumulation was examined when advanced techniques are used in treatment efficiency and filters are located in washing machines, while in the 2nd scenario, filament shedding during washing is limited with the improvements to be made in fabric technology and frequency of washing laundry is decreased by raising awareness of local people on environmental issues. As a result, microfilament accumulation from laundry activities is estimated to reach approximately 500 tonnes by the end of 2035 in the project region. In the 1st scenario, it was seen that the microfilament accumulation varies between 25 and 450 tonnes during the project period. This value changes between 30 and 150 tonnes in the 2nd scenario. The results show that initiatives to prevent pollution at its source (such as increasing fabric technology) are more effective in reducing particles accumulated in aquatic systems in the long run compared to pollution cleaning-up efforts